İsrail: Hizbullah’ın tünelleri Beyrut’a ve Bekaa Vadisi’ne kadar uzanıyor

Reuters
Reuters
TT

İsrail: Hizbullah’ın tünelleri Beyrut’a ve Bekaa Vadisi’ne kadar uzanıyor

Reuters
Reuters

İsrail’de cuma günü yayınlanan bir raporda, Hizbullah'ın Lübnan'da kazdığı tünellerin İsrail sınırından Beyrut'a ve Bekaa’ Vadisi'ne kadar uzandığı bildirldi. Geniş bir ağa sahip olan söz konusu tünellerde, içlerinde uzun süreli barınmaya imkan verecek tesisler bulunduğu kaydedildi.
Rapor, güvenlik sorunlarıyla ilgili araştırmalarda uzman Yedek Binbaşı Tal Perry tarafından hazırlandı. Raporda, Hizbullah'ın, Lübnan'da, saldırı ve savunma amaçlı personel, silah ve teçhizat taşınmasını mümkün kılacak şekilde tasarlanmış devasa bir tünel ağı kurduğu belirtiliyor. Tünel ağını inşa etme çalışmalarının 2006 İsrail-Lübnan Savaşı’nın ardından, Kuzey Kore ve İran'dan gelen uzmanların yardımıyla başladığı beliritliyor.
Raporda ayrıca tünel ile ilgili şu bilgilere yer verildi:
“Uzunluğu ve boyutu, Gazze Şeridi'ndeki ‘Metro’ olarak bilinen Hamas tüneli projesinden çok daha büyük. Tünel, bir örümcek ağı gibi çeşitli yönlere uzanıyor. Hizbullah'ın merkezinin bulunduğu Beyrut'un güney banliyöleri ile örgütün operasyon ve lojistik çalışmalar için bir üs olarak kullandığı Bekaa bölgesi arasında bağlantı sağlıyor. Tüneller, motosikletler, dört çeker araçlar ve diğer küçük vasıtaların içinde fark edilmeden güvenle yol alıp rahatça hareket edebileceği kadar geniş.”
Raporda Hizbullaha ait tünel ağının, Gazze'deki Hamas tünellerine benzer şekilde, yeraltı komuta ve kontrol odaları, silah ve malzeme depoları, saha klinikleri ve çeşitli roket fırlatıcıları içerdiğine de işaret edildi. Perry'ye göre tüneller, topçu bombardımanı için de kullanılabilir. Zira içlerinde fırlatmadan önce açılabilecek ve tespit edilmeden önce hemen kapanabilecek şekilde tasarlanan, kısa bir süre içinde bir kapının açılmasını mümkün kılan teknolojik bir sistem var. Bu açıklıklar, kamufle edilebilecek ve algılanamayacak bir tarzda tasarlanmış.
Raporda söz konusu tünellerin İsrail sınırına yakın olduğu ancak sınırı geçmediği, ayrıca Kuzey Kore'deki tünellere benzediği bilgisi paylaşıldı.  
İsrail ordusu, 2018 yılında, Hizbullah'ın güney Lübnan'da kazdığı ve İsrail'in kuzey sınırını aşan sınır ötesi tünelleri ortaya çıkarmak için ‘Kuzey Kalkanı’ adını verdiği operasyonu başlattığını duyurmuştu. İsrail güçleri, operasyon sırasında altı tünel keşfedildiğini ve imha edildiğini açıklamıştı. Bu hamleyle artık söz konusu tünellerin içinden İsrail'e sızmanın, İsrail askerlerini veya sivilleri kaçırmanın ve olası bir çatışma halinde İsrail topraklarının ele geçirilmesinin mümkün olmadığı vurgulanmıştı.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz