Bağdat, Irak Ulusal Diyalogu ve Bölgesel Komşuluk Zirvesi'ne hazırlanıyor

Kazimi, kabine toplantısına başkanlık ediyor (Irak Başbakanlığı)
Kazimi, kabine toplantısına başkanlık ediyor (Irak Başbakanlığı)
TT

Bağdat, Irak Ulusal Diyalogu ve Bölgesel Komşuluk Zirvesi'ne hazırlanıyor

Kazimi, kabine toplantısına başkanlık ediyor (Irak Başbakanlığı)
Kazimi, kabine toplantısına başkanlık ediyor (Irak Başbakanlığı)

Irak hükümeti, gerek Başbakan Mustafa el-Kazımi'nin ilgili ülkelere elçiler aracılığıyla gönderdiği davetler düzeyinde olsun gerekse zirve gündeminin belirlenmesi açısından olsun bu ayın sonlarında yapılması planlanan ‘Bölgesel Komşuluk Zirvesi’ hazırlıklarını tamamladı. Öte yandan zirve öncesinde, Başbakan el-Kazımi'nin yaklaşık iki ay önce çağrıda bulunduğu Ulusal Diyalog Konferansı'nın düzenlenmesi de planlanıyor.
Şarku'l Avsat'a konuşan ve kimliğinin açıklanmasını istemeyen Iraklı resmi bir kaynağa göre Irak'ın dördü komşu ülkeler olmak üzere toplam sekiz ülkenin katılacağı zirvenin temel amacı Irak'ın istikrarını desteklemek. Çünkü Irak’ın istikrarı, bölgenin desteklenmesi ve istikrarı anlamına geliyor.
Kaynak, İran, Türkiye, Ürdün, Suudi Arabistan, Kuveyt, Mısır, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un zirveye bizzat katılacağını duyuran Fransa olmak üzere davet edilen tüm ülkelerin zirveye katılacaklarını belirtti.
Kaynak açıklamasında “(Başbakan) Kazımi'nin başkanlık edeceği zirve, ülkesi Irak'ı istikrara kavuşturma sürecini ve bölgedeki ve dünyadaki rolünün önemini ve etkinliğini destekleyen (Fransa Cumhurbaşkanı) Macron ile iş birliği içinde olacak” dedi. Kaynak, Arap Birliği (AL) Genel Sekreteri, İslam Konferansı Örgütü  (İKÖ) ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesinin temsilcilerine de davetiyeler gönderildiğini açıkladı.
Zirvedeki temsil düzeyine ilişkin olarak ise kaynak, “Bir kısmı krallar ve cumhurbaşkanları düzeyinde, bir kısmı da üst düzey yetkililerden oluşan heyetler aracılığıyla olacağı için iyi bir temsil düzeyinin olması bekleniyor” şeklinde konuştu.
Kaynak, Zirvede bölgedeki bazı ülkeler arasındaki sorunların ve krizlerin de ele alınıp alınmayacağı ve Irak'ın bu konuda son dönemde oynadığı roller hakkında şunları söyledi:
“Zirvenin temel amacı, Irak'ın istikrarını desteklenmesidir. Çünkü Irak’ın istikrarı, bölgedeki herkesin istikrarıdır. Tüm bölge ülkelerinin bu istikrardan çıkarları var ve hepsi Irak'ın istikrarının öneminin farkında.”
Başbakan el-Kazımi'nin yaklaşık iki ay önce çağrıda bulunduğu Ulusal Diyalog Konferansı’nın da bu ayın sonlarında ve zirveden önce düzenleneceğini belirten kaynak,  “Ulusal Diyalog Konferansı’nda ülkenin yaşadığı çeşitli sorunlar ve krizler ile bunlara hangi çözümlerin bulunabileceği tartışılacak” dedi.
Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bölgesel Komşuluk Zirvesi öncesinde Ulusal Diyalog Konferansı'nın yapılması, onu başarıya taşıyan faktörlerden biri olacaktır. Çünkü konferanstan, özellikle diyalog ve zirve konferansları Ekim ayında yapılması planlanan seçimlerden önce gerçekleşeceğinden ülkenin istikrarının önemini herkesin teyit ettiği bir bildirinin çıkması bekleniyor.”
Ağustos ayı sonunda yapılması planlanan Bölgesel Komşuluk Zirvesi, bu yıl Irak'taki en önemli üçüncü uluslararası etkinlik olacak. Geçtiğimiz Mart ayında Papa Francis Irak’ı ziyaret etmiş ve beş ayrı ili gezmişti. Irak’ın en önemli tarihi olaylarından biri olarak kabul edilen Papa Francis’in Irak ziyareti, Dünya çapında geniş ilgi gördü. Bunun yanı sıra Irak geçtiğimiz Haziran ayında, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın katılımıyla Irak, Mısır ve Ürdün arasındaki üçlü bir zirveye de ev sahipliği yaptı. Başbakan Kazımi, bu ayın sonunda Bölgesel Komşuluk Zirvesi'ne yapacağı ev sahipliğiyle, komşu ülkeler ve bölge ile dengeli dış ilişkileri tesis etmeyi başardı. Kazımi, ayrıca ABD ile Irak arasında, ülkesindeki Amerikan muharip güçlerin geri kalanlarının bu yılın sonlarında Irak'tan çekilmesi konusunda imzalanan bir anlaşmayla sonuçlanan dört turluk stratejik diyalog yürütmede de büyük bir başarı elde etti.



