Suudi Arabistan’da 2 çocuğun yaralanmasına, 14 evin de hasar görmesine neden olan Husi saldırıları geniş çapta kınandı

Suudi Arabistan’ın doğusunda bir balistik füzenin imha edilmesi sonucu saçılan parçalar tarafından hasar gören bir ev (SPA)
Suudi Arabistan’ın doğusunda bir balistik füzenin imha edilmesi sonucu saçılan parçalar tarafından hasar gören bir ev (SPA)
TT

Suudi Arabistan’da 2 çocuğun yaralanmasına, 14 evin de hasar görmesine neden olan Husi saldırıları geniş çapta kınandı

Suudi Arabistan’ın doğusunda bir balistik füzenin imha edilmesi sonucu saçılan parçalar tarafından hasar gören bir ev (SPA)
Suudi Arabistan’ın doğusunda bir balistik füzenin imha edilmesi sonucu saçılan parçalar tarafından hasar gören bir ev (SPA)

Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tuğgeneral Turki el-Maliki, dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husi milisler tarafından Şarkiye, Cizan ve Necran’a doğru fırlatılan üç balistik füze ve üç silahlı insansız hava aracının (SİHA) Hava Savunma Kuvvetleri tarafından imha edildiği bildirdi.
Tuğgeneral Maliki, bu müdahale sonucunda dağılan parçaların Dammam’da 2 çocuğun yaralanmasına, 14 evin de hasar görmesine neden olduğunu açıkladı.
Bakanlık Sözcüsü, milislerin bu sorumsuz eyleminin, karadaki operasyonlarının kötü gitmesi ve önemli saha liderlerini kaybetmeleri sonucu yaşadıkları sıkıntıyı yansıttığını dile getirdi.
Tuğgeneral Maliki, “Savunma Bakanlığı, uluslararası insancıl hukuka ve geleneksel kurallara uygun olarak, topraklarını, sivilleri ve sivil nesneleri korumak amacıyla bu tür düşmanca ve sınır ötesi saldırıları durdurmak için gerekli ve caydırıcı önlemleri alacaktır” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’a konuşan siyaset bilimi profesörü Suudi akademisyen İbrahim en-Nahhas, Husi saldırılarının, özellikle İran’dan gelen düşmanca bölgesel gündemi uygulama taahhütlerinden geldiğini söyledi.
Nahhas, “Husi grubu, saldırı anında bile kendi kararına sahip değil, sadece yabancı bir gündem için bir çıkış noktası. Husiler, Tahran, genişleme ve yıkım projelerini hayata geçirebilsin diye bu silahları Suudi Arabistan’ı siyasi ve mali olarak zayıflatmak ve terörle meşgul olması için kullanan İran’a tabi olmaya bağlı bir araçtır” dedi.
Öte yandan, Husilerin Suudi Arabistan’ı hedef alan saldırı girişimi geniş çapta kınandı.
ABD’nin Riyad Büyükelçiliği, Husi milislerin Suudi Arabistan’a yönelik balistik füze ve SİHA ile yaptığı sistematik ve kasıtlı saldırılarını kınadı.
Büyükelçilikten yapılan açıklamada, uluslararası normları ve yasaları açıkça ihlal ederek sivilleri hedef almanın kabul edilemez olduğu ve bu saldırıların Yemen’deki çatışmayı uzattığı belirtildi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Dr. Yusuf el-Useymin ise, Husilerin Şarkiye ve Necran’a yönelik saldırılarını kınayarak, Suudi Arabistan’ın toprakları, güvenliği ve istikrarını korumak için aldığı tüm önlemlerde verdikleri desteğini teyit etti.
Arap İçişleri Bakanları Konseyi Genel Sekreterliği, Husi milisler tarafından tekrarlanan terör eylemlerini kınadı.
Tunus merkezli Konsey Genel Sekreterliği, savaş suçu olan bu terör eylemlerinin faillerinden hesap sorulması gerektiğini vurgulayarak, Suudi Arabistan’ın toprakları, vatandaşları ve sakinlerinin güvenliğini korumak için aldığı tüm önlemler verdiği desteği yineledi.
Arap Parlamentosu Başkanı Adil el-Usumi, Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Koalisyonu güçleri tarafından engellenen Şarkiye, Necran ve Cizan’daki sivil nesneleri hedef alan Husi saldırılarını kınadı.
Usumi, Husi milislerin Suudi Arabistan’a yönelik ‘savaş suçu’ olarak kabul edilen saldırılarının devam etmesine karşı uyarıda bulunarak, uluslararası toplumu İran rejimi tarafından desteklenen terörist Husi milislerin işlediği insanlığa karşı suç ve ihlallere karşı acil ve kararlı adımlar atmaya ve bu suçların faillerinden hesap sormaya çağırdı.
Arap Parlamentosu’nun topraklarını savunmak, vatandaşlar ve sakinlerinin güvenliğini korumak için aldığı tüm önlemlerde Suudi Arabistan’a verilen desteği de ifade etti.
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Dr. Nayef el-Hacref, terörist Husi milislerin uluslararası normları ve yasaları açıkça ihlal ederek, Suudi Arabistan’daki Şarkiye, Cizan ve Necran şehirlerini sistematik ve kasıtlı bir şekilde füzeler ve silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) hedef almaya devam etmesini kınadı.
KİK ülkelerinin güvenliği, istikrarı ve toprak bütünlüğünü hedef alan her şeye karşı Suudi Arabistan ile olan dayanışmasını bir kez daha vurgulayan Dr. Hacref, uluslararası toplumun, Suudi Arabistan’ın güvenliği ve hayati tesislerini hedef alan bu saldırı girişimleri durdurmak için acil ve kararlı önlemler alması gerektiğini ifade etti.
Dr. Hacref, Husi milisler tarafından Şarkiye, Cizan ve Necran’a doğru fırlatılan üç balistik füze ve üç silahlı insansız hava aracını (SİHA) imha eden Hava Savunma Kuvvetleri’nin yeteneklerine de övgüde bulundu.
Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Cibuti, Katar, Ürdün, Kuveyt ve Bahreyn de ayrı açıklamalar ile terörist Husi milislerin Suudi Arabistan’daki sivil alanları ve nesneleri sistematik ve kasıtlı bir şekilde hedef alma girişimlerini kınadı.



