Tayvan, Çin'i Honduras seçimlerini silah olarak kullanmakla suçladı

Kasım seçimlerinde oy pusulalarında devlet başkanı adaylarının yer alacağı sıraya dair kuradan sonra oy pusulasının görüldüğü bir ekran (AFP)
Kasım seçimlerinde oy pusulalarında devlet başkanı adaylarının yer alacağı sıraya dair kuradan sonra oy pusulasının görüldüğü bir ekran (AFP)
TT

Tayvan, Çin'i Honduras seçimlerini silah olarak kullanmakla suçladı

Kasım seçimlerinde oy pusulalarında devlet başkanı adaylarının yer alacağı sıraya dair kuradan sonra oy pusulasının görüldüğü bir ekran (AFP)
Kasım seçimlerinde oy pusulalarında devlet başkanı adaylarının yer alacağı sıraya dair kuradan sonra oy pusulasının görüldüğü bir ekran (AFP)

Honduras'la 80 senedir devam eden diplomatik bağlarını kurtarmak için hızla harekete geçen Tayvan, Çin'i "tartışma yaratmak" ve Taipei'nin Latin Amerika ülkesiyle uzun süredir devam eden bağlarını baltalamaya çalışmak için Honduras seçimlerini fırsat bilmekle suçladı.
Honduras'ın devrik eski devlet başkanı Manuel Zelaya'nın liderlik ettiği ana muhalefetteki solcu Özgürlük ve Yeniden Kuruluş Partisi (LIBRE), 28 Kasım seçimlerinde zafer ilan ederse derhal Çin'le diplomatik ve ekonomik ilişkiler başlatacağını söylemişti.
Tayvan Dışişleri Bakanlığı, Pekin'in Taipei'nin Orta Amerika ülkesiyle koruduğu diplomatik bağları baltalamaya çalıştığını ifade etti.
Bakanlık "Son zamanlarda tartışmalı konular ve ülkemizle Honduras arasında istikrarsız diplomatik ilişkiler olduğuna dair yanlış bir imaj yaratmak için müttefikimizdeki demokratik seçimleri bile kullandı" ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanlığı, Çin'in Tayvan'ın diplomatik bağlarını "acımasızca baskılamasına" karşı çıkarak hükümetin "ülkemizin Honduras'ın ekonomik ve sosyal işlerinin gelişmesine yaptığı yardımı ortaya koymak için somut adımlar atacağını ve Honduras'ın iktidar ve muhalefet partilerinin Tayvan'a destek vermesi için çaba göstereceğini" belirtti.
Önceki günlerde Tayvan Dışişleri Bakanlığı, Honduras'ı Pekin'in "gösterişli ve yanlış" vaatlerine ve Tayvan'ın müttefikleriyle olan "diplomatik ilişkilerini sabote etmeye yönelik hilelerine" karşı uyarmıştı.
Süregelen gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Bakanlık, 80 yıllık karşılıklı bağları güçlendirmeye devam etme sözü vermişti.
Orta Amerika ülkesi Honduras, Tayvan'la resmi diplomatik ilişkiler sürdüren yalnızca 15 ülkeden biri. Tayvan'ı ayrılıkçı bir eyalet olarak gören Çin ise adanın kontrolünü tekrar ele geçirme sözü vermiş durumda.
Taipei son aylarda Pekin'i koronavirüs pandemisi sırasında müttefiklerini "aşı diplomasisiyle" ayartmaya çalışmakla suçlamıştı.
Çin'in Tayvan'ın geri kalan müttefikleriyle yakın ilişkiler kurma çabaları, kilit konumdaki bir diplomatik savaş alanı olan Karayipler ve Orta Amerika'da Çin'in etkisinin artmasından endişe duyan Washington'da alarma neden oldu.
Çin, Tayvan'ın müttefiklerinden en az 7'sini kazandı. Bu ülkeler arasında şu üç Latin Amerika ulusu da yer alıyor: Panama, El Salvador ve Dominik Cumhuriyeti.
Independent Türkçe



Venezuela, CIA bağlantılı paralı askerlerin yakalandığını duyurdu

ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)
ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)
TT

Venezuela, CIA bağlantılı paralı askerlerin yakalandığını duyurdu

ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)
ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)

Venezuela, dün yaptığı açıklamada, ABD savaş gemisi USS Gravely'nin Trinidad ve Tobago'ya varışı ile Karayip takımadalarında planlanan askeri tatbikatı "provokasyon" olarak nitelendirdi ve CIA ile bağlantılı olduğu söylenen paralı askerlerin yakalandığını duyurdu.

