Ruhani: Müzakereler savaşı önledi

Ruhani, Kongre Merkezi'nde son konuşmasını yaptıktan sonra cumhurbaşkanlığı döneminde yaptığı konuşmaların görüntüsünün yer aldığı fotoğrafların önünde duruyor (İran Cumhurbaşkanlığı)
Ruhani, Kongre Merkezi'nde son konuşmasını yaptıktan sonra cumhurbaşkanlığı döneminde yaptığı konuşmaların görüntüsünün yer aldığı fotoğrafların önünde duruyor (İran Cumhurbaşkanlığı)
TT

Ruhani: Müzakereler savaşı önledi

Ruhani, Kongre Merkezi'nde son konuşmasını yaptıktan sonra cumhurbaşkanlığı döneminde yaptığı konuşmaların görüntüsünün yer aldığı fotoğrafların önünde duruyor (İran Cumhurbaşkanlığı)
Ruhani, Kongre Merkezi'nde son konuşmasını yaptıktan sonra cumhurbaşkanlığı döneminde yaptığı konuşmaların görüntüsünün yer aldığı fotoğrafların önünde duruyor (İran Cumhurbaşkanlığı)

İran'da bugün görevine başlayan yeni Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'ye teslim edecek olan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, başkanlık ettiği son kabine toplantısında 8 yıllık kendi dönemini değerlendirdi. Ruhani, Nükleer anlaşma ve dış politika dosyalarını savunmaktan ve "Radikalizmin sonu" karşısında uyarılarda bulunmaktan çekinmedi.
İran’da, Reisi'nin Perşembe günü anayasal yeminini etmek için İran parlamentosuna gelmesiyle Ruhani devri resmen sona erecek. Ancak İran rejiminin lideri “Devrim Rehberi” Ali Hamaney, bugün ofisinde düzenlenecek geleneksel bir törenle Reisi’nin göreve gelişini onaylandığını açıklayacak. Resmi görevlerinin son gününde, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve yönetim ekibi, hükümetindeki üst düzey yetkililerle vedalaşmak üzere dün İran'daki Uluslararası Konferans Merkezi'ndeki veda törenine gittiler. Bu tören, son kabine toplantısından bir gün sonra geldi.
Ruhani, "2013'te ülkeyi kurtaracağına inandığım şeyler hala aynı; yurtiçinde ve yurtdışında ılımlı ve yapıcı ilişkiler. İran cumhurbaşkanı olarak göreve gelmemden 8 yıl sonra da hala ile aynı şeyi düşünüyorum. Kötülük ve çarpıtma pençeleriyle birbirimizin yüzüne vurarak ülkeyi ilerletemeyiz. Radikalizm çağının bittiği sonucuna varmalıyız. Yol ılımlılıktır” dedi.
Bu açıklamalar, Ruhani'nin İran'daki kötüleşen ekonomik durum ve nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma konusundaki ısrarı nedeniyle muhafazakar muhalif kamptan ve "Devrim Muhafızları" medyasından gelen en sert eleştirilere maruz kaldığı bir zamanda geldi.
Ruhani, İranlılara hitaben şunları söyledi: "İran halkına söylüyorum; kalkınma devam etmeli ve dünyaya model olmalıyız. Bunu yapmanın ana yollarından biri, komşular ve dünya ile yapıcı bir şekilde ilişki kurmaktır. Güvenlik Konseyi tarafından çıkarılan 7 tehlikeli kararı nasıl iptal edebildik? Basit bir iş değildi; Dışişleri Bakanının ve diplomatik aygıtın görevinin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Elbette, İran dini lideri tarafından yönlendirildik ve desteklendik.”
Ruhani konuşmasında birden fazla kez eski ABD Başkanı Donald Trump'a yüklendi. Ayrıca İsrail'in Nisan 2018'de nükleer silah geliştirmeye yönelik olası bir askeri programa ilişkin ifşa ettiği nükleer belgelerin "sahte belgeler" olduğunu da dile getirdi.
Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi (DMTK) Genel Sekreteri Muhsin Rızai, geçtiğimiz aylarda İsrail'in Tahran'dan nükleer belgeler elde ettiğini doğrulamıştı.
Ruhani, "Hükümetimiz sıradan bir hükümet olsaydı baskılar karşısında boyun eğebilirdi ancak biz ekonomik savaşta yolumuza devam etmek zorundaydık." dedi.
Paris'e yaptığı ziyarette eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın kendisine "5+1 ülkeleri olarak İran'a karşı kesin savaş kararı aldıklarını ancak kendisinin 2013 yılında göreve gelmesi ve müzakere için hazır olduğunu ilan etmesinin ardından savaştan vazgeçtiklerini söyleyen Ruhani, “Bu düğüm (nükleer) diplomasi ile çözüldü yoksa savaşa girebilirdik” dedi.
İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada, ekonomik savaş koşullarında halkın geçiminin hükümetin önceliği olduğunu söyledi ve tamamen cehalet sebebiyle hükümete baskı yapan “dostlara” yüklendi.
Cihangiri, “Bir sonraki hükümetin sorunları çözmek için iktidar organları ve devlet kurumları arasındaki koordinasyondan faydalanması için iyi bir fırsat var. Ancak fırsatları doğru zamanda kullanmamak onları bir tehdide dönüştürebilir. Ruhani cumhurbaşkanlığı görevini “ülke iç anlaşmazlıkların zirvesine tanık olurken” devraldı.” açıklamalarında bulundu.
Cihangiri’nin meclis oturumunda eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile eski Meclis Başkanı Ali Laricani arasında karşılıklı suçlamaların yaşandığına işaret etmesinin üzerine Ahmedinejad'ın danışmanı Ali Ekber Civanfekr de Twitter üzerinden şu yanıtı verdi: “İran halkının temsilcisinin İngiliz ajanlarla çatışmasını iç anlaşmazlıklar olarak yorumlamamız bir yanlış anlaşılma işaretidir.”
Laricani şu anda Rehber Hamaney'in danışmanı olarak görev yapıyor. Muhafızlar Konseyi, Laricani’nin son cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılma talebini geçen Mayıs ayında reddetmişti.

