İran asıllı Amerikalılar, Reisi'nin göreve başlamasını Washington'da protesto etti

(İran Milli Direniş Konseyi)
(İran Milli Direniş Konseyi)
TT

İran asıllı Amerikalılar, Reisi'nin göreve başlamasını Washington'da protesto etti

(İran Milli Direniş Konseyi)
(İran Milli Direniş Konseyi)

İran Milli Direniş Konseyi üyelerinin de aralarında bulunduğu İran asıllı Amerikalılar, Capitol Hill'de miting düzenledi. Mitingde ABD Kongresi üyelerinin de dahil olduğu konuşmacılar İran'ın yeni cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'yi kınadı.
The Independent'ın haberine göre, akrabaları çeşitli suçlar işledikleri iddiasıyla İran hükümeti tarafından öldürülen İran asıllı Amerikalılar, pazartesi günü Union Meydanı'ndaki mitingde hayatını kaybeden yüzlerce kişinin yüzlerini gösteren bir anıt dikti.
Aralarında hem İran asıllı Amerikalıların hem de Kongre'den ve ABD siyaset dünyasından önde gelen isimlerin bulunduğu konuşmacılar, kalabalığa hitap ederken yaptıkları hararetli açıklamalarda Reisi'yi kınadı ve onun uluslararası insan hakları suçlamalarıyla karşı karşıya kalması için çağrıda bulundu.
Mevcut ve eski Kongre üyelerinin yanı sıra katılan ABD'li diğer ileri gelenlerin büyük kısmı da ABD dış politikasının müesses nizam kanadındandı. Konuşmacılar arasında eski senatör Joe Lieberman'la birlikte Justice Democrats (Adalet Demokratları) platformunun rakibini desteklediği ön seçimlerde koltuğunu kaybedene kadar Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'ne başkanlık eden eski Temsilciler Meclisi üyesi Eliot Engel de vardı.
Eski senatör Lieberman, yaptığı açıklamada İran'ın yeni cumhurbaşkanının Lahey'e çıkartılıp insanlığa karşı suç iddialarıyla yargılanması için çağrı yaptı ve seçimin meşruiyetini reddetti. Diğer katılımcılar da Reisi'nin geniş çaptaki boykotların hedefinde olduğunu The Independent'a vurguladı.
Lieberman, Reisi'yle ve İran hükümetindeki diğer isimlerle bağlantılı muhalif cinayetlerine dair, "İnsanlığa karşı işlenen bu suçlar karşısında sessiz kalamayız" dedi.
Eski Dışişleri Bakanı Yardımcısı Lincoln Bloomfield gibi diğer isimler de Reisi'ye ve 2019 kadar yakın tarihlerde ülkede muhaliflerin katledildiği iddialarına karşı ABD destekli bir BM insan hakları soruşturması açılması için çağrı yaptı.
Mitingdeki pek çok kişi, Başkan Joe Biden'ı ABD yaptırımlarıyla İranlı üst düzey yetkililer ve İran ekonomisi üzerinde kurulan baskıyı sürdürmeye davet etti. Biden, seçim kampanyası sırasında ABD'yi, Trump yönetiminde çıkılan İran nükleer anlaşmasına yeniden katılacak şekilde yönlendireceğine dair söz vermişti.
Bazıları bu yaptırımların artırılmasını dahi istedi. Bu, İran hükümetinin yeniden uyumlu olmak için lüzumlu gördüğü şeyin tam tersi.
Engel, The Independent'a verdiği demeçte İran hükümeti üzerindeki baskının sürdürülmesi yönündeki çağrıları yinelerken, Obama yönetiminin 2015'te imzaladığı anlaşmaya "hayran olmadığını" belirtti ve "arkadaşı" Biden'ı "İran'ı demokrasiye yaklaştıran yeni, daha iyi bir anlaşma" yapmaya çağırdı.
Independent Türkçe

 


Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.