Sosyal medya Z kuşağında tik salgınına neden oldu

Uzmanlara göre pandeminin neden olduğu, kültür değişimine bağlı stres de tiklerin kötüleşmesine neden olabilir (Unsplash)
Uzmanlara göre pandeminin neden olduğu, kültür değişimine bağlı stres de tiklerin kötüleşmesine neden olabilir (Unsplash)
TT

Sosyal medya Z kuşağında tik salgınına neden oldu

Uzmanlara göre pandeminin neden olduğu, kültür değişimine bağlı stres de tiklerin kötüleşmesine neden olabilir (Unsplash)
Uzmanlara göre pandeminin neden olduğu, kültür değişimine bağlı stres de tiklerin kötüleşmesine neden olabilir (Unsplash)

Kanada ve Almanya’da yapılan iki farklı araştırmada psikiyatristler, başta gençler olmak üzere bazı sosyal medya kullanıcılarında pandemi sırasında tiklerin ortaya çıktığını tespit etti.
Kanada’daki Calgary Üniversitesi’nden bilim insanlarının yaptığı ilk araştırmada doktorlar, Z kuşağı diye anılan genç kullanıcılara odaklandı.
Tourette Sendromu’na benzer tiklerin ortaya çıktığı 12 ila 25 yaşındaki bu gençlerin büyük çoğunluğu kadınlardan ve kız çocuklarından oluşuyordu. Bu kişilerin önemli bir kısmının da özellikle TikTok ve Snapchat gibi görsel platformları kullandığı ifade edildi.
İstem dışı gerçekleşen, devamlı tekrarlanan ani hareketler veya seslerden meydana gelen tiklerin görüldüğü nörolojik hastalığa Tourette Sendromu adı veriliyor.
Söz konusu araştırma, Kanada’da birçok gencin bu tiklerden şikayet etmesi ve psikiyatristlerine başvurması üzerine yapıldı. O gençlerden biri olan, üniversite öğrencisi Alex Turnquist, Snapchat'te kaydettiği videoları izlerken, göz kapağının seğirdiğini fark etmişti. Kısa bir süre sonra da başı istemsizce sallanmaya başlamıştı.
Araştırmacılara göre, incelenen vakaların hepsi, tiklerden veya Tourette Sendromu’ndan mustarip olan, çok takipçili kişilerin videolarına maruz kaldıklarını söylüyordu.
Araştırmada konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi:
"Tiklere veya tik benzeri davranışlara maruz kalma, en azından bazı vakalarda gözlemlenen davranışlar için makul bir tetikleyicidir."

"Sosyal medya aracılığıyla yayılıyor"
Bu sırada aynı konu üzerinde çalışan bir grup Alman psikiyatrist, tiklerden mustarip hastaların sayısındaki artışın, kullanıcıların tiklerinin görüldüğü sosyal medya paylaşımlarındaki artışla ilişkili olduğunu ortaya koydu.
Hanover Tıp Okulu'ndaki uzmanların yürüttüğü araştırmada Tourette sendromundan mustarip olduğu düşünülen kişilerin TikTok, Instagram ve YouTube'daki videolarındaki artışla bu tikler nedeniyle hastaneye başvuranların sayısındaki artışın uyumlu olduğu ifade edildi.
Araştırmacılar, 2,23 milyon aboneli YouTube kanalının sahibi Jan Zimmermann'e odaklandı. Tikler nedeniyle hastaneye başvuran kişilerin, bunları sosyal medyadan edindiğine dair ipucu, tiklerinin Zimmermann'inkiyle aynı olmasıydı.
Oxford University Press’in yayımladığı araştırmanın yazarları, "Jan Zimmermann'ın videolarında görülenlere çok benzeyen semptomlar nedeniyle özel Tourette polikliniğimize çok sayıda genç hasta sevk edildi" ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, bireylerin tikleri taklit etmeye meyilli olduğunu ve bu davranışların bir kişiden diğerine "geçebileceğini" belirtiyor. Bu nedenle sosyal medyanın bir tik salgını yaratmasından korkuluyor.
Psikiyatristler, tiklerini kontrol edemeyen bireylerin tıbbi desteğe başvurması gerektiğini vurguluyor.
Uzmanlar ayrıca, Kovid-19 nedeniyle okullarını terk edip evlerine dönen gençlerde bu tiklerin "kültür değişimine bağlı stres" nedeniyle daha da kötüleşebileceğine dair uyarıyor.
Independent Türkçe, VICE, Yahoo News



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news