Milli Eğitim Bakanı Özer: Birinci önceliğimiz tüm sağlık önlemlerini alarak 6 Eylül'de başlayacak okulları açık tutmak

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak birinci önceliğimiz, tüm sağlık önlemlerini alarak okulları açık tutmaktır." dedi.

AA
AA
TT

Milli Eğitim Bakanı Özer: Birinci önceliğimiz tüm sağlık önlemlerini alarak 6 Eylül'de başlayacak okulları açık tutmak

AA
AA

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 2021-2022 eğitim ve öğretim yılının tüm kademe ve tüm sınıf seviyelerinde, 6 Eylül Pazartesi günü gerekli tedbirler alınarak haftada 5 gün yüz yüze eğitim ile başlatılacağını belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak birinci önceliğimiz tüm sağlık önlemlerini alarak okulları açık tutmaktır. Bununla ilgili tüm önlemlerimizi de aldık. Bu önlemlerin takipçisi olacağız. Velilerimiz çok rahat olsunlar." dedi.
Özer, AA muhabirine 2021-2022 eğitim-öğretim döneminde yüz yüze eğitimin tam zamanlı ve tüm kademelerde başlatılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Son 1,5 yılda tüm dünya genelinde Kovid-19 salgını sürecinin sıkıntılar doğurduğuna işaret eden Özer, Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu süreçte zaman zaman okulları açık tutarak zaman zaman uzaktan eğitimle özellikle EBA dijital platformu ve TRT EBA kanalları ile öğrencilerin yanında olmaya çalıştıklarını anlattı. Özer, "2021-2022 eğitim ve öğretim yılını, tüm kademe ve tüm sınıf seviyelerinde 6 Eylül Pazartesi günü gerekli tedbirler alınarak haftada 5 gün yüz yüze eğitim ile başlatıyoruz." diye konuştu.
1-3 Eylül'de okul öncesi ve ilkokul 1. sınıf öğrencileri için okullarda uyum haftası düzenleyeceklerini bildiren Özer, "Öğrencilerimiz okullara belirli saatlerde gelecekler, okula alışmaya başlayacaklar, öğretmenleri ile diyaloglarını geliştirecekler. İnşallah bir sıkıntı olmadan tüm velilerimizin tüm öğretmenlerimizin tüm öğrencilerimizin beklentilerini yerine getirerek okullarımızı tam zamanlı olarak açacağız." ifadelerini kullandı.
Okulların Kovid-19 salgınına karşı alınması gereken tüm önlemleri Sağlık Bakanlığı ile birlikte belirlediklerini belirten Özer, "Servislerdeki ve okullardaki hijyen tedbirleri, maske kullanımı, havalandırma gibi tüm ayrıntıları Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışarak alınması gereken önlemleri tüm valiliklere, tüm illerimize, tüm ilçelerimize bildirdik." dedi.

Öğretmenlere Kovid-19 tedbirleri seminerleri verilecek
Bakan Özer, öğretmenlere yönelik yeni öğretim yılı mesleki çalışma dönemi faaliyetlerinin de 31 Ağustos-3 Eylül tarihleri arasında yapılacağını hatırlatarak bu yılki programda bazı değişiklikler yaptıklarını bildirdi. Bu seneki seminer haftasının içeriğini değiştirdiklerini belirten Özer, "Öğretmenlerimize yönelik bu yıl tamamen Kovid-19 salgınında okullarda alınması gereken tedbirler, öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin korunması ve süreçlerin çok dikkatli şekilde yürütülmesiyle ilgili Sağlık Bakanlığının önerileri doğrultusunda çok kapsamlı eğitim seminerleri hazırladık. Okul öncesi ve birinci sınıflar 1-3 Eylül'de okula başlayacağı için bu kademedeki öğretmenlerimize yönelik seminerleri 31 Ağustos'ta düzenleyeceğiz, 6 Eylül'de başlayacak diğer tüm kademelerdeki öğretmenlerimizin mesleki çalışma dönemi ise 1-3 Eylül'de gerçekleştirilecek." diye konuştu.

"Eğitim öğretimi sürdürebilmemiz için öğrencilerimizi korumamız gerekiyor"
Yüz yüze eğitim döneminin başlamasıyla Kovid-19 tedbirleri kapsamında öğrencilerle bir araya gelmesi zorunlu olan öğretmen ve okul çalışanlarının aşı olmamaları durumunda haftada iki kez PCR testi ile taranmalarının isteneceğinin hatırlatılarak öğrencilere yönelik böyle bir uygulamanın olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine Özer, şöyle konuştu:
"Kamuoyunda bu konuda dezenformasyon söz konusu. Öncelikle net olarak ifade etmek isteriz ki öğrencilerimize yönelik aşı ve PCR testi zorunluluğu bulunmuyor. Burada kılavuzda da yer aldığı şekliyle sadece öğretmenlerimiz değil servis şoförlerinden, servislerde görevli yardımcı personel, okullardaki idari personel, kantin ve yemekhane çalışanlarına kadar eğitim-öğretim ortamına dahil olan tüm çalışanlarımız aşı olmak istiyorlarsa aşı olacaklar. Aşı zorunlu değil, süreç gönüllülük esasına göre işliyor. Öğrencilerimiz ile bir araya gelmesi zorunlu olan öğretmen ve okul çalışanlarımızın aşı olmayacaklarsa haftada 2 defa PCR testi yaptırma zorunluluğu var."
Dünyadaki veriler, çocuklardan yetişkinlere bulaş oranının, yetişkinlerden çocuklara bulaş oranına göre çok daha düşük olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla eğitim öğretimi sürdürebilmemiz için öğrencilerimizi korumamız gerekiyor. Öğrencilerimizin sağlıklı bir şekilde eğitim öğretime devam etmeleri için her türlü önlemi almak zorundayız."
Aşı olmayan köy okulu öğretmeni ve çalışanlarının PCR testi durumu
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yüz yüze eğitim kapsamında istenecek zorunlu PCR testlerinin devlet hastanelerinde ücretsiz yapılacağı yönündeki açıklamasını anımsatan Özer, "Ulaşım imkanı zor olan köy okullarımız gibi yerlerde görev yapan ve aşı olmayan okul çalışanlarımız ve öğretmenlerimizin PCR testleri ile ilgili de Sağlık Bakanlığımız ile çalışmalarımız devam ediyor. Sağlık Bakanlığı ekipleri ile oralarda (köy okulları) aşı olmayan öğretmenlerimizin ve çalışanlarımızın PCR testi yaptırmalarını sağlamak için çalışıyoruz." bilgisini verdi.

Tüm okulların Kovid-19 durumu takip edilecek
Bakanlık tarafından Kovid-19 salgını sürecinde eğitim-öğretim ortamının sağlıklı yürütülebilmesi amacıyla vaka ve temaslara yönelik süreçlerin takip edilebildiği elektronik takip sisteminin geliştirildiğini bildiren Özer, şunları söyledi:
"Velilerimiz rahat olsunlar. Okul bazlı ortaya koymuş olduğumuz Kovid-19 önlemleri için elektronik takip sistemimiz hazır. Okullarımız bu verileri kendileri kullanabildiği gibi ilçe milli eğitim müdürlüklerimiz ilçedeki tüm okulları bu sistem üzerinden takip edebilecekler. İl milli eğitim müdürlükleri, kendi ilçelerindeki süreçleri, aynı zamanda Bakanlık olarak ilgili genel müdürlüklerimiz, kendilerine bağlı tüm okullardaki süreçleri kontrol edebilecekler. Çoklu kontrolle, sistemin sağlıklı çalışabilmesi ile ilgili tüm önlemlerimizi almış bulunmaktayız."
Bakan Özer, okul başlangıcında velilere olası hastalık durumunda bilgi paylaşabilmeleri için bilgilendirme formu verileceğini belirterek "Şunu net olarak ortaya koymamız lazım, burada bir taahhüt yok, bu konuyla ilgili zaman zaman kamuoyuna yansımalar var. Herhangi bir vaka durumunda okulun bilgilendirilmesiyle ilgili bir taahhütname şeklinde bir metin değil o, bu metin sadece okullar tarafından Kovid-19 süreçleri ile ilgili bilgilendirildiklerine dair metindir." değerlendirmesinde bulundu.

"Öğretmenlerimizin her türlü ihtiyacını karşılayacağız"
Okullardaki tıbbi maske kullanımına ilişkin önlemlere değinen Özer, yeni eğitim-öğretim döneminde tüm öğretmenlerin, personelin ve öğrencilerin okullara maske takarak geleceğini belirtti. Öğrenci, öğretmen ve personelin okullarda bulunduğu süre içerisinde yeniden maskeye ihtiyaç duymaları durumunda ücretsiz maske desteği verileceğini dile getiren Özer, şunları kaydetti:
"Şu anda 81 ildeki bütün okullarımıza maske teminiyle ilgili her türlü ödenekleri gönderdik. Okullarımız maske, dezenfektan, hijyen koşullarıyla ilgili her türlü yatırımlarını, stoklarını yaptılar. Özellikle belirtmek isterim ki okullarımızda kullanılacak tüm maske ve dezenfektanlar, mesleki teknik eğitim okullarımız ve kurumlarımızda, aynı zamanda halk eğitim merkezlerinde, özel eğitim meslek okullarında üretiliyor. Maskelerimizi ve dezenfektanlarımızı dışarıdan değil, kendi ihtiyacımızı karşılayacak şekilde 81 ilde yeniden yapılandırdık. Bu süreç içerisinde okullarımızda maskeyle ve diğer ihtiyaçla ilgili bir sıkıntı yaşanmayacak. Diğer taraftan öğretmenlerimiz için maske ve dezenfektandan oluşan bir hijyen kitini her ay ücretsiz olarak öğretmenlerimize vereceğiz. Öğretmenlerimizin bu alandaki her türlü ihtiyacını karşılayacağız."
Özer, hayatın normalleştirilmesi için eğitimin normalleştirilmesi gerektiğini, Kovid-19 vaka sayısının şu an için sıfırlanmasının mümkün olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak birinci önceliğimiz, tüm sağlık önlemlerini alarak okulları açık tutmaktır. Bununla ilgili tüm önlemlerimizi de aldık. Bu önlemlerin takipçisi olacağız. Velilerimiz çok rahat olsunlar. Sonuçta bu konu çok paydaşlı bir konu. Sadece bizim öğretmen camiamızla ilişkili bir konu değil, aynı zamanda velilerimizi, çalışanlarımızı, servis şoförlerimizi, kantin ve yemekhane çalışanlarımızı ilgilendiren bir konu. Şu konuda hiçbir tereddüt yok: Tüm velilerimiz istiyor ki tüm sağlık önlemleri alınarak çocuklarımız okula girebilsin. O zaman hep iş birliği yapacağız. İstirhamım tüm velilerimizin, öğretmenlerimizin, çalışanlarımızın, Sağlık Bakanlığıyla birlikte hazırladığımız Kovid-19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken Önlemler Rehberi'nde belirtilen tüm kuralları harfiyen yerine getirmeleri. Eğer biz bu kurallara uyarsak bu süreçleri çok rahat şekilde yönetebiliriz. Sıkıntılar olabilecek ama süreç içerisinde bunların hepsini çözebilecek durumdayız."

Veli, öğretmen ve eğitim çalışanlarına aşı çağrısı
Velilerin PCR test sonuçlarının kontrol edilmeyeceğini dile getiren Özer, "Tabii velilerden istirhamımız aşılarını olmaları." dedi. Velilerle ilgili bir izleme, takibin kesinlikle olmayacağının altını çizen Bakan Özer, tüm veli, öğretmen ve eğitim çalışanlarına aşı olmaları çağrısında bulundu.