Rahman'ın misafirleri, Akabe Cemresi'ne taş atıyorlar

Rahman'ın misafirleri, bu sabahı şafak vakti Mina'ya vardıklarında Cemretü'l-Akabe'ye taş atıyorlar (Fotoğraf: Beşir Salih)
Rahman'ın misafirleri, bu sabahı şafak vakti Mina'ya vardıklarında Cemretü'l-Akabe'ye taş atıyorlar (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Rahman'ın misafirleri, Akabe Cemresi'ne taş atıyorlar

Rahman'ın misafirleri, bu sabahı şafak vakti Mina'ya vardıklarında Cemretü'l-Akabe'ye taş atıyorlar (Fotoğraf: Beşir Salih)
Rahman'ın misafirleri, bu sabahı şafak vakti Mina'ya vardıklarında Cemretü'l-Akabe'ye taş atıyorlar (Fotoğraf: Beşir Salih)

Hacılar, bugün şafak vakti, Zilhicce ayının onuncu günü, sevinç ve coşku içinde, Allah'ın onlara Arafat'ta durma şerefini bahşetmesinden sonra, haccın en önemli kısmını yerine getirip, Allah'ın koruması altında “Muzdelife”de gecelediler.

Suudi Arabistan hükümeti, misafirlerin inanç dolu bir ortamda rahat ve huzur içinde ibadetlerini yerine getirebilmeleri için çeşitli alanlarda entegre ve kapsamlı bakım hizmetleri sunmaktadır.

Mina'ya vardıklarında, hacılar Peygamber Efendimiz'in sünnetine uyarak Akabe taşını attılar. Ardından bugün içinde kurbanlarını kesip başlarını kazıttılar, Kabe'yi tavaf ettiler ve Safa ile Merve arasında sa'y yaptılar.

Mina'da hacılar, hac ibadetlerini tamamlamak için birkaç gün daha kalırlar. Bu günlerde Allah'ı çok anar, hac ibadetini kendilerine bahşettiği için şükrederler ve üç taş atma ritüelini tamamlarlar. Önce küçük taş, sonra orta taş ve en son büyük taş olmak üzere her birine yedi taş atarlar.

Mina'da hacılar ibadetlerini yerine getirmeye devam ediyor, Teşrik günlerini geçiriyor, Allah’ı ​​sık sık anıyor ve Hacc'ı kendilerine bahşettiği için O'na şükrediyorlar. Daha sonra en küçüğünden başlayarak, sonra ortadaki ve en son olarak en büyüğü olmak üzere, her biri yedi çakıl taşıyla üç Cemarat'ın taşlanmasını tamamlıyorlar.

Rahman'ın misafirlerinin gelişi, Allah'ın şefkati ve hac ibadetini yerine getirenlerin gayretleri ile huzur ve sükunet içerisinde gerçekleşti ve bu durum hacıların rahat bir şekilde hareket etmesine, ibadetlerini kolaylıkla ve güvenle yerine getirmelerine vesile oldu.