Rusya’nın arabuluculuğunun Dera’da sonuç vermesi bekleniyor

Müzakerelerde cenazelerin takası, ateşkes ve mahkumların serbest bırakılması konuları ele alındı

Dera şehrine Temmuz 2018'de düzenlenen bombardımanın arşiv fotoğrafı (AFP)
Dera şehrine Temmuz 2018'de düzenlenen bombardımanın arşiv fotoğrafı (AFP)
TT

Rusya’nın arabuluculuğunun Dera’da sonuç vermesi bekleniyor

Dera şehrine Temmuz 2018'de düzenlenen bombardımanın arşiv fotoğrafı (AFP)
Dera şehrine Temmuz 2018'de düzenlenen bombardımanın arşiv fotoğrafı (AFP)

Suriye’nin güneyinde yer alan Dera ilinde, Rusya’nın himayesinde, Suriye hükümeti temsilcileri ile muhalefet arasında savaşçıların ülkenin kuzeyine kaydırılmasını içerebilecek yeni bir anlaşmaya varılması için dün yapılan ‘zorlu müzakereler’ sırasında bir çocuğun öldürüldüğü ve on bin kişinin yerinden edildiği geçici ateşkese yönelik ihlaller kaydedildi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) dün, Dera’da hakim olan göreceli sakinliğin rejim güçleri ve 4. Zırhlı Tümeni güçleri tarafından Dera el-Beled’in orta menzilli makineli tüfeklerle hedef alınmasıyla bir kez daha ihlal edildiğini bildirdi. Dera’daki 130 kişinin Suriye'nin kuzeyine sürülmesinin yanı sıra henüz netlik kazanmayan başka maddeler de içeren bir anlaşmaya varıldığına ilişkin bilgiler gelirken, bölgede yeniden sükuneti sağlayacak nihai bir çözüme ulaşmak için müzakerelerin devam ettiğine işaret edildi. Bu arada yerel silahlı kişiler tarafından Dera'nın doğu kırsalında yakalanan rejim güçlerinden 52 esir Rusya destekli 5. Kolordu'nun 8. Tugayı’nın arabuluculuğuyla serbest bırakıldı. Kaynaklar, ‘Rus tarafının Dera'daki mevcut durumdan yerel savaşçıları sorumlu tuttuğunu’ belirttiler. SOHR, Cumartesi sabahı Dera’nın kuzeydoğu kırsalındaki Nemr-Hirbe el-Gazali yolu üzerinde Hırbet el-Gazali’deki fırına giden bir çocuğun Suriye Hava Kuvvetleri İstihbaratı’na ait bir kontrol noktasının üyeleri tarafından vurularak öldürüldüğünü ve bir adamın yaralandığını belgeledi.
Rusya’nın himayesinde bir anlaşmaya varılması beklentisi ve Pazartesi günü devam edecek olan ateşkes müzakerelerine ilişkin bilgiler gelirken Dera’da devam eden göreceli sakinlik çerçevesinde geçtiğimiz saatlerde, Dera’nın batı kırsalındaki Uzlaşı Merkezi (Deralı Merkez Komitesi) ile rejim güçlerinin temsilcileri arasında fikir alışverişi yapılan bir toplantı gerçekleşti. Toplantı sonucunda eski bir grup lideri de dahil olmak üzere dört yerel savaşçının cesetleri, çatışmalar sırasında ölen 4. Zırhlı Tümen subayının cesedi ile takas edildi.
SOHR, Dera el-Beled, es-Sed ve Dera kentindeki kamptan binlerce vatandaşın, daha güvenli yerler aramak ve rejim güçlerinin düzenlediği saldırılardan kaçtıklarını bildirdi. SOHR, yerlerinden edilenlerin çoğunun, bölgeler arasında hareket etmenin zorluğu ve rejim güçlerinin kasaba ve köyleri kuşatma altına alması nedeniyle Dera el-Mahatta’nın mahallelerine kaçtıklarını kaydetti.
