Libya Meclis Başkanı karargahına yapılan saldırının ardındaki belirsizlik devam ediyor

Ülke tarihindeki ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin yasanın görüşülmesi için toplanıldı.

Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, kendisine yönelik saldırı haberlerinin ardından bir üniversiteden gelen heyeti kabul etti. (Libya Temsilciler Meclisi)
Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, kendisine yönelik saldırı haberlerinin ardından bir üniversiteden gelen heyeti kabul etti. (Libya Temsilciler Meclisi)
TT

Libya Meclis Başkanı karargahına yapılan saldırının ardındaki belirsizlik devam ediyor

Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, kendisine yönelik saldırı haberlerinin ardından bir üniversiteden gelen heyeti kabul etti. (Libya Temsilciler Meclisi)
Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, kendisine yönelik saldırı haberlerinin ardından bir üniversiteden gelen heyeti kabul etti. (Libya Temsilciler Meclisi)

Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in ülkenin doğusundaki el-Kubba kasabasındaki ikametgahı dün, Temsilciler Meclisi’nin bugün planlanan toplantısı öncesinde silahlı kişilerin ani saldırısına uğradı. Söz konusu saldırıyla eş zamanlı olarak Birleşmiş Milletler (BM) misyonu tarafından desteklenen siyasi diyalog forumu komitesinin, yaklaşan seçimler için anayasal temeli yeniden tartışmaya başlamasıylabir meclis komitesi ülke tarihinde ilk kez doğrudan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasına izin veren yasanın hazırlıklarını tamamladı.
Bugün düzenlenen meclis oturumundan birkaç saat önce silahlı kişiler doğudaki Tobruk şehrinde, el-Kubba kasabasında başkanlık muhafızlarının karargahına saldırdı. Video görüntüleri, grubun karargahı ele geçirdiğini gösterdi. Ancak resmi olmayan kaynaklar, Salih'in korumalarının saldırıya karşılık verdiğini ve saldırganlarla çatıştığını aktardılar.
Meclis Başkanlığı Ofisi saldırı hakkında açıklama yapmazken olaydan birkaç saat sonra Salih’in Derne Üniversitesi’nden bir heyet ile el-Kubba’daki ofisinde ‘üniversiteyle ilgili konuları ve çalışmalarını engelleyen sorunları’ görüşmek üzere bir toplantı düzenlediğini bildirdi. Toplantının fotoğraflarını yayınladı.
Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Belihak, Seçim Mevzuatı Hazırlama Komitesi üyesi Salah es-Sahbi’den alıntı yaptığı açıklamasında “Komite, Yüksek Seçim Komisyonu başkanı BM misyonu ile Libya tarihinde ‘cumhurbaşkanını ilk kez doğrudan halktan seçme’ eyleminin ve bir sonraki Temsilciler Meclisi seçim yasasının ayrıntılarını tartışmayı sonlandırdı” dedi.
Belihak, geçen cumartesi akşamı yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu yasaya dayanarak ve Temsilciler Meclisi tarafından onaylanması sonrasında 24 Aralık’ta doğrudan halk tarafından cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak.  Temsilciler Meclisi doğrudan halk tarafından belirlenecek. Böylece Libya vatandaşları, ülkeyi kimin yöneteceğini ve kimin başkanlık edeceğini belirleyecek. Bu, devletin kalıcı bir aşamaya geçişinin önünü açacak.”
Komitenin barışçıl demokratik yolu güçlendirme amacıyla yasa maddelerini tartışmak ve onaylamak için çalışmalarının sonuçlarını Temsilciler Meclisi’ne sunması bekleniyor.
