Dünyadaki "en erken hayvan yaşamına" dair bilinenleri değiştirecek bir keşif yapıldı

Güney Fransa'da Marsilya yakınlarındaki Tiboulen du Frioul resifinde fotoğraflanan yeşil sünger topun yanındaki kırmızı deniz yıldızı (AFP)
Güney Fransa'da Marsilya yakınlarındaki Tiboulen du Frioul resifinde fotoğraflanan yeşil sünger topun yanındaki kırmızı deniz yıldızı (AFP)
TT

Dünyadaki "en erken hayvan yaşamına" dair bilinenleri değiştirecek bir keşif yapıldı

Güney Fransa'da Marsilya yakınlarındaki Tiboulen du Frioul resifinde fotoğraflanan yeşil sünger topun yanındaki kırmızı deniz yıldızı (AFP)
Güney Fransa'da Marsilya yakınlarındaki Tiboulen du Frioul resifinde fotoğraflanan yeşil sünger topun yanındaki kırmızı deniz yıldızı (AFP)

Bilim insanları, okyanuslardaki kadim resiflerde 890 milyon yıl önce yaşamış olabilecek sünger benzeri yapıların fosil kalıntılarını keşfetti. Bu, dünyadaki en erken hayvan yaşamına dair kanıtı 350 milyon yıl öncesine çekebilecek bir gelişme.
Kanada Laurentian Üniversitesi'nden Elizabeth Turner da dahil, bilim insanlarına göre bulgular, doğrulandığı takdirde gezegendeki hayvan yaşamının evrimi hakkındaki anlayışımızı değiştirebilir.
Dünyada ortaya çıkan en eski hayvanlardan biri olan süngerler, suyun içinde dolaşmasına izin veren gözenekler ve kanallarla dolu basit gövdelere sahip çok hücreli organizmalardır.
Banyo süngerlerinin yapımında kullanılan türden modern süngerlerin genetik kanıtları her ne kadar bu deniz canlılarının 1000 ila 541 milyon yıl önceki erken Neoproterozoik Çağ'da ortaya çıktıklarına işaret etse de, bilim insanları bu döneme ait fosilleşmiş sünger bedenlerinin eksik olduğunu belirtti.
Nature adlı bilimsel dergide yayımlanan mevcut çalışmada, Turner ve meslektaşları kuzeybatı Kanada'daki 890 milyon yıl öncesine ait, kalsiyum-karbonat biriktiren bakterilerce oluşturulmuş kaya örneklerini inceledi.
Araştırmacılar bahse konu örneklerde, mineral kalsit kristallerini içeren ve bu kristallerle çevrili tüp şeklindeki yapılara ait dallanmış ağlar buldu.
Bilim insanları daha yakından incelediklerinde, bu yapıların ticari banyo süngerleri yapmak için kullanılan bir sünger türü olan boynuzlu süngerlerde bulunan lifli iskelete benzediğini keşfetti.

Araştırmacılar ayrıca yaptıkları bir açıklamada bu kalıntıların "boynuzlu süngerimsi cisimlerin çürümesiyle oluştuğu düşünülen kalsiyum karbonat kayalarında daha önce tanımlanan yapılara" benzediğini ifade etti.
Bilim insanları söz konusu analize dayanarak, yeni keşfedilen fosilin, Dünya'nın oksijen seviyelerinin hayvan yaşamını desteklemek için gerekli seviyelere yükselmesinden yaklaşık 90 milyon yıl önce yaşamış boynuzlu sünger kalıntılarına ait olabileceğine inanıyor.
Araştırmacılar, bulguların doğrulanması halinde çalışmanın erken hayvanların evriminin bu oksijenasyon olayından bağımsız olarak gerçekleştiğini ve erken hayvan yaşamının 720 ila 635 milyon yıl önce şiddetli buzul çağlarından sağ çıkabildiğini kanıtlayabileceğini düşünüyor.
Independent Türkçe



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

Görsel kaldırıldı.Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)


Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news