İran'ın Iraklı müttefikleri, Kürdistan Bölgesel Yönetimi aleyhine prestijini geri kazanmaya çalışıyor

İran'ın Iraklı müttefikleri, Kürdistan Bölgesel Yönetimi aleyhine prestijini geri kazanmaya çalışıyor
TT

İran'ın Iraklı müttefikleri, Kürdistan Bölgesel Yönetimi aleyhine prestijini geri kazanmaya çalışıyor

İran'ın Iraklı müttefikleri, Kürdistan Bölgesel Yönetimi aleyhine prestijini geri kazanmaya çalışıyor

Rüstem Mahmud

Beklentilerin aksine, İran-İsrail savaşı sona erer ermez İran'ın Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) yönelik bir dizi güvenlik ve siyasi baskısı başladı. İran medyası, bölgedeki sivil yerleşim yerlerine yönelik saldırıları “İsrail Mossad'ının karargahını hedef alan saldırılar” olarak nitelendirmeye başladı. Bu arada, İran'a yakın Irak Koordinasyon Çerçevesi Güçleri, Irak hükümetini IKBY çalışanlarının maaşlarını kesmeye zorladı. Bölgedeki petrol sahalarına yönelik bir dizi istisnai saldırı başladı ve saldırıların mesajı ve kaynağı açıkça ortadaydı. Öte yandan İran'a yakın Irak medya ve siyaset platformları, federal hükümetin bölgeyle petrol ihracatı, maaş ödemeleri ve finansal düzenlemeler konusunda yapabileceği herhangi bir anlaşmayı reddederek, bölgeye karşı koordineli bir kışkırtma kampanyası başlattı. Tüm bunların, Tahran'ın “yenilgisi” sonrasında İran'a yakın Iraklı güçleri saran “yeniden prestij kazanma girişimi” dışında mantıklı bir açıklaması yok.

Bunlar, IKBY'nin söz konusu savaştaki açık siyasi ve lojistik duruşuna rağmen gerçekleşiyor. IKBY’nin siyasetçileri ve liderleri, savaş sırasında İran karşıtı herhangi bir davranışta bulunmadı, Haşdi Şabi Güçleri ve İran destekli Koordinasyon Çerçevesi Güçlerine karşı herhangi bir söylemde bulunmadı. Dahası IKBY, İran'ın kendisinden bile “övgü” aldı. Ancak tüm bunların, Irak'ta İran'ın müttefikleri ile karşıtları arasındaki büyük rekabet bağlamında hiçbir önemi yok gibi görünüyor. İran’a sadık olanlar yenilgiyi ve nüfuzunun gerilediğini inkâr etmeye çalışırken, IKBY liderliğindeki muhalifler bu gerilemenin etkilerinden faydalanmayı hedefliyor.

