Filistin'de artan işsizlik seyyar satıcıları vuruyor

Seyyar satıcı stantları pahalı ruhsatlara rağmen insanlar için gelir kaynağı

El-Haracah pazarındaki tezgahlar (Indipendent Arabia)
El-Haracah pazarındaki tezgahlar (Indipendent Arabia)
TT

Filistin'de artan işsizlik seyyar satıcıları vuruyor

El-Haracah pazarındaki tezgahlar (Indipendent Arabia)
El-Haracah pazarındaki tezgahlar (Indipendent Arabia)

Phantina Sholi
"Kardeşim bu bölgede küçük ve basit bir arabada kahve satıyordu. Ben de o sırada bir kafede çalışıyordum, ama yaşadığım birkaç anlaşmazlıktan sonra kardeşimin arabasına ortak oldum. Sonra stanta espresso ve farklı kahve çeşitleri de ekleyerek geliştirdim ve onu gören insanları şaşırtan sabit bir büfeye dönüştürmeye karar verdim" diyor Filistin’in Ramallah şehrinde bir kaldırımdaki kahve stantının sahibi Yusuf Maysa.
Bir yandan müşteriye kahve hazırlarken, kahve stantını geliştirmek için ruhsat almanın kolay olmadığını anlatıyor Yusuf. Belediye önce stantın kaldırımın bir kısmını işgal edeceği için ve ruhsat için çok sayıda talep olduğu için bu fikrini reddetmiş. Ancak tekrar başvuru yapan Yusuf, aylık 310 dolarlık bir ödeme karşılığında ruhsat için onay almış.
Yusuf ve kardeşi, bu kirayı ödeyebilmek için gün doğumundan gece yarısına kadar başta kahve çeşitleri olmak üzere sıcak içecekler ve pasta gibi yiyeceklerini birlikte hazırlıyorlar ve her siparişte müşterilerini muhakkak gülümseyerek uğurluyorlar.

Bir kızın yeri, işi ya da evidir
Diala Kavasmi ise Medya ve İletişim Fakültesinde son sınıf öğrencisi iken, başta patates sevgisi olmak üzere, gazetecilik ve medya iletişim mezunlarındaki yüksek işsizlik oranı, kendi işine sahip olma, stantını kendi arzusuna göre tasarlama, istediği yere taşıma imkanı gibi birçok nedenden dolayı patates kızartması satışı yapacağı kendi işini kurmaya karar verdi.
Diala, işin zorluğuna ve üniversite mezunu bir kızın mesleği ile ilgili bir işte çalışması gerektiği, kadınların sokakta çalışmak yerine evde olması gerektiği düşüncesi ve seyyar bir arabada patates satan bir kızın bazılarınca onaylanmamasına rağmen, başlangıcın ilginç olduğunu söylüyor.
Diala’in iş kurma porjesi başlangıçta, koronavirüs salgının yayılması, yüksek üniversite ücretleri ve bazı tedarikçilerin, kadın olması sebebiyle Diala’ya malzemeleri yüksek fiyattan vermesi nedeniyle ekononik olarak zor şartlarda gerçekleşti. Ancak Diala bir yıl içinde, ilki Ramallah'ta, ikincisi Hebron'da olmak üzere iki mobil büfeye sahip olmayı başardı. Her şehirde, ruhsat alma ve proje başvuru koşulları farklı ve biraz karmaşıktı.

Projemiz satışa çıkmıştır
Geçen yıl arkadaşı ile birlikte kurduğu işi anlatan Yazan el-Zein “Waffle ve felafili (felafel) birleştirip seyyar bir arabada satma fikri, koronavirüs salgını ve kötüleşen ekonomik koşullar içerisinde ortaya çıktı ve başlarda insanlar tarafından iyi karşılandı” diyor.
Gerekli evrakları hazırlamak için yaklaşık 6 ay harcadıklarını ve ardından altyapı gerekliliklerini sağlamadan çalışmaya başladıklarını, bu tür büfeler için elektrik ve su bağantısı imkanı olmadığı için ruhsat gerekliliklerini tam olarak yerine getirmenin imkansız olduğunu anlatıyor.
Yazan, mevcut koşulların onları çalışma günlerini azaltmaya sevk ettiğini, destek alamadıklarından borçlarını ödeyebilmek için büfeyi satışa çıkardığını sözlerine ekliyor.

