Irak Cumhurbaşkanı Salih: Beşar Esad'la görüştüm, çerçevede mutabakata vardık

Muhammed Zahid Gül ve Nevzat Çiçek, Irak temaslarını kaleme aldı

Irak Cumhurbaşkanı Salih: Beşar Esad'la görüştüm, çerçevede mutabakata vardık
TT

Irak Cumhurbaşkanı Salih: Beşar Esad'la görüştüm, çerçevede mutabakata vardık

Irak Cumhurbaşkanı Salih: Beşar Esad'la görüştüm, çerçevede mutabakata vardık

Cumartesi günü yapılacak olan Irak'a Komşu Ülkeler Konferansı vesilesiyle Arap ve yabancı medya heyetleriyle birlikte Irak'ın başkenti Bağdat'tayız. 
Türkiye, Mısır, BAE, İran, Ürdün, Somali başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarından gelen gazetecilerle birlikte, Irak Cumhurbaşkanı Behram Salih ve Başbakan Mustafa Kazımi başta olmak üzere, gerek sivil gerekse de askeri uzmanları dinliyoruz.
Independent Türkçe'den Muhammed Zahid Gül ve Nevzat Çiçek'in haberine göre, Cumhurbaşkanı Behram Salih ve Başbakan Kazımi'nin konuşmalarından anladığımız, aslında yeni bir Bağdat Paktı'na ihtiyaç duydukları ve Beşar Esad'la olan görüşmeler sonrası Suriye için yeni bir yol haritasının yakında kamuoyuna açıklanacağı yönünde. 
Mısır'ın teklifiyle, Şam yönetimi ile yumuşamanın ön adımı olarak Suriye'nin tekrar Arap Ligi'ne davet edileceği belirtiliyor.
Iraklı yetkililer, komşu ülkeler toplantısının bölgesel ve uluslararası anlamda büyük öneme haiz olduğunu belirterek, gerek ABD'nin Afganistan'dan çekilme kararında, gerek IŞİD sonrası bölgenin geleceğinin şekillenmesinde bu toplantıya çok önem verdiklerini ifade ettiler. 
Toplantıda, sorunlarının nasıl fırsata dönüşeceği üzerinde kafa yoracaklarını ve sorunlarla yüzleşmeden bunun fırsata çevrilmesinin mümkün olmadığının altını çizen Iraklı yetkililer, bölgesel işbirliklerine her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu vurguladılar.
Independent Türkçe (1).jpeg
Fotoğraf: Independent Türkçe
Bizim bütün temaslardan anladığımız Bağdat, yeni bir Bağdat Paktı istiyor ve bunun için çalışıyor.
Birinci görüşmemizi Başbakan Mustafa el-Kazımi ile gerçekleştiriyoruz. İstihbarat başkanlığı görevindeyken yaptığımız görüşme sonrasında bu Kazımi ile yaptığımız ikinci görüşme. 
Kazımi aslında Irak'ta ne yapmak istediğini bilen, yol haritasını kafasına koyan bir isim. Bir gazeteci olan Kazımi, yakın zamana kadar Irak'ta gazeteciler sendikası üyesiydi.
Gazeteciler, Irak Gazeteciler Sendikası Başkanı Mueyyet Ellami'nin ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüştü.
Irak Gazeteciler Sendikası Başkanı Mueyyet Ellami.jpg
Irak Gazeteciler Sendikası Başkanı Mueyyet Ellami
Kazımi, gazetecilerle buluştuğunda, meslektaşlarıyla birlikte olmaktan duyduğu memnuniyetinden bahsetti. 
Gazeteciliğin bir sorumluluk ve doğruyu nakletmede bir emanet görevi taşıdığını ifade eden Kazımi, haber ve yazı yazma özleminin ağır bastığını, bu nedenle eski günlerdeki gibi makaleler yazmayı çok özlediğini ifade etti.
Bağdat'ın "medeniyetlerin anası" olduğunu söyleyen Kazımi, aynı zamanda zıt kutupları barındıran bu kentin, medeniyetlerin kesişme noktasına ev sahipliği yaptığını anlattı. Bunun tarihsel olarak böyle geliştiğini ifade eden Kazimi, son dönemlerde ise sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. 
Irak'ta her yıl 1 milyon 250 bin çocuk doğduğunu ve bunlara iş bulmaları gerektiğini söyleyen Kazımi, bazı sorunlarla ülke olarak tek başına mücadele edemeyeceklerini belirterek, yardıma ihtiyaçları olduğunu kaydetti.

