Buzulların erimesi Dünya'nın kabuğunda bükülmeye neden oluyor

Bu yıl Nature akademik dergisinde yayımlanan başka bir araştırma dünya genelindeki buzulların giderek daha hızlı eridiğini ortaya koymuştu (Reuters)
Bu yıl Nature akademik dergisinde yayımlanan başka bir araştırma dünya genelindeki buzulların giderek daha hızlı eridiğini ortaya koymuştu (Reuters)
TT

Buzulların erimesi Dünya'nın kabuğunda bükülmeye neden oluyor

Bu yıl Nature akademik dergisinde yayımlanan başka bir araştırma dünya genelindeki buzulların giderek daha hızlı eridiğini ortaya koymuştu (Reuters)
Bu yıl Nature akademik dergisinde yayımlanan başka bir araştırma dünya genelindeki buzulların giderek daha hızlı eridiğini ortaya koymuştu (Reuters)

Yeni bir araştırmaya göre buzullarda ve Grönland'la Antarktika gibi kara kütlelerinde eriyen buz, Dünya'nın kabuğunda hafif bükülmeye neden oluyor.
Geophysical Research Letters dergisinde geçen hafta yayımlanan araştırmaya göre dünya genelindeki buz tabakalarının ve buzulların erimesiyle su yeniden dünyanın her yanındaki okyanuslara dağılıyor. Bu da yerkabuğunun üzerindeki ağırlıktan kurtularak yükselmesine yol açıyor.
Araştırmayı yürüten, ABD'deki Harvard Üniversitesi'nden Sophie Coulson'ın da aralarında bulunduğu bilim insanlarına göre erime, buz kaybından 1000 kilometreden uzak mesafedeki yerlerde bile Dünya yüzeyinde üç boyutlu (3D) karmaşık bir hareket örüntüsü oluşturabilir.
Çalışmada, "Bu 3D yüzey hareketi, yılda ortalama milimetrenin onda biri kadar ve her yıl önemli ölçüde değişiklik gösteriyor" dendi.
Bilim insanları, Dünya kabuğunun kütlesindeki değişiklikler sonucu nasıl şekil değiştirdiğini tahmin edebilmek için araştırmada 21. yüzyılın başlarında Grönland, Antarktika, dağ buzları ve buzullarda meydana gelen buz kaybının uydu verilerini kullandı.
Araştırmacılar, 2003 ile 2018 arasında Grönland ve Arktik buzullarındaki erimenin Kuzey Yarımküre'nin büyük kısmının "zemininde yatay kaymaya neden olduğunu", bunun da Kanada ve ABD'nin büyük bölümlerini yılda 0,3 milimetre (mm) kadar değiştirdiğini söyledi.
Bilim insanları çalışmada, "Grönland Buz Levhası ve Arktik buzullarının erimesinin yalnızca buz kaybının meydana geldiği bölgelerle kalmayıp Kuzey Yarımküre'nin büyük kısmına yayılan yerkabuğunda da yatay ve dikey olarak kaydadeğer derecede şekil değişimine neden olduğunu gösteriyoruz" diye yazdı.
Çalışma, Kanada ve ABD'nin çoğu yerinde yılda 0,05-0,3 mm'lik; Finlandiya, Norveç ve İsveç'ten oluşan Fenoskandiyen bölgesi de dahil Avrupa'daysa yılda 0,05-0,2 mm'lik bir kabuk deformasyonu öngördü.
İklim araştırmacıları, navigasyona bağlı uydu sistemlerinin hem yatay hem de dikey ölçümlerini iyileştirip buz erimesinden kaynaklanan kabuk bükülmesini daha iyi değerlendirmek için gelecekte de çalışmaların devam etmesi çağrısında bulunuyor.
Independent Türkçe



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news