Hükümet, "Venezuela, Trinidad ve Tobago'nun CIA ile koordinasyon halinde Karayipler'de savaş çıkarmak amacıyla gerçekleştirdiği askeri provokasyonu kınıyor" ifadesini kullanan bir açıklama yayınlayarak, "CIA için çalışan bir grup paralı askerin yakalandığını" açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuelalı mevkidaşı Nicolas Maduro'ya baskısını artırmasının ardından, perşembe günü USS Gravely savaş gemisinin bir Deniz Piyade birliği ile birlikte Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için geleceği duyuruldu.


Trump, Çin ile "harika bir anlaşma" yapma konusunda iyimser

Trump'ın da katıldığı, 26 Ekim'de Kuala Lumpur'da Kamboçya ile Tayland arasında imzalanan barış anlaşmasından (Reuters)
Trump'ın da katıldığı, 26 Ekim'de Kuala Lumpur'da Kamboçya ile Tayland arasında imzalanan barış anlaşmasından (Reuters)
TT

Trump, Çin ile "harika bir anlaşma" yapma konusunda iyimser

Trump'ın da katıldığı, 26 Ekim'de Kuala Lumpur'da Kamboçya ile Tayland arasında imzalanan barış anlaşmasından (Reuters)
Trump'ın da katıldığı, 26 Ekim'de Kuala Lumpur'da Kamboçya ile Tayland arasında imzalanan barış anlaşmasından (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticari gerginliği çözmeyi amaçlayan iki günlük yoğun görüşmelerin ardından perşembe günü Güney Kore'de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldiğinde, "mükemmel" bir anlaşmaya varılacağına olan güvenini dile getirdi.

Hazine Bakanı Scott Bessent ve Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng'in iki günlük görüşmelerinin ardından Kuala Lumpur'da gazetecilere konuşan ABD Başkanı, "Sanırım bir anlaşmaya varacağız" dedi. Trump, "Bu hem Çin için hem de bizim için harika olur" ifadesini kullandı.

Trump'ın Kuala Lumpur'da Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesi kapsamında düzenlediği toplantıda gündeminin başında, Kamboçya Başbakanı Hun Manet ile Tayland Başbakanı Anutin Charnvirakul arasında ateşkes anlaşmasının imzalanması töreninde yer aldı. Trump, ateşkesi "büyük bir adım" olarak nitelendirirken, "Kamboçya ile büyük bir ticaret anlaşması ve Tayland ile çok önemli bir nadir toprak elementleri anlaşması" imzaladığını ifade etti.


 ABD’nin kontrolüne boyun eğdiği suçlamaları Netanyahu’yu öfkelendirdi

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad ilçesinde rehinelerin cesetlerini arayan Mısırlı ekibi izleyen Filistinliler (AP)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad ilçesinde rehinelerin cesetlerini arayan Mısırlı ekibi izleyen Filistinliler (AP)
TT

 ABD’nin kontrolüne boyun eğdiği suçlamaları Netanyahu’yu öfkelendirdi

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad ilçesinde rehinelerin cesetlerini arayan Mısırlı ekibi izleyen Filistinliler (AP)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad ilçesinde rehinelerin cesetlerini arayan Mısırlı ekibi izleyen Filistinliler (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki İsrail politikası konusunda ‘ABD'nin kontrolü altında’ olduğu suçlamalarına karşı kendisini ve hükümetini savundu. Netanyahu dün yapılan kabine toplantısının başında, “İsrail bağımsız bir ülkedir ve kararlarını bağımsız olarak alır” dedi.

Washington ile olan ilişkilerle ilgili eleştirileri ‘saçma iddialar’ olarak nitelendiren Netanyahu, “Washington'dayken, ABD yönetimini kontrol ettiğim söyleniyordu. Şimdi ise tam tersini, yani ABD yönetiminin beni kontrol ettiği ve İsrail'in güvenlik politikasını belirlediğini iddia ediyorlar. Bu doğru değil” ifadelerini kullandı.

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcileri Steve Witkoff ve Jared Kushner geçtiğimiz hafta İsrail'i ziyaret etti. İsrail basını bu ziyaretleri, Netanyahu üzerindeki kontrolü sıkılaştırmak ve Trump'ın İsrail’in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesini önlemek için ABD’den kurduğı ‘siyasi hava köprüsü’ olarak nitelendirdi.

xcdfgrt
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, cuma günü İsrail'in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde bir konuşma yaparken (EPA)

İçeriden yükselen eleştiriler karşısında öfkeli görünen Netanyahu dün yaptığı açıklamada, “İsrail bağımsız bir devlettir ve ABD de bağımsız bir devlettir. İlişkilerimiz ortaklık ilişkileri ve bu ortaklık, şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. İran'a karşı yürütülen Yükselen Aslan Operasyonu'nun ikinci aşamasındaki operasyonel iş birliğinde, Gazze'den yaşayan tüm rehinelerin serbest bırakılmasında ve tabii ki tüm ölenlerin geri getirilmesi çabalarında ve diğer alanlarda da açıkça görüldü. Ortadoğu'nun çehresini değiştirmek için birlikte çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

ABD ordusu birkaç gün önce, ‘tarafların 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına uyduğundan emin olmak’ için Gazze Şeridi üzerinde gözetleme yapan insansız hava araçları (İHA) uçurdu. Anlaşmanın gidişatı, İsrail'in güneyindeki Kiryat Gat'ta yeni kurulan ABD Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi tarafından takip ediliyor.