İsrail'in İran'ın bölgesel kanatlarını kırması ve ardından İran'a karşı son savaşı, Iraklı güçlerin görünür sessizliği ve boyun eğişi altında gerçekleşti

Bu durum, DEAŞ'a karşı savaşın sona ermesinden bu yana, son on yıldır İran'a yakın/ilişkili merkezi Irak Şii güçleri ile IKBY arasındaki ilişkiyi şekillendiren ve meşgul eden dört önemli sorundan sonra yaşanıyor. Tüm bu konularda, bahsi geçen güçler İran'ın çıkarlarını, stratejik vizyonunu ve nüfuzunu, IKBY ile kendilerini buluşturabilecek herhangi bir “yüksek ulusal çıkar”ın önüne koydu. İran'ın Irak'taki emellerinden ve muazzam gücünden sürekli olarak faydalandı.

Bu güçler IKBYnin petrol ve doğal gaz sektörlerinde, özellikle de doğal gaz sektöründe kalkınma ve bağımsızlık girişimlerini tamamen engellediler. Hatta bölgedeki petrol sahalarına karşı sürekli askeri operasyonlar düzenleyecek ve Irak devlet kurumlarının tamamını ve meşruiyetini kullanarak bölgenin petrol ihraç etmesini engelleyecek kadar ileri gittiler. Tüm bunlar, İran'ın yaptırımlar altında en önemli döviz kaynağı haline gelen Irak ekonomisi ve doğal gaz ihracatı üzerindeki “hegemonyasını” sürdürmesine hizmet etti. Bu güçler ayrıca, İran'ın bölgenin kendisine “asi bir komşu” haline gelmesini engellemek için onu “sürekli siyasi kaygı” içinde tutma arzusuna uygun olarak, çeşitli Irak hükümetlerinin bölgeye yönelik seçim vaatlerini, yazılı olanlar da dahil, yerine getirmesini engellediler.

Görsel kaldırıldı.
Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani, Irak'ın Erbil kentinde İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile görüştü 12 Eylül 2024 (Reuters)

Bu iki meselenin yanı sıra bu güçler, Kürt güçleri arasında siyasi kargaşa ve çatışma yaratmak için mümkün olan en geniş alanı oluşturmaya çalıştılar; bölgedeki sorunları çözmek için bir çatışmanın gerektiği izlenimi vermek amacıyla, biriyle diğerinin aleyhine yakınlaştılar. Bunu, Kürt güçlerini İran'dan yardım istemeye ve İran'ın kendi içindeki genel stratejisine boyun eğmeye zorlamak için yaptılar. Ayrıca, bölgeye ABD'nin Irak'taki askeri varlığı konusunda şantaj yapmaya çalıştılar. Yine ve her zaman olduğu gibi, İran'ın çevresindeki ABD varlığından kurtulma emelleri için bölgeyi suçlayıp, onu ABD himayesinden çıkarma konusunda mümkün olan her şeyi yapmaya çalışmakla tehdit ettiler.

İsrail'in İran'ın bölgesel kanatlarını kırması ve ardından İran'a karşı son savaşı, yıllardır “taşkın bir kahramanlık” ve destansı savaşlara karşı “erkeksi” bir coşku iddiasında bulunan bir üstünlük söylemi pompalayan Iraklı güçlerin görünür sessizliği ve boyun eğişi altında gerçekleşti. Bu savaştan sonra söz konusu güçlerin iddia ettikleri gibi olmadıkları, siyasi ve ekonomik gelecekleri için oldukça endişeli, dış dayatmaların üstesinden gelme gücünden, güç dengesinde kayda değer bir askeri ve lojistik yetenekten yoksun oldukları ortaya çıktı.Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı analize göre bu anlamda, bu güçler mekanik bir şekilde hareket ederek Irak hükümetine, egemen oldukları Irak siyasi alanına ve daha geniş bölgesel denklemdeki konumlarına karşı “prestijlerini yeniden kazanmaya” çalışıyorlar. Ancak, her şeyden önce, kendileri ve daha önce örtülü olan iddiaların gerçekliğinin farkına varan “sadık” yerel Irak toplumları nezdinde prestijlerini geri kazanmalılar.

İran’ın nüfuzu aşınıyor ve dağılıyor; en rahat “oyun alanı” olan Irak'ta artık diğer tüm araçlarını kaybetmiş olması ve açık şiddetten başka bir şekilde karşılık verememesi de bunu kanıtlıyor

Bunu başarma yolunda İran, IKBY’i hedeflerine en düşük ve en hızlı maliyetle ulaşabilecek “işlevsel bir düşman” olarak görüyor. Sonuç olarak IKBY, Irak denkleminde yalnızca önyargılı siyasi ve ideolojik suçlamalarla dolu bir cephaneliği kuşanmış, hem siyasi alanda hem de sahada aynı şekilde karşılık verme yeteneğinden yoksun bir “azınlık” konumunda.

Görsel kaldırıldı.
IKBY'nin başkenti Erbil'de Kürt bayrağı, 4 Temmuz 2025 (AFP)

Ancak, İran'ın en rahat “oyun alanı” olan Irak'ta, diğer tüm araçlarını kaybetmiş olması nedeniyle artık açık şiddet dışında bir yanıt verememesi, İran'ın etkisinin giderek azaldığını ve parçalandığını kanıtlamaktadır. Ayrıca, bölgede yarattığı kutuplaşmanın, en azından siyasi düzeyde, onu daha da radikal bir bölünmeye iteceğini ve ardından İran'a karşı olan güçlerle, özellikle Sadr hareketi gibi “Şii” gruplar olmak üzere çok sayıda İran karşıtı güçlerle mutlak siyasi ittifaklara iteceğini de fark etmiyorlar. Keza böyle bir davranışta bulunmanın bir “bahar yolculuğu” olmadığını, bunun, ilkelere ve dengeye bağlı olanların ateşini yeniden körükleyebileceğini anlamıyorlar. Bu hataları, geçmiş olaylarda belirli bir sınırı aşan diğer grupların "hatalarından" daha az maliyetli olmayabilir.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.


Uluslararası ve Suriyeli kuruluşlar Halk Meclisi seçim sürecine katılacak

Suriye Yüksek Seçim Komisyonu'nun resmi internet sitesinin tanıtımı için Halk Meclisi binasında basın toplantısı düzenlendi. (SANA)
Suriye Yüksek Seçim Komisyonu'nun resmi internet sitesinin tanıtımı için Halk Meclisi binasında basın toplantısı düzenlendi. (SANA)
TT

Uluslararası ve Suriyeli kuruluşlar Halk Meclisi seçim sürecine katılacak

Suriye Yüksek Seçim Komisyonu'nun resmi internet sitesinin tanıtımı için Halk Meclisi binasında basın toplantısı düzenlendi. (SANA)
Suriye Yüksek Seçim Komisyonu'nun resmi internet sitesinin tanıtımı için Halk Meclisi binasında basın toplantısı düzenlendi. (SANA)

Şam, eylül ayı ortasında yapılması planlanan Halk Meclisi seçimlerine katılmak için birçok uluslararası ve Suriyeli kuruluşun başvuru yaptığını açıkladı.

Halk Meclisi Yüksek Seçim Komitesi Sözcüsü Dr. Nevvar Necme, komisyonun Halk Meclisi seçimlerine katılmak için başvuran birçok uluslararası ve Suriyeli kuruluşla organizasyon toplantıları yaptığını söyledi. Necme, seçim mekanizmasının ‘doğrudan seçimlere değil, belirli bölgelerdeki seçim organlarına dayandığını’ belirtti.

