Fas Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Akhannouch tepkisi

İdris el-Ezemi el-İdrisi. (Adalet ve Kalkınma Partisi internet sitesi)
İdris el-Ezemi el-İdrisi. (Adalet ve Kalkınma Partisi internet sitesi)
TT

Fas Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Akhannouch tepkisi

İdris el-Ezemi el-İdrisi. (Adalet ve Kalkınma Partisi internet sitesi)
İdris el-Ezemi el-İdrisi. (Adalet ve Kalkınma Partisi internet sitesi)

Fas'ta hükümet koalisyonuna liderlik eden Adalet ve Kalkınma Partisi’nden bir yetkili, Ulusal Bağımsızlar Topluluğu Partisi’nin Başkanı ve Tarım ve Balıkçılık Bakanı Aziz Akhannouch'a karşı şiddetli bir kampanya başlattığını bildirdi. Akhannouch için "Başbakan olmaya uygun değil" dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi Ulusal Konseyi Başkanı İdris el-Ezemi el-İdrisi, Akhannouch'u sr bir şekilde eleştirerek "ekonomi sektörünü kontrol ettiği için" başbakan olmaya uygun olmadığını söyledi. Aynı zamanda Fes Belediye Başkanı olan el-Ezemi el-İdrisi, hükümet başkanının idarenin başı olduğunu, yönetimin çıkarları için hakemlik yaptığını ve Akhannouch'un hükümet başkanı olmasının yabancı ve yerel yatırımı sınırlayacağını belirtti. El-Ezemi el-İdrisi, Akhannouch'un Fas'ta hidrokarbon sektörünü elinde tuttuğunu ve oksijen satan bir şirketin sahibi olduğunu vurguladığı açıklamasında "Büyük ekonomik gelirlere sahip olan bir başbakanın varlığında sivil yatırımlar yapılamaz" dedi.
İdris el-Ezemi el-İdrisi sözlerine şöyle devam etti:
“Gerçek bir partiden, tarafsız bir siyasi başbakan istiyoruz. Halk için savaşacak halkçı bir parti talep ediyoruz. Hedefi kişisel değil kamu çıkarları olan bir başbakan istiyoruz."
İdris el-Ezemi el-İdrisi, 2018'de Fas'ta boykot kampanyasına maruz kalan şirketlerden Africa Gas’a atıfta bulunarak, "Vatandaşlar Akhannouch’un sahip olduğu akaryakıt şirketini boykot ederken kendisi nasıl başbakan olacak?" diye sordu.
İdris el-Ezemi el-İdrisi ayrıca Akhannouch'un birçok vatandaşın etkilendiği koronavirüs sürecinde serveti artan tek kişi olduğuna dikkat çekti.
İdrisi, Fas'ın 8 Eylül'deki oylamada karşılaşacağı en büyük zorluğun, "başbaşkanlığına el koymak isteyen para, güç ve medya karteli" olarak nitelendirdiği kişiler olduğunu vurguladı. Bunun vatandaşların çıkarları ve ulusun ekonomisi için tehlike oluşturduğunu söyledi.
Ulusal Bağımsızlar Topluluğu’nun sosyal medyada yürüttüğü kampanyalara dikkat çeken İdrisi, Akhannouch'un sosyal medyayı büyük paralar akıttığı kampanyalarla adeta süpürmesine atıfta bulunarak "Bugün sosyal medyada Akhannouch’tan daha yüksek bir ses yok" dedi. Söz konusu hakimiyetin ifade özgürlüğünü tehdit ettiği uyarısında bulundu.
Ulusal Bağımsızlar Topluluğu Partisi’ne daha önce Özgünlük ve Modernite Partisi Genel Sekreteri Abdüllatif Vehbi'nin de tepkisi olmuştu.
Ulusal Bağımsızlar Topluluğu’ndan dün yapılan bir açıklamada, Özgünlük ve Modernite Partisi Genel Sekreteri tarafından yapılan “tehlikeli” medya açıklamalarını hoş karşılamadıklarını söyleyerek Vehbi’ye yanıt verildi.
Açıklamada, Vehbi'nin sözlerinin Ulusal Bağımsızlar Topluluğu'nun seçim kampanyasının başarılı bir şekilde yürütülmesini, kendisinin kitlelerle iletişim kurma ve bunlara yanıt verme konusundaki geniş halk başarısını bozma niyetinde olduğu ifade edildi.
Ulusal Bağımsızlar Topluluğu'nun açıklamasının devamında şu ifadeler yer aldı:
“Partimizin geniş kitleleri ve her çevredeki köklü konumundan Bay Vehbi’nin rahatsız edici kafa karışıklığını ve şaşkınlığını anlıyoruz. Partimizin kazandığı bu saygınlık, seçim sonuçlarına bakmaksızın herkesi kucaklayarak ve sorunlara etkili çözümler arayarak son yıllarda sahada gösterdiğimiz varlığın bir neticesidir.”
Ulusal Bağımsızlar Topluluğu, ‘partilerine ve onun savaşçılarına yöneltilen basit suçlamalardan duyduğu üzüntüyü’ dile getirdi. Yaklaşan seçimin tüm güvenilirliğine zarar veren bu saldırıyı kınadı. Ayrıca partiye yöneltilen suçlamaların ‘vatandaşların gözündeki imajına ve ulusal kurumların güvenilirliğine yönelik bir saldırı olmanın ötesine geçtiği’ belirtildi. Bunun ‘Fas vatandaşlarının sorumluluk ve onuruna zarar verdiği, üzerlerinde hayali bir vesayet uygulayarak dar partizan bencilliğine batmış siyasi hesaplara hizmet ettiği’ vurgulandı.
Azilal'in orta bölgesinde, partisinin adaylarıyla yaptığı seçim toplantısında Vehbi, seçimlerde para kullanımını şiddetle eleştirdiği açıklamasında “Anayasanın 47’inci maddesini ticari ve mali bir mesele haline getirmek isteyenler var. Bu anayasaya hakarettir” değerlendirmesinde bulunmuştu. Anayasanın 47’inci maddesi kralın, partilerin hükümet liderliği için rekabet ettiği Temsilciler Meclisi seçimlerinde zafere ulaşan partiden başbakan atamasını şart koşuyor. Ulusal Bağımsızlar Topluluğu Partisi’ne atıfta bulunan Vehbi ayrıca seçimleri kazanmak ve başbakanın kendisinden atanmasını sağlamak için büyük meblağlarda para saçanlar olduğunu ima etti.