"Okullara ziyaretçi kısıtı getirilecek"
Okulları mümkün olduğu kadar izole tutmayı istediklerini vurgulayan Özer, "Dışarıdan okula giriş çıkışları kontrol altına almak istiyoruz. Bunun için okul müdürlüklerimiz, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerimiz okullara ziyaretçi kısıtı getirecekler." diye konuştu.

"Çocuklarımızın eğitimi, ülkemizin geleceği”
Özer, veli de olsa okula her giren vatandaşın HES kodunun kontrol edileceğini aktararak şunları kaydetti:
"HES kodunda herhangi bir olumsuzluk olmadığı zaman mutlaka maske takarak okul ortamına girecekler. Hepimiz hassas bir şekilde davranacağız. Çünkü çocuklarımızın eğitimi, ülkemizin geleceği. Artık bunun kesintiye uğramaması lazım. Şunu özellikle belirtmek isterim. Önlemleri aldığımız müddetçe eğitim öğretimi yüz yüze devam ettirebilme imkanımız var. Tüm velilerimize, öğretmenlerimize, servis ve kantin çalışanlarımıza seslenmek istiyorum. Öncelikle kendi sağlıkları sonra da öğrencilerimiz ve eğitimin yüz yüze devam edebilmesi için kurallarımıza uyalım. Her türlü sağlık önlemini alalım."

 


Araştırmacılar sınavlar için en iyi zamanı belirledi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Araştırmacılar sınavlar için en iyi zamanı belirledi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Yeni bir araştırmaya göre sözlü sınava girmek, iş görüşmesi yapmak ve hatta mahkemeye çıkmak için en iyi zaman öğlen olabilir.

İtalya'nın Messina Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, öğrencilerin sınavları geçme oranlarında, öğlene doğru saatlerle, sabahın erken saatleri veya akşama doğru saatlere kıyasla önemli bir fark buldu.

Öğrencilerin geçme oranı 08.00'de yüzde 54, 16.00'daysa yüzde 51 olarak kaydedilirken bu oran 12.00'de yüzde 72 oldu. Geçme oranları 11.00 ve 13.00'te biraz daha düşük seyrederek yüzde 67'yi gördü.

Profesör Carmelo Mario Vicario, "Akademik değerlendirme sonuçlarının gün boyunca sistematik olarak değiştiğini ve öğle saatlerinde geçiş oranlarında net bir zirve olduğunu gösteriyoruz" dedi:

Öğrencilerin geçme olasılığı, sabahın erken saatleri veya veya akşama doğru olan saatlere kıyasla, sabah öğlene doğru daha yüksek. Bu örüntünün iş görüşmelerine veya gün boyunca planlanan herhangi bir değerlendirme sürecine kadar uzanabileceğine inanıyoruz.

Çalışma, sınav yapan 680 kişi tarafından 1243 derste gerçekleştirilen 104 bin 552 değerlendirmenin sonucuna dayanıyor. Araştırmacılar, yalnızca doğru cevaplara dayanmayıp daha öznel olan ve ifade tarzının da değerlendirildiği, üniversitelerdeki sözlü sınavlara bakmayı tercih etti.

Yargıçların bir sanık lehine karar verme olasılığının ilk duruşmalarda veya yemek molalarından sonra daha yüksek olduğunu gösteren araştırmanın ardından bu çalışma yayımlandı.

Diğer yandan bunun, günün farklı saatlerinde farklı türde davaların görülmesiyle de ilgisi olabileceği düşünülüyor.

Çalışma kesin nedeni belirleyemese de öğle saatlerinde zirvenin görülmesinin, bilişsel performansın sabah saatlerinden ileriye doğru gittikçe yükseldiğini ve öğleden sonra azaldığını gösteren kanıtlarla tutarlı olduğunu belirtti.

Raporda bunun, öğrencilerin enerji seviyelerinin düşmesinin yanı sıra karar yorgunluğu yaşadıklarında daha kötü notlar verebilecek öğretim üyelerinden kaynaklanabileceği belirtildi.