Suriye'de Halk Meclisi üyelerini seçmek için 15-20 Eylül tarihleri ​​arasında dolaylı seçimlerin yapılması bekleniyor. Bu, Esed rejiminin devrilmesinden bu yana ilk seçim olacak. Yeni yönetim tarafından yayınlanan anayasal bildirgeye göre Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, meclis milletvekillerinin üçte birini, yani 70 üyeyi seçecek. Yeni parlamento, geçiş döneminde yasama organını temsil edecek.

Başkent Şam’daki Halk Meclisi binasında Yüksek Seçim Komisyonu'nun resmi internet sitesinin lansmanı için düzenlenen basın toplantısında konuşan Dr. Nevvar Necme, “Seçim alt komitesinin başkanı, seçim sürecinden ve meydana gelebilecek her türlü ihlalden sorumludur” dedi. Necme ayrıca, seçim bölgelerinde avukatların bulunmasını ‘önemli ve benzeri görülmemiş bir adım’ olarak değerlendirdi.

Temyiz komitelerinin seçmenlerin uygunluğuna ilişkin kararlar verdiğini açıklayan Necme, “Geçici seçim sistemi, Suriye içinde veya dışında, seçim bölgelerindeki merkezlerde oy kullanabilecek seçmenler arasında ayrım yapmıyor” dedi.

Lansman sırasında, internet sitesi sorumlusu Mühendis Hamza Şamut, internet sitesi tarafından sunulan hizmetleri özetledi. Şamut, bunun sadece teknik bir araç değil, seçim sürecini korumak ve halkın denetim ilkesini pekiştirmek için kurumsal bir garanti olduğunu ve böylece seçim sürecinin bütünlüğünü ve şeffaflığını sağladığını açıkladı.

Şamut, internet sitesinde, vatandaşların vilayetleri tanımlayıp seçilen sandalye sayısını, seçim bölgesi ve seçim çevresi sayısını, alt komite sayısını ve komite ve seçim organlarının üye sayısının üst sınırını görebilecekleri etkileşimli bir harita bulunduğunu açıkladı. Şamut'a göre internet sitesi ayrıca, her seçim bölgesi için alt komitelerin ve seçim organlarının koşullarına tam erişim sağlıyor ve itiraz komiteleri ve itirazların sunulması mekanizması hakkında bilgi veriyor.

ddsfvd
Halk Meclisi Yüksek Seçim Komitesi, Haseke vilayetinde seçimlerin ertelenmesi konusunu vilayet halkıyla görüştü. (SANA)

Halk Meclisi Yüksek Seçim Komitesi dün akşam, Suriye vilayetleri arasında Halk Meclisi sandalyelerinin dağılımına ilişkin bir karar yayınladı.

Her vilayet için sandalye sayısı şu şekilde: Şam 10, Halep 32, Rif Şam (Şam kırsalı) 12, Humus 12, Hama 12, Haseke 10, Lazkiye 7, Tartus 5, Deyrizor 10, Rakka 6, Dera 6, İdlib 12, Suveyda 3, Kuneytra 3.

sdcsc
Halk Meclisi Yüksek Seçim Komitesi dün vilayetler arasında sandalye dağılımını açıkladı. (SANA)

Komite, güvenlik nedenleriyle ve seçim sürecini yürütmek için uygun koşulların bulunmaması sebebiyle Suriye'nin doğu ve kuzeyindeki Rakka ve Haseke ile güneyindeki Suveyda olmak üzere üç vilayette seçimlerin ertelendiğini açıklamıştı. Yüksek Seçim Komitesi Başkanı Taha el-Ahmed, daha önce devlet medyasına yaptığı açıklamada, Halk Meclisi'nin 210 üyeden oluşacağını ve sandalyelerin nüfusa göre vilayetler arasında dağıtılacağını söylemişti. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’nın bu üyelerin 70'ini atayacağını, geri kalanının ise seçim sürecini düzenlemekten sorumlu Yüksek Seçim Komisyonu'nun kurulmasına ilişkin kararnameye uygun olarak, Yüksek Seçim Komisyonu tarafından seçilen alt komitelerden oluşan seçim organları tarafından seçileceğini açıklamıştı.

