Sanat devi Michelangelo'nun boyu kısa çıktı

Michelangelo, 6 Mart 1475'te Arezzo yakınlarında Caprese’de doğdu. Ailesi, o daha bir aylıkken Floransa’ya taşındı (Wikimedia Commons)
Michelangelo, 6 Mart 1475'te Arezzo yakınlarında Caprese’de doğdu. Ailesi, o daha bir aylıkken Floransa’ya taşındı (Wikimedia Commons)
TT

Sanat devi Michelangelo'nun boyu kısa çıktı

Michelangelo, 6 Mart 1475'te Arezzo yakınlarında Caprese’de doğdu. Ailesi, o daha bir aylıkken Floransa’ya taşındı (Wikimedia Commons)
Michelangelo, 6 Mart 1475'te Arezzo yakınlarında Caprese’de doğdu. Ailesi, o daha bir aylıkken Floransa’ya taşındı (Wikimedia Commons)

Rönesans döneminin en ünlü sanatçılarından İtalyan ressam Michelangelo Buonarroti'nin ayakkabılarını inceleyen araştırmacılar, ressamın epey kısa olduğu sonucuna ulaştı.
Anthropologie isimli akademik dergide yayımlanan yeni araştırmada Michelangelo'nun ölümünden sonra evinde bulunan ve sanatçıya ait olduğu düşünülen üç ayakkabı incelendi.
Analiz edilen bir çift deri ayakkabı ve tek bir deri terlik, Floransa'daki Casa Buonarroti Müzesi'nde tutuluyor.
Araştırmacıların analizi, kişisel bir eşyasının ölçümü sayesinde ressamın fiziksel özelliklerini ortaya koyan ilk çalışma oldu.
Analiz sonucunda sanat devinin, 1,60 metreden daha uzun olmadığı sonucuna varıldı.
Bu keşif, İtalya'nın Avola bölgesindeki Adli Antropoloji, Paleopatoloji ve Biyoarkeoloji Araştırma Merkezi'ndeki bilim insanlarının çalışmaları sayesinde mümkün oldu.
Araştırmacılara göre söz konusu uzunluk, günümüzde Avrupalı bir yetişkin erkek için kısa gibi görünse de Michelangelo'nun hayatta olduğu sırada (1475-1564) olağandışı sayılmıyordu.
Ayakkabıları ölçerek sanatçının boyunu hesaplayan paleopatolog Francesco Galassi ve adli antropolog Elena Varotto, sonuçlarını, 16. yüzyılda yaşamış yazar ve tarihçi Giorgio Vasari'nin Michelangelo'ya dair betimlemeleriyle de karşılaştırdı.
Vasari, Michelangelo'nun omuzlarının geniş olduğunu ama vücudunun geri kalanının biraz ince kaldığını yazmıştı. Kendisi de bir ressam olan Vasari, sanatçının boyunu "ortalama" diye nitelemişti.

Bilim insanları bir çift deri ayakkabı ve tek bir deri terliği inceledi. Terliğin eşi 1873'te çalınmıştı (Casa Buonarroti Müzesi)
Araştırmada incelenen ayakkabıların boyutları da birbirine benziyordu. Bu da aynı kişi tarafından giyildikleri anlamına geliyordu.
Ayakkabılar uzun süredir Michelangelo'ya atfediliyor. Ancak bilim insanları, sanatçının evindeki bir aile üyesine ait olabileceğinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade ediyor.
Independent Türkçe, Livescience



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news