SOHR, şehrin iki yakasını birbirine bağlayan Saraya Askeri Kontrol Noktası’ndan geçmeyi başaran yerinden edilmiş insan sayısının 10 bini aştığını tahmin ediyor.
Dera’da tam bir güvenlik gerilimi yaşanırken Rusya'nın himayesinde barışçıl bir çözüm formülüne ulaşılacağına ilişkin bilgiler arasında, Havran’da rejim güçleri ile Merkez Komitesi arasındaki müzakereler gerçekleşti. Müzakerelerle eş zamanlı olarak şehrinin kontrol noktalarına rejim güçleri tarafından askeri takviyeler yapıldı. Dera kırsalındaki eş-Şahm ve el-Cabiye kontrol noktalarına tanklar da dahil olmak üzere ağır silahlar getirildi.
Dera kırsalının Tel Mahs bölgesinde konuşlu rejim güçleri, Casim kentinde ağır makineli tüfeklerle sivillerin evlerini hedef aldılar. Aynı şekilde Dera'nın batısındaki Muzeyrib beldesinin doğusunda bulunan er-Rai Vakfı Kontrol Noktası ile beldeyi çevreleyen çiftlikler de ağır makineli tüfeklerle hedef alındı. SOHR’un aktardığı bilgilere göre Dera'nın batı kırsalındaki Tafas kentinin batısındaki Tel es-Saman yakınlarına bir top mermisi düştü. Eş-Şacara beldesinde ise Dera'daki muhalif grupların eski bir liderine bağlı silahlı bir grubun üyeleri tarafından sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Dera’daki merkez komitelerinden bir kaynak, geçtiğimiz Cuma günü yaklaşık üç yıl önce yapılan anlaşmaya arabuluculuk eden Rusya'nın tutumunu eleştirerek, Dera el-Beled şehrinin sakinlerinin, yerlerinden edilmeyi reddettiklerini belirtti.
Kimliğinin gizli kalması şartıyla Alman Haber Ajansı’na (DPA) konuşan kaynak, “Yerinden edilme fikrini tamamen reddediyoruz. Hükümet güçlerinin birkaç gün önce 15 kişinin Suriye'nin kuzeyine göç etmesi talebini de reddettik. Suriye hükümet güçleri, Dera el-Beled’in mahallelerine askeri operasyon başlatmak veya Dera’nın batı ve doğu kırsalındaki tüm şehirleri ve beldeleri hedef alan ve derhal durdurulmasını talep ettiğimiz top ve füze atışlarıyla bölgeyi yok etmek için bir takım bahaneler üretiyor ve yerine getirmesi imkansız taleplerde bulunuyor.
2018 yılının ortalarında bazı bölgelerin muhalif grupların kontrolü altında kalması şartıyla bir anlaşma imzalanması çağrısında bulunan Rus güçlerinin şimdiki tutumunu eleştiren kaynak, “Rus güçlerinde zayıf olduğu açık. Ancak biz vatandaşlarımıza, özellikle de 8. Tugay güçlerine güveniyoruz” ifadelerini kullandı. Dera el-Beled’in önde gelen bir aşiret büyüğü, birkaç gün önce internette yayınlanan bir açıklamayla, Dera el-Beled’den 15 kişinin yerinden edilmesi çağrısında bulunan Suriye hükümetine ‘Dera el-Beled sakinlerini Suriye’nın kuzeyine sürülürken binecekleri otobüslerin güvenliğini sağlama’ çağrısında bulundu.
Askeri operasyonların Perşembe akşamı durdurulduğu Dera ve Dera el-Beled’deki merkez komitelerinin ve önde gelenlerinin, Suriye hükümet güçlerinin taleplerine Cumartesi gününe kadar yanıt vermesi bekleniyor.



