İsrail, Katar yardımlarını Gazze’deki ailelere ulaştıracak

Gazze’den saldırılara yanıt vermeyen Bennett hükümetine muhalif partilerden karşı sert eleştiriler yapılıyor

İsrail askerleri, Gazze sınırında satranç oynuyor (AP)
İsrail askerleri, Gazze sınırında satranç oynuyor (AP)
TT

İsrail, Katar yardımlarını Gazze’deki ailelere ulaştıracak

İsrail askerleri, Gazze sınırında satranç oynuyor (AP)
İsrail askerleri, Gazze sınırında satranç oynuyor (AP)

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, hükümetinin, fonların ulaştırılacağı noktalara dair bilgilendirildikten sonra Katar yardımının, Gazze Şeridi’ne ulaşmasını kolaylaştırmak için çalışacağını açıkladı. Aynı şekilde İsrail hükümetinin Gazze’den atılan roketlere yanıt vermekten kaçınması ve yeni kolaylıklar sağlaması Bennett hükümetine yönelik eleştirileri arttırdı.  
Gantz, İsrail Başbakanı Naftali Bennett’in Gazze Şeridi’ndeki güvenlik durumunu değerlendirmek üzere düzenlediği görüşmenin ardından, “Para doğru yerlere gittiği sürece mümkün olduğu kadar Katar fonlarının girişini kolaylaştırmaktan mutluluk duyacağız” dedi.
Gantz’ın açıklaması, bir İsrailli yetkilinin “Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla Katar yardımını Gazze’deki muhtaç ailelere ulaştırmak için bir mekanizma bulma konusunda önemli ilerleme kaydedilmiştir” açıklamasından birkaç saat sonra geldi. İsrail ve BM arasında, Gazze’deki muhtaç ailelerin BM’nin kendilerine dağıtacağı kartlarla 100 dolar almalarını sağlayacak bir anlaşmadan söz ediliyor. Söz konusu anlaşma, Hamas Hareketi’ni içermiyor.
İsrailli yetkili, ailelerin paralarının yakında geleceğini doğruladı, ancak Hamas hükümeti çalışanlarının maaşları konusunda bir anlaşma yok. Katar, yoksul aileler ve Gazze hükümeti çalışanları arasında dağıtılmak üzere, yaklaşık 3 yıldır ayda yaklaşık 30 milyon dolar ödüyor. Elektrik üretimi için akaryakıt finansmanının bir kısmı da ödendi.
Bu yardım, esas olarak İsrail geçen Mayıs ayındaki 11 günlük savaştan bu yana bu fonları aktarmayı durdurmadan önce, Gazze Şeridi sınırlarında, sert materyaller kullanılarak yapılan yürüyüşlerin durmasına katkıda bulundu. İsrail, söz konusu fonların, yetkili makamlar veya BM aracılığıyla aktarılması şart koştu.
Uzun bir bekleyişin ardından Filistinli gruplar, bu hafta sonu sınırlarda yürüyüşler başlatarak, yanan balonları yeniden ateşlemek ve gece saatlerinde kargaşa çıkarmak da dahil olmak üzere sert materyaller kullanarak, kademeli bir şekilde tırmanış başlatma kararı aldı.
Filistinlilerin hazırlıkları, İsrail’in tırmanış hazırlıklarıyla aynı zamana denk geldi. İsrail’in Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin’de 4 Filistinliyi öldürmesinin ardından pazartesi günü Gazze Şeridi’ndeki grupların roket fırlatmasıyla işler daha da karmaşık bir hal aldı. Mısır ve Katar’ın krizi yatıştırmak için çabalarını yoğunlaştırmasına ve Katar yardımı krizini çözmek ve daha fazla kolaylık elde etmek için grupların daha fazla zaman istemesine rağmen füze fırlatıldı.