Anayasa bildirgesine göre, 30 ay süreli ve yenilenebilir olan yeni meclis, kalıcı bir anayasa kabul edilene ve yeni seçimler yapılana kadar yasama yetkisini temsil edecek. Bu süre zarfında meclis, yasaların önerilmesi ve değiştirilmesi, uluslararası anlaşmaların onaylanması, genel bütçenin kabul edilmesi ve genel afların verilmesi dahil olmak üzere geniş kapsamlı yasama görevlerini üstlenecek.


Apple ve Android arasında birleşik mesajlaşma sistemine yaklaşıyor muyuz?

Zengin İletişim Hizmetleri (RCS) aracılığıyla iPhone ve Android mesajları arasındaki güvenlik açığı, Apple'ın birleşik şifreleme yönündeki adımıyla yakında kapanabilir. (Shutterstock)
Zengin İletişim Hizmetleri (RCS) aracılığıyla iPhone ve Android mesajları arasındaki güvenlik açığı, Apple'ın birleşik şifreleme yönündeki adımıyla yakında kapanabilir. (Shutterstock)
TT

Apple ve Android arasında birleşik mesajlaşma sistemine yaklaşıyor muyuz?

Zengin İletişim Hizmetleri (RCS) aracılığıyla iPhone ve Android mesajları arasındaki güvenlik açığı, Apple'ın birleşik şifreleme yönündeki adımıyla yakında kapanabilir. (Shutterstock)
Zengin İletişim Hizmetleri (RCS) aracılığıyla iPhone ve Android mesajları arasındaki güvenlik açığı, Apple'ın birleşik şifreleme yönündeki adımıyla yakında kapanabilir. (Shutterstock)

Mesajlaşma uygulamaları, hem kişisel hem de profesyonel iletişimin can damarı haline gelmiş durumda. Kullanıcılar iPhone ve Android cihazlar arasında giderek daha fazla geçiş yaparken, kritik bir güvenlik açığı devam ediyor. Yeni nesil Kısa Mesaj Servisi (SMS) olarak görülen Zengin İletişim Hizmetleri (RCS), farklı işletim sistemleri arasında iletişim kurarken halen standartlaştırılmış uçtan uca şifrelemeden yoksun. Apple'ın bu açığı kapatmak için attığı son adım, güvenli mesajlaşmanın yeni bir çağının kapılarını açabilir.

Şarku’l Avsat teknoloji uzmanlarından edindiği bilgilere göre Android Authority, Apple'ın iOS 26'dan itibaren iPhone'larda RCS mesajları için Mesajlaşma Katmanı Güvenliği (MLS) protokolünü kullanarak uçtan uca şifreleme (E2EE) sağlamaya hazırlandığını gösteren güçlü kanıtlar ortaya koydu.

Apple daha önce, GSMA ve bir dizi ortağın desteğiyle geliştirilen RCS Universal Profile 3.0 spesifikasyonları kapsamında iOS, iPadOS, macOS ve watchOS sistemlerinde RCS üzerinden güvenli mesajlaşmayı destekleme taahhüdünü açıklamıştı. iOS 26'nın beta sürümleri, MLS ile ilgili kodun varlığını zaten gösteriyor ve bu özelliğin üzerinde çalışmaların devam ettiğini doğruluyor.

scdfgt
Apple ve Google'ın MLS'yi (Mesajlaşma Katmanı Güvenliği) benimsemek için yaptığı iş birliği, sanal güvenliği dünya çapında mesajlaşmanın normu haline getirerek oyunun kurallarını değiştirebilir. (Shutterstock)

Bu gelişme dikkat çekicidir, çünkü iPhone ve Android arasında RCS mesajlaşması şimdiye kadar entegre şifreleme özelliğinden yoksundu. MLS'nin benimsenmesiyle, platformlar arası konuşmalar güvenli ve özel hale gelecektir.

