Tahran’dan Bağdat’a: Muhalifleri Kürdistan bölgesinden çıkar
İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, Irak’tan, İranlı Kürt muhalifleri Kürdistan bölgesinden çıkarmasını veya Tahran'ın silahlı gruplara karşı ‘caydırıcı önlemlerini’ beklemesini talep etti.
Reuters’ın haberine göre Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile görüşen Şemhani, “İran'ın silahlı teröristlere karşı caydırıcı tedbirler almak zorunda kalmaması için, Irak hükümetinden bu gruplara karşı daha ciddi önlemler almasını talep ediyoruz” dedi.
İranlı yetkili tarafından yapılan açıklamalarda Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne herhangi bir şekilde değinilmedi.
İran muhalefetinde yer alan Kürdistan Demokrat Partisi lideri Musa Babakhani’nin kaybolduktan iki gün sonra Erbil'deki bir otelde cesedinin bulunması üzerine Kürt yetkililerin ölümle ilgili soruşturma başlatmasının ardından Tahran söz konusu talepte bulundu.
Kürdistan Demokrat Partisi ise İran istihbaratını Musa Babakhani’ye suikast düzenlemekle suçladı.
Bu suikast, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani'nin yeni İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile görüşmesinden iki gün sonra düzenlendi.
Öte yandan İran Kürdistan Demokrat Partisi, PJAK Özgür Yaşam Partisi ve Komele Partisi gibi silahlı Kürt grupları ile İran güvenlik güçleri arasında kuzey Irak sınırında sık sık çatışma yaşanıyor.
Bundan önce de İran, genellikle yarı özerk Kürdistan Bölgesel Yönetimi tarafından kontrol edilen bölgelerde silahlı Kürt muhalif grupları füze ve roket saldırılarıyla hedef almıştı.
Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.
İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.
Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;
“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”
Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.
Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.
İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)
Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.
Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.
Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.
İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.
Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.
Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.
Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.
Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.
ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.
Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.
Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.
BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.
Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.
ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.
ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة