Viyana müzakereleri kaldığı yerden devam edecek

Avrupa, Arakçi’nin görevden alınmasından endişe duyuyor.

Avrupa Birliği elçisi Enrique Mora, 5 Ağustos’ta İran Cumhurbaşkanı'nın yemin töreni sırasında, bakanlık görevine atanmasından önce Abdullahiyan'ın yanında. (EPA)
Avrupa Birliği elçisi Enrique Mora, 5 Ağustos’ta İran Cumhurbaşkanı'nın yemin töreni sırasında, bakanlık görevine atanmasından önce Abdullahiyan'ın yanında. (EPA)
TT

Viyana müzakereleri kaldığı yerden devam edecek

Avrupa Birliği elçisi Enrique Mora, 5 Ağustos’ta İran Cumhurbaşkanı'nın yemin töreni sırasında, bakanlık görevine atanmasından önce Abdullahiyan'ın yanında. (EPA)
Avrupa Birliği elçisi Enrique Mora, 5 Ağustos’ta İran Cumhurbaşkanı'nın yemin töreni sırasında, bakanlık görevine atanmasından önce Abdullahiyan'ın yanında. (EPA)

İran ile nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma umutları, geçen Haziran'dan bu yana durmuş olan yedinci tur müzakerelerin önümüzdeki birkaç hafta içinde yeniden başlaması beklentileriyle yeniden yeşerdi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Yönetim Kurulu'nun bu hafta Viyana'da yaptığı toplantı, Batılı ülkelerin toplantıda İran'ı kınamaktan kaçınmasının ardından müzakere masasına dönüşün yolunu açtı.
Nükleer müzakerelere katılan üst düzey bir yetkili, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, müzakerelerin yaklaşık üç hafta sonra Viyana'da kaldığı yerden devam edeceğini ve yeni İran hükümetinin yeni müzakere ekibini henüz belirlememesinin müzakere masasına dönüşü geciktirdiğini belirtti. Yetkili, İran'daki "ciddi iç farklılıkların" bu heyetin adaylarının belirlenmesini engellediğini söyledi. İbrahim Reisi hükümetinin iki gün önce İran dışişleri bakan yardımcılığı görevinden aldığı Abbas Arakçi’nin müzakere heyeti başkanlığı görevine devam edip etmeyeceği ise henüz belli değil.
Yetkili, müzakere heyetinde kimlerin olacağına dair "henüz bir işaret olmadığını" belirtirken, “Arakçi, müzakerelerin başlangıcından bu yana anlaşmanın tüm ayrıntılarını biliyor ve anlaşmanın kâğıda dökülmesine ortaklık ediyor. Onun yerine başkasının atanması müzakere masasına dönüşte daha büyük bir gecikmeye yol açacak zira yeni müzakerecinin tüm dosyayı baştan sona incelmesi gerekecek. Bu nedenle İranlılar, Arakçi’yi müzakerelerin sonuna kadar müzakere ekibinde tutmaya karar verebilirler" diyerek Arakçi’nin müzakere heyetinden alınmasının “sorun oluşturabileceğini” ifade etti.
Uluslararası toplum Reisi'nin Ruhani'den daha aşırılıkçı olduğunu kabul etse de, müzakere ekibinin taleplere ne ölçüde cevap vereceği henüz bilinmiyor. Müzakerelere katılan ve Şarku'l Avsat'a konuşan bir yetkili, İran'ın yeni Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ı "tehlikeyi önceden sezen profesyonel bir diplomat" olarak nitelendirdi.
Avrupa Birliği adına nükleer müzakerelerin koordinatörü olan İspanyol diplomat Enrique Mora, geçen Ağustos ayında Reisi’nin resmi olarak göreve başlama törenine katılmak için İran’a gittiğinde, o zaman henüz dışişleri bakanı olarak atanmamış olan Emir Abdullahiyan ile 2 saatlik bir görüşme gerçekleştirmişti. Şarku'l Avsat’ın kaynaklardan edindiği bilgilere göre bu görüşmede Mora, Abdullahiyan’a, müzakerelerin kaldığı yerden devam edeceğini, anlaşma belgesi üzerinde yazılı olan hiçbir şey üzerinde müzakere yapılmayacağını, üç bölüm ve bir girişten oluşan anlaşma metninin büyük bir kısmının yazıldığını ve geri kalan anlaşmazlık noktaları üzerinde müzakereler yapılabileceğini aktardı.