 


Reisi'nin yokluğunun ardından İran

Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
TT

Reisi'nin yokluğunun ardından İran

Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)

Velid Fares

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin, Dışişleri Bakanı ile birlikte helikopter kazasında hayatını kaybettiğini duyuran açıklamanın mürekkebi kurumadan, ölümünden kimin sorumlu olduğuna dair anlatılar başladı. Helikopterin zorunlu inişi gerçekten teknik nedenlerden mi kaynaklanıyordu, yoksa birisi motora sabotaj mı yapmıştı?

Haberlerin çoğu, teknik bir arızanın bir felakete dönüşen bu zorunlu inişe yol açtığı sonucuna varıyor. Ancak pek çok soru hâlâ soruluyor ve bunlar arasında şunlar da var; bu helikopter nasıl düştü, Cumhurbaşkanına eşlik eden iki helikopterden ikisi de neden zorunlu iniş alanına bakmadan yolculuklarına devam ettiler? Bazıları, kötü hava koşullarına rağmen kışın bile bu koridorun sürekli uçak ve helikopterler tarafından kullanıldığını söylüyorlar. Dolayısıyla ya bu olay benzersiz ya da olayların seyrini bu yöne iten yıkıcı bir el var.

Nihai raporların sonuçları ne olursa olsun, bu durum, İran rejimi içindeki kanatlar arasındaki güç tartışması çerçevesine giriyor. Bu kanatların ilki ölen Cumhurbaşkanı’nın devlet başkanı konumundayken başını çektiği kanattır. Kaynaklara göre Reisi, başkanlığını yaptığı devlet kurumlarının daha yetkili olması için çalışıyordu. Diğer kanat ise Dini Lider'in kanadı ve yüksek Humeyni otoritesi onun elinde. Yeni cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihi yaklaşırken kanatlar arasındaki mücadele yoğunlaşmıştı ve Hamaney'in ölümüyle yerine geçecek yeni ismin bulunması için çalışmalar yapılıyordu. Bilgiler, Humeyni Otoritesinin başındaki ismin, yerine oğlu Mücteba Hamaney'i önerdiğini söylüyor. Ancak diğer kaynaklar, Reisi'nin Veliyyi Fakih’in halefi olmaya hazırlandığını, bunun da iki kanat arasında çatışmaya yol açtığını söylüyorlar.

Anlaşmazlık konularından biri de 2014'ten bu yana Batı'dan, özellikle de ABD'den aktarılan ve on milyarlarca dolar olduğu tahmin edilen paranın kontrolü. Bu büyük meblağlar doğal olarak hükümet, bürokrasi, güvenlik kurumları, bankalar ve sahayı kontrol eden milisler arasında büyük çatışmalara yol açıyor. Cumhurbaşkanlığı ve Genel Rehberlik makamları arasındaki çatışma, bir yandan rejimin gücünü güvence altına alan bu fonlar üzerindeki kontrolün niteliği, diğer yandan da rejimin dört Arap ülkesinde ve Filistin topraklarındaki Humeynici ve müttefik milislerle olan organik bağıyla ilgili derin farklılıkların bir sonucu olabilir.

Peki, Reisi’nin sahneden ayrılmasından sonra şimdi ne olacak?

En yakın ihtimal, kurumlardaki ve devletteki destekçilerinin zayıflatılması ve yerine Rehber’i çevreleyen dar çevrenin parçası olacak, yeni bir cumhurbaşkanının getirilmesidir. Böylece cumhurbaşkanlığı makamı yakın gelecekte Dini Lider’in halefi için hazırlanmış olacak. Bu durumda, İran'daki bu dramatik değişimlerin iç, bölgesel ve uluslararası arenadaki sonuçları nelerdir?