Bu sektör için herhangi bir altyapı veya yasal düzenleme yok
Ruhsatlandırma sürecinin karmaşıklığıyla ilgili çok sayıda şikayet alan Ramallah belediyesi, basın sözcüsü Maram Totah aracılığıyla Filistin'deki sabit veya mobil büfelerin altyapı eksikliğine ek olarak bunların ruhsatlandırma süreçlerini düzenleyen herhangi bir kanun ya da düzenlemenin bulunmadığını açıkladı. Belediyeye sunularak onay beklenen çok sayıda başvurunun varlığı göz önünde bulundurulduğunda bu durum belediyeyi bu sektörü organize etmek için bir yasa taslağı hazırlamaya, her bir büfe türü için temel gereksinimleri ve başvuru koşullarını belirlemeye ve satış yapacakları bölgeleri tespit etmeye sevk etti.
Filistin'de son bir yılda yüzde 26'ya yaklaşan yüksek işsizlik oranları, sokak ve kaldırımların düzenlenmesiyle, insanların gelirlerini elde etmek için bir büfe veya mobil araç ihtiyacını karşılamaya çalıştığına dikkat çekiyor. Totah'a göre bu araçlar kaldırımda olmaları durumunda yayaları, sokakta satış yapmaları durumunda ise arabaları engelliyor. Ayrıca şarkı veya müzik sesleri ve kızartma kokuları rahatsızlık ve şikayetlere sebep oluyor.
Totah ruhsat almak için gerekli olan şartlarla ilgili olarak en önemli şeyin kamu güvenliği koşulları olduğunu söylüyor. Altyapı eksikliği nedeniyle bazı büfelerde tüp gaz bulunduğunu, bunun gıda kalitesini kontrol etme ihtiyacına ek olarak bazen riskli durumlar oluşturduğunu söylüyor.

El-Haracah pazarı araçları topluyor
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre bazen büfe sahiplerinin yiyecek ve içecek ürünlerini satabilecekleri etkinlikler ve pazarlama günleri de düzenleniyor. Örneğin, Ramallah belediyesi her yıl, hafta sonları iki veya üç aya yayılan el sanatları ve geleneksel ürünlerin satışının yapıldığın bir etkinlik düzenliyor. Bu etkinlik boyunca özellikle büfeler renkliyse veya normalden farklı bir tasarıma sahipse estetik bir bütünlük oluşturmak için, büfelerin kendileri için ayrılmış yerlerde durup ve çalışmasına izin veriliyor.



Kontrol ve patlama arasında güvenlik güçlerini konuşlandırma projesi Suveyda'nın istikrarını tehdit ediyor

Yeni Suriye makamları, Cebel el-Arap halkından silahlarını teslim etmelerini ve devlete bağlı birleşik askeri güçlerin konuşlandırılmasını kabul etmelerini talep ediyor (AFP)
Yeni Suriye makamları, Cebel el-Arap halkından silahlarını teslim etmelerini ve devlete bağlı birleşik askeri güçlerin konuşlandırılmasını kabul etmelerini talep ediyor (AFP)
TT

Kontrol ve patlama arasında güvenlik güçlerini konuşlandırma projesi Suveyda'nın istikrarını tehdit ediyor

Yeni Suriye makamları, Cebel el-Arap halkından silahlarını teslim etmelerini ve devlete bağlı birleşik askeri güçlerin konuşlandırılmasını kabul etmelerini talep ediyor (AFP)
Yeni Suriye makamları, Cebel el-Arap halkından silahlarını teslim etmelerini ve devlete bağlı birleşik askeri güçlerin konuşlandırılmasını kabul etmelerini talep ediyor (AFP)

Mustafa Rüstem

Şam'dan Suveyda'ya uzanan yolda (120 kilometre), silahlı bir grup yolu taşlarla kapatıp sebze yüklü bir araca pusu kurdu. Sürücüyü rehin aldı, parasını gasp etti ve ardından gözleri bağlı olarak bilinmeyen bir yere götürdü. Serbest kalana kadar sürücünün gözleri bağlı kaldı. Daha sonra yoldan geçen biri onu bulup kurtararak hemen hastaneye kaldırdı.

Sebze taşıyan aracın sürücüsü Fadlallah Devara'nın karıştığı olay, bölge halkı arasında mezhep temelli bir çatışmaya yol açtı. Kendisine yakın gruplar baskı yapıp aracı geri almak için tekrar yolu kapatarak, rastgele yaklaşık sekiz sivili alıkoydular.

 Devam eden çatışmalar

Son gelişmeler, İç Güvenlik Güçleri ve Suriye Ordu birliklerinin son güvenlik gelişmeleri ve beraberindeki gerginliklere karşılık Suveyda'daki birkaç köye girdiğine işaret ediyor. Alınan bilgilere göre, bu güçler çatışmaları durdurmaya ve sivillerin hayatlarını korumaya çalışıyor. Aynı zamanda, hastaneler ve sağlık merkezleri, devam eden çatışmalar nedeniyle artan sayıda kurbanla dolup taşıyor.

Bu arada, önceki gece nispeten sakin geçen saatlerin ardından, aşiretler ve bölge sakinleri arasındaki çatışmalar dün yeniden alevlendi. Bu durum, Suriye hükümeti ile Suveyda'daki dini merciler ve toplumun ileri gelenleri arasında varılan anlaşmadan bu yana ilk kez yaşanan, benzeri görülmemiş bir yüksek gerilimin ortasında mezhepsel gerginlikleri körükledi. Birkaç ay önce Şam kırsalındaki Ceramana ve Sahnaya ilçelerinde patlak veren mezhepsel çatışma sahnelerini yeniden canlandırdı.

Onurlu Adamlar Hareketi’nin Resmi Sözcüsü Basim Ebu Fahr, bir müzakere komitesinin kurulduğunu ve diyaloğun çok yakında gerçekleşebileceğini bildirdi. “Çatışmalar önemli ölçüde tırmanıyor, orta ve ağır silahların kullanıldığı şiddetli çatışmalar sonucunda her iki tarafta da esirler ve kayıplar var” diye ekledi.

"Olayların bu noktaya varmasına veya bu derece tırmanmasına izin vermek istemiyoruz, ancak hükümet buna yol açan hatalar yaptı. Çatışmaların tırmanmasından 15 gün önce halkın da yardımıyla Suveyda'da Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'nın çalışmalarını aktif hale getirmeyi kabul ettik. Ancak hükümetin bazı unsurları bölgeye sokmakta ısrar etmesi üzerine işler durma noktasına geldi” dedi.

Taraflara kendilerine hakim olma çağrıları

Ebu Fahr, güvenlik güçlerinin bölgeye girişi gelişmesi ile birlikte çatışmaların ikinci günü hakkındaki sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün, koordinasyon yapmadan bölgeye girdiler. İki taraf arasında aşırı güç kullanımına gerek yoktu. Belki de çözüm geri çekilmektir, çünkü ordu masum sivillerin öldürülmesi, evlerin yakılması ve sınır köylerinden insanların topluca yerinden edilmesi de dahil olmak üzere büyük ihlaller gerçekleştirdi. Çözüm, ordunun geri çekilmesinde, müzakerelerde ve anlaşmalara uygun olarak devlet kurumlarının aktifleştirilmesinde yatıyor.”

Bu arada, Savunma Bakanlığı son güvenlik gelişmeleri hakkında bir açıklama yaparak, çatışmaları hızla bitirmek için askeri birliklerin konuşlandırıldığını vurguladı. Askerlerinin yasalara uygun olarak sivilleri koruma taahhüdünü yerine getirdiklerinin altını çizdi. Ayrıca tüm tarafları Savunma Bakanlığı ve İç Güvenlik Güçleri ile iş birliği yapmaya ve kendilerine hakim olmaya çağırdı.

Hükümete bağlı güvenlik güçleri ve askeri güçler, gözlemcilerin güvenlik boşluğu yaşayan bölgede kurumsal boşluk olarak tanımladıkları duruma son vermeye çalışıyor. Yerel halkın hükümet güçlerinin şehrin her yerine girip konuşlanmasına izin vermemesi sonucunda silahlı gruplar bölgedeki varlıklarını güçlendirdiler. Kaos, gruplardan birinin Suveyda Valisi Mustafa el-Bakur'u görevden almasına yol açacak kadar yayıldı.

Siyasi yazar Mahir Şerefeddin, dört bir yandan gelen büyük askeri saldırıyı “mezhepsel bir işgal” olarak nitelendirdi. X platformunda yaptığı bir paylaşımda, “Suriye’ye dair düşüncemiz bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Saldırganların genel güvenlik araçlarıyla Dürzileri en iğrenç mezhepsel tehditlerle tehdit ettiklerine, cezadan korkmadan yüzleri açık bir şekilde cesetleri çiğneyip tekmelediklerine dair dolaşımda olan görüntüler, 14 yıldır hayalini kurduğumuz bir devlet kurma yanılsamasının bitişidir” ifadelerini kullandı.

Silahsızlandırma

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Baba ise durumun öğleden sonra çözüleceğini ve kaçırılan kişilerin kurtarılmasının an meselesi olