Lübnan’ın yaşadığı elektrik ve yakıt krizi Suriye ile buzların erimesine yol açtı

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ve Lübnan Başbakan Yardımcısı Zeyne Aker dün Şam'da bir araya geldi (AFP)
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ve Lübnan Başbakan Yardımcısı Zeyne Aker dün Şam'da bir araya geldi (AFP)
TT

Lübnan’ın yaşadığı elektrik ve yakıt krizi Suriye ile buzların erimesine yol açtı

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ve Lübnan Başbakan Yardımcısı Zeyne Aker dün Şam'da bir araya geldi (AFP)
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ve Lübnan Başbakan Yardımcısı Zeyne Aker dün Şam'da bir araya geldi (AFP)

Lübnan hükümetinden üst düzey bir bakanlık heyeti, dün başkent Şam'ı ziyaret ederek Mısır ve Ürdün'den gaz ve elektrik enerjisini topraklarından geçirmek üzere Suriye’den onay almak için görüşmelerde bulundu. Lübnan böylece Suriye ile resmi ilişkilerdeki kopuşu sona erdirdi. Şam bu teklifi memnuniyetle karşıladı ve kabul etme konusundaki istekliliğini dile getirdi.
Lübnan'ın maruz kaldığı enerji krizi ışığında gerçekleşen ziyaret, “Suriye rejimiyle normalleşme” anlamına geldiği için Lübnan’daki siyasi güçlerden eleştiri aldı.
Bu, Suriye'deki çatışmanın patlak vermesinden bu yana Lübnan’ın Suriye'ye ilk resmi ziyareti olarak kayıtlara geçti. Lübnan, Şam ile ilişkiler konusunda 2011'de sınırda savaşın başlamasından bu yana Suriye ile çatışmaktan sık sık kaçındı. Lübnan Hizbullahı, Şam'ı desteklemek için savaşırken bile Beyrut, bölgedeki çatışmalardan uzaklaşma politikasını benimsedi.
Lübnan Cumhurbaşkanlığı, iki hafta önce Washington'ın Mısır ve Ürdün'den, Lübnan’a elektrik ve gaz ithali için yardım edeceğine onay verdiğini açıkladı. Bu açıklamadan iki hafta sonra Lübnanlı üst düzey bir heyet Şam’a geldi. Lübnan heyetinde geçici hükümetin Başbakan Yardımcısı, Savunma Bakanı ve aynı zamanda Dışişleri Bakanı olan Zeyne Aker, Maliye Bakanı Gazi Vezni, Enerji ve Su Bakanı Raymond Gacar ve Kamu Güvenliği Genel Müdürü General Abbas İbrahim yer aldı. Taraflar Suriye Dışişleri Bakanlığı genel merkezinde, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ve Suriye Petrol ve Maden Kaynakları Bakanı Bessam Tame’nin katılımıyla bir toplantı gerçekleştirdi.
Lübnan-Suriye Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Nasri Huri, katılımcıların huzurunda düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Lübnan tarafı, Mısır gazının ve Ürdün elektriğinin Suriye topraklarından geçirilmesi için Suriye'nin Lübnan'a yardım etme olasılığını sordu. Suriye tarafı talebi memnuniyetle karşıladı ve Suriye'nin bunu gerçekleştirmeye hazır olduğunu teyit etti.”
İki taraf, ortak bir teknik ekip aracılığıyla teknik konuları takip etme konusunda anlaştı.
Suriye Petrol ve Maden Kaynakları Bakanı Bessam Tame gazetecilere verdiği demeçte, ortak ekibin amacının "altyapı hazırlığı ve güvenliğini" belirlemek olduğunu söyledi. Tame, “Çünkü çatışma sırasında gazlı ya da elektrikli altyapılar büyük zarar gördü ve onları restore etme ya da hazır durumda tutma süreci çok büyük meblağlara mal oldu” dedi.