Hamas, savaştan bu yana ilk kez fırlatılan roketin arkasında durmasa da İsrail Başbakanı, eninde sonunda sorumlusunun Hamas çıkacağını vurguladı. Bennett, 17 Ağustos’ta yaptığı açıklamada “Görevimiz, güney halkına uzun vadeli güvenlik sağlamaktır. Bizim için Gazze’deki adres, Hamas’tır. Küçük örgütler ya da haydutlar değil, Hamas’tır” dedi.
Savunma Bakanı Gantz, Bennett’in tavrını desteklerken, ayrı bir açıklama yaparak “Surların Muhafızı operasyonundan sonra yaşananların ne olmadığına karar verdik, bu nedenle harekete geçeceğiz. Büyük bir güçle, bizim seçeceğimiz yer ve zamanda, hareket etme hakkımızı saklı tutacağız ve olması gerektiği gibi yapacağız” şeklinde konuştu. Bennett ayrıca, “Güvenlik sükuneti ve çocukların iyileşmesi dışında Gazze”de hiçbir çıkarımız yok” dedi.
Ancak bu tehdide karşılık İsrail, sükûnet çağrısı da yaparken, ilk başlarda füzeye yanıt vermedi ve araya bazı kolaylıklar soktu. Ayrıca İsrail, 17 Ağustos’ta, son çatışmadan bu yana ilk kez ithal otomobil yedek parçaları, lastikler ve motorlarla yüklü on kamyonun Gazze Şeridi’ne girmesine izin verdi.
Gazze’deki Malların Koordinasyonundan Sorumlu Başkanlık Komitesi, çeşitli malların ithalat ve ihracatına yarından (19 Ağustos Perşembe) itibaren resmi olarak izin verileceğini bildirdi. Komite, inşaat malzemelerinin özel sektöre ve insani yardım projelerine dahil olmasına ve çatışma öncesi ihraç edilen tüm ürünlerin ihraç edilmesine izin verileceğini belirtti. Başkanlık Komitesi ayrıca, bin 800 Gazzeli tüccarın İsrail’e giriş izni aldığına dikkati çekti.
Bölgelerdeki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü, İsrail sivil tesislerinin bölgedeki güvenlik istikrarını sürdürmeye devam ettiğini söyledi.
İsrail hükümetinin tepki vermekten kaçınma ve Gazze’ye yeni kolaylıklar sağlama tutumu, Bennett hükümetine yönelik bir eleştiri fırtınasına neden oldu. Öyle ki Sderot Belediye Başkanı Tamir Idan, “Ani ve güçlü bir tepki olmalı ve eski duruma geri dönemeyiz” dedi. Gazeteci Almog Boker de Bennett ile alay ederken, “Bennett, olayı sanki hiç olmamış gibi görmeyi seçti. Bu, geçen Haziran ayında Sderot sakinlerine ‘Roket’in tek bir parçasına dahi müsamaha göstermeyeceğiz, siz ikinci sınıf vatandaş değilsiniz’ sözü veren Bennett ile aynı kişi” şeklinde konuştu.
Öte yandan Yediot Aharonot gazetesi, füzelerin ‘İsrail hükümetinin Gazze Şeridi konusunda net bir politikadan yoksun olduğunun ve İsrail’in askeri isteksizliğinin kanıtı olduğunu’ yazdı.
Eleştiriler, İbranice yayın yapan Kanal 7’nin ‘Bennett ve Gantz’ın orduya, bölgeye ateşlenen füzelere yanıt olarak Gazze Şeridi’ne saldırmama talimatı verdiğini’ açıklamasından sonra gelişti. Gözlemciler, Bennett’in Gazze Şeridi ile gerginliği tırmandırmamak için yanıt vermekten kaçındığını söyledi.



