Rusya Bilimler Akademisi ve Doğu Bilimleri Enstitüsü Bilim Direktörü Vitaly Naumkin Şarku’l Avsat için yazdı: Rusya ve Çin, Afganistan’da da birlikteler

Taliban lideri Abdulgani Birader 28 Temmuz’da Pekin’de Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi bir araya geldi (AP)
Taliban lideri Abdulgani Birader 28 Temmuz’da Pekin’de Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi bir araya geldi (AP)
TT

Rusya Bilimler Akademisi ve Doğu Bilimleri Enstitüsü Bilim Direktörü Vitaly Naumkin Şarku’l Avsat için yazdı: Rusya ve Çin, Afganistan’da da birlikteler

Taliban lideri Abdulgani Birader 28 Temmuz’da Pekin’de Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi bir araya geldi (AP)
Taliban lideri Abdulgani Birader 28 Temmuz’da Pekin’de Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi bir araya geldi (AP)

Taliban Hareketi’nin Afganistan zaferinin ardından Rusya ve Çin arasındaki çıkar ve tutum benzerliği, bu ülkede de pozisyonlarını ve yakın ortaklığı güçlendirme olasılığının sinyallerini veriyor.
Çinli yetkililerin açıklamalarına ve basında yer alan haberlere baktığımızda, Pekin'in Afganistan’a yönelik tutumunun şuan için -spekülatif olsa da- aşağıdaki maddelerde sıralandığı gibi tanımlanabileceğini düşünüyoruz:
1-  Çin yönetiminin önceliği, ülkenin ulusal güvenliğini sağlamaya dayanıyor. Topraklarının doğrudan saldırıya açık olduğu durumlar dışında diplomatik yollarla anlaşmaya çalışacağından bu tutum, Rusya'nın tutumuyla aynıdır.
2 - Afganistan ve çevresini saran belirsizlik göz önüne alındığında, Pekin’in karar vermekte aceleci olmayacağı, ama dikkatli ve temkinli davranacağı ortada. Bunun nedeni, Çinliler için sahnenin henüz netleşmemiş olmasıdır. Çin de tıpkı ortaklarının çoğu gibi Taliban'ın Afganistan topraklarının Çin'e yönelik herhangi bir eylem için kullanılmayacağına dair güvenceleri de dahil olmak üzere tüm cömert sözlerini tutup tutmayacağını merak ediyorlar. Çinli yetkililer, Afganistan’daki gelişmelere ilişkin netleşmemiş bir siyasi çizgiyi takip etmekten kaçınacakları süreci (ciddi olaylar olmadığı sürece) uzun bir süre takip edebilirler. Çin diplomasisi, Taliban'ı terör örgütleri listesinden çıkarmaya yönelik hamleler yapmak için de acele etmeyecektir.
3 - Ortadoğu ve Orta Asya başta olmak üzere hemen hemen tüm bölgesel sorunlarda tam bir karşılıklı anlayış içerisinde olduğu Rusya ile son yıllarda yakınlaşma yolunu izleyen Pekin'in Afganistan politikasını Moskova ile koordineli hale getireceğini düşünmek için yeterince neden var. Böyle bir yol Pekin için herhangi bir risk taşımamakta, aksine onu daha da güçlendirmektedir. Elbette bununla beraber Afganistan üzerinde büyük bir nüfuzu olan Pakistan ile yakın koordinasyonunu da sürdürecektir.
4 - Pekin, Taliban’ın Uygurlar tarafından kurulan ayrılıkçı hareketin (Doğu Türkistan İslami Hareketi) etkisiz hale getirilmesine olan ilgisi nedeniyle, Taliban’a Doğu Türkistan İslami Hareketi’ne karşı sert bir çizgi izlemesi için baskı yapacaktır. Taliban, şimdiye kadar yolunun Uygur radikallerininkiyle örtüştüğünden şüphe edilmesini gerektirecek hiçbir neden sunmadı. Çünkü Pekin ile iyi ilişkiler kurmak Taliban için daha önemli. Ancak bazı Çinli uzmanlardan duyduğumuz kadarıyla Çin, geçmiş deneyimlere dayanarak Taliban'a koşulsuz olarak güvenmeye henüz hazır değil. Rus uzmanların değerlendirmelerinde de aynı ihtiyatlı tutumu görüyoruz. Fakat Moskova'nın Taliban Hareketi ile ilk etkileşim deneyiminin iyimser bir hava estirdiği görülüyor. Rus yetkililerin açıklamaları da bunu apaçık bir şekilde kanıtlıyor. Bunun için Moskova’nın Rus vatandaşlarını Kabil'den tahliye etmek için zekice yürüttüğü operasyondan bahsetmek yeterli olacaktır. Çin de tıpkı Rusya gibi, uzun süredir Taliban ile diyalog halinde. Yine de bu durum, eski Kabil hükümetiyle iş birliği yapmasını engellemedi. Kabil’deki Karşı İstihbarat Teşkilatı, 2020 yılı sonlarında Hakkani Ağı’nın terörist yapılarından biriyle iş birliği yaptıkları gerekçesiyle Doğu Türkistan İslami Hareketi üyelerini takip eden bir grup Çinli istihbarat görevlisini tutuklamıştı.
