NASA uzaya "kendini organize edebilen ve bilgi aktarabilen" cıvık mantar gönderiyor

NASA cıvık mantar ve daha birçok şeyi uzaya gönderiyor (Wikimedia Commons)
NASA cıvık mantar ve daha birçok şeyi uzaya gönderiyor (Wikimedia Commons)
TT

NASA uzaya "kendini organize edebilen ve bilgi aktarabilen" cıvık mantar gönderiyor

NASA cıvık mantar ve daha birçok şeyi uzaya gönderiyor (Wikimedia Commons)
NASA cıvık mantar ve daha birçok şeyi uzaya gönderiyor (Wikimedia Commons)

NASA, Avrupa Uzay Ajansı'yla işbirliği kapsamındaki bir görev aracılığıyla gelecek ay Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) öğrenebilen, adapte olabilen ve hareket edebilen bir cıvık mantar yollayacak.
Doğal yollarla oluşan cıvık mantar Physarum polycephalum, temel öğrenme biçimlerine ve kendini çevresine göre değiştirme yeteneğine sahip.
Biyolojik açıdan tek hücreli mantarlardan farklı türde bir hücre duvarıyla ayrılan bu tür, genellikle nemli bölgelerde çürüyen yaprak ve ağaç gövdeleri üzerinde bulunuyor.
Cıvık mantar, hücrelerini belirli yönlere çekebilen geçici bir 'kol' olan yalancı ayakları uzatarak hareket edebiliyor.
NASA tarafından yapılan açıklamada, "Sadece tek bir hücreden ibaret olmasına ve bir beyni bulunmamasına rağmen Blob (araştırmanın adı) hareket edebilir, beslenebilir, kendini organize edebilir ve hatta bilgiyi diğer cıvık mantarlara iletebilir" ifadelerine yer veriliyor.
ESA astronotu Thomas Pesquet, cıvık mantarın davranışının mikro yerçekiminden nasıl etkilendiğini incelerken, Dünya'daki öğrenciler de deneyleri tekrarlayarak sonuçları UUİ'den gönderilen zaman atlamalı verilerle karşılaştıracak.
Bu bir eğitim araştırması olduğu için, Northrop Grumman'ın Cygnus adlı uzay aracının 10 Ağustos'taki ticari ikmal hizmet görevi sonrası ortaya çıkarılacak bulgular için maalesef doğrudan bir uzay uygulaması yapılmayacak.
Öte yandan NASA'nın yakın zamanda Uluslararası Uzay İstasyonu'na gönderdiği tek tuhaf organizma cıvık mantar değil. Bilim insanlarının hayvanlar ve mikroplar arasındaki etkileşimleri araştırabilmesi için hazirandaki SpaceX tedarik göreviyle düzinelerce yavru kalamar gönderilmişti.
Astronotlar düşük yerçekimindeyken vücutlarının mikroplarla ilişkisi değişiyor. Aynı değişiklik kalamarlarda da görüldü. NASA, insanların nasıl korunacağının daha iyi anlaşılmasını sağlamak için hayvanlarda altta yatan sağlık sorunlarını inceleyebilir.
Aynı ay, yüzlerce Britanya solucanı da insanlarla olan genetik benzerlikleri sebebiyle UUİ'ye gönderildi. "C. elegans" solucanlarında bulunan 20 bin genin çoğu, insanlardakine benzer işlevler gösteriyor. Bu yüzden, kaslarının sıfır yerçekiminden etkilenme biçimi, bilim insanlarının uzun mesafeli uzay uçuşlarının uzay yolcuları üzerinde yaratabileceği sorunları moleküler düzeyde anlamasını sağlayabilir.
Independent Türkçe



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news