Trump'ın karşı çıktığı sosyalist Müslüman Mamdani'ye Sanders'tan destek

83 yaşındaki Sanders, 2016 ve 2020'de Demokrat Parti'nin adayı olmak için mücadele edip Hillary Clinton ve Joe Biden'a kaybetmişti (AFP)
83 yaşındaki Sanders, 2016 ve 2020'de Demokrat Parti'nin adayı olmak için mücadele edip Hillary Clinton ve Joe Biden'a kaybetmişti (AFP)
TT

Trump'ın karşı çıktığı sosyalist Müslüman Mamdani'ye Sanders'tan destek

83 yaşındaki Sanders, 2016 ve 2020'de Demokrat Parti'nin adayı olmak için mücadele edip Hillary Clinton ve Joe Biden'a kaybetmişti (AFP)
83 yaşındaki Sanders, 2016 ve 2020'de Demokrat Parti'nin adayı olmak için mücadele edip Hillary Clinton ve Joe Biden'a kaybetmişti (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, New York Belediye Başkanlığı yarışına müdahil olmaya çalışırken solcu Demokrat aday Zohran Mamdani, bir dönem Demokratların başkan adayı olmak için kampanya yürüten Bernie Sanders'ın etkinliğine katıldı. 

Düzenlediği "Oligarşiyle Mücadele" turu kapsamında 20 eyaleti dolaşmaya başlayan bağımsız Vermont Senatörü Bernie Sanders, New York'un Brooklyn bölgesindeki belediye binasında halkla bir araya geldi. 

Cumartesi düzenlenen toplantıya katılan yaklaşık 1700 kişiye konuşan Sanders, mevcut New York Belediye Başkanı Eric Adams ve eski New York Valisi Andrew Cuomo'nun bağımsız aday olmasına tepki gösterdi. 

Zohran Mamdani'nin 4 Kasım'daki seçimlerde Cumhuriyetçi Parti'nin adayı Curtis Sliwa'nın yanı sıra bu iki siyasetçiyle mücadele edecek olmasını "New York eyaletindeki önemli Demokrat liderler nasıl Demokratların adayını desteklemiyor, anlamakta güçlük çekiyorum" diye yorumladı.  

ABD'deki oligarşiyi hedef alarak "Servete sahipler, güce sahipler ama halk bizim yanımızda" diyen Sanders, Mamdani için "Demokrat Parti'nin geleceği" ifadesini kullandı. 

Diğer yandan Trump da Hint asıllı Müslüman Mamdani'nin kazanmaması için elinden geleni yapıyor.

"Eğer birden fazla aday onun karşısına çıkarsa bu seçim kazanılamaz" diyen Trump, Cuomo'nun Mamdani'yi yenebileceğine inanıyor. 

ABD basını, Adams'a federal hükümette bir rol verilmesinin planlandığını bildiriyor. 

New York'taki mevcut emlak vergisi sistemini adil bulmadığını savunan Mamdani, "daha zengin ve daha beyaz" mahallelerin vergilendirilmesi gerektiğini söylüyor.

Yıllık geliri 1 milyon doları aşanlara yüzde 2 vergi getirilmesini önererek kira dondurma, devlet destekli konut inşaatı ve ev sahiplerine sıkı denetim vaatlerinde bulunuyor.

Emlak vergisi planının hayata geçebilmesi için eyalet meclisi ve valinin de onay vermesi gerekiyor. 

Yahudilerin güçlü olduğu New York'u yönetmeye talip olan siyasetçi, İsrail'i soykırımla suçlayıp Filistinlilere destek vererek ülke gündemini salladı. 

Halk otobüslerinin ücretsiz hale getirilmesi ve belediye tarafından işletilen halk marketleri açılması gibi vaatlerde bulunan Mamdani, birçok ırkçı tehditle karşı karşıya.

Independent Türkçe, Guardian, AP


Michelle Obama, Barack Obama'nın hangi çocuklarını büyütmekte zorlandığını anlattı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Michelle Obama, Barack Obama'nın hangi çocuklarını büyütmekte zorlandığını anlattı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Michelle Obama, eşi, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın en küçük kızı Sasha'yı büyütürken yaşadığı zorlukları samimiyetle paylaştı.