Ayrıca araştırmacılar bunun, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin (vücudun uyku zamanlarına yönelik doğal tercihi olan) kronotiplerinin yarışmasının sonucu olabileceğini söyledi:

20'li yaşların başındaki kişiler genellikle gece kuşu olurken, 40'lı yaşlarındakiler ya da daha yaşlılar erkenci olma eğiliminde. Öğretim üyelerinin en uyanık olduğu zamanlarda öğrenciler bilişsel keskinlikten en uzakta olabilir.

Prof. Vicario öğrencilerin daha iyi uykuyla, zihinsel molalarla ve sınavlarını kişisel düşük dönemlerinin dışında planlayarak bu etkilere karşı koyabileceğini öne sürdü:

Kurumlar için, sabah oturumlarını ertelemek veya kilit önemdeki değerlendirmeleri öğleye doğru toplamak sonuçları iyileştirebilir. Bu örüntünün iş görüşmelerine veya gün boyunca planlanan herhangi bir değerlendirme sürecine kadar uzanabileceğine inanıyoruz. İşe alım kararlarının da günün saatine bağlı olarak adalet veya sonuç açısından dalgalanma gösterip göstermediğini araştırmak da çok ilgimizi çekiyor.

Independent Türkçe


Harvard, Trump yönetiminin uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin yasağını uzatması için mahkemeye başvurdu

Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
TT

Harvard, Trump yönetiminin uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin yasağını uzatması için mahkemeye başvurdu

Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)

ABD'li bir federal yargıç bugün Başkan Donald Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi'nin yabancı öğrenci kabul etme yetkisini iptal eden yasağını uzatıp uzatmayacağını değerlendirecek. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, Ivy League üniversiteleri bu kararın öğrencilerinin yaklaşık dörtte birini etkileyeceğini ve kendilerini yıkıma uğratacağını belirtti.

Boston Bölge Mahkemesi Yargıcı Allison Burroughs, İç Güvenlik Bakanlığı'nın bir önceki gün yayınladığı iptali uygulamasını engelleyen geçici ihtiyati tedbiri uzatıp uzatmamayı değerlendirecek.

Bakanlığın bu hamlesi, Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi'ne yönelik girişiminin bir adımıydı. Bakanlık üniversiteyi muhafazakârlara karşı önyargılı olmakla ve kampüste antisemitizmi teşvik etmekle suçladı.

Üniversitenin avukatları, bakanlığın eyleminin ‘Harvard'da akademik özgürlüğe yönelik benzeri görülmemiş misilleme saldırısının’ bir parçası olduğunu söyledi. Harvard, yönetimin Ivy League üyesi üniversiteye yaklaşık 3 milyar dolarlık federal araştırma hibesini sonlandırma kararına itiraz eden ayrı bir dava açtı.

Harvard, Trump yönetiminin, üniversitenin yönetimini, müfredatını ve öğretim üyeleri ile öğrencilerinin ‘ideolojisini’ kontrol etme taleplerini kabul etmediği için kendisine misilleme yaptığını iddia ediyor.

Dava, İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem'in geçen hafta okulun ABD dışındaki öğrencileri kabul etmesine izin veren Öğrenci ve Değişim Ziyaretçi Programı akreditasyonunu iptal etmesinin ardından eski Demokrat Başkan Barack Obama'nın atadığı Allison Burroughs'un önüne getirildi.

Kararı açıklayan Noem, kanıt sunmadan üniversiteyi ‘şiddeti, antisemitizmi teşvik etmek ve Çin Komünist Partisi ile koordinasyon içinde olmakla’ suçladı.

Noem ayrıca üniversiteyi, burada eğitim görmek üzere vize almış öğrenciler hakkında ve bu öğrencilerin disipline tabi tutulmalarını gerektirecek herhangi bir yasadışı ya da şiddet içeren faaliyette bulunup bulunmadıklarına ilişkin çok sayıda bilgi talebine yanıt vermemekle de suçladı.

Harvard, kararın üniversite ve öğrencileri için ‘yıkıcı’ olduğunu söyledi. ABD'nin en eski ve en zengin üniversitesi olan Harvard, içinde bulunduğumuz akademik yılda yaklaşık 6 bin 800 yabancı öğrenci kabul etti ve bu sayı toplam kayıtlarının yaklaşık yüzde 27'sini oluşturuyor.

