Afgan lider Hikmetyar: Taliban ne şekilde hükümet kurarsa kayıtsız ve şartsız destekliyoruz

Afganistan'ın en güçlü siyasi gruplarından Hizb-i İslami Partisi lideri Hikmetyar, Taliban tarafından kurulacak hükümette ortak olarak yer alma ısrarları olmadığını ancak hükümetin göreve başlamasına önkoşulsuz destek vereceklerini söyledi.

AA
AA
TT

Afgan lider Hikmetyar: Taliban ne şekilde hükümet kurarsa kayıtsız ve şartsız destekliyoruz

AA
AA

Hizb-i İslami Partisi lideri Gülbettin Hikmetyar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Afganistan'daki son durumu değerlendirdi.
Hafta sonuna kadar yeni yönetim yapısını ilan etmesi beklenen Taliban'a ne şekilde destek verebileceği sorusuna Hikmetyar, yönetimin başarılı olabilmesi için ehil kişilere görev verilmesi gerektiğini söyledi.
Hikmetyar, "Hükümete ortak olmak için ehil kişilere görev verilmesi dışında bizim herhangi bir şartımız yok" dedi.
Mutlak surette hükümette yer alma hedefleri olmadığını belirten Hikmetyar, "(Taliban tarafından) Yeni kurulacak hükümette ortak olmak için çok da istekli değiliz. Taliban ne şekilde hükümet kurarsa kayıtsız ve şartsız onu destekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Hikmetyar, koalisyon hükümetlerinin yararına inanmadıklarını çünkü hep başarısız olduklarını savunarak, "Taliban ile kardeşiz ve aramızda fikir birliği bulunuyor" dedi.

Türkiye ile Afganistan ilişkileri
Gülbettin Hikmetyar, "Türkiye, Afganistan'ın en iyi dostlarından biridir. Türkiye hep Afgan halkının yanında oldu ve her alanda destekledi. Tarihi geçmişe ve düşünce birliğine bakıldığında Afgan ve Türk halklarının arasında güven ve kardeşlik ilişkisinin olduğunu görmek mümkün." diye konuştu.
"Afganistan’da bir Peştu milliyetçiliği gündemi var mıdır? Peştuluk Afganistan için ne ifade ediyor?" sorusuna Hikmetyar, "milliyetçilik ve ayrımcılığın İslam'da yerinin olmadığını" ve yeni hükümette de "milliyetçiliğin yer bulamayacağı" yanıtını verdi.
Hikmetyar, dünyanın Afganistan'da yeni yönetimin kurulmasına izin vermemesi ve kendilerine yakın bir yönetimi işbaşına getirmeye çalışmaları durumunda bunun sonucunun savaşa kadar uzanabileceğini savundu.
"Artık Afganların iradesine saygı duyulmasını istiyoruz" diyen Hikmetyar, Afganların isteğine uygun bir hükümet kurulması halinde pek çok ülkenin bunu tanıyacağını öne sürdü.

DEAŞ'ın Afganistan'daki varlığı
Gülbettin Hikmetyar, "DEAŞ'ın Afganistan için ne denli büyük bir tehlike arz ettiği" sorusuna, "DEAŞ'ı büyük gösterdiler, propaganda yapıldı, büyük bir tehlike olarak gösterildi. Düşünce ve görüş açısından DEAŞ'ın Afganistan'da büyük bir alanı bulunmuyor ve (artık) tehdit de oluşturmuyor." yanıtını verdi.
"Afganistan’da yabancı savaşçılar konusu sorun haline gelebilir mi?" sorusunu da Hikmetyar, "Afganistan'daki El Kaide ve diğer yabancı savaşçılar hakkında da yalan propagandalar yapıldı. Onların sayısı geçmişte de çok azdı ve bugün daha da az. Asla onları bir tehdit olarak saymak mümkün değildir." şeklinde cevapladı.