Eski first lady'nin IMO podcast'inin 20 Ağustos Çarşamba günkü bölümünde, ağabeyi Craig Robinson'la birlikte Michelle, 27 yaşındaki Malia'yla 24 yaşındaki Sasha arasındaki farkları ve Barack'ın en büyük kızını büyütmeyi neden daha kolay bulduğunu anlattı.

Michelle, o haftanın konukları Gabrielle Union ve Dwyane Wade'e, "Barack'a şunu söylemek isterdim: En büyük kızımız Malia söz konusu olduğunda, o senin kim olduğunu, nelerden hoşlandığını anlayacak ve bunu konuşacağız" dedi.

Malia'nın sürekli babasını hoşnut etmeye çalıştığını, Sasha'nın ise bunu umursamadığını açıklayarak devam etti.

Becoming yazarı, "Malia gençken dışarı çıkma sıklığında azalma veya farklı şeyler yapma gibi bir durum söz konusu değildi" dedi. "

Bana, 'Bu hafta sonu dışarı çıkıyorum ama içeri girip babama 15 dakika kadar zaman vereceğim' derdi.

Normalde en büyük kızı bunu babasıyla siyaset konuşmaya çalışarak yaparmış.

Michelle, "Beyaz Saray Durum Odası'na girer ve 'Bana Suriye'den bahset' derdi" diye anımsıyor ve Barack'ın konuşmadan, "Malia'yla harika sohbet ettik" diye bahsettiğini ekliyor.

Ancak Barack, Sasha'yla neden aynı ilişkiyi kuramadığını anlamakta zorlanıyor ve onu "zor" diye niteliyormuş. Michelle daha sonra en küçük çocuğunu savunmaya geçti. "Sasha kedi gibi" dedi.

'Bana dokunma, beni okşama. Seni memnun etmiyorum. Sen bana gel' diyor.

Anne babaların "bukalemun gibi" olması, her çocuğun farklı bir kişiliği olmasına ve yanıt verdiği ebeveynlik tarzına uyum sağlaması gerektiğini söyledi.

Ebeveynlik zorluklarına rağmen Barack, geçen ay eşinin podcast'ine katılarak, iki kızı yerine bir erkek çocuk yetiştirmenin zor olacağını itiraf etmişti.

Barack o dönemde, "Kızlarımızı yetiştirmede epey iyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum ancak bir erkek çocuk yetiştirmenin daha zor olacağını düşündüğümü çokça söyledim" demiş ve Michelle de "Katılıyorum" diye yanıtlamıştı.

Eski başkan, "Daha yargılayıcı, daha sert olabilirdim ve denerdim. Öz farkındalığımın bununla mücadele edecek kadar yüksek olacağını düşünmek istiyorum ama özellikle de bana bunu gösterecek bir babam yoksa, benim için baba-oğul ilişkilerinin daha zor olabileceğini düşünüyorum" diye eklemişti.

Independent Türkçe


Kovid-19 pandemisinden Ukrayna'ya: Krizler Fransa'nın mali durumunu nasıl etkiledi?

Güven oylaması öncesinde Paris'teki Ulusal Meclis binası üzerinde dalgalanan Fransa bayrağı (Reuters)
Güven oylaması öncesinde Paris'teki Ulusal Meclis binası üzerinde dalgalanan Fransa bayrağı (Reuters)
TT

Kovid-19 pandemisinden Ukrayna'ya: Krizler Fransa'nın mali durumunu nasıl etkiledi?

Güven oylaması öncesinde Paris'teki Ulusal Meclis binası üzerinde dalgalanan Fransa bayrağı (Reuters)
Güven oylaması öncesinde Paris'teki Ulusal Meclis binası üzerinde dalgalanan Fransa bayrağı (Reuters)

Fransa Başbakanı François Bayrou, yarın hükümetini güven oylamasına götürecek. Ancak Başbakan Bayrou’nun oylamayı kaybetmesi ve bu durumun euro bölgesinin en büyük ikinci ekonomisinde siyasi krizi daha da şiddetlendirmesi bekleniyor.