Irak’ın yeni parlamentosunda ‘siviller’ yok

IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
TT

Irak’ın yeni parlamentosunda ‘siviller’ yok

IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)

Irak’ta geçtiğimiz hafta yapılan genel seçimlerde sadece Basra'daki Fav-Zaho İttifakı adayının bir sandalye kazandığı muhalefet kanadındaki üç ittifakın ezici bir yenilgiye uğramasıyla yeni parlamentoda sivil güçlerin temsiliyeti tamamen ortadan kalktı.

Sivil ittifaklar arasında Bedil, Sivil Demokratik Hareket, Fav-Zako ve Medeniyyun yer alıyordu ve yaklaşık 389 aday vardı. Ancak bu adayların çoğu, ittifak liderlerinin ‘sıfır’ olarak nitelendirdiği sonuçlar aldı.

Adaylar, geleneksel partilerin sahip olduğu etki ve finansman ağlarının belirleyici bir rol oynadığını, sivil güçlerin ise iç çekişmelerden ve zayıf organizasyon ve finansmandan şikayet ettiğini söylediler. Ayrıca, destekçileri arasındaki güven eksikliği ve katılımın azalmasının kazanma şanslarını düşürdüğünü de eklediler.

Adaylar, yenilgilerinin ‘seçimler adaletsizliğin olması’, siyasi finansmanın denetlenmemesi ve nüfuzlu grupların seçmenler üzerinde baskı kurmasından kaynaklandığını söylediler.


SDG: Şam'a bağlı grupların saldırısını engelledik. Her türlü saldırıya karşılık vermeye hazırız

SDG üyeleri (arşiv fotoğrafı - Reuters)
SDG üyeleri (arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

SDG: Şam'a bağlı grupların saldırısını engelledik. Her türlü saldırıya karşılık vermeye hazırız

SDG üyeleri (arşiv fotoğrafı - Reuters)
SDG üyeleri (arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından dün yapılan açıklamada Rakka’nın doğusunda Suriye hükümetine bağlı grupların saldırısının engellendiği belirtildi. Açıklamada SDG’nin Şam hükümetine bağlı bazı grupların yarattığı kaos ve sonuçsuz çabaları yansıtan her türlü yeni saldırıya yanıt vermeye hazır olduğu vurgulandı. SDG ayrıca gerilimin tırmanmasını önlemek için orantılı bir yanıt verdiğini de ifade etti.

SDG, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Şam hükümetine bağlı bazı grupların yarattığı kaos ve sonuçsuz çabaları yansıtan yeni bir saldırıda, güçlerimiz Rakka'nın doğu kırsalındaki Ganim el-Ali köyü çevresinde hain bir saldırıya maruz kaldı. Bu saldırıda söz konusu gruplar, sivillerin güvenliğini ve bölgenin istikrarını hiçe sayarak kamikaze insansız hava araçları (İHA) ve ağır silahlar kullandı.”

cdf
Kamışlı kentinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG üyeleri (Reuters)

SDG, güçlerinin saldırıyı ‘tüm sorumluluğuyla’ püskürttüğünü ve çatışmalarda üç üyesinin hafif şekilde yaralandığını, ayrıca ‘saldıran gruplar arasında da kayıpların olduğu doğrulandığını’ belirtti.

Açıklamada bu ‘pervasız’ davranışın, bölgede gerginliği tırmandırmak ve istikrarı korumaya yönelik tüm çabaları baltalamak isteyen tarafların bu yöndeki çabalarını teyit ettiği vurgulandı.

Müdahalesinin ‘saldırının niteliğine orantılı olduğunu, itidal göstermeye ve çatışmanın tırmanmasını önlemeye tam olarak kararlı olduğunu’ belirten SDG’nin açıklamasında “Tekrarlanan saldırılar ve provokasyonlar karşısında seyirci kalmayacağımızı ve bölgelerimizi, güçlerimizi ve halkımızı her türlü tehditten korumak için uygun önlemleri alacağımızı teyit ediyoruz” ifadeleri yer aldı.

Açıklamanın sonunda ise şöyle denildi:

“Bu grupların destekçilerini, tüm bölgenin güvenliği ve istikrarına doğrudan tehdit oluşturan sorumsuz uygulamalarına son vermeleri ve onları kontrol altına almaları için çağırıyoruz.”


Irak seçimleri: Silahlı gruplar sivillerin yerini aldı

Irak Başbakanı Sudani’nin destekçileri, Bağdat'ta seçimlerin ön sonuçlarının açıklanmasının ardından sevinç gösterisinde bulunurken, 12 Kasım 2025 (AFP)
Irak Başbakanı Sudani’nin destekçileri, Bağdat'ta seçimlerin ön sonuçlarının açıklanmasının ardından sevinç gösterisinde bulunurken, 12 Kasım 2025 (AFP)
TT

Irak seçimleri: Silahlı gruplar sivillerin yerini aldı

Irak Başbakanı Sudani’nin destekçileri, Bağdat'ta seçimlerin ön sonuçlarının açıklanmasının ardından sevinç gösterisinde bulunurken, 12 Kasım 2025 (AFP)
Irak Başbakanı Sudani’nin destekçileri, Bağdat'ta seçimlerin ön sonuçlarının açıklanmasının ardından sevinç gösterisinde bulunurken, 12 Kasım 2025 (AFP)

Selam Zeydan

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani liderliğindeki İmar ve Kalkınma Koalisyonu, 2003 yılından bu yana yapılan altıncı parlamento seçimlerini kazandı ve parlamentoda 46 sandalyenin sahibi oldu. Onu, 37 sandalyeyle Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Tekaddum (İlerleme) İttifakı ve ardından 30 sandalyeyle Nuri el-Maliki liderliğindeki Hukuk Devleti Koalisyonu izledi.

Toplam 7 bin 740 aday, parlamentodaki 329 sandalye için yarıştı ve hiçbir siyasi ittifak çoğunluğu elde edemedi. Bu durum, seçimin kazananlarını mevcut siyasi sistemin kurulmasından bu yana izlenen siyasi geleneğe göre bir koalisyon hükümeti kurmaya zorlayacak. Bu geleneğe göre Şiiler başbakanlığı, Sünniler meclis başkanlığını ve Kürtler cumhurbaşkanlığını üstleniyor.

Seçimler birkaç sürprizle sonuçlandı. En dikkat çekici olanı, Sadr Hareketi lider Muktada es-Sadr'ın destekçileri ve bazı sivil güçlerin seçimleri boykot etmesine rağmen, 2018 seçimlerinden bu yana en yüksek seviyenin görüldüğü yüzde 56,11'lik yüksek katılım oranıydı. Bunun yanında sivil hareket ağır bir darbe aldı ve önceki dönemde 40'tan fazla sandalyeye sahipken, bu seçimlerde parlamentodaki tüm temsilcilerini kaybetti. Bu düşüş, iç bölünmeler ve sivil güçlerin 2019 yılındaki protesto hareketi olan Ekim (Tişrin) Hareketi ile parlamentoya girdikten sonra somut bir değişim sağlayamamaları ve geleneksel partiler ile silahlı grupların kararları üzerinde hakimiyet kuramamalarından kaynaklıydı.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre seçimlerde Irak'taki silahlı grupların etkisi belirgin bir şekilde arttı ve Ketaib Hizbullah, Asaib Ehlil Hak, Ketaib Seyyid eş-Şuheda ve Ketaib İmam Ali tarafından temsil edilen bu grupların sandalye sayısı 40'ın üzerine çıktı. Bu durum özellikle de seçmenlerin çoğu Halk Seferberlik Güçleri'nin (Haşdi Şabi) çalışanları olduğundan Şii toplumunda artan etkilerinin açık bir göstergesiydi.

