Afganistan’da etnik çeşitliliğin haritası

Afganistan'ın güneyindeki Peştun kalesi Kandahar'da Taliban savaşçıları (AFP)
Afganistan'ın güneyindeki Peştun kalesi Kandahar'da Taliban savaşçıları (AFP)
TT

Afganistan’da etnik çeşitliliğin haritası

Afganistan'ın güneyindeki Peştun kalesi Kandahar'da Taliban savaşçıları (AFP)
Afganistan'ın güneyindeki Peştun kalesi Kandahar'da Taliban savaşçıları (AFP)

Afganistan'daki etnik çeşitlilik, bir yüzyıldan fazla bir süredir ülkedeki siyasetin ve çatışmanın merkezinde yer alıyor. Kabil'den bir AFP raporuna göre, bu bölünmelerin Taliban tarafından kurulacak yeni hükümet sürecinde de rol oynaması bekleniyor. Afganistan'ın 40 milyon nüfusu içerisindeki hiçbir ırksal (etnik) grup belirleyici bir çoğunluğu temsil etmiyor ve bu da bölünmeleri siyasi istikrara karşı kalıcı bir meydan okuma haline getiriyor.
Geçen yıl Uluslararası Azınlık Hakları Grubu tarafından hazırlanan Nesli Tükenmekte Olan Halklar Endeksi'ne göre Afganistan, dünyanın en tehlikeli ülkesi olarak dördüncü sırada yer aldı ve içindeki tüm etnik grupların sistematik şiddete dayalı zulüm ve toplu katliam riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtildi.
Fransız Haber Ajansı (AFP) raporuna göre Afganistan’daki etnik grupların dağılımı şu şekilde;

Peştunlar
Peştunlar Afganistan'daki en büyük etnik grup olarak nüfusun yüzde 42'sinden fazlasını oluşturmaktadır. Ağırlıklı olarak Sünni olan ve Peştuca konuşan bu grup, on sekizinci yüzyıldan beri Afgan siyasi kurumlarına egemen konumda. Yıllar boyunca birçok Peştun lider Afganistan'ı yönetmede öncelikli hakları olduğunu vurgulayarak diğer etnik grupların tepkisini çekti. 1996'dan 2001'e kadar olan yönetiminden sonra Afganistan'ın kontrolünü ikinci kez ele geçiren Taliban’ın çoğunluğunu Peştunlar oluşturuyor. Hatta ABD destekli önceki hükümetlerin iki cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve Eşref Gani de Peştun. Geleneksel olarak ülkenin güneyi ve doğusunda yoğunlaşan Peştunların hakimiyeti, özellikle siyasi, ekonomik ve kültürel marjinalleşmeler nedeniyle diğer etnik kökenlerin küskünlüğünü tetikleyen faktörlerden.

Tacikler
Afganistan'daki en büyük ikinci etnik grubu oluşturan Tacikler, nüfusun dörtte birinden fazlasını teşkil ediyor. Dari olarak isimlendirilen grup aynı zamanda Afganistan’ın ortak dili olan Farsçanın bir lehçesini kullanıyor. Esas olarak ülkenin kuzey ve batısında dağılan bu gurubun Pençşir Vadisi, Herat şehri ve bazı kuzey eyaletlerinde etkinliği bulunmaktadır. Siyasi hegemonyadan yoksun olmasına rağmen bu grubun içinden son yıllarda, Pençşir Aslanı unvanını taşıyan, Kızıl Ordu ve Taliban ile savaşan ve ölen komutan Ahmed Şah Mesud gibi bir dizi önde gelen Tacik lider ortaya çıktı. Listede ayrıca Kabil’in Taliban’ın eline geçmesinden önce 1992-1996 yılları arasında devlet başkanlığı yapan ve ülkenin kuzeyindeki Bedahşan eyaletinden bir Tacik olan Burhanddin Rabbani de var. Eski Afgan rejiminin icra kurulu başkanı ve baş barış müzakerecisi olan Abdullah Abdullah karışık (Peştun-Tacik ) etnik kökene sahip olmasına rağmen, yaygın olarak Tacik sayılıyor.