Meclis, devlet genel bütçesine ilişkin yasa tasarısını oylamak, cumhurbaşkanlığı seçim yasası ve milletvekili seçim yasasını çıkarmak, seçim bölgelerinin dağılımını onaylamak ve Genel İstihbarat Teşkilatı başkanı olarak Başkanlık Konseyi adaylığını onaylamak üzere bugün Tobruk kentindeki genel merkezinde toplanacak. Meclis Sözcüsü’nün yaptığı açıklamada kamu yararının gerektirdiği durum ve ülkenin içinden geçtiği koşullar göz önüne alındığında bu yetkilerin ve sorumluluğun tamamlanmasının hedeflendiği belirtildi.
BM heyeti, Libya Siyasi Diyalog Forumu’ndan doğan Uzlaşma Komitesi üyelerinin geçen cumartesi günkü üçüncü sanal toplantısında, yaklaşan seçimlerin yapılması için anayasal temele ilişkin olarak sunduğu dört öneriyi ele aldıklarını açıklamıştı.
BM misyonunun açıklamasına göre üyeler, Hukuk Komitesi tarafından sunulan mevcut taslağa ilişkin anlaşmazlıkları ele alma yollarını tartıştı. Görüşmelerin bir veya daha fazla önerinin ortaya konabilmesi, önerilerin değerlendirilmesi ve karara bağlanması amacıyla diyalog forumunun genel kuruluna sunulabilmesi için bugün devam edeceği bildirildi. Heyet, kabulü gecikmiş olan anayasal temel üzerinde anlaşmaya varmada zaman unsurunun önemine de dikkat çekti.
Aynı şekilde Başkanlık Konseyi’ndeki seçim yetkilisi, Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayeh ile , 1 Ağustos’ta bir araya geldi. Görüşmede cumhurbaşkanlığı seçimlerini zamanında yapma konusundaki isteğini vurguladı. Sayeh de komisyonun seçim sürecini tamamlanıncaya kadar takip etmek için Başkanlık Konseyi ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu vurguladı.
Diğer yandan Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’nin geçen cumartesi günü Trablus’ta, Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile iki yardımcısının katılımıyla gerçekleştirdiği sürpriz toplantıya ‘güvenlik meselesi ve koronavirüs pandemisiyle mücadele’ damga vurdu. Hükümet bildirisinde toplantıda özellikle sağlık ve güvenlik düzeylerinde ülkedeki son gelişmelerin ele alındığı belirtildi. Ayrıca ‘geçmiş dönemde bazı güvenlik ihlallerine tanık olan bazı bölgelerdeki güvenlik durumu, güvenliğin sağlanması için ilgili kurumlar arasında koordinasyonun sürdürülmesi ve tüm bu kurumların kamu güvenliğinin sağlanmasında görevlerini yerine getirmeleri’ meselesi ele alındı.
Birlik hükümetinde İçişleri Bakanı Halid Mazen, Avrupa Birliği (AB) heyeti ile yaptığı görüşmede, seçim meselesi, anlaşmazlıkların çözümü, Seçim Komisyonu ile koordinasyon, doğu ve batı bölgelerini birbirine bağlayan yolun açılması konularındaki gelişmelerin masaya yatırıldığını aktardı.
Başkanlık Konseyi Sözcüsü Necva Vehibe, Menfi’nin bazı üst düzey pozisyonlarda değişiklik yapma ve yurt dışına bir dizi büyükelçi atama niyetine ilişkin haberler hakkında sessiz kaldı. Vehibe, Dibeybe hükümetinden de ‘elektrik krizini çözmesini, bu durumdan sorumlu devlet şirketinin görevlerini yerine getirememesi nedeniyle yönetim kurulunun görevden alınmasını ve değiştirilmesini’ talep etti.
Dibeybe, 1 Ağustos akşamı Libya’nın tüm şehirlerinden sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle düzenlenen bir diyalog forumuna katıldı. Vatandaşlar ile çeşitli devlet kurumları arasındaki role ve sivil toplumun hizmet sağlamadaki tamamlayıcı etkisine dikkat çekti.