5 - Pekin, Rusya’nın yanında yer alarak, Afganistan krizine yönelik ortak bir politika için Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) platformunu kullanma yolunu desteklemeye hazır olacaktır. Bu ortaklık, ŞİÖ’nün diğer üyelerini toplu eylemlere dahil etmek için yeterli etkiye sahiptir. Her şeyden önce, Orta Asya ülkeleri son kriz sırasında Washington’ın kendilerinde yarattığı hayal kırıklığı sonrasında, büyük bir ekonomi ortağı olarak Çin ve güçlü bir güvenlik sağlayıcısı olarak Rusya ile ilişkileri geliştirme konusunda oldukça istekliler. Moskova şuan Orta Asya ülkelerinin savunma yeteneklerini güçlendirmek ve sınırlarını korumak için büyük çaba sarf ediyor. DEAŞ’ın Afganistan kolu DEAŞ-Horasan Örgütü tarafından 26 Ağustos'ta Kabil Havaalanı’nda gerçekleştirilen ve Afganistan'daki sınır ötesi terörist yapıların halen güçlü olduklarını gösteren terör saldırılarından sonra bu konu daha da öncelikli bir hale geldi. Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’ne (KGAÖ) üye ülkeler arasında Eylül ayı başlarında, Orta Asya'da şok mangası için yeni askeri tatbikatlar yapılması planlanıyor. Tacikistan'daki 201. Rus askeri üssüne Temmuz-Ağustos döneminde yeni silahlar takviye edildi. Ayrıca Kırgızistan'a da son zamanlarda, yakın tarihlerde yapılan tatbikatlara katılanlarla birlikte yeni askeri teçhizat getirilmeye başlandı.
Burada Taliban yetkililerinin İran ve Türkiye ile birlikte Kabil'e eskisinden daha fazla ilgi gösterdiğini de belirtmekte fayda var. Taliban liderlerinin, ABD askerlerinin ayrılmasından sonra Türkiye’ye Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlaması teklifinde bulundukları iddia ediliyor. Çinli politikacılar, 2000'li yılların başlarından beri, ABD’nin Afganistan’da yenilgiye uğramasının ve geri çekilmesinin kaçınılmazlığından oldukça emindi.
Şunu da belirtmek gerekir ki Rusya, ABD Başkanı Joe Biden’ı, Afganistan’daki müttefiklerini kendilerini aşağılanmış hissettikten sonra uzaklaştıran hızlı askeri ve siyasi bağlantı nedeniyle sert bir şekilde eleştirse de açıklamalarında bu konuda bir sevinç yoktu, sadece şaşkınlık ve sersemlik vardı.
Rusya, 20 Aralık 2001 tarihinde Afganistan’ın güvenliğinin sağlanması için NATO liderliğinde Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü’nün (ISAF) kurulmasını öngören 1386 sayılı karar lehine oy veren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyeleri arasında yer almıştı. Şimdi, Ruslar sadece Afganlara değil, Moskova'nın şiddetle kınadığı Kabil Havaalanı’ndaki korkunç terör saldırılarının kurbanı olan Amerikan askerlerine de içtenlikle sempati duyuyorlar. Rusya'nın Washington Büyükelçisi Anatoliy Antonov, olayda ölen askerler için ABD ve halkına içten taziyelerini iletti.
Carnegie'nin Moskova Merkezi'nden analist Alexander Baunov’un geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı bir makalede şunları yazdı:
“Her ne kadar Kabil’deki görüntüler bir şekilde Rusya, Türkiye veya Çin ile bağlantılı olsaydı, şuan yaptırım talep edenlerin birçoğunun büyük bir sevinç duyacağını düşünmekten kaçınmak zor olsa da Kabil’den gelen haberler karşısında sevinmek en akıl almaz duygu olur.”
Çin’deki meslektaşlarım ve Rusya’daki uzmanlar, ABD Başkanı Biden’ın bir açıklamasında, “Afganistan'daki görevimiz hiçbir zaman ulus inşa etmek değildi. Hiçbir zaman Afganistan’a bir demokratik düzen kurmak amacıyla gitmedik. Oradaki tek çıkarımız bugün de olduğu gibi ABD’ye yönelik bir terör saldırısının önüne geçmekti” şeklindeki beklenmedik itirafı karşısında büyük şaşkınlık yaşadılar. Bu itirafla yeni bir demokratik ülke kurmak için tüm umutlarını ABD'nin yardımına bağlayan milyonlarca Afganın, başından beri acımasızca aldatıldığı ortaya çıktı. Buna karşın birçok Rus politikacı ve analist, ABD yönetiminin demokrasiyi zorla yerleştirmeyi reddetmesinde olumlu bir takım avantajlar olduğunu düşünüyor.
6 - Son olarak, Çin'in Rusya ile birlikte Afganistan'a insani yardımda bulunmaya hazır olduğu da düşünülebilir. Ancak Pekin, Afganistan’da yeni rejim istikrar sağlamadan, Taliban, hem şehirde hem de kırsalda etkili bir hükümet kurmadan ve ülkeyi parçalayan yolsuzluğa da gerçek darbeler vurulmadan önce büyük ekonomik projelere girmeyeceği de bir gerçek.
Rus uzmanlara göre eğer Taliban, ülkedeki tüm etnik ve dini grupların çıkarlarını dikkate alan ve uzun vadeli güvenliği sağlayan bir hükümet kurar ve istikrarlı bir şekilde görevini yapmasını sağlamayı gerçekten başarırsa Çin ve Rusya, Körfez ülkelerinden ortaklar da dahil olmak üzere diğer güçlü rakiplerle Afganistan’daki kârlı projeler -bu tür projeler kesinlikle ortaya çıkacaktır-  için rekabet etmek zorunda kalacaklar.