Kaynaklar, "tam bir anlaşmaya varmak için hala birçok boşluk bulunduğunu ve müzakerelerin yalnızca bu boşluklar üzerinde gerçekleştirileceğini" ifade ettiler. Görünüşe göre Mora, bu noktayı Abdullahiyan'a tekrar tekrar açıklamakta "kararlıydı" ve şimdiye kadar yazılmış olan metinleri yeniden yazmaya "hiç de hazır olmadıklarının" altını çizdi. Müzakerelerin altıncı turunun sonunda Mora, dışarıda bekleyen gazetecilere anlaşmanın tamamlanmak üzere olduğunu ve metnin neredeyse hazır olduğunu açıklamıştı. Kaynaklara göre Abdullahiyan, "mesajı anlamış” görünüyordu.
Müzakerelere katılan yetkili, müzakerelere dönecek olan yeni İran heyetinin “daha ​​sert bir bakış açısına sahip olacağının tahmin edildiğini”, ancak bunun “müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi, baştan başlamaması” temel prensibini değiştirmeyeceğini” söyledi.
Yetkilinin "Şarku'l Avsat"a ifade ettiği gibi Rusya, İran'ı müzakere masasına hızla dönmeye ikna etmede "olumlu ve aktif bir rol" oynuyor. ABD Başkanı Joe Biden da İran’ı müzakerelere dönmeye ikna etmeye çalışmaları için Avrupalılar üzerinde baskısını artıyor ve İran’ın müzakereleri ertelemesinden “hoşnutsuzluk” duyuyor.
Bu hoşnutsuzluk, İranlılarla dolaylı müzakereleri yürüten ABD'nin İran özel elçisi Robert Malley'in geçen hafta Moskova ve Paris'e yaptığı ziyarette vurgulandı. Malley, Rusları, İran'ın iyi niyetli bir jest yapması için baskı yapmalarına ikna etmeyi başardı. Bu, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Sekreteri Rafael Grossi'nin, Malley'in Moskova ziyaretinden iki gün sonra Tahran'a gideceğini açıklamasıyla açıkça görüldü. Grossi'nin Tahran'a yaptığı kısa ziyaret, Ajans’ın izleme ekipmanlarının bakımı konusunda iş birliğinin yeniden tesis edilmesi ve İran’ın Batılı bir gerilimden kurtarılması için yeterli oldu.
ABD'nin Viyana'daki Uluslararası Örgütler Maslahatgüzarı Louis Bono, Guvernörler Kurulunda yaptığı konuşmada, teşkilat ile Tahran arasında yenilenen iş birliğini memnuniyetle karşıladı ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın, İran’ın nükleer anlaşmaya ilişkin temel taahhütlerini yerine getirmesini ve devam ettirmesini sağlayamaması halinde nükleer anlaşmayı sürdürmenin daha zor olacağını vurguladı.
Bono, İran'ı, izleme ekipmanlarının bakımını yapması ve İsrail'in karışmakla suçlandığı Karaj kompleksi saldırısında bozulan parçaları değiştirmesi için ülkeye müfettişlerin girmesine derhal izin vermeye çağırdı. Grossi geçen plazar gecesi, İran’ın, izleme ekipmanlarının bakımı için ülkeye girilmesine “birkaç gün içinde” izin vereceğini belirtti ancak bunun için kesin bir tarih vermedi. Guvenörler Kurulu’ndaki ABD temsilcisi Bono, İran'ın yüksek seviyelerde uranyum zenginleştirmeye devam etmesini eleştirdi ve bu adımı "provokatif" olarak nitelendirdi. Bono, nükleer anlaşmaya dönüşü kolaylaştırmak için İran’ı bu faaliyetini durdurmaya çağırdı.
Önümüzdeki hafta yapılacak iki toplantı, müzakerelere dönüş tarihi için belirleyici bir nokta oluşturabilir. İlk toplantı, Genel Kurul'un oturum aralarında New York'ta yapılacak. Şarku'l Avsat, Avrupa Dışişleri Komiseri Josep Borrell'in toplantı esnasında İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile görüşeceğini bilgisine ulaştı. İkinci toplantı Viyana'da yapılacak ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Sekreteri Rafael Grossi ile Ajans’ın yıllık genel kuruluna katılacak olan İran Atom Enerjisi Ajansı Genel Sekreteri Muhammad İslami’yi bir araya getirecek.



Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
TT

Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)

Hindistan'ın kuzeyindeki Akalia Kalan köyü sakinleri 7 Mayıs günü erken saatlerde art arda gelen patlama sesleri üzerine yataklarından fırladılar. Dışarı çıktıklarında bir alev topunun başlarının üzerinden geçerek yakındaki bir tarlaya düştüğünü gördüler. Enkazın bir savaş uçağı olduğu açıkça görülebiliyordu. İki Hintli pilot daha önce uçaktan fırlatılmış ve yakındaki tarlalarda yaralı olarak bulunmuşlardı.

Şarku’l Avsat’ın The Economist'ten aktardığına göre Hindistan henüz resmi olarak doğrulamadı ama bu uçak mayıs ayında Pakistan'la dört gün süren çatışmalar sırasında kaybolan savaş uçaklarından biriydi.

Hindistan hükümeti Pakistan'ın, üçü yeni Fransız Rafale jetleri olmak üzere altı savaş uçağını düşürdüğü iddiasına şüpheyle yaklaşıyor. Ancak yabancı askeri yetkililer, en az biri Rafale olmak üzere beş Hint uçağının imha edildiğine inanıyor. Hintli askeri yetkililer rakamları doğrulamayı reddederken, bazı uçakların kaybolduğunu kabul ediyorlar.

Söz konusu itiraflar, Çin'in Pakistan'ın en büyük silah tedarikçisi olması nedeniyle önemli. Bu, gelişmiş Çin savaş uçakları ve füzelerinin Batılı ve Rus muadillerine karşı kullanıldığı ilk çatışmaydı. ABD ve müttefikleri, Çin'in Tayvan'a karşı olası bir savaşta aynı silahların birçoğunu kullanabileceği için bu konuyla yakından ilgileniyor.

İlk raporlar belirleyici faktörün Pakistan-Çin yapımı J-10 savaş uçakları ve PL-15 havadan havaya füzelerinin üstünlüğü olduğunu gösteriyordu. Hindistan onları hafife almış gibi görünüyor.

Ayrıca Çin, Pakistan'a gerçek zamanlı erken uyarı ve hedefleme verileri sağlayarak dengeyi değiştirmiş olabilir.

Ancak savaşın ilerleyen safhalarında Hindistan'ın elde ettiği başarı göz önüne alındığında, belki de en büyük sorun Hindistan'ın o ilk gece savaş uçaklarını nasıl kullandığıdır. En son ve en tartışmalı değişimlerden biri haziran ayında, Hindistan medyasının Hindistan'ın Cakarta'daki Savunma Ataşesi Yüzbaşı Shiv Kumar'ın ay başında bir seminerde yaptığı konuşmanın kaydını yayınlamasıyla yaşandı.

Kumar, Hindistan'ın bazı uçaklarını kaybettiğini, çünkü siyasi liderliğinin hava kuvvetlerine Pakistan'ın hava savunma sistemlerini vurmamalarını emrettiğini söyledi. Bunun yerine ilk gün sadece militan mevzilerini hedef aldılar. Kumar, “Kayıptan sonra taktiklerimizi değiştirdik ve askeri tesislerine yöneldik” dedi.