"Irak-Mısır ve Ürdün anlaşmaları çok önemli"
Irak-Mısır ve Ürdün arasında birçok alanı kapsayan anlaşmaya, üç ülke yetkilileri de çok büyük önem veriyor. Gerek geçen hafta görüştüğümüz Ürdün Başbakanı Bişr el-Hasavne gerekse de Irak'ta yaptığımız temaslar, bu anlaşmalardan çok şey beklendiği yönünde. 
Nitekim Irak Başbakanı Mustafa Kazımi, ülkesinin ekonomi, ticaret ve yatırım alanlarının yanı sıra enerji, elektrik ve ulaşım konularında Mısır ve Ürdün ile işbirliği yapma konusundaki isteğini dile getirerek, üç ülke arasında imzalanan anlaşmaların şu anda uygulanmaya başladığını söyledi.
Kazımi, Irak ekonomisinin uzun süre petrole dayalı gidemeyeceğinin farkında. Bu nedenle alternatiflere yönelmiş durumda. Özellikle Türkiye'nin turizm deneyiminden örnekler veren Kazımi, bu anlamda Türkiye'ye hayranlık duyduğunu ifade etti.
"Mısır ve Ürdün ile petrol sahasında elektrik bağlantı projeleri ve işbirlikleri büyük önem arz edecek ve üç ülkenin ekonomisine fayda sağlayacak" diyen Kazımi, Irak'ın, Arap ve Müslüman olan dost ülkelerle siyasi, ekonomik ve sosyal bir ortaklık kurmaya çok ihtiyacı olduğuna vurgu yaptı.
Geçmişte komşu ülkeler ve dostlarla sorunlar yaşandığını belirten Kazımi, ancak bugün ekonomik ve sosyal bütünleşmeyi sağlamak için bu ülkelerle ortaklık istediklerini dile getirdi.
Mustafa el-Kazımi.jpeg
Mustafa el-Kazımi / Fotoğraf: Independent Türkçe
Siyasi birlikten önce bölgede sosyal birliğin önemli olduğunu ve halkların birleşmesi için alt yapının bölgenin kültürü olduğunu ifade eden Kazımi, "Kültürü ihya etmeden siyasi birliğe ulaşamayız" şeklinde konuştu. 
Bağdat kültür hayatı için çok önemli olan Osmanlı döneminden kalma Mutenebbi çevresini restore etmeye başladıklarını, buranın Bağdat kültür hayatı için cazibe alanı olacağını ifade etti.
Başbakan Kazımi, "Yaşadığımız sorunları ortadan kaldırmak için komşu ülkeler ve bölge ile işbirliği yapmak ve bunları aştıktan sonra Irak kültür mirasını korurken başarılı ortaklıklara imza atmak istiyoruz. Kültürel boyuta odaklanıp, iyi ekonomik ilişkileri kurarak komşularımızla ilişkilerimizi de yeniden kurmak istiyoruz" dedi.
Sohbet esnasında, son 20 yılda Irak'ta bulunan kültür bakanlarının kültürden başka her işle uğraştığını ama kültüre çok zaman ayırmadıklarını söyleyen Kazımi, ilk defa iki yıldır gerçekten kültürün içerisinden gelen bir bakanları olduğunu ve onunla çalıştığı için mutlu olduğunu ifade etti.