Fransa'da siyasi manzara, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 2024 yılında parlamento için erken seçim çağrısı yaparak siyasi bir risk alması ve bunun sonucunda parlamentonun derin bir bölünmeye uğramasıyla daha karmaşık hale geldi. Macron'un 2022 yılında yeniden seçilmesinden bu yana çoğunluğunu kaybeden iktidar koalisyonunun üye sayısı azalırken, aşırı sağcı parti Ulusal Birlik (RN) parlamentodaki en büyük parti oldu. Macron'un parlamentodaki nüfuzu, kısmen Koronavirüs (Kovid-19) krizi sırasındaki harcama politikaları ve artan yaşam maliyetleri nedeniyle Fransa'nın kamu borcunun hızla artmasıyla zayıfladı.

Fransa ekonomisi, kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 113,9'una yükselmesiyle, mali reformlar konusunda da büyük baskı altında. Geçtiğimiz yılki bütçe açığı, Avrupa Birliği'nin (AB) izin verdiği sınırın (yüzde 3) iki katıydı.

sdfgt
François Bayrou, Başbakanlık resmi konutu olan Matignon Sarayı'nın bahçesinde fotoğraf çektirirken (AFP)

Zor kararların alınması gerektiğini kabul eden, deneyimli bir merkez sağ politikacı ve Macron'un yeniden seçilmesinden bu yana ülkenin dördüncü başbakanı olan Bayrou, emekli maaşlarının dondurulması, sağlık harcamalarının kesilmesi ve iki resmi tatilin kaldırılması da dahil olmak üzere kemer sıkma önlemleriyle 44 milyar avro (51,51 milyar dolar) tasarruf gerektiren 2026 bütçesini geçirmeyi amaçladı.

Bu durum muhalefetin öfkeli tepkilerine neden oldu.

Bütçenin geçmesinin zorluğuna dikkati çeken Başbakan Bayrou, Temsilciler Meclisi'nde mali stratejisi hakkında güven oylaması yapılmasını talep etti, ancak muhalefet bu hamleyi ‘siyasi intihar’ olarak değerlendirdi. Muhalefet partileri Bayrou'ya karşı oy kullanacaklarını ve onu devirmek için yeterli sayıda koltuğa sahip olduklarını vurguladılar.

Bayrou, Fransa'nın kamu borcunu azaltacak kemer sıkma önlemlerini uygulamak için parlamentonun desteğine ihtiyaç duyuyor, ancak aşırı sağdan aşırı sola kadar tüm ana muhalefet partileri Başbakan Bayrou’nun planını reddettiklerini açıkladılar.

Macron ve kamu borcu

Muhalefet partileri, Macron'u 2017 ilkbaharında iktidara geldiğinden bu yana kamu borcunu 1 trilyon eurodan fazla artırmakla suçluyor ve bu artışı genellikle zenginlere yönelik ‘vergi indirimlerine’ bağlıyor. Peki, bu rakam doğru mu?

Macron 2017 yılının haziran ayında göreve başladığında, kamu borcu 2,281 trilyon euro idi. Mart 2025'te ise 3,345 trilyon euroya ulaştı. Fransa merkezli Le Monde gazetesine göre 1,064 trilyon avroluk bu artış, sıkça alıntılanan rakama karşılık geliyor.