 


Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri

Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri
TT

Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri

Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri

ABD Başkanı Donald Trump'un bu akşam Washington'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmeden önce tamamlanması için baskı yaptığı İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının yeni metni elde edildi. “Trump anlaşması” olarak bilinen öneri, iki aylık ateşkes, rehinelerin ve esirlerin serbest bırakılması ve İsrail ile Hamas'ın cesetleri iadesini içeriyor.

Londra merkezli al Majalla dergisinin elde ettiği yeni metin, Hamas'ın daha önce iki tarafa teslim edilen metinle ilgili görüşlerini dikkate alıyor

Gazze ateşkes müzakerelerine yakın bir kaynak, bugün “Al-Majalla” dergisine verdiği demeçte, Katar ve Mısır arabuluculuğunda müzakerelerin bugün, Trump-Netanyahu görüşmesi öncesinde Doha'da yeniden başladığını söyledi. Yetkili, Hamas'ın “Al-Majalla” dergisinde yayınlanan anlaşma taslağının üçüncü, beşinci ve on birinci maddelerinde üç değişiklik yapılmasını talep ettiğini ve bu değişikliklerin şunları içerdiğini açıkladı:

Birincisi, insani yardımın ulaştırılma yönteminde köklü değişiklikler yapılması ve bu yardımların “Gazze İnsani Yardım Kuruluşu” dışındaki BM kuruluşlarını da kapsaması.