MLS protokolünün önemi

Farklı işletim sistemleri arasındaki mesajlaşmada şifreleme eksikliği uzun süredir bir sorun teşkil ediyor. Bugün bile, şifreleme yalnızca Android kullanıcıları Google Messages gibi uyumlu uygulamaları kullanarak birbirlerine mesaj gönderdiğinde garanti edilebiliyor. Güvenlikteki bu parçalanma, kullanıcı deneyimini cihaz veya uygulama türüne bağlı hale getiriyor.

MLS protokolü, farklı mesajlaşma platformları arasında karşılıklı şifrelemeyi mümkün kılan evrensel bir standart olarak tasarlanmış olduğundan bir çözüm sunuyor. Apple ve diğer platformlar bu protokolü desteklerlerse, güvenlik, cihazlarından bağımsız olarak tüm kullanıcılar için varsayılan ve tek tip hale gelebilir.

Google, Android'de bire bir RCS görüşmelerinde MLS'yi test etmeye başladı, ancak grup görüşmeleri için destek halen geliştirme aşamasında. Göstergeler, dijital ekosistemin tek tip bir güvenlik standardına doğru ilerlediğini gösteriyor.

Mevcut zorluklar

MLS, medya ve dosyalar dahil olmak üzere mesajların telekomünikasyon şirketleri veya hizmet sağlayıcılarının erişiminin dışında kalmasını sağladığından, gizlilik ve mahremiyet bu güncellemelerin en dikkat çekici özellikleri. Platformlar arasındaki güven ve iPhone-iPhone (iMessage) ile iPhone-Android (RCS) görüşmeleri arasındaki güvenlik açığının ortadan kaldırılması, kullanıcıların güvenini artırmakta. Apple'ın bu standardı benimsemesi, diğer oyuncuların da bunu benimsemesine neden olmakta. Şirketin belirttiği gibi, uçtan uca şifreleme, gizlilik ve güvenlik için güçlü bir teknoloji.

scdfgth
Apple'ın iOS 26 aracılığıyla şifreli RCS'yi desteklemesi, farklı sistemler arasında güvenli mesajlaşmanın önünü açabilir. (Shutterstock)

Zorluklar ve zaman çizelgesi

Vaatlere rağmen, bazı belirsizlikler devam ediyor. Android Authority, Apple'ın ‘gelecekteki yazılım güncellemelerinde’ ifadesini kullanmasının, bu özelliğin iOS 26, iOS 26.1 veya hatta iOS 27'de gelebileceğine dair kapıyı açık bıraktığını belirtiyor. Ayrıca, Apple öncelikle şifreleme sağlamaya odaklanıyor gibi göründüğünden, emoji ve çıkartmalar gibi bazı grup sohbeti özellikleri başlangıçta desteklenmeyebilir.

Apple bu konuda Google ile aynı çizgide hareket ederse, tüm cihazlarda güvenli mesajlaşma hayali gerçeğe dönüşebilir. Bu gelişme, RCS'ye sadece gizlilik açısından değil, farklı platformlarda daha sorunsuz bir deneyim sunması açısından da SMS'e etkili bir alternatif olarak önemli bir ivme kazandıracaktır.

Bu iki şirketin ve diğerlerinin ortak çabalarıyla, kullanıcılar teknik veya ticari kısıtlamalardan daha az etkilenerek daha güvenli ve sorunsuz bir mesajlaşma deneyimi yaşayacaklar. Metin mesajlaşma dönemi sona ermiş olabilir, ancak güvenli, birlikte çalışabilir mesajlaşma dönemi daha yeni başlıyor.