Bu gelişme, Hindistan Genelkurmay Başkanı Anil Chauhan'ın mayıs ayı sonunda bir televizyon röportajında Hindistan'ın çatışmanın ilk gecesinde ‘taktiksel hatalar’ nedeniyle bazı uçaklarını kaybettiğini itiraf etmesinin ardından geldi.

Chauhan, Hindistan'ın iki gün sonra hatalarını düzelttiğini ve tüm savaş uçaklarının yeniden uçmasına izin vererek Pakistan'daki hedefleri uzaktan vurduğunu kaydetti. Hindistan çatışmanın ilerleyen safhalarında füzelerinin Pakistan'ın hava savunmasını aşması ve bazı askeri üslerini vurmasıyla daha büyük başarılar elde etti.

Yabancı yetkililer arasındaki bir teoriye göre Hindistan ilk gün Rafale savaş uçaklarını uzun menzilli Meteor havadan havaya füzelerle donatmadı. Muhtemelen Pakistan savaş uçaklarının ulaşamayacağını ya da Pakistan'ın ilk tepkisinin daha az şiddetli olacağını düşündü.

Bir başka neden de Hindistan'ın savaş uçaklarının Pakistan'ın yeni silahlarından korunmak için uygun elektronik karıştırma ekipmanına, güncellenmiş yazılıma ya da ilgili verilere sahip olmamasıdır.

Üçüncü ve daha geniş bir açıklama ise Hindistan'ın, Pakistan'ın Hint planlarını nasıl tespit edebileceğini, verileri savaş uçaklarına nasıl aktarabileceğini ve füzeleri hedeflerine nasıl yönlendirebileceğini anlamak için gereken ‘görev verilerinden’ yoksun olmasıdır.

Ancak Yüzbaşı Kumar'ın öne sürdüğü gibi savaş uçakları siyasi liderlerin sadece militanları vurma emri nedeniyle tehlikeye girdiyse, sorumluluk daha çok Narendra Modi hükümetine aittir.

Rafale'nin Fransız üreticisi Dassault, İsveçli Saab, Boeing ve Lockheed Martin ile birlikte Hindistan'ın silah anlaşmalarındaki başlıca rakibi. Ancak bazı Hintli askeri figürler Rafale'nin son çatışmada iyi performans göstermediğine dikkat çekti. Diğerleri ise Dassault'nun Rafale'nin kaynak kodunu paylaşmakta isteksiz davranarak Hindistan'ın uçağı kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirmesini engellediğinden şikayetçi.

Anlaşmazlıktan bu yana Çinli diplomatların Rafale'yi diğer potansiyel alıcılara küçümsediği ve onları bunun yerine Çinli savaş uçakları almaya çağırdığı bildiriliyor.

Dassault yöneticileri, Mısır, Endonezya, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de dahil olmak üzere Rafale uçağı satın alan ülkelerin yanı sıra gelecekteki potansiyel müşterilere güven vermek istiyor.

Dassault Aviation Yönetim Kurulu Başkanı Eric Trappier, Pakistan'ın üç Rafale jetini düşürdüğü iddialarını “Kesinlikle doğru değil” diyerek reddetti.

Trappier, bir Fransız dergisine verdiği ve 11 Haziran'da yayınlanan röportajda, “Tüm ayrıntılar bilindiğinde, gerçek birçok kişiyi şaşırtabilir” ifadesini kullandı. Trappier ayrıca, Rafale'in ‘Çin'in şu anda sunduğu her şeyden çok daha iyi’ olduğunu söyledi.

Fransız hükümeti de bir Rafale'in savaşta ilk kez kaybedilmesi konusunda açıklama yapması için baskı altında. Fransız parlamentosunun bir üyesi olan Marc Chavanne, mayıs ayı sonunda hükümete yazılı bir soru önergesi sunarak Hint Rafale jetlerindeki Spectra elektronik harp sisteminin Pakistan yapımı PL-15 havadan havaya füzeleri tespit edemediği ya da karıştıramadığı yönündeki endişelerini dile getirmişti.