Güney Lübnan'da büyükelçilere yönelik tur ve silahların devletin elinde toplanmasına yönelik planın saha incelemesi

Suudi Arabistan'ın Beyrut Büyükelçisi Velid Buhari, büyükelçilere yönelik tura katıldı. (Lübnan Ordu Komutanlığı)
Suudi Arabistan'ın Beyrut Büyükelçisi Velid Buhari, büyükelçilere yönelik tura katıldı. (Lübnan Ordu Komutanlığı)
TT

Güney Lübnan'da büyükelçilere yönelik tur ve silahların devletin elinde toplanmasına yönelik planın saha incelemesi

Suudi Arabistan'ın Beyrut Büyükelçisi Velid Buhari, büyükelçilere yönelik tura katıldı. (Lübnan Ordu Komutanlığı)
Suudi Arabistan'ın Beyrut Büyükelçisi Velid Buhari, büyükelçilere yönelik tura katıldı. (Lübnan Ordu Komutanlığı)

Lübnan Ordu Komutanlığı, siyasi otoritenin kararı doğrultusunda ordunun Litani Nehri’nin güneyindeki bölgede uygulamaya koyduğu planın birinci aşamasını ve ülke genelindeki görevlerini yerinde göstermek amacıyla, çok sayıda büyükelçi, maslahatgüzar ve askerî ataşenin katılımıyla bir saha turu düzenledi.

Pazar günü yaşanan İsrail kaynaklı gerilimin ardından dün sınır hattında büyükelçilerin ziyareti sırasında sakinlik hâkim oldu. Büyükelçilere eşlik eden Ordu Komutanı Rudolf Heykel, ordunun temel hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı.

dcfg
Büyükelçiler ve maslahatgüzarlar, Ordu Komutanı Rudolf Heykel'in silahların devletin elinde toplanmasına yönelik plana dair açıklamasını dinliyorlar. (Lübnan Ordu Komutanlığı)

Güney Litani Bölge Komutanlığı’ndaki toplantı, Lübnan milli marşının okunması ve ordu mensuplarından hayatını kaybedenler için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından Ordu Komutanı Rudolf Heykel bir konuşma yaparak katılımcıları selamladı ve temsil ettikleri kardeş ve dost ülkelerin Lübnan’a gösterdiği ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Heykel, İsrail’in Lübnan topraklarındaki işgalinin ve süregelen saldırılarının devam ettiğine dikkat çekerek, askerî kurumun temel hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı. Turun amacının ise sınırlı imkânlara rağmen ordunun 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararı ve çatışmaların durdurulmasına ilişkin anlaşmayı uygulama konusundaki kararlılığını ve kendisine verilen görevleri yerine getirdiğini göstermek olduğunu ifade etti.

Heykel ayrıca, Lübnan toplumunun tüm kesimleri gibi bölge halkının da orduya güvendiğini belirtti.

Lübnan Ordu Komutanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre toplantı kapsamında, ordunun Lübnan’ın farklı bölgelerindeki görevlerine, Güney Litani’deki genel duruma, Lübnan’daki Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) ile yürütülen iş birliğine ve ateşkesin denetlenmesine ilişkin mekanizma ile koordinasyon içinde ordunun planının birinci aşamasının uygulanmasına dair bir bilgilendirme sunumu yapıldı.

Açıklamada, katılımcıların ordunun görevini yerine getirirken sergilediği profesyonellik ve disipline övgüde bulunduğu, görev uğruna canlarını ortaya koyan askerlerin fedakârlıklarını takdir ettiği belirtildi. Toplantının ardından heyet, bazı subayların eşliğinde, ordunun planı kapsamında yer alan kimi merkez ve mevzileri kapsayan bir saha turu gerçekleştirdi.

Bu tur, ordunun kısa süre önce medya mensupları için düzenlediği benzer bir ziyaretin ardından gerçekleştirildi. Söz konusu medya turunun, hükümetin silahların tek elde toplanmasına ilişkin kararı doğrultusunda yürütülen tüm faaliyetleri kamuoyuna göstermek amacı taşıdığı, özellikle ordunun güvenlik kontrolünü devralma ve durumu yönetme kapasitesini sorgulayan eleştiriler ve şüpheci yaklaşımlar karşısında bu adımın atıldığı belirtildi.

