Dixie, Kaliforniya tarihinin en kötü ikinci yangını oldu

Yangın, Greenville doğru yayılmaya devam ederken binlerce kişi de kaçmaya deva ediyor (AFP)
Yangın, Greenville doğru yayılmaya devam ederken binlerce kişi de kaçmaya deva ediyor (AFP)
TT

Dixie, Kaliforniya tarihinin en kötü ikinci yangını oldu

Yangın, Greenville doğru yayılmaya devam ederken binlerce kişi de kaçmaya deva ediyor (AFP)
Yangın, Greenville doğru yayılmaya devam ederken binlerce kişi de kaçmaya deva ediyor (AFP)

Kuzey Kaliforniya’yı kasıp kavuran Dixie yangını 187 bin 562 hektarlık alanı küle çevirirken, bunun Los Angeles’tan ve Hawaii’deki Maui adasından daha büyük bir alanı kapladığı ifade edildi. Kaliforniya’da 11 noktada yangınlar devam ederken, Dixie’nin eyalet tarihinin en büyük ikinci yangını olduğu belirtildi.
Kaliforniya Orman ve Yangın Kurumu’na (CAL Fire) göre Dixie yangının yüzde 21’i kontrol altına alındı. İtfaiyeciler 13 Temmuz’da başlayan yangının 20 Ağustos tarihinden önce söndürülemeyeceğini söylüyor. Hafif esen rüzgarlar ve yüksek nem oranı personele yardımcı olsa da hafta ortasında 38 dereceye ulaşması beklenen sıcaklıklar ile yangınların şiddetinin artması bekleniyor. Yangını söndürmek için 5 bin kişi mücadele ediyor. Rüzgarlar ve sarp arazi itfaiyecilerin çalışmasını zorlaştırıyor. Yetkililer, yangının 2018 yılında Mendocino Kompleksi’nde çıkan yangından daha kötü olduğunu açıkladı. Greenville bölgesinden kaçarak siviller için belirleniş tahliye istasyonlarındaki çadırda kalan Tami Coogler AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bir filmde görülen savaş bölgesinden çıkmak gibiydi. Yaşadığım mahalle artık yok. O mahallede değer verdiğim ve sevdiğim insanların evleri artık yok” ifadelerini kullandı.
Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, geçtiğimiz Cumartesi günü Greenville’yı ziyaret ederek yangınlarla mücadele eden ekiplere şükranlarını iletti. Açıklamasında yetkililerin orman yönetimi ve yangın önlemeye daha fazla kaynak ayırması gerektiğini söyleyen Newsom, “Hava hiç olmadığı kadar sıcak… Bu yangınların doğrudan iklim değişikliğinden kaynaklandığını kabul etmemiz gerekiyor” şeklide konuştu. Binlerce bölge sakini alandan kaçarak çadırlara yerleşti.
Temmuz ayı sonlarında, Kaliforniya'nın yanan hektarları, eyaletin modern tarihindeki orman yangınları için en kötü yıl olarak kabul edilen 2020'ye kıyasla yüzde 250'den fazla arttı. Dixie, Greenville kasabası ve diğer kasabalardaki dükkan ve evleri yok etti.
Yetkililerin defalarca ‘evleri boşaltın’ talimatına rağmen, bazı bölge sakinleri evlerini terk etmeyerek kendi başlarına yangınla mücadele etmekte ısrar etti. Kolluk kuvvetleri, bölge sakinlerinden yangında hayatlarını kaybetmeleri durumunda önceden yakınlarının adlarının bildirilmesini talep etti. İtfaiye teşkilatı şefi Jake Cagle, birimlerinin çalışmaya devam ettiğini belirtti. Bilim insanlarının iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğuna inandıkları uzun süreli kuraklık, Batı Amerika’yı bu çok yıkıcı yangınlar karşısında kırılgan hale getirdi.
Yapılan araştırmaya göre yangının elektrik hatlarına devrilen bir ağaçtan çıkmış olabileceği iddia edildi. 2018 yılında Paradise kasabasını neredeyse yok eden yangınlarda 86 kişi yaşamını yitirmişti. Dixie yangını da Paradise yangınını andırıyor.
Greenville geçmişte de birkaç felakete tanıklık etti. 1881'de büyük bir yangın şehrin önemli bir bölümünü yok etmişti. Son 140 yıl içerisinde yaşanan yangınlar nüfus için tehdit haline geldi.



