Taliban’ın Afganistan’ı yönetme politikasının “yeni bir sureti” ile mi karşı karşıyayız?

Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid dün Kabil'de düzenlediği ilk basın toplantısında konuşurken (AP)
Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid dün Kabil'de düzenlediği ilk basın toplantısında konuşurken (AP)
TT

Taliban’ın Afganistan’ı yönetme politikasının “yeni bir sureti” ile mi karşı karşıyayız?

Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid dün Kabil'de düzenlediği ilk basın toplantısında konuşurken (AP)
Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid dün Kabil'de düzenlediği ilk basın toplantısında konuşurken (AP)

Dramatik bir sahne içerisinde Taliban Hareketi’nin Afganistan’ın başkenti Kabil’e girmesiyle, akıllara hareketin 20 yıl önce ülkedeki yönetimi ele geçirişi ve hayatın her alanına dayattığı katı rejimi geldi.
Kabil Havaalanı’ndaki “büyük kaçış” sahnesinin ardından ülkenin geleceğine ilişkin geniş çaplı endişeler baş gösterdi. Taliban Hareketi’nin yönetimi tekelleştirmesinden ve tekrar insanların işlerini yönetme biçimine katı gelenekler dayatmaya ve ülkedeki özgürlükleri ve sosyal hayatı kısıtlamaya dönmesinden korkan vatandaşlar, Kabil Havaalanı’nda ülkeden ayrılan uçaklara binmek ve kanatlarına tırmanmak için adeta birbirleriyle yarıştı.
Taliban’ın 20 yıl önceki yönetimine ilişkin karanlık hatıralar ülkenin geleceği için en kötüsünün beklenmesine yol açtı. Bazı Afgan toplulukları da ihtimallerin şiddetinden kendi başlarına kaçmayı tercih etti. Ancak Taliban’ın geçmişteki tecrübelerine nazaran yeni bir sureti olduğu düşünülüyor. Nitekim sözlü ve fiili olarak yerel ve uluslararası topluluklara güvenceler verdi. Kadınların eğitim ve çalışma hakkını koruma ve ülkenin topraklarının aşırılık yanlısı grupların toplanma noktası olarak kullanılmasına ya da başkalarını hedef almak için bir hareket noktası olmasına izin vermeme hususunda Afgan tarafları ve uluslararası gözetmenlerle yaptığı anlaşmalara saygı duyacağını duyurdu.
Ayrıca Taliban Hareketi’ne bağlı bir grup ve liderler bazı sağlık ve hizmet kuruluşlarını ziyaret ederek işlerine devam etmelerini tavsiye ettiler. Geniş çapta paylaşılan bir videoda Taliban unsurlarının, hoşgörülü davranarak başlarını örten kadın çalışanlarla toplantılar yaptıkları görüldü. Burada kamu güvenliğini ve insanların selametini korumanın yanı sıra çalışanların eskisi gibi pozisyonlarında kalmaya devam edeceklerine dair söz verdiler.
Ayrıca Afgan televizyon istasyonları Kabul News kanalında kadın spikerlerle yayınlarına devam ettiler. Afganistan'daki TOLO News kanalında ise bir kadın spiker Taliban Hareketi'nin bir üyesi ile röportaj yaptı. Taliban’ın üyelerinden Mevlevi İshak Nizami, Radyo ve Televizyon Kurumu başkanlığını üstlenerek bir televizyon programında Taliban'ın herkes için genel af ilan ettiğini duyurdu.
Eski Ulusal Uzlaşma Danışmanı Beyande Hikmet, Taliban’ın şu ana kadar okullara dönmeye ve hükümet dairelerindeki çalışanları korkmadan ve bir değişiklik olmadan kaldıkları yerden işlerine devam etmeye teşvik etmek gibi görüşlerinde birtakım farklılıklar olduğunu gösteren bazı tavırlar sergilediğini söyledi. Afganistan sokaklarında kamu durumunda herhangi bir değişiklik olmadığı ve dükkanların açık olduğu görüldü. Hikmet Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte “Soru şu: Taliban kendi yönetiminin temel direklerini sabitleştirince bu durum değişecek mi? Büyük olasılıkla geçmiş tecrübelerinin acısını tattıktan sonra pek çok hatasını düzeltecektir. Yoksa yerel ve uluslararası topluluklarla çatışır” dedi.
Ülkenin içerisinde şu an olup bitenler hakkında Hikmet “Henüz hiçbir şey yayınlanmadı. Hareket tarafından ilan edilen genel af, ülkedeki yönetimin geleceği için iyi bir intiba ve iyimser bir umut verebilir. Hareket kendisi için bir amblem olarak ve belki de tüm ülke için İslam Emirliği adını kullanmaya başladı. Bu biraz kafa karıştırıcı. Ancak tabii ki yakında hareketin ülkeyi yönetme ve halkın işlerini idare etme hususunda beklenen eğilimlerini yansıtacak yeni bir anayasa çıkaracaklardır” şeklinde konuştu.
Öte yandan Kuveyt'in Eski Enformasyon Bakanı Saad bin Tifle el-Acmi Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte “Taliban’ın başlangıç ,söylemlerinin, 90’larda yönetime geldiği dönemden neredeyse farklı olduğu aşikar. Bu farklı söylemin Taliban ile ABD arasındaki Doha anlaşmasının bir yansıması olduğu açık. Tamamen farklı bir esinti var ancak Taliban’ın bu çizgiye ne kadar sadık kalacağını bilemiyoruz. Siyasette politikacıların taahhütlerinden geri dönüp bunlara sırtlarını çevirdikleri pek çok olay yaşandı. Tıpkı Mısır İhvan’ı, Gazze İhvan’ı, İran ve Irak’taki İslami partilerde olduğu gibi. Zira bu gruplar da demokratik yükümlülüklere sırtlarını döndüler” ifadelerini kullandı. Tifle uluslararası toplumun ve özellikle Batı'nın özgürlükler veya haklar konusundaki ilgisinin azalarak Afgan topraklarından gelen terör saldırılarını durdurmak için Taliban ile olan ilişkisine odaklanması, buradaki hükümetle özellikle değerli madenler hususunda farklı şekillerde bir nevi ekonomik işbirliği yapma planı ve Yeni İpek Yolu projesi kapsamında Çin'in nüfuzuna karşı bir tampon oluşturma düşüncesi ışığında, Taliban’ın yükümlülüklerinden ve verdiği sözlerden caymasını bekliyor.