Turun, Paris’in 18 Aralık’ta Lübnan ordusuna destek amacıyla bir hazırlık konferansına ev sahipliği yapmasından üç gün önce gelmesi dikkat çekti. Konferansa, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Lübnan Özel Temsilcisi Jean-Yves Le Drian, Macron’un siyasi danışmanı Anne-Claire Legendre, Lübnan Ordu Komutanı Rudolf Heykel ile ateşkes denetim mekanizmasına ABD adına katılan Morgan Ortagus’un katılması bekleniyor.


Libya: ‘Yapılandırılmış diyalog toplantısı’ güvenlik dosyasını açıyor

BM Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi Hanna Tetteh, Libya'nın başkenti Trablus'ta düzenlenen yapılandırılmış diyalog toplantısına katıldı. (UNSMIL)
BM Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi Hanna Tetteh, Libya'nın başkenti Trablus'ta düzenlenen yapılandırılmış diyalog toplantısına katıldı. (UNSMIL)
TT

Libya: ‘Yapılandırılmış diyalog toplantısı’ güvenlik dosyasını açıyor

BM Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi Hanna Tetteh, Libya'nın başkenti Trablus'ta düzenlenen yapılandırılmış diyalog toplantısına katıldı. (UNSMIL)
BM Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi Hanna Tetteh, Libya'nın başkenti Trablus'ta düzenlenen yapılandırılmış diyalog toplantısına katıldı. (UNSMIL)

Libya’nın başkenti Trablus’ta, Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) himayesinde yürütülen ‘yapılandırılmış diyalog’ sürecinin ikinci gün çalışmaları dün başladı. Oturumların bir bölümü güvenlik ve yönetim dosyalarına ayrıldı. Görüşmeler, 2011’den bu yana ülkede süren güvenlik kaosu ve siyasi bölünmüşlük ortamında yapılırken, Tobruk kentinde bir sufi zaviyesine yönelik saldırı ve türbede defnedilmiş bir şeyhin naaşının çalınmasının ardından yükselen geniş çaplı öfke dalgasıyla da eş zamanlı olarak gerçekleşti.

UNSMIL, Trablus’taki yapılandırılmış diyalogun üst üste ikinci gününde, yönetişim ve güvenlik başlıklarından sorumlu ekipler için eş zamanlı iki sabah oturumu düzenlendiğini açıkladı. Ekonomi, ulusal uzlaşı ve insan hakları ekiplerinin ise iki ayrı oturum daha yapması öngörülüyor.

Bu başlıklara ilişkin tartışmaların gündemi, özellikle de güvenlik dosyası, henüz netlik kazanmadı. Pazar günü başlayan yapılandırılmış diyalog, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi Hanna Tetteh’in dört ay önce BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu siyasi çözüm yol haritasındaki ana süreçlerden biri olarak değerlendiriliyor.

sdfrgt
Libya'nın başkenti Trablus'ta düzenlenen yapılandırılmış diyalog toplantısından (UNSMIL)

BM himayesinde düzenlenen diyalog, Libyalı siyasetçiler arasında faydasına ilişkin süregelen tartışmaların gölgesinde yapılıyor. Daha önce Siyasi Diyalog Forumu üyesi olan Fadıl el-Emini, sürecin ülkenin geleceği açısından kritik bir eşik olduğunu belirterek, tüm Libyalı kurum ve liderlerin tereddüt etmeden sorumluluk üstlenmesi ve bu dönüm noktasının başarıya ulaşmasına samimiyetle katkı sunması gerektiğini ifade etti.

Buna karşılık Temsilciler Meclisi (TM) üyesi Ali et-Tikbali ise ‘muhalif seslerin dışlanmasının’ diyaloğu içeriğinden arındırdığını ve süreci Libya’daki siyasi gerçekliği yansıtmayan biçimsel bir girişime dönüştürdüğünü savundu.

Bu gelişmeler, ülkenin doğusundaki Tobruk kentinde Zaviye el-Arusiye’ye yönelik bir saldırının ardından yükselen geniş çaplı öfke dalgasıyla eş zamanlı yaşandı. Kimliği belirsiz kişiler, zaviyeye bağlı mescidi ateşe verdi, Şeyh Muhammed el-Kindi’nin türbesini açarak naaşını çaldı.

Söz konusu olay, Şubat 2011’de başlayan devrimden bu yana tekrarlanan türbe ve mezarlara yönelik saldırılar dosyasını yeniden gündeme taşıdı.

Sosyal medyada yayımlanan bir videoda, Zaviye el-Arusiye mensupları, saldırıdan ismini vermedikleri ve DEAŞ’a yakın aşırı bir ideolojiyi benimseyen bir grubu sorumlu tuttuklarını açıkladı. Açıklamada, Tobruk’taki güvenlik birimleri ile Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’na (LUO) sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapıldı.

Sünni İslam Tasavvuf Yüksek Konseyi ise olayı, 14 yılı aşkın süredir devam ettiğini belirttiği ve Ehl-i Beyt, sahabe ve evliyaya ait kabirlerin açılmasını, cami ve zaviyelerin yakılıp yıkılmasını, ölülerin kemiklerine yönelik saldırıları ve bunların bilinmeyen yerlere gömülmesini kapsayan ‘uğursuz bir kampanyanın’ parçası olarak niteledi.

Öte yandan geçtiğimiz ağustos ayında Zliten kentinde, Kur’an-ı Kerim ezberi yapılan bir zaviyeyi de barındıran önemli dini yapılardan biri olan Miftah es-Sıfrani türbesi bombalanmış, saldırı sonucunda türbe tamamen yıkılmış, ancak can kaybı yaşanmamıştı.

5th
Tobruk'ta bir Sufi şeyhinin medfun olduğu zaviyenin mescidinde vandalizm izleri (Facebook)

Doğu Libya’daki yetkililerin sessizliği sürerken, Sünni İslam Tasavvuf Yüksek Konseyi, yaşananların sorumluluğunun yetkililere ait olduğunu belirterek, farklı kentlerdeki zaviye ve türbelerin sorumlularını ‘acil önlemler almaya’ çağırdı. Konsey, olayı mezar soygunculuğu olgusunun geri dönüşüne işaret eden bir ‘alarm zili’ olarak nitelendirdi.

Şeyh Ahmed Muhammed İmran el-Kindi, 1917 yılında Zliten kentinde doğdu. Tobruk’ta yaşamış önde gelen mutasavvıflardan biri olan el-Kindi, buradaki Zaviye el-Arusiye’nin yenilenmesine katkı sundu ve 2007 yılında hayatını kaybetti.

Siyasi aktivist Usame eş-Şuhumi ise saldırının zamanlamasına dikkat çekerek, olayın kentin belediye seçimleriyle meşgul olduğu bir dönemde, sabah namazı öncesinde gerçekleştirilmesi ve mezarın açılmasının ardından dini miras eserleri barındıran bir kütüphanenin yakılmasının, bunun rastlantısal değil organize bir eylem olduğuna işaret ettiğini söyledi. Şuhumi, yaşananların ‘dini sembolizme olduğu kadar ilme ve bilgiye yönelik çifte bir düşmanlığı yansıttığını’ ifade etti.

Şuhumi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, hedef alınan zaviyenin herhangi bir kışkırtıcı ya da siyasi faaliyette bulunmadığını, nefret ya da tekfir söylemi benimsemediğini, aksine zikir ve Kur’an eğitimi verilen bir mekân olduğunu ve ziyaretçilerinin barışçıl, sade vatandaşlar olduğunu dile getirdi.