Bakanlığın bu hamlesi Harvard'ın yeni yabancı öğrenci kabul etmesini engelleyecek ve mevcut yabancı öğrencileri başka üniversitelere geçmeye ya da yasal statülerini kaybetmeye zorlayacak.

Trump dün Oval Ofis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, Harvard'ın kabul ettiği Amerikalı olmayan öğrenci sayısının yüzde 15 ile sınırlandırılması gerektiğini söyledi.

Trump, “Onlar (Harvard) uygun şekilde davranmak zorundalar” dedi.

Üniversite, yabancı öğrenci kabul etme yetkisinin iptal edilmesinin, ABD Anayasası ve işleyişini düzenleyen İdari Usul Yasası uyarınca ifade ve dava özgürlüğü hakkını ihlal ettiğini belirtiyor.

Üniversitenin avukatları, bakanlığın eylemleri için meşru bir neden sunması, üniversiteye önceden bildirimde bulunması ve herhangi bir sorunu ele alma fırsatı vermesi gereken federal düzenlemelere uyulmadan akreditasyonunun aniden iptal edildiğini söylüyor.

Avukatlar, yönetmelikler uyarınca bakanlığın üniversiteye suçlamalara karşı kanıt sunması için en az 30 gün süre tanıması ve idari itirazda bulunma fırsatı vermesi gerektiğini ifade etti.


Asya Fizik Olimpiyatı, 30 ülkeden 240 öğrencinin katılımıyla Dahran'da başladı

Fotoğraf: SPA
Fotoğraf: SPA
TT

Asya Fizik Olimpiyatı, 30 ülkeden 240 öğrencinin katılımıyla Dahran'da başladı

Fotoğraf: SPA
Fotoğraf: SPA

Bu yıl 25'incisi düzenlenen Asya Fizik Olimpiyatı (APhO) Dahran'daki Kral Fahd Petrol ve Mineraller Üniversitesi'nde (KFUPM) 30 ülkeyi temsil eden 240 öğrenci ve 100'den fazla uluslararası uzmanın katılımıyla ‘Birlikte geleceğin enerjisini üretiyoruz’ teması altında başladı.

xscdfgt

4-12 Mayıs tarihleri arasında Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde düzenlenen bu önemli bilimsel etkinlik, Saudi Aramco'nun sponsorluğunda Suudi Arabistan Eğitim Bakanlığı, Kral Abdulaziz Üstün Zekâ ve Yaratıcı Yetenek Vakfı (Mevhibe) ve KFUPM tarafından ortaklaşa düzenleniyor.

uı78o9

Etkinliğin açılış törenine Mevhibe Genel Sekreter Vekili Dr. Halid eş-Şerif, Eğitim Bakanlığı Genel Eğitim Müsteşarı Dr. Hasan Harmi, KFUPM Akademik İşlerden Sorumlu Rektör Yardımcısı Dr. Misfer ez-Zehrani ve Akademik Programlar ve Ortaklıklar Direktörü Dr. Muhammed Abdurrahman eş-Şehri katıldı.

Kraliyet selamıyla başlayan tören, Suudi Arabistan’ın artan bilimsel statüsünü somutlaştıran, Mevhibe ve ortaklarının yetenekli insanları güçlendirme ve yetiştirme çabalarını vurgulayan ve APhO’nun gelişim sürecini ve başarı ortaklarının desteğiyle yerel olarak düzenlenme mekanizmasını gözden geçiren bir sunumla devam etti.

o90pvfbg

Törene çok çeşitli eğitim ve bilim liderleri, uluslararası delegasyon temsilcileri, Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyeleri, Suudi Arabistan içinden ve dışından seçkin akademik şahsiyetlerin yanı sıra bu prestijli bilimsel mücadeleye hazırlanan öğrenciler katıldı.

