Danimarka ve İzlanda'dan yetkililer: Aşılama sürü bağışıklığı sağlayamıyor, böyle bir beklenti gerçekçi değil

Dünyada 4 milyonu aşkın kişi, Kovid-19 yüzünden yaşamını yitirdi (AFP)
Dünyada 4 milyonu aşkın kişi, Kovid-19 yüzünden yaşamını yitirdi (AFP)
TT

Danimarka ve İzlanda'dan yetkililer: Aşılama sürü bağışıklığı sağlayamıyor, böyle bir beklenti gerçekçi değil

Dünyada 4 milyonu aşkın kişi, Kovid-19 yüzünden yaşamını yitirdi (AFP)
Dünyada 4 milyonu aşkın kişi, Kovid-19 yüzünden yaşamını yitirdi (AFP)

Danimarka ve İzlanda'dan yetkililer, aşı yoluyla Kovid-19'a karşı sürü bağışıklığının gerçekleşebileceğine, diğerlerine kıyasla daha bulaşıcı olan Delta varyantı yüzünden artık inanmadıklarını söyledi.
Sürü bağışıklığı, nüfusun çoğunluğunun bir hastalığa bağışık hale gelmesi, bu durumun da virüsün yayılmasını yavaşlatıp henüz tedavi görmeyen kişileri de koruması anlamına geliyor.
Delta gibi daha bulaşıcı varyantların çıkmasından önce sürü bağışıklığının, nüfusun yüzde 60 ila yüzde 70'inin aşılanmasıyla sağlanabileceği düşünülüyordu. Ancak aşılı insanları da enfekte eden Delta varyantının yayılması, bu tahminleri boşa çıkardı.
"Sürü bağışıklığını başarmak gerçekçi değil" diyen Danimarka'da bulaşıcı hastalıklarla ilgilenen Devlet Serum Enstitüsü'nden Tyra Grove Krause, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer aşılar, şu anda bulunan varyantlara karşı yüzde 100 etkili olsaydı ve 12 yaşla üzeri kişiler yüzde 100 aşılansaydı, o zaman Delta varyantına karşı gerçek bir sürü bağışıklığı elde etmekten bahsedebilirdik. Ama ne yazık ki gerçek bu değil. Bunu yapamıyoruz."
İzlanda'nın baş epidemiyoloğu Thórólfur Gudnason da aşılamanın, uzmanların sürü bağışıklığına dair umduğu noktaya götürmediğini söyledi.
Gudnason'ın sürü bağışıklığı gerçekleştirmek için bir diğer önerisi, koronavirüsün yayılmasına izin vermek. Uzman, bunu yaparken hassas grupları koruyarak ciddi hastalıkların önlenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Yaklaşık 343 bin nüfusa sahip İzlanda'da şimdiye kadar 8 bin 793 Kovid-19 vakası görülürken, 30 kişi virüsten hayatını kaybetti.
Danimarka'da ise 2 bin 552 kişi, Kovid-19 yüzünden yaşamını yitirdi. 5,8 milyonluk ülkede toplam vaka sayısı 324 bin.
Independent Türkçe, Sputnik International, Worldometers, Rio Times



Arizona'da tarihi keşif: 200 milyon yıllık uçan sürüngen fosili bulundu

Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
TT

Arizona'da tarihi keşif: 200 milyon yıllık uçan sürüngen fosili bulundu

Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)

Araştırmacılar 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti.

Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden bilim insanları 2011'de, fosilleşmiş çene kemiğini ortaya çıkardıkları bu canlının, artık Kuzey Amerika'da bilinen en eski teruzor türü olduğunu belirledi.

Arizona'daki Taşlaşmış Orman Milli Parkı'ndaki ücra bir kemik yatağında keşfedilen bu canlının çene kemiği 209 milyon yıl önce volkanik kül içinde korunmuş.

Yeni türün, bir insanın omzuna rahatça tüneyebilecek kadar küçük olduğu düşünülüyor.

Bu olağanüstü fosili, müzenin FossiLab bölümünde 18 yıldır gönüllü olarak çalışan Suzanne McIntire keşfetti.

McIntire şöyle diyor:

Bu örneği ortaya çıkarmanın heyecan verici tarafı, dişlerin hâlâ kemiğin içinde olmasıydı, bu yüzden hayvanı tanımlamanın çok daha kolay olacağını biliyordum.

Ekip, diş uçlarının aşınmış olmasından yola çıkarak teruzorun, çoğu zırh benzeri pullarla kaplı balıklarla beslendiği sonucuna vardı.

Ekip yeni teruzor türüne Eotephradactylus mcintireae adını verdi. "Kül kanatlı şafak tanrıçası" anlamına gelen bu isim, fosilin bulunduğu alandaki volkanik küle atıf yapıyor.

Arizona'nın kuzeydoğusundaki bu bölge, 209 milyon yıl önce Pangaea'nın ortasında ve ekvatorun hemen üzerinde yer alıyordu.

Küçük nehir kanallarının kesiştiği bölge muhtemelen mevsimsel sellere maruz kalıyordu; bu seller kanallara tortu ve volkanik kül taşıyarak muhtemelen kemik yatağında muhafaza edilen canlıları gömdü.

Ekip toplamda kemikler, dişler, balık pulları ve koprolitler yani fosilleşmiş dışkılar da dahil 1200'den fazla fosil ortaya çıkardı.

Araştırmacılar ayrıca sivri uçlu zırhı ve ayakkabı kutusuna sığabilecek kabuğuyla, eski bir kaplumbağanın fosillerini de tanımladı. Kara kaplumbağası benzeri bu hayvan, fosilleri daha önce Almanya'da keşfedilen, bilinen en eski kaplumbağayla aynı zamanlarda yaşamıştı.

Kligman, "Bu, kaplumbağaların Pangea genelinde hızla yayıldığını gösteriyor ki bu çok büyük olmayan ve muhtemelen yavaş bir tempoda yürüyen bir hayvan için şaşırtıcı" diyor.

Independent Türkçe