İkincisi, 60 gün sonraki görüşmeler sırasında Katar, Mısır ve ABD'nin garantisinde ateşkesin sürdürülmesi.

Üçüncüsü, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki diğer bölgelerden ve Netzarim ekseninden çekilmesi.

İsrail heyeti Hamas'ın değişikliklerini reddetti, ancak taraflar müzakerelerin bugün devam etmesinde anlaştı.

Trump geçen salı günü, İsrail'in Hamas ile 60 gün sürecek ateşkesin son ayrıntılarını belirlemek için gerekli şartları kabul ettiğini ve bu süre zarfında iki tarafın savaşı sona erdirmek için çalışacağını söylemişti. Hamas'a yakın bir kaynak, hareketin, ABD'nin desteklediği yeni ateşkes önerisinin İsrail'in Gazze'deki savaşını sona erdireceğine dair garantiler almaya çalıştığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın  Majalla’dan aktardığı İsrail ile Hamas arasında anlaşmada Amerikan önerisinin tam metni:

1- Süre: 60 günlük ateşkes. Başkan Trump, İsrail'in kararlaştırılan süre boyunca ateşkesin uygulanmasını garanti eder.

2- Rehinelerin serbest bırakılması: “58 kişilik listeden” 10 canlı ve 18 ölü İsrailli rehine, 1, 7, 30, 50 ve 60. günlerde aşağıdaki şekilde serbest bırakılacaktır:

İlk gün 8 rehine canlı olarak serbest bırakılacak.

7. günde 5 rehine cesedi teslim edilecek.

30. günde 5 rehine canlı olarak serbest bırakılacak.

50. günde 2 rehine canlı olarak serbest bırakılacak.

60. günde 8 rehine cesedi teslim edilecek.

thy
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze Şeridi'nde insani yardım malzemeleri taşıyor. (Reuters)

3- İnsani yardım: Yardımlar, Hamas'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmesinin ardından derhal Gazze'ye gönderilecektir. Bu yardımlar, sivil halka yönelik yardımlarla ilgili olarak varılacak ve anlaşma süresince uygulanacak bir anlaşma uyarınca sağlanacak ve anlaşma, 19 Ocak 2025 tarihli insani yardım anlaşmasına uygun olarak yoğun ve yeterli miktarda yardımın ulaştırılmasını içerecektir. Yardımlar, Birleşmiş Milletler ve Kızılay da dahil olmak üzere üzerinde mutabık kalınan kanallar aracılığıyla dağıtılacaktır.

İsrail'in Gazze'deki tüm saldırı faaliyetleri bu anlaşma yürürlüğe girdiğinde durdurulacak.

4- İsrail'in askeri faaliyetleri: Bu anlaşma yürürlüğe girdiğinde, İsrail'in Gazze'deki tüm saldırı amaçlı askeri faaliyetleri durdurulacaktır. Ateşkes süresince, Gazze Şeridi'nde hava trafiği (askeri ve gözetleme) günde 10 saat, rehine ve mahkumların takası yapılacak günlerde ise günde 12 saat durdurulacaktır.

vfgyju
3 Temmuz 2025'te İsrail'in gerçekleştirdiği hava saldırısının ardından Güney Gazze'den dumanlar yükseliyor. (AP)

5- İsrail ordusunun yeniden konuşlandırılması:

A – İlk gün, İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasından sonra (8 kişi), Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminde ve Netzarim koridorunda, insani yardımla ilgili 3. maddeye uygun olarak ve üzerinde anlaşmaya varılacak haritalara göre yeniden konuşlandırılacaktır.

b) 7. gün, İsrailli rehinelerin cesetlerinin teslim edilmesinden sonra (5 ölü), insani yardımla ilgili 3. maddeye uygun olarak ve üzerinde mutabık kalınacak haritalara göre Gazze Şeridi'nin güney kesiminde yeniden konuşlandırma.

c) Teknik ekipler, hızlı müzakereler yoluyla nihai yeniden konuşlandırma sınırları üzerinde çalışacak.