Mevhibe Genel Sekreter Vekili Dr. Halid eş-Şerif, “APhO, zekayı, bilgiyi ve gençlerin sınırsız potansiyelini kutlayan küresel bir platform” dedi. Eş-Şerif, bu bilimsel etkinliğin düzenlenmesinin Suudi Arabistan'ın geleceği şekillendirmek ve fizik alanında ve ötesinde ilerlemeye öncülük etmek üzere gençleri destekleme ve güçlendirme konusundaki kararlılığını yansıttığını belirtti.

Açılış töreninde yaptığı konuşmada eş-Şerif, Suudi Arabistan’ın enerji sektöründeki öncü konumuna dayanarak bu olimpiyata ev sahipliği yapmasının, insana yatırım yapma ve geleceğin gerçek zenginliği olan genç beyinleri destekleme yaklaşımının bir uzantısı olduğunu belirterek, bu olimpiyatın yeni nesil bilim adamlarının hayal gücüne ilham vereceğini bildirdi.

APhO Başkanı Dr. Kwek Leong Chuan ise etkinliğin Ortadoğu'da ilk kez düzenleniyor olması nedeniyle tarihi bir anı temsil ettiğini vurgulayarak, Suudi Arabistan'a misafirperverliği ve olağanüstü organizasyonu için teşekkür etti. Chuan ayrıca, bu büyük bilimsel etkinliğin gerçeğe dönüşmesine katkıda bulunan destekleyici kuruluşların çabalarını da övdü.

kı8o0

Farklı ülkelerden en parlak genç beyinleri bir araya getiren bu prestijli yarışmanın çeyrek asırlık yıldönümüne denk gelmesi ve 25 yıldır bilimsel rekabet ruhunun geliştirilmesine ve yükselen nesiller arasında anlayış köprüleri kurulmasına katkıda bulunması nedeniyle Suudi Arabistan'ın APhO’nun bu yılki etkinliğine ev sahipliği yapması özel bir kutlama niteliği taşıyor.

İhtisas komitelerinin çalışmaları bugün pratik test ve çeviriyi tartışmak üzere başlarken, öğrenciler önümüzdeki günlerde Uluslararası Olimpiyat Konseyi tarafından hazırlanan ve değerlendirilen katı bilimsel kriterlere göre her biri beş saat süren biri teorik diğeri pratik olmak üzere iki ana teste girmeye hazırlanacaklar.

Olimpiyat programı, öğrencilerin ve gözetmenlerin dünya gençleri arasında iletişim ve kültürel alışverişi teşvik eden entegre bir eğitim deneyimi içinde Suudi Arabistan'ın tanık olduğu kültürel mirası ve gelişimsel kalkınmayı keşfetmelerine olanak tanıyan eğitim ziyaretleri ile kültürel ve rekreasyonel etkinlikleri içeriyor.

89

İlki 1999 yılında 12 ülkenin katılımıyla Endonezya'da düzenlenen APhO, fizik alanında yetenekli lise öğrencilerine yönelik en önde gelen uluslararası bilimsel yarışmalardan biridir. Uluslararası Fizik Olimpiyatı'nda (IPhO) ileri dereceler elde etmiş ülkeler APhO’ya katılmaktadır.

Suudi Arabistan APhO’ya 2012 yılında katılmaya başladı. O tarihten bu yana, öğrencilerinin çeşitli uluslararası olimpiyat ve yarışmalarda kazandığı 874 madalya ve ödülden 16’sını bu olimpiyatta elde etti. Bu, Suudi yeteneklerin uluslararası bilimsel forumlarda gösterdikleri ilerlemenin bir kanıtıdır.

efrgthyu

APhO’nun, Temmuz 2024'te Riyad'da düzenlenen ve 90 ülkeden 333 öğrencinin katıldığı 56. Uluslararası Kimya Olimpiyatı’nın ardından Suudi Arabistan'ın ev sahipliği yaptığı ikinci uluslararası olimpiyat olduğunu belirtmek gerekir. Suudi Arabistan, Uluslararası Kimya Olimpiyatı’nda organizasyon ve rekabet düzeyinde kayda değer bir başarı elde ederek uluslararası alanda büyük övgü almıştı.