Seçimlerde, küçük siyasi partiler, oyları 1,4 yerine 1,7 ile bölen değiştirilmiş Saint-Lague yönteminin getirdiği engeli aşamadı. Bu yöntemden en çok etkilenenler arasında, kazanamayan 15 partiden oluşan el-Bedil Koalisyonu vardı. El-Bedil Koalisyonu lideri Adnan ez-Zurfi, koalisyonun siyasi para ve görevin kötüye kullanılmasına karşı eşitsiz bir seçim mücadelesi verdiğini belirterek, bazı partilerin açıkça oy satın alarak ve silah kullanarak seçim sürecini bozmaya çalıştığını, bu tür uygulamaların demokrasinin özünü ve seçmenlerin özgür iradesini zedelediğini kaydetti.

Zurfi, bu ihlallerin sivil tarafların destekçilerinin, oy verme merkezleri yakınında sindirilme korkusuyla katılımdan çekinmelerine yol açtığını vurguladı.

Seçimler küçük siyasi partilerin başarısızlığına tanıklık ederken, aynı zamanda aşiretlerin rolünün azalmasına da yol açtı.

Seçimlerde küçük siyasi partiler başarısız olurken aşiretlerin seçimler üzerindeki rolü azaldı. Çünkü aşiret büyüklerinin çoğu Sudani Koalisyonu ve Basra Valisi Esad el-Eydani'nin liderliğindeki liste gibi sivil siyasi listelere koltuklarını kaptırdı.

En göze çarpan kaybedenler arasında Sudan aşiretinin şeyhi ve başbakanın kuzeni Şeyh Durgam el-Maliki ile Şeyh Mazahim et-Tamimi yer alırken, silahlı gruplarla yakın bağlara sahip aşiret adayları seçimleri kazandı.

Son parlamento seçimlerinin sonuçları, devlet kurumları içindeki nüfuzun kazananları belirlemede belirleyici faktör haline gelmesinin ardından, seçmen davranışları üzerinde parti patronajının açık bir hakimiyet kurduğunu ortaya koydu. Hizmetlerin sürekli kötüleşmesi ve işsizlik nedeniyle, birçok vatandaş adayların seçim programlarını veya kişisel yetkinliklerini değerlendirmek yerine, iş sağlayabilen, işlemleri kolaylaştırabilen, hibe sunabilen veya yol yapabilenlere oy verdi. Böylece seçmenler ve adaylar arasındaki ilişki, mezhepsel çıkarlar için devletin mali kaynaklarının yatırılmasına dayalı hale geldi. Böylece seçmenler ve adaylar arasındaki ilişki, mezhepsel çıkarlar için devletin mali kaynaklarının yatırılmasına dayalı hale geldi.

Seçimleri izleyen birkaç sivil toplum örgütü, Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nun katılım oranını hesaplamak için kullandığı yönteme itiraz etti. Komisyonun açıkladığı yüzde 56,11'lik katılım oranının aksine, gerçek katılım oranının yüzde 41 olduğunu düşünüyorlar.

sdfr
Bağdat'ın doğusundaki el-Mühendiseyn bölgesinde yapılan parlamento seçimleri sırasında sandıkların kapanmasının ardından bir sandık merkezinde oylar sayılırken, 11 Kasım 2025 (AFP)

Tammuz Organization (TOSD)‏ adlı seçimleri izleme örgütünün başkanı Vian Şeyh Ali, Al Majalla’ya yaptığı açıklaamada, Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun üçüncü kez seçim kartlarını almış seçmen sayısına dayalı bir sayım mekanizması benimsediğini söyledi. TOSD Başkanı Ali’ye göre Irak’ta 21,4 milyon seçmen varken, 18 yaşın üzerinde oy kullanma hakkına sahip kişi sayısı 29 milyon, yani yaklaşık 8 milyon kişi verileri güncellenmediği için seçim sürecinden dışlandı. Bunların bir kısmının seçimleri protesto ettiği kabul edildiğinden, doğru yüzde 56,11 değil, yüzde 41'di.

Son seçimlerde kamu fonlarının kötüye kullanılması ve oy satın alınmasının yanı sıra, bazı listelerin veya adayların yüksek harcamaları nedeniyle adaylar arasında fırsat eşitsizliği olduğunu vurgulayan TOSD Başkanı, bunların, seçimlere hile karıştırılmaması ilkesinin parçası olan uluslararası standartlar. TOSD, seçimlerde 18 bin ihlal gözlemlediğini açıkladı.

Iraklıların seçimlere yüksek katılım göstermesine ilk tepkiyi veren, Sadr lideri Muktada es-Sadr, Irak’ın en büyük Şii dini merci Ayetullah Ali es-Sistani'yi üstü kapalı olarak eleştirdi. Sistani'nin temsilcisi Abdulmehdi el-Kerbelayi tarafından yönetilen Hüseyniyye’ye bağlı uydu kanalında yayınlanan reklamların, Şiileri sandık başına gitmeye teşvik ettiğini belirterek yüksek katılım oranından onu sorumlu tuttu.

Vatandaşların çoğu, iş imkânı sağlayan, işlemleri kolaylaştıran, hibe veren veya yol yapanlara oy verme eğilimindeydi.

Sadr, Kerbelayi’nin katılım çağrısı yaptığı ve seçimleri boykot etmenin yozlaşmış politikacıları kovmaya yardımcı olmayacağını iddia ettiği bir video kaydında “Eğer destekçileriniz dürüstleri seçip yozlaşmışları reddederse, bu dürüst bir hükümetin kurulacağı anlamına mı gelir?’ sorusunu gündeme getirdiğini söyledi.

Sadr, Kerbelayi'ye hitaben, “Yozlaşmış derin devletin etkisini ve seçimler üzerindeki kontrolünü unuttunuz mu? Bu, Salih'in zaferinin ortadan kalkacağı anlamına gelir” dedi.

Sadr, devletin kontrolü dışındaki silahlar ve milislerin iktidarı paylaşmak için geri döndüğü, yolsuzluğun Irak'ı yeniden sarstığı ve herkesin yozlaşmış anlaşmaları ve yozlaşmış kişileri korumaya geri döndüğü için artık çok geç olduğunu vurguladı.

dfrgt
Bağdat'ta yapılan ön seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından ulusal bayrakları sallayarak kutlama yapan Başbakan Sudani’nin destekçileri, 12 Kasım 2025 (AFP)

Sonuçlar açıklandıktan sonra, kazanan partiler seçim ittifaklarının oluşumunu yönetmek ve bir sonraki hükümeti kuracak en büyük bloğu açıklamak için müzakere ekipleri oluşturmaya başladı. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, bir sonraki hükümetin boykot kararı alanlar da dahil olmak üzere tüm partilerin çıkarlarını dikkate alacağını söyledi.

Başbakan Sudani, lideri olduğu İmar ve Kalkınma Koalisyonu’nun istisnasız tüm partilere açık, yetkin bir hükümet kurmak için derhal müzakerelere başlayacağını söyledi.

Al Majalla’ya konuşan siyasi kaynaklara göre Nuri el-Maliki, Hadi el-Amiri, Ammar el-Hekim, Kays el-Hazali, Muhsin el-Mendelavi ve Himmam Hamudi'nin de lideri arasında olduğu (Şii) Koordinasyon Çerçevesi güçleri, Sudani'yi, son günlerde Koordinasyon Çerçevesi'nin oturumlarını boykot ederek en büyük bloğu oluşturmak için kendilerine katılmaya davet edecek. Eğer kabul etmezse, bu güçler ortaklaşa en büyük bloğu ilan edecek.

Anayasanın 72. maddesine göre cumhurbaşkanını seçme sürecini başlatmak için parlamentonun ilk oturumundan önce en büyük blok oluşturulmalı ve parlamento toplandığında en yaşlı üyeye sunulmalı. Cumhurbaşkanı daha sonra parlamentodaki en büyük bloğun adayını bir sonraki hükümeti kurmakla görevlendirir.

Kaynaklar, Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin Sudani'nin lideri olduğu İmar ve Kalkınma Koalisyonu hariç parlamentoda 120 sandalye kazandığını belirtti. Kaynaklara göre bu durum, Mukteda es-Sadr ile yaşanan senaryonun, cumhurbaşkanının seçilmesini engelleyen engelleyici üçte birlik çoğunluk sayesinde Sudani'nin ikinci kez başbakan olmasını engelleyerek tekrarlanabileceğini gösteriyor.

Anayasanın 72. maddesine göre cumhurbaşkanını seçme sürecini başlatmak için parlamentonun ilk oturumundan önce en büyük blok oluşturulmalı ve parlamento toplandığında en yaşlı üyeye sunulmalı. Cumhurbaşkanı daha sonra parlamentodaki en büyük bloğun adayını bir sonraki hükümeti kurmakla görevlendirir. 2010 yılında İyad Allavi'nin seçimleri kazanmasına rağmen Sudani ile hükümet kuramaması ve 2021 seçimlerinde Koordinasyon Çerçevesi’nin oluşturduğu engelleyici üçte birlik çoğunluk nedeniyle siyasi süreçten çekilmek zorunda kalan Mukteda es-Sadr ile yaşanan senaryo tekrarlanabilir.

Sünniler arasındaki anlaşmazlıklar

Ancak Sünni güçler arasındaki anlaşmazlıklar çözülmedikçe yeni başbakan seçilemez. Bu anlaşmazlıklar, Şii veya Kürt güçler arasındaki anlaşmazlıklardan çok da farklı değil. Zira 70'den fazla Sünni milletvekili ile meclis başkanlığı makamı konusunda büyük bir bölünme ve çatışma söz konusu. Tekaddum İttifakı'nın lideri Muhammed el-Halbusi, 36 sandalyeyle Sünni güçler arasında en büyük bloğun lideri olarak meclis başkanlığı makamına geri dönmeye çalışıyor. Ancak 15 sandalyeye sahip Azim İttifakı'nın lideri Musenna el-Samarrai ve 11 sandalyeye sahip Egemenlik İttifakı'nın lideri Hamis el-Hancer ile yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle önünde büyük bir zorluk onu bekliyor. Koordinasyon Çerçevesi, Sünni güçlerin hem Şii hem de Kürt güçler tarafından kabul edilebilir tek bir aday üzerinde anlaşmasını istiyor, çünkü hiçbir siyasi oluşum mecliste 220'den fazla sandalyeyi garantileyemediği için tek başına bir sonraki hükümeti kuracak güce sahip değil.

IKBY’de hükümet kurma sürecinin başlaması

Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) 27 sandalye kazanarak federal seçimlerde Kürt güçlerinin en önde gelen partisi oldu. Bu zafer, Bafel Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile siyasi bir uzlaşıya varmanın yolunu açacak ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) hükümetinin kurulmasıyla ilgili bir yıldır süren krizi, önemli makamların paylaşılması ilkesine dayalı bir anlaşma ile sona erdirecek. Bu anlaşma uyarınca KDP başbakanlığı ve Bağdat hükümetinde iki bakanlığı, KYB ise başkanlığı ve Bağdat hükümetinde bir bakanlığı üstlenecek.

sdfrgt
Irak'ın Musul şehrinde seçim sandıklarının kapanmasının ardından bir oy kullanma merkezindeki seçim görevlileri, 11 Kasım 2025 (Reuters)

Washington ve Tahran'ın uluslararası baskısı nedeniyle, her iki tarafın da kabul edebileceği ortak bir aday üzerinde anlaşmaya varmaları gerektiğinden, yeni hükümetin kurulması birkaç ay sürebilir. İran-ABD çekişmesi ve Tahran'ın Koordinasyon Çerçevesi’nin hızını belirleme yeteneğine rağmen İran'ın Arap bölgesindeki rolünün azalması göz önüne alındığında, böyle bir ortak adayın bulunması son derece zor görünüyor.