İran içinde, yoğun halk tepkisinden ve Tahran ile diğer şehirlerde gerçekleşen kutlamalardan, Reisi'nin ölümünün, muhalefetin bir bütün olarak rejimin varlığını reddetmesi, bir otorite boşluğu veya en azından otoritenin kanatları arasında bir çekişme olduğu temelinde otoriteye karşı yeniden protesto çağrısı yapması için yeni bir kapı açabilir. Bu elbette rejimi, uluslararası kamuoyunu sahayı kesin olarak kontrol ettiğine ikna etmek için büyük bir baskıda bulunmaya itecektir.

Bölgesel düzeyde bazı hükümetler, Tahran’daki yeni hükümet ve yönetim ile ilişkilere hazırlık olarak Hamaney'in otoritesini yeniden tanıdı. Bunların arasında devletlerin içişlerine karışmama anlaşması imzalayan ülkelerin yanı sıra, durumu izleyen ve yeni rejimin istikrarlı bir yönde gelişimini görene kadar harekete geçmeyecek Arap Körfez ülkeleri de var.

Uluslararası düzeyde, bazı Avrupa hükümetlerinin, İran liderliğine Avrupa, AB ve Tahran arasındaki mevcut anlaşmalara saygı duyulacağı konusunda güvence vermek amacıyla, Dini Lider’e sempatilerini ifade etmekte hızlı davrandıklarını gördük. Bu, İran'da en yüksek ve derin Avrupa çıkarlarına sahip olanlar için normaldir ve şu ana kadar rejimi değiştirmeye çalışan tüm İran muhalefetlerinden daha güçlüdür.

ABD'ye gelince, Dışişleri Bakanlığı, İran hükümetinin koşullarındaki değişikliğe rağmen kendisi ile diplomatik ilişkiler kurmadan, İran yönetimine sakin bir dille başsağlığı diledi. Çünkü yönetim Kongre'de her iki partiden de cumhurbaşkanı kim olursa olsun bu rejimle ilişki kurmak istemeyen bir çoğunluğun bulunduğunu çok iyi biliyor. Başkanlık seçimi kampanyası sırasında muhalefetin yönetime yönelik eleştirilerini yoğunlaştırdığı ve muhalefetin ABD yönetimini, terörist olarak gördüğü bir rejimi tanımaktan sorumlu tuttuğu biliniyor.

Dolayısıyla Biden yönetimi İran rejimini diplomatik olarak tanırken, popülist Cumhuriyetçi tabandan duyduğu korku nedeni ile kendisi ile ilişki kurmama ilkesini sürdürecek. Çünkü Cumhuriyetçiler önemli eyaletlerde çoğunluğu elde etmiş gibi görünüyor, bu da seçim sonuçlarını etkileyebilir.

Bunun gelecekteki en önemli sonuçları ne olacak?

İran rejiminin, önümüzdeki Kasım ayındaki ABD seçimleri öncesi Ortadoğu'da bir tür güç gösterisine hazırlık amacıyla kendi kurumlarını etrafında toplaması, onları koruması ve geliştirmeye çalışması mantıklı. Bu da demek oluyor ki, yaz başından kasım ortasına kadar Biden yönetiminin ya da diğerlerinin seçimler nedeniyle Ortadoğu'daki herhangi büyük hareketlenmeye karşılık veremeyeceği hassas bir dönem yaşanacak. Tahran bunu anladı ve eğer isterse aynı aşamayı bölgedeki bazı hedeflerini hayata geçirmek için de kullanmaya hazırlanıyor.

Reisi'den sonra İran, iktidarın Humeyni’nin deyimi ile "Allah ile savaşan" muhalefete bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırma yoluna gidecek. Ancak İsrail-İran çatışması çerçevesindeki yeni durum, bir yanda İsrail ve bölgesel müttefikleri, diğer yanda İran rejimi arasında tansiyonu yükseltmeyi, aynı zamanda rejim içinde yeni halk ayaklanmalarının başlamasını kolaylaştıracak bir iç bölünmenin yaşanmasını ümit eden İran muhalefetinin işine yarayabilir.

Fakat ABD'nin tutumu değişmediği sürece, mevcut aşamada bu rejimi değiştirmek zor olsa da seçim tarihi yaklaştıkça değişim fırsatları doğabilir. Her halükârda, Humeyni rejiminin temel direklerinden biri ve 1980'lerdeki binlerce idamın sorumlusu olan birinin yokluğu, İran'daki kurban aileleri için umut verici bir haber, rejime reform veya değişim yönünde baskı yapmak için motive edici bir faktördür.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.