Hikmetyar kimdir ?
Hikmetyar, 1977’de Hizbi-i İslami örgütünü kurdu ve Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgaline direnen isimlerden biri olarak öne çıktı.
İşgalin bitmesinin ardından başlayan iç savaş döneminde kısa süre başbakanlık yaptı. İç savaş esnasında sivillere yönelik bazı suçlarla itham edildi. Peştu kökenli olan Hikmetyar, 1996’da Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesi üzerine buradan ayrıldı.
Hikmetyar, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra Afganistan’ı işgal eden ABD ordusuna karşı direniş faaliyetleri yürüttü ve ABD’nin başına ödül koyduğu isimler arasında yer aldı. 2017’de Afganistan’da iç uzlaşı için yönetimin çıkardığı yasayla Kabil’e dönen Hikmetyar’ın ismi Birleşmiş Milletler yaptırım listesinden çıkartıldı.



Trump, göçmenlere yönelik toplu sınır dışı etme planını uygulamak için orduyu kullanma niyetini doğruladı

Donald Trump'ın yeni yönetiminde yaptığı atamalar Türkiye'yi endişelendiriyor. (Reuters)
Donald Trump'ın yeni yönetiminde yaptığı atamalar Türkiye'yi endişelendiriyor. (Reuters)
TT

Trump, göçmenlere yönelik toplu sınır dışı etme planını uygulamak için orduyu kullanma niyetini doğruladı

Donald Trump'ın yeni yönetiminde yaptığı atamalar Türkiye'yi endişelendiriyor. (Reuters)
Donald Trump'ın yeni yönetiminde yaptığı atamalar Türkiye'yi endişelendiriyor. (Reuters)

Başkan seçilen Donald Trump dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, sınır güvenliği konusunda ulusal acil durum ilan etmeyi ve ABD ordusunu yasadışı göçmenleri toplu sınır dışı etmek için kullanmayı planladığını vurguladı.

Göçmenlik, seçim kampanyasında kilit bir konuydu. Trump, Başkan Joe Biden döneminde rekor sayıda göçmenin yasadışı yollardan geçmesinin ardından milyonlarca kişiyi sınır dışı etme ve Meksika sınırını istikrara kavuşturma sözü verdi.

Trump, sosyal medya platformunda, seçilmiş başkanın ‘ulusal acil durum ilan etmeye hazır olduğunu ve Biden yönetimi altında meydana gelen bir istilayı toplu bir sınır dışı etme programı yoluyla tersine çevirmek için askeri araçlar kullanacağını’ söyleyen muhafazakâr bir aktivistin yakın tarihli bir paylaşımını doğruladı.

Trump, söz konusu paylaşıma şu yorumu yaptı: ‘Doğru!’

Trump, 5 Kasım'da Demokrat Başkan Yardımcısı Kamala Harris'i yenerek başkanlığa ezici bir üstünlükle geri döndü.

Göçmenlik konusunda sertlik yanlılarından oluşan bir kabine kurduğunu açıklayan Trump, ilk döneminde Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Kurumu Müdür Vekili olan Tom Homan'ı, ABD sınırlarını denetlemekle görevli kurumun başına getireceğini açıkladı.

Homan, temmuz ayındaki Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi sırasında destekçilerine şu açıklamayı yaptı: “Joe Biden'ın ülkemize girmesine izin verdiği milyonlarca yasadışı göçmene bir mesajım var: Bavullarınızı toplasanız iyi edersiniz.”

Yetkililer ABD'de yaklaşık 11 milyon kişinin yasadışı olarak yaşadığını tahmin ediyor. Sınır dışı etme planının yaklaşık 20 milyon aileyi doğrudan etkilemesi bekleniyor.

ABD hükümeti yıllardır Meksika ile olan güney sınırını kontrol altına almaya çalışırken, Trump Amerikalılara tecavüz edecek ve onları öldürecek göçmenlerin ‘istilası’ olduğunu iddia ederek endişeleri arttırdı.

Seçim kampanyası sırasında yasadışı göçmenleri defalarca eleştiren Trump, ABD'nin ‘kanını zehirlediğini’ söylediği yabancılar hakkında kışkırtıcı söylemler kullandı ve destekçilerini göçmenlik istatistikleri ve politikaları konusunda yanlış yönlendirdi.