6- Müzakereler: İlk gün, arabulucuların ve garantörlerin gözetiminde, ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gerekli düzenlemeler hakkında müzakereler başlar. Bu düzenlemeler şunları içerir:

A – İsrail hapishanelerinde bulunan Filistinli tutukluların sayısı üzerinde mutabık kalınacak şekilde, kalan tüm İsrail rehinelerinin takas edilmesinin anahtarları ve koşulları.

B – İsrail güçlerinin yeniden konuşlandırılması ve çekilmesi ile Gazze Şeridi'nde uzun vadeli güvenlik düzenlemeleri ile ilgili konular.

C – Taraflardan herhangi biri tarafından ortaya konacak Gazze Şeridi'nde “ertesi gün” ile ilgili düzenlemeler.

D – Kalıcı ateşkesin ilan edilmesi.

Trump, ateşkes anlaşmasını bizzat kendisi açıklayacak. Başkan, tarafların ateşkes anlaşmasına bağlı kalması konusunda ciddi ve müzakerelerin çatışmaya kalıcı bir çözüm getireceğinden emin.

7- Başkanlık desteği: Başkan (Trump), tarafların ateşkes anlaşmasına bağlı kalması konusunda ciddi ve ateşkes süresince müzakerelerin başarılı bir şekilde sonuçlanması halinde taraflar arasında bir anlaşmaya varılmasının, çatışmanın kalıcı olarak çözülmesine yol açacağı konusunda ısrarcıdır.

dfgthy
ABD Başkanı Donald Trump 3 Temmuz 2025 (AFP)

8- Filistinli mahkumların serbest bırakılması: İsrail, hayatta olan ve ölen İsrailli rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ve yukarıdaki 2. maddeye göre, üzerinde mutabık kalınacak sayıda Filistinli mahkumun serbest bırakılmasını sağlayacaktır. Serbest bırakma işlemi, yukarıdaki 2. maddeye göre ve üzerinde anlaşmaya varılan bir mekanizma çerçevesinde, genel bir inceleme ve tören olmaksızın, rehinelerin serbest bırakılmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirilecektir.

9- Rehineler ve tutukluların durumu: 10. günde Hamas, kalan tüm rehineler hakkında tam bilgi (hayatta olduklarına dair kanıt ve sağlık durumu raporu/ölüm belgesi) sunacaktır. Buna karşılık İsrail, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nden tutuklanan Filistinli mahkumlar ve İsrail'de bulunan Gazze Şeridi'nden ölenlerin sayısı hakkında tam bilgi verecektir. Hamas, ateşkes süresince rehinelerin sağlığı, bakımı ve güvenliğini garanti altına alacaktır.

10- Anlaşma üzerine kalan rehinelerin serbest bırakılması: Kalıcı ateşkes için gerekli düzenlemelerle ilgili müzakereler 60 gün içinde tamamlanmalıdır. Anlaşma sağlandığında, İsrail tarafından sunulan “58 kişilik liste”deki geri kalan İsrailli rehineler (hayatta olanlar ve ölenler) serbest bırakılacaktır. Söz konusu süre içinde ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gerekli düzenlemelere ilişkin müzakereler tamamlanamazsa, ateşkes aşağıdaki 11. maddeye göre uzatılabilir.

11- Garantörler: Aracılar-Garantörler (ABD, Mısır ve Katar), ateşkesin 60 gün süreyle devam etmesini ve ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gerekli düzenlemeler konusunda ciddi görüşmelerin yapılmasını sağlayacaklardır. Aracılar, gerekirse bu çerçevede kararlaştırılan prosedürlere göre ciddi müzakerelerin ek bir süre boyunca devam etmesini garanti ederler.

12- Temsilcinin başkanlığı: Özel temsilci Büyükelçi Steve Wiggoff bölgeye gelerek anlaşmayı tamamlayacak ve müzakerelere başkanlık edecektir.

13- Başkan Trump: Başkan Trump ateşkes anlaşmasını şahsen açıklayacak. ABD ve Başkan Trump, nihai bir anlaşmaya varılana kadar iyi niyetle müzakerelerin devam etmesini sağlamak için çalışmaya kararlıdır.

* Bu metin 4 Temmuz'da yayınlanmış ve 7 Temmuz 2025 Pazartesi sabahı güncellenmiştir.