“Politikamız bizim elimizde”

Güvenlik kararlarında İsrail'in egemenliğini vurgulayan Netanyahu, “Bize yönelik saldırıları tolere etmeye hazır değiliz, aksine uygun gördüğümüz şekilde bunlara yanıt vereceğiz. Bunun için kimsenin onayını istemiyoruz. Güvenliğimizi biz kontrol ediyoruz ve bunu uluslararası güçlere de açıkça belirttik. Hangi güçlerin bizim için kabul edilemez olduğunu biz belirleyeceğiz” ifadelerini kullandı. İsrail Başbakanı, “Kaderimizi kontrol etmeye devam edeceğiz” diye ekledi.

ıdfrgt
Geçtiğimiz cuma günü İsrail'in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde Başkan Yardımcısı JD Vance'in konuşmasını dinleyen ABD askerleri (EPA)

İsrail kaynaklı haberlere göre ABD, Netanyahu ve hükümetinin Hamas'a karşı harekete geçmesini, saldırılar düzenlemesini ve hatta yardım akışına engel olmasını engelledi.

ABD, Hamas ile yapılan anlaşmanın uygulanmasını ve Gazze'de güvenliğini ve idari geleceğini belirleyecek yeni bir sistemin kurulmasını sağlamak istiyor. İsrailli analistler ve politikacılar, ABD’nin Gazze Şeridi'nde inisiyatif aldığını söylüyor. ABD, İsrail'in güvenlik ve siyasi meselelerine açıkça müdahil olurken İsrail'i fiilen bir ‘Amerikan himayesi’ haline getirdi. İsrailli analistler, ‘Bibi'nin (Binyamin Netanyahu) himayesi’, ‘Tek parti karar veriyor’, ‘Savaşın uluslararasılaşması’ ve ‘ABD’nin yakın markajı’ gibi sansasyonel manşetler kullandılar.

Mısırlı ekip

İsrail televizyonu Kanal 13 cumartesi günü yayınladığı bir haberde, Netanyahu hükümetinin ABD'nin baskısına boyun eğerek kaçırılanların cesetlerini bulmak için Gazze Şeridi'ne yabancı bir ekip gönderdiği bildirince Netanyahu'ya yönelik suçlamalar yoğunlaştı. Daha sonra söz konusu ekibin Mısırlı olduğu ortaya çıktı. İsrailli 28 rehinenin cesedinden 13'ü halen Gazze'de bulunuyor.

İsrailli kaynaklar, İsrail'in ABD’nin baskısı sonucu Mısırlı ekibin Gazze Şeridi'ne girmesine izin verdiğini ve bunun amacının İsrailli rehinelerin cesetlerinin bulunmasına yardımcı olmak olduğunu belirtti.

İsrail daha önce yabancı ekiplerin Gazze Şeridi’ne girişine izin vermeyi reddetmiş ve Hamas'ın sekiz rehinenin cesedine hemen ulaşabileceğini, ancak bunu istemediğini iddia etmişti. Mısırlı ekip, cesetlere ulaşmak için Uluslararası Kızıl Haç ve Hamas ile birlikte çalışıyor.

İsrail Başbakanı Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, İsrailli rehinelerin cesetlerinin bulunmasına yardımcı olmak için Mısır’dan bir ekibin ve ağır iş makinalarının Gazze Şeridi'ne girmesine izin verildiği belirtildi.

Netanyahu'nun sözcüsü uluslararası basına yaptığı açıklamada, “Başbakan, Mısır ekibinin ve ağır iş makinalarının Filistin topraklarına girişini bizzat onayladı” dedi.

Sözcüye göre Mısırlı ekibin, rehinelerin kalıntılarını arama görevini yerine getirmek için İsrail ordusunun Gazze'deki mevzilerinin arkasına (sarı hattın doğusuna) girmesine izin verildi.

Mısır bayrağı taşıyan devasa bir nakliye tırı da boşaltma kamyonları eşliğinde buldozerler, ekskavatörler ve mekanik kazı makinelerini Gazze'ye taşırken görüldü. Tır, Gazze Şeridi’nin orta kesimlerindeki ez-Zevayda bölgesinde bulunan Mısır yardım komitesine giderken kornasını çalarak ve selektör yaparak ilerledi.