Paris, İran'da kaybolan genç Fransız turistin izini kaybetmesinden endişeli

Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
TT

Paris, İran'da kaybolan genç Fransız turistin izini kaybetmesinden endişeli

Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)

Fransız bir diplomatik kaynak dün, İran'da bisikletle turistik gezi yapan bir Fransız gencin 16 Haziran'dan beri ailesiyle iletişime geçmediğini ve bu durumun “endişe verici” olduğunu söyledi.

Sosyal medyada yayınlanan bir kayıp ihbarıyla ilgili soruya yanıt veren kaynak, “Bu kayıp endişe verici. Aileyle bu konuda temas halindeyiz” dedi. Dışişleri Bakanlığı'nın Fransız vatandaşlarına İran'a seyahat etmemeleri konusunda tavsiyede bulunduğunu, çünkü Tahran'ın "Batılıları rehin tutma konusunda kasıtlı bir politika" izlediğini belirtti.

Instagram'da yayınlanan bildiride, 18 yaşındaki Linart Monterlos'un Alman vatandaşı da olduğu belirtildi.

Kaynak, Fransız gencin İran'da İsrail adına casusluk yaptığı iddiasıyla son zamanlarda gözaltına alınan Avrupalılar arasında olup olmadığını açıklamadı.

Diplomatik kaynak, İran'ın “Fransız vatandaşlarını geçiş sırasında hedef aldığını, casuslukla suçlayarak korkunç koşullarda gözaltında tuttuğunu, bazılarının uluslararası hukukta işkence olarak tanımlanan muameleye maruz kaldığını” vurguladı.

Kaynak, “Fransız vatandaşlarına İran'a seyahat etmemeleri tavsiye ediliyor” ve “İran'da bulunanların, tutuklanma ve keyfi gözaltı tehlikesi nedeniyle İran topraklarını derhal terk etmeleri tavsiye ediliyor” dedi.

Paris perşembe günü, üç yıldır tutuklu bulunan ve idam cezasıyla karşı karşıya olan Fransız vatandaşlarının serbest bırakılmaması halinde, İran'a uluslararası yaptırımları yeniden uygulayacağı tehdidinde bulundu.

İranlı yetkililer, Mayıs 2022'de bir turistik gezi sırasında Cecile Koller ve Jacques Barry'i gözaltına aldı ve onları “Mossad için casusluk yapmak”, “rejimi devirmek için komplo kurmak” ve “ülkeyi yozlaştırmak” ile suçladı. Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre bu üç suçun cezası idamdır. İran'ın resmi basın organlarında bu konuyla ilgili herhangi bir haber yer almadı.

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron perşembe günü yaptığı açıklamada, İran'ın Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bu konuyu görüşeceğini ve karşı önlemler almayı da göz ardı etmediğini belirtti.

Macron, gazetecilere verdiği demeçte, bunun “Fransa'ya yönelik bir provokasyon, saldırganlık” ve “Fransa için kabul edilemez” olduğunu ifade etti.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, perşembe günü Paris'te gazetecilere yaptığı açıklamada, "Derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Bu bizim en büyük önceliğimizdir" dedi.

AFP’nin haberine atıfta bulunarak, bakan, "Eğer bu suçlamalarla karşı karşıya oldukları doğrulanırsa, bu suçlamaları haksız ve temelsiz olarak değerlendiriyoruz." dedi.

İran Devrim Muhafızları, son birkaç yılda çoğu casuslukla ilgili suçlamalarla onlarca yabancı uyruklu ve çifte vatandaşı gözaltına aldı.

İnsan hakları grupları ve Batılı ülkeler, Tahran'ı yabancı tutukluları pazarlık kozu olarak kullanmakla suçluyor, İran ise bu suçlamayı reddediyor.

Fransa, son aylarda İran'a yönelik söylemini sertleştirdi; özellikle de İran'ın nükleer programı, Rusya'ya verdiği destek ve Avrupa vatandaşlarını gözaltına alması konusunda.