Ancak ekonomistler, mutlak rakamları karşılaştırmanın bir ülkenin mali durumunu ölçmenin en doğru yolu olmadığına inanıyor. Aynı dönemde, bir ülkenin zenginliğini temsil eden GSYİH yüzde 30 arttı. Fransa Ekonomik Koşullar Gözlemevi (OFCE) Başkanı ekonomist Xavier Ragot bu durumla ilgili değerlendirmesinde “GSYİH daha yüksek olan bir ülke daha fazla borç alabilir, çünkü zenginliği ne kadar fazla olursa, o borcu geri ödemek için vergi toplama kapasitesi de o kadar fazla olur” ifadelerini kullandı.

rty
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Başbakan François Bayrou, eski Genelkurmay Başkanı Thierry Burkhard'ın veda töreninde (Reuters)

Bu yüzden uzmanlar, borç-GSYİH oranını kullanmayı tercih ediyor. 2017 yılında borç, GSYİH'nin yüzde 101'i seviyesindeyken, bugün yüzde 113,9 seviyesinde. Bu durum borcun GSYİH'nin yüzde 13'ü kadar arttığı anlamına geliyor. Eğer borç 2017 yılındaki seviyesinde kalmış olsaydı, bugün yaklaşık 400 milyar euro daha düşük olurdu. Bu son rakam, Macron döneminde biriken ek borcun daha doğru bir göstergesi olarak görülüyor.

Başarısızlıklar: Kaçınılmaz mıydı yoksa isteğe mi bağlıydı?

Son sekiz yılda borçların artmasının nedeni, yıllık bazda harcamaların gelirleri aşmasıyla ortaya çıkan kesintisiz bütçe açıkları oldu. Macron'un bütçe açıklarının iki ana nedeni var. Bunlardan biri ekonomik krizler, diğeri vergi indirimleri.

1- Kriz harcamaları:

* Borç artışının büyük bir kısmı, Macron dönemi hükümetlerin iki büyük krizi çözmek için yaptığı olağanüstü harcamalardan kaynaklanıyor.

Bu krizlerden ilki Kovid-19 salgını (2020–2021): Sağlık harcamaları, işletmeleri ayakta tutmak için ‘ne gerekiyorsa onu yapma’ stratejisi ve ekonomik canlandırma planı dahil edildi.

İkincisi ise 2022 enerji krizi: Ukrayna'daki savaş ve enflasyonun neden olduğu bu kriz, artan enerji maliyetlerini kontrol altına almaya yönelik politikalar içeriyordu.

OFCE’nin 2024 ilkbaharında yayınlanan önemli bir araştırmasına göre bu krizle ilgili harcamalar tek başına 2017 ile 2023 yılları arasında borç artışının yarısından dörtte üçüne kadarını oluşturuyor. Bu harcamalar kaçınılmaz görünse de başka politika seçenekleri de mevcuttu. Örneğin, Fransa'nın enerji krizine verdiği yanıt, Almanya'nınkinden daha maliyetliydi. Bu durum, diğer liderlerin de benzer seçimler yapmış olmalarından dolayı Macron'un bu borç artışından tamamen sorumlu tutulamayacağı anlamına geliyor.

2- Vergi indirimleri:

2017'den bu yana borç artışının geri kalan kısmı, yani dörtte bir ile yarısı arasında kalan kısım, daha ‘isteğe bağlı’ politika tercihlerine atfedilebilir. OFCE’nin hesaplamalarına göre Macron döneminde uygulanan vergi indirimleri, borç artışının dörtte biri ile yarısını oluşturuyor.

Bir yandan, Macron dönemi hükümetleri kamu harcamalarını yapısal olarak artırmamış, bu harcamalar (kriz dönemleri hariç) büyük ölçüde sabit kalmış olsa da diğer yandan, devlet vergi gelirleri önemli ölçüde düşmüştür. Şu anda 2017 yılına kıyasla GSYİH'nin yüzde 2,2 puan daha azına tekabül ediyor. Bu da her yıl 65 milyar euro daha azına eşitlendiği demek oluyor.

Peki, borç artışının ana nedeni Macron'un politikaları mıydı? Cevap, muhalefetin öne sürdüğü kadar basit değil. Le Monde gazetesine göre gerçek daha karmaşık ve küresel krizler ile iç siyasi tercihlerin birleşiminden oluşuyor.