İki taraf arasındaki gerginliğin ardından Kürt heyeti Şam'da yetkililerle bir araya geldi

Başkent Şam'ın genel görünümü (Arşiv – Reuters)
Başkent Şam'ın genel görünümü (Arşiv – Reuters)
TT

İki taraf arasındaki gerginliğin ardından Kürt heyeti Şam'da yetkililerle bir araya geldi

Başkent Şam'ın genel görünümü (Arşiv – Reuters)
Başkent Şam'ın genel görünümü (Arşiv – Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) ve Suriye hükümeti temsilcileri, taraflar arasında devam eden müzakereleri tamamlamak üzere Şam'da bir toplantı düzenledi. Müzakereler hakkında bilgi sahibi bir kaynak bugün AFP’ye verdiği demeçte, söz konusu adımın hükümetin Paris'te yapılması planlanan toplantıları boykot etme kararının ardından geldiğini belirtti.

Toplantı, KDSÖY’nin cuma günü Haseke vilayetinde, mezhepsel şiddet olaylarından etkilenen Dürzi ve Alevi azınlıkların temsilcilerini ilk kez bir araya getiren, benzeri görülmemiş geniş kapsamlı bir toplantı düzenlemesinin ardından gerçekleşti. Toplantı katılımcıları, kapanış bildirisinde ‘adem-i merkeziyetçi bir devletin kurulmasını’ öngören bir anayasa talep etti.

Şam, toplantıyı ‘diyalog sürecini baltalayan bir adım’ olarak eleştirdi ve Washington ile birlikte taraflar arasında arabuluculuk çabalarını yöneten Paris'te ‘planlanan tüm toplantıları’ boykot edeceğini açıkladı.

Adını açıklamak istemeyen kaynak, toplantının ‘Suriye hükümetinin talebi üzerine pazartesi akşamı’ KDSÖY’nin önde gelen yetkilisi İlham Ahmed ile Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani arasında yapıldığını söyledi. Kaynak, görüşmelerin ‘uygulama takvimi belirtilmeden, uygun bir adem-i merkeziyetçilik formülü bulmaya odaklandığını’ belirtti.

Aynı kaynağa göre, görüşmelerin amacı ‘Suriye-Suriye komiteleri aracılığıyla ve uluslararası gözetim altında müzakere sürecinin devamını’ vurgulamaktı. Her iki taraf da ‘askeri bir seçeneğe yer olmadığı’ konusunda hemfikirdi.

Suriye hükümetinden bir kaynak, Ahmed ile Şeybani arasında bir görüşme yapıldığını doğruladı, ancak başka ayrıntı vermedi.

Suriye ve Fransa dışişleri bakanları ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi, geçen ayın sonunda Paris'te yaptıkları görüşmenin ardından bu ayın ortasında Paris'te bir araya gelmeyi planlıyordu. Bu görüşme, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi'nin 10 Mart'ta ABD'nin himayesinde imzaladıkları ikili anlaşmanın maddelerini uygulamak amacıyla yapılacaktı.

Ancak Suriye hükümeti cumartesi günü, Şam'ın devam eden müzakere çabalarına ‘darbe’ olarak nitelendirdiği genişletilmiş özerk yönetim konferansının ardından Paris'te planlanan hiçbir toplantıya katılmayacağını açıkladı.

Konferans, pratikte, iktidarın yönelimlerine ve yönetim vizyonuna muhalif birçok Suriye bileşeninin temsilcilerini bir araya getiren ilk toplantı oldu.

Abdi'nin geçen ay bir televizyon röportajında açıkladığı gibi, Paris toplantısında, iç güvenlik güçleriyle birlikte yaklaşık 100 bin kişiden oluşan güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı bünyesine dahil edilmesi mekanizması ele alınacaktı.

Şera ile Abdi arasında imzalanan anlaşmanın en önemli maddesi, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların Suriye devletinin yönetimi altında birleştirilmesini’ öngörüyordu.

Birçok müzakere oturumu düzenlenmesine rağmen herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.

KDSÖY, anayasal bildirinin ardından, çeşitliliği yansıtmadığını ve merkeziyetçiliğin uygulanmasında ısrar ettiğini söylediği hükümetin kurulmasını eleştirdi. Şam ise adem-i merkeziyetçiliği kesinlikle reddediyor.