Lübnan'daki şiddetli yakıt krizinin ardından, Amerikan çabaları Ürdün'den Lübnan’a Suriye üzerinden elektrik enerjisi ithal etme üzerine yoğunlaştı. ABD yönetimi Ürdün elektriğinin Suriye üzerinden Lübnan'a aktarılması ve Mısır gazını Ürdün'e aktarıp Ürdün'ü Suriye üzerinden Lübnan'a bağlayan şebekeye yerleştirilecek ek miktarlarda elektrik üretilmesini hedefliyor. Böylece Mısır gazının Ürdün ve Suriye üzerinden kuzey Lübnan'a transferi de kolaylaşacak.
Benzer bir anlaşma Mısır gazının Lübnan'a ulaşmasına izin veriyor. Bu, 11 yıldır hizmet dışı olan gazla çalışan elektrik santrallerini işleterek gerçekleşecek. Arap Gaz Boru Hattı, kara yoluyla Mısır'dan Suriye'ye ve Ürdün üzerinden Lübnan'a uzanıyor ve Suriye'nin merkezindeki Humus bölgesinden geçerek kuzey Lübnan'daki Deir Ammar'a kadar ulaşıyor.
Ziyaret, Suriye topraklarından gaz ve elektriğin geçişini müzakere etmeyi amaçlasa da biçimsel olarak Suriye savaşının başlamasından bu yana Lübnan'ın Şam'a karşı resmi boykotuna son verdiğini gösteriyor. İki ülke, diplomatik ilişkilerini sürdürdü, ancak resmi ziyaretler büyük ölçüde azaldı. İki ülke arasındaki temaslar Şam'la müttefik partileri temsil eden şahsiyetlerin ve bakanların bireysel girişimleriyle sınırlı kaldı. Bu partilerin başında, Suriye ile resmi düzeyde açık politika çağrısı yapan Hizbullah var. Diğer siyasi güçler bu çağrıyı hâlâ reddediyor.
Son ziyaret, Suriye rejimiyle resmi ilişkilerin yeniden başlaması konusunda Lübnanlıların ihtilaflarını tazeledi. Lübnan Güçleri Partisi’ndeki kaynaklar, Lübnan'ın yaşadığı feci mali kriz ışığında Mısır ve Ürdün gibi kardeş ülkelerden gelecek her türlü yardıma ihtiyacı olduğunu, ancak krizin sebebinin "direniş ekseni" ve devletin "Hizbullah" ve müttefikleri tarafından etkisizleştirilmesi ve devleti kendilerinin yönetmeleri olduğunu söyledi. Ancak söz konusu kaynaklar Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamalarda, “Suriye rejimi ve Lübnan'ı tüm siyasi aşamalarda ele alma biçimi, "Lübnan'a ve Lübnanlılara zarar verdi. Suriye rejimi, 2005'teki çekilmeden önceki etkisini yeniden kazanmak için sürekli Lübnan içişlerine müdahale etmeye çalışan güvenilmez bir rejimdir. Lübnan’a elektrik ve gaz ithal edilmesi konusu teknik bir konu ve siyasi görüşmeleri gerektirmez. Bu konu mevcut teknik ve güvenlik iletişimi yoluyla çözülebilirdi. Bu nedenle bu düzeyde resmi bir hükümet heyetine gerek yok. Son gelişmeler rejimin ister yerinden edilenlerin dosyası ister bu dosya aracılığıyla Lübnan ile normalleşmeye yönelik sürekli girişimlerinin devam etmesi üzerine gerçekleşti" ifadelerine yer verdiler.
Lübnan Güçleri Partisi’nin hükümet ziyaretini reddetmesi ve diğer siyasi güçlerin çekinceleri veya yorum yapmamalarına karşın, Hizbullah’ın bu ziyareti olumlu karşılaması dikkat çekti. Hizbullah'ın parlamento bloğu üyesi Milletvekili Hasan Fadlullah, “Bu iletişim, uzun bir isteksizlikten sonra yeniden sağlandı ve uzun süredir itiraz etmeyi talep ettiğimiz boykot politikasını uygulamak Lübnan ekonomisine ve ulusal çıkarlarına ciddi zararlar veriyor. Bu politika bugün Amerikan pozisyonundaki değişiklikleri destekleyen aynı Lübnan partileri tarafından desteklenmişti” dedi.



Abbas Hüseyin eş-Şeyh'i “Filistin Devleti Başkan Yardımcısı” olarak atadı

FKÖ Yürütme Komitesi Üyesi Hüseyin eş-Şeyh (AP)
FKÖ Yürütme Komitesi Üyesi Hüseyin eş-Şeyh (AP)
TT

Abbas Hüseyin eş-Şeyh'i “Filistin Devleti Başkan Yardımcısı” olarak atadı

FKÖ Yürütme Komitesi Üyesi Hüseyin eş-Şeyh (AP)
FKÖ Yürütme Komitesi Üyesi Hüseyin eş-Şeyh (AP)

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) tarafından dün yapılan açıklamada Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın kendisine yakın bir isim olan Hüseyin eş-Şeyh'i Filistin Yönetimi hakkındaki uluslararası kuşkuları gidermek için gerekli görülen bir hamleyle yardımcısı ve potansiyel halefi olarak aday gösterdiğini duyurdu.

Reuters’ın aktardığına göre 89 yaşındaki Abbas, 2004 yılında Yaser Arafat'ın ölümünden bu yana FKÖ ve Filistin Yönetimi'ne başkanlık ediyor. Ancak Abbas göreve geldiğinden beri bir devlet başkanı yardımcısının seçilmesi de dahil olmak üzere herhangi bir iç reforma karşı yıllarca direndi.

FKÖ Yürütme Komitesi Üyesi Vasil Ebu Yusuf, Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada Hüseyin eş-Şeyh'in FKÖ Yürütme Komitesi üyesi olduğunu ve aynı zamanda FKÖ başkan yardımcılığına aday gösterildiğini söyledi.

Bu karar Abbas'ın karargahında yapılan İcra Komitesi toplantısı sırasında alındı. Ebu Yusuf, “Başkan Abbas, Hüseyin eş-Şeyh'i yardımcısı olarak aday gösterdi ve Yürütme Komitesi de bunu onayladı” dedi.

FKÖ, perşembe günü 1964 yılındaki kuruluşundan bu yana bir ilk olarak ‘başkan yardımcılığı’ makamının oluşturulmasını onayladı.

FKÖ Merkez Konseyi Üyesi Rızık Namura Filistin devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Kimin olacağı daha sonra Başkan tarafından belirlenecek olan başkan yardımcılığı pozisyonunun oluşturulması için oylama yapıldı” dedi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA'ya göre karar, FKÖ Yürütme Komitesi başkan yardımcısının Yürütme Komitesi üyeleri arasından atanmasını, komite başkanı tarafından aday gösterilmesini ve üyeler tarafından onaylanmasını öngörüyor. Komite başkanı, yardımcısına görev verme, görevden alma ve istifasını kabul etme hakkına sahip.

FKÖ Yürütme Komitesi’nin üçü Fetih Hareketi’den (El Fetih), altısı altı grubu temsilen ve yedisi bağımsız olmak üzere 16 üyesi bulunuyor. Dört Filistinli grup perşembe günü Merkez Konsey oturumunu boykot ettiklerini ve toplantıdan çekildiklerini açıkladı. Merkez Konsey toplantısının dış baskılar nedeniyle yapıldığını ve bu toplantıya hazırlık için daha önce herhangi bir görüşme gerçekleşmediğini iddia ettiler.

Filistin Halk Cephesi ve Filistin Ulusal İnisiyatif Partisi, Merkez Konsey oturumu toplanmadan önce oturumu boykot ettiklerini açıkladı. Perşembe günü de Demokratik Cephe ve Halk Partisi oturumdan çekildiklerini duyurdu.

Toplantının yapıldığı salonda bulunan ve toplantıya Zoom uygulaması aracılığıyla katılan 170 üyeden 170'i karar lehinde oy kullanırken, bir üye aleyhte oy kullandı, bir üye de çekimser kaldı.