Hazarlar
Orta Asya halkları ile Türk halkları arasındaki bir kökene sahip olduğuna inanılan etnik bir grup olan Hazaralar, nüfusun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor ve esas olarak Afganistan'ın merkezinde yoğunlaşıyor. Dari lehçesini konuşan Hazaraların büyük bir çoğunluğu Şii Müslüman. Bu grup, Afganistan'da bir yüzyıldan fazla bir süredir din ve etnik köken temelinde şiddetli zulüm ve ayrımcılığa maruz kaldı.

Özbekler
Nüfusun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturan Afgan Özbekler ise ülkenin Özbekistan sınırına yakın kuzeyinde yoğunlaşıyor. Türkçe konuşan halklardan biri olan bu etnik köken çoğunlukla Sünni Müslümanlardan meydana gelmektedir. Bu grubun ünlüleri arasında, aidiyet tercihini değiştirmeden ve ülkenin kuzeyinde kendi kalesini kurmadan önce Sovyetlerle birlikte mücahidlere karşı savaşan eski ordu komutanı Abdurraşid Dostum var. Dostum 2001'deki ABD işgalinden sonra Taliban yönetiminin sona ermesine yardımcı olan, Kuzey İttifakı'nda önde gelen bir isim olup daha sonra Eşref Gani yönetimine ilk başkan yardımcısı olarak katıldı. Mezarı Şerif’in Taliban’ın eline geçmesinden sonra Özbekistan’a kaçtı.
2004 Afgan anayasası dört ana gruba ek olarak bir düzineden fazla etnik grubu resmen tanımakta olup bunlar göçebe İmak, Türkmen



Netanyahu'dan Merz'e: Berlin, İsrail'e silah satışını yasaklayarak Hamas'ı ödüllendiriyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Knesset oturumunda bir tartışmaya katılıyor (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Knesset oturumunda bir tartışmaya katılıyor (Reuters)
TT

Netanyahu'dan Merz'e: Berlin, İsrail'e silah satışını yasaklayarak Hamas'ı ödüllendiriyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Knesset oturumunda bir tartışmaya katılıyor (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Knesset oturumunda bir tartışmaya katılıyor (Reuters)

İsrail Başbakanlık Ofisi, Binyamin Netanyahu'nun Almanya Başbakanı Friedrich Merz'e, İsrail'in amacının Gazze'yi kontrol etmek değil, Hamas'tan kurtarmak ve orada barışçıl bir hükümet kurulmasını sağlamak olduğunu söylediğini duyurdu.

Başbakanlık Ofisi, Netanyahu'nun dün Merz ile yaptığı telefon görüşmesinde, Berlin'in İsrail'e silah ihracatını askıya alma kararından duyduğu hayal kırıklığını dile getirdiğini ifade etti.

Ofis, Netanyahu'nun Alman başbakanına, Berlin'in silah satışını yasaklayarak Hamas'ı ödüllendirdiğini söylediğini belirtti.

Merz dün, İsrail hükümetinin Gazze'yi işgal etme kararına yanıt olarak, Gazze'de kullanılabilecek tüm askeri teçhizatın ihracatını askıya aldığını duyurmuştu.

Merz, X platformunda yaptığı açıklamada, Alman hükümetinin Gazze'deki sivillerin çektiği acılardan derin endişe duyduğunu belirterek, İsrail hükümetinin yeni kararıyla sivillerin ihtiyaç duyduğu yardımı alabilmeleri için "eskisinden daha büyük bir sorumluluk" üstlendiğini vurguladı.

Netanyahu'nun ofisi dün yaptığı açıklamada, "kabinenin başbakanın Gazze Şehri'nin kontrolünü ele geçirme önerisini onayladığını" duyurdu. Bu plan kapsamında İsrail ordusunun "çatışma bölgeleri dışındaki sivillere insani yardım dağıtırken Gazze Şehri'nin kontrolünü ele geçirmeye hazırlandığını" belirtti.

Bu karar, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'e saldırmasının ardından başlayan ve 22 aydır süren İsrail saldırısının bir başka tırmanışı olarak değerlendiriliyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail ordusu şu anda Gazze topraklarının yaklaşık %75'ini işgal ediyor veya kara harekâtı yürütüyor. Harekâtlarının çoğunu Gazze Şeridi'ndeki sabit noktalardan veya sınır boyunca konuşlandırılmış mevzilerden gerçekleştiriyor. Ordu, Gazze Şeridi genelinde her gün kesintisiz hava ve topçu bombardımanı gerçekleştiriyor.