Trump, Alaska'nın ABD'nin parçası olduğunu unuttu mu?

Trump, Putin'le görüşmenin "epey karmaşık geçebileceğini" söylemişti (Reuters)
Trump, Putin'le görüşmenin "epey karmaşık geçebileceğini" söylemişti (Reuters)
TT

Trump, Alaska'nın ABD'nin parçası olduğunu unuttu mu?

Trump, Putin'le görüşmenin "epey karmaşık geçebileceğini" söylemişti (Reuters)
Trump, Putin'le görüşmenin "epey karmaşık geçebileceğini" söylemişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le Alaska'da yapacağı görüşme için "Rusya'ya gideceğim" demesi gündem oldu. 

Trump, dünkü basın toplantısında Alaska'daki görüşme için iki kez "Rusya'ya gideceğim" ifadesini kullandı. Oysa ABD, Alaska topraklarını Rus İmparatorluğu'ndan 30 Mart 1867'de 7,2 milyon dolara satın almıştı. 

79 yaşındaki liderin gafı, "Trump, Alaska'nın ABD toprağı olduğunu unutmuşa benziyor" yorumlarını getirdi. 

Alaska'da cuma günü düzenlenecek zirve, Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşında önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Putin, eski ABD Başkanı Joe Biden'la en son 2021'de İsviçre'de görüşmüştü. 

Ayrıca Rus lider, Alaska'daki zirveye katılarak 10 yılın ardından tekrar ABD toprağına adım atmış olacak. Putin en son 2015'te New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısına katılmıştı. 

Zirve öncesinde Avrupa Birliği'nden (AB) 26 lider, ortak açıklama yayımlayarak diplomatik çözümün Ukrayna'nın ve Avrupa'nın hayati güvenlik çıkarlarını koruması gerektiğini bildirdi.

Macaristan lideri Viktor Orban dışındaki AB liderlerinin imzasını taşıyan açıklamada, "Ukrayna halkı geleceğine karar verme özgürlüğüne sahip olmalıdır. Ukrayna'da barışa giden yol Ukrayna olmadan belirlenemez" ifadelerine yer verildi. 

Öte yandan yaklaşık 3,5 yıldır süren savaşı varoluşsal tehdit olarak gören ve şimdiye kadar Kiev'e destek için 160 milyar doların üzerinde kaynak ayıran AB, Alaska zirvesinde masa dışı bırakılmaktan rahatsızlık duyuyor. 

AB, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin de zirveye katılmasını istiyor. Trump, açıklamasında Putin'in ardından Zelenski'yi arayacağını, bir sonraki görüşmede iki lideri bir arada görmek istediğini söylemişti. New York Times'ın aktardığına göre Ukrayna lideri, Alaska'daki zirveye henüz davet edilmedi. 

Cumhuriyetçi liderin "toprak değişimi" meselesini gündeme getirmesi de AB ve Ukrayna'da endişeleri artırıyor. ABD Başkanı, "Bazı bölgelerin Ukrayna'ya geri verilmesini sağlamaya çalışacağız. İki ülke arasında anlaşma sağlanırsa toprak değişimi de olacak" demişti. 

CNN'in analizinde, bunun özellikle Ukrayna'nın doğu kesimindeki kentlerde "paniğe yol açtığı" yazılıyor. Moskova yönetimi Donetsk, Herson, Luhansk ve Zaporijya'da düzenlediği tartışmalı referandumların ardından bu bölgelerin Rus toprağına katıldığını Eylül 2022'de duyurmuştu. Analizde, Putin'in bu topraklar üzerindeki hak iddiasından vazgeçmeyebileceğine dikkat çekiliyor. 

Zelenski ise dünkü açıklamasında "Ukrayna'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini" vurgulamıştı. Ukrayna lideri, Putin'in barış değil yeni saldırı hazırlığı yaptığını savunarak, "Kesinlikle ateşkese ve savaşı durdurmaya hazırlanmıyor. Putin, Amerika'yla görüşmeyi kişisel zaferi olarak ilan etmeye ve eskisi gibi davranmaya, Ukrayna'ya baskıyı sürdürmeye kararlı" demişti. 

Independent Türkçe, New York Times, CNN, Reuters, The New Republic