"IŞİD Irak'ta tutunmaya çalışıyor ama ağır darbelere maruz kalıyor"
Bağdat'ın barış şehri olduğu için barışı, sevgiyi ve kardeşliği yaymadaki rolünü yeniden kazanması gerektiğini söyleyen Kazımi, "Savaşlar halkların yıkımıdır ve barışın inşası cesur ve güçlülerin politikasıdır" ifadelerini kullandı.
Irak'ta terör örgütü IŞİD'in geçmişin bir parçası haline geldiğini kaydeden Kazımi, "DEAŞ kalıntıları Irak'ta tutunmaya çalışıyor, ancak her gün Irak güvenlik güçlerinin ağır darbelerine maruz kalıyor" diye konuştu.
Irak'ın IŞİD için bir barınma merkezi olmadığının altını çizen Başbakan, "Ama ne yazık ki bazı haber siteleri bunu böyle yansıtıyor. Buna son vermeliler" dedi.
Irak güvenlik güçlerinin son zamanlarda kuzey vilayetlerinde çok sayıda IŞİD unsurunu öldürdüğünü belirten Kazımi, Irak ordusunun gücüne kavuştuğunu bildirerek şöyle devam etti;
"DEAŞ ve El Kaide ölüm kültürünü seviyor. Ancak ulusal kimliğini yeniden kazanan Irak halkı, inşa ve kalkınma politikasını seviyor. Bu nedenle Irak topraklarında onlar için bir barınma merkezi yok."
Irak seçimlerinin bir buçuk ay sonra yapılacağını söyleyen Başbakan, "Seçimlerin adil ve şeffaf olmasını ve Irak halkının bunları kabul etmesini bekliyorum. Seçimler, Irak tarihinde çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
Başbakan Kazımi'den sonra bir sonraki durağımız Irak Cumhurbaşkanı Behram Salih. 
Bir önceki Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin liderliğini yaptığı Kürdistan Yurtseverler Birliği'nde siyaset yapan Salih, Talabani'nin vefatından sonra onun yerine geçti. 
Salih, özellikle Irak ve bölgenin sorunlarına aşina bir isim. Türkiye'yi de çok yakından tanıyan Salih, bölge ülkelerinin beraber büyük projelere imza atmadıkları takdirde işsizlik başta olmak üzere bir çok soruna çözüm bulamayacaklarını belirtiyor. 
Yakın zamanda Milli Eğitim Bakanı ile yaptığı görüşmeyi anlatan Salih, acil olarak 14 bin okula ihtiyaçları olduğunu ve bunu sağladıkları takdirde bunlara nasıl iş bulacakları sorusuna ülke olarak tek başına cevap veremeyeceklerinin altını çizdi.
Independent Türkçe (4).jpeg
"Bölge ve dünyada her yerde büyük dönüşümlere tanıklık ediyoruz"
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın, çeşitli ekonomik ve kalkınma yönlerini içeren üçlü işbirliği sistemi aracılığıyla Irak ile işbirliği yapmaya istekli olduğunu ifade eden Salih, "Irak'a Komşu Ülkeler Konferansı, Irak ile komşu olan ülkeler ile bölgedeki dost ülkeler arasında ekonomik entegrasyon ve işbirliğini tesis etmek için Irak'ın bölgesel meseleler ve ortaklık yolları konusundaki vizyonunu teyit etmesi için bir fırsat olacak" dedi.
Bölge ve dünyanın her düzeyde büyük dönüşümlere tanık olduğunu söyleyen Salih, başta terör ve radikalizm, ekonomik durumdaki dalgalanmalar, genç işsizliğindeki artış, ciddi iklim değişiklikleri ve çevreyi koruma ihtiyacı olmak üzere büyük ortak zorluklar olduğunun altını çizdi.
"Irak bölgede önemli bir ülke. Herkesle dengeli olan ilişkileri ve coğrafi konumu, onu diyalogda aktif bir unsur ve bölgesel çıkarların yakınlaşması için bir platform kılıyor" diyen Salih, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Irak'ın tam egemenliğe sahip bir devlet aracılığıyla eski rolüne geri dönmesi, bölgesel güvenlik ve istikrar için bir temel olacak. Irak, uzun süredir krizler, savaşlar, despotluk, terör ve başkasının hesaplaşma sahası olmaya maruz kaldı. Bunun sonucunda tüm bölge etkilendi. Bir önceki aşamanın ötesine geçmenin ve bölgeyi bir araya getiren birçok ortak noktaya ve birlikte karşılaştığı ortak zorluklara odaklanarak, bölgesel istikrarın temel direklerini pekiştirmek için çalışmanın zamanı geldi."
Independent Türkçe (2).jpeg
Independent Türkçe
"Irak'ta çözüm Iraklılardan gelecek. Yolsuzluk için uluslararası bir komisyona ihtiyacımız var"
Bölgede devam eden krizlerin, yaşanan savaşlar ve çatışmaların, Irak'ın doğal rolünden yoksun kalmasından kaynaklandığını dile getiren Salih, Irak'ın 70 yıllık savaşlar, çatışmalar, anlaşmazlıklar ve terörden sonra bir güvenlik ve istikrar ortamı yaratmayı dört gözle beklediğini dile getirdi.
Salih, "Bütün Irak halkı, devletin temel direkleri ve egemenliği güçlendirmek, kazanımlarını korumak ve Irak'ın binlerce yıldır olduğu gibi komşu ülkeler arasında bir buluşma noktası olması konusunda kararlıdır. Bölgenin ortak güvenliğe ve ekonomik karşılıklı bağımlılığa dayalı yeni bir çalışma sistemine ihtiyacı var. Irak'ın güvenliği ve istikrarı, bunun sağlanmasında vazgeçilmez bir unsurdur" dedi.
Irak'taki çözümün Iraklılardan geleceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı, "Iraklılar yetenekli bir devlete, istenen reforma doğru ilerlemeye ve ülkenin karşı karşıya olduğu iç zorluklarla yüzleşmeye kararlılar" diyerek, yaklaşan seçimler için hazırlıkların sürdüğünü belirtti.
Şiddet, terör ve radikalizm ile yakından bağlantılı yolsuzluk belası ile mücadele ve teröre karşı savaşın sürdürülmesi gerektiğini dile getiren Salih, "Yolsuzluk ve terörizm bir madalyonun iki yüzüdür. Terörle mücadelede temel bir unsur olarak yolsuzlukla mücadele için uluslararası bir komisyonun kurulması çağrısında bulunuyoruz" dedi.
Independent Türkçe (3).jpeg
Irak Cumhurbaşkanı Salih,  Independent Türkçe'nin sorularını yanıtladı
"Beşar Esad'la yakın zamanda görüştüm ve çerçevede anlaştık"
Gazetecilerle soru cevap bölümünde Independent Türkçe'nin sorduğu, 'Suriye meselesi çözülmeden bölgede çözüm olmaz dediniz. Yakın zamanda Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın da Washington temaslarında bunu dile getirdiğini biliyoruz. Mısır, Suriye'nin Arap Ligi'ne dönmesini istiyor. Irak'ın bu bağlamda bakışı nedir' sorusuna cevaben Salih, şunları söyledi:
"Dediğinize katılıyorum. Doğrudur. Irak'ın istikrarını Suriye'nin istikrarı olmadan sağlamamız çok zor. Örneğin El Hol Kampı, Suriye'nin bize taşıdığı bir mesele. Bir ahlaki, güvenlik ve insani durum söz konusu. Bu sıkıntıyı çözmeden Irak'ta problemleri çözmeniz çok zor. Bu kamp çözülmeden Suriye sorununu da çözümünüz çok zor.
Siyasi süreçle ilgili olarak yakın zamanda Beşar Esad'la görüştüm. Çok uzun bir görüşmemiz oldu. Siyasi çözüm üzerine genel mutabakata vardık. Şüphesiz bu görüşmenin içeriğini ben meslektaşlarıma yakın zamanda paylaşacağım. Bu müzakere sonucunda yeni öneriler ve hareketliliğin geleceğine inanıyorum. Suriye'ye istikrar gelmeden bölgede hiç birimizin istikrarı sağlaması mümkün gözükmüyor."

"Filistinlilerin hakları gerçekleşmeden barış olmaz"
Cumhurbaşkanı Salih, Irak'ın Filistin meselesindeki tutumunun, Filistin halkının haklarını savunma, özlemlerini gerçekleştirme ve onların tam ve meşru haklarını elde etme konusunda sabit olduğunun altını çizerek, "Filistinlilerin tam ve meşru hakları gerçekleşmeden Ortadoğu'da barış olmayacak" ifadelerini kullandı.

 


Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.