Öte yandan güvenlik alanında da gelişmeler yaşandı. Cenzur’da Yolsuzlukla Mücadele Kurumu’nun binasına RPG’lerle düzenlenen saldırı maddi hasara yol açtı ancak can kaybı yaşanmadı. Kurum, olayı ‘kendilerini sindirmeye ve reform sürecini baltalamaya yönelik bir girişim’ olarak niteleyerek acil soruşturma ve binalarının korunmasını talep etti. Saldırı, resmi makamlar ve insan hakları çevreleri tarafından kınanırken, faillerin takibine yönelik taahhütler de yinelendi.

Bu çerçevede, merkezi Bingazi’de bulunan Usame Hammad başkanlığındaki Libya İstikrar Hükümeti (LİH), 2013 yılında verilen uluslararası tahkim kararıyla bağlantılı Kuveytli el-Harafi şirketi dosyasıyla ilgili olarak acil bir dizi hukuki ve yargısal işlem başlattığını duyurdu.

Hükümetten yapılan açıklamada, 2006 yılında imzalanan yatırım sözleşmesinin feshi için dava açılmasının yanı sıra, tahkim sürecinde devlet güvenliğini ve kamu maliyesini ilgilendiren, dolandırıcılık ve danışıklılık boyutuna varan ağır ihlaller ile usul hatalarını ortaya koyan yeni belgelere dayanarak tahkim kararına itiraz edilmesinin de bu kapsamda yer aldığı belirtildi.

Açıklamada, ulusal egemenliğin ve kamu malının korunması konusundaki kararlılık vurgulanırken, dün Bingazi Kuzey Mahkemesi’nin ihtiyati ve acele işler dairesi tarafından verilen ve ulusal yargı nezdindeki dava sonuçlanana kadar tahkim kararına ilişkin tüm işlemlerin durdurulmasını öngören kararın ardından, iç ve dış bağlantılı tüm sorumluların takibinin sürdürüleceği ifade edildi.

Söz konusu dava, 2006 yılında Libya Turizm Kurumu ile el-Harafi şirketi arasında, Tacura’da bir turizm projesinin hayata geçirilmesi amacıyla imzalanan yatırım sözleşmesine dayanıyor. Libya makamlarının 2010 yılında sözleşmeyi iptal etmesi üzerine şirket uluslararası tahkime başvurmuş, 2013 yılında Kahire’de verilen tahkim kararıyla Libya’nın yaklaşık 937 milyon dolar tutarında, doğrudan zararlar, yoksun kalınan kârlar ve faizleri kapsayan bir tazminat ödemesine hükmedilmişti.

Bunun ardından, kararın uygulanması ve geçersizliği konusunda Mısır ve Avrupa’daki mahkemeler nezdinde uzun süren hukuki mücadeleler yaşanmış, taraflar karşılıklı olarak hukuki ihlallerin bulunduğu yönünde suçlamalarda bulunmuştu.


Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)

Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin anayasal sınırlar içinde, en fazla üç ay içinde yeni hükümeti kurma sürecinde karşılaştığı karmaşıklıklar göz önüne alındığında, "çerçeve" güçlerine yakın üst düzey bir yetkili, yeni hükümete eski bir başbakanın liderlik etmesi olasılığını dışlamıyor.

Yetkili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şii güçlerin "özellikle mevcut ve beklenen yerel ve bölgesel zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin en üst düzey yürütme pozisyonunu üstlenecek deneyimli bir isim istediklerini" söyledi. Yetkili, "Koordinasyon Çerçevesi içindeki güçlerin, daha önce başbakanlık yapmış olan Nuri el-Maliki, Muhammed es-Sudani, Haydar el-İbadi veya Mustafa el-Kazımi gibi isimlerden birini ve daha az ölçüde, Ekim protestolarının ardından görevinden alınan Adil Abdul-Mehdi'yi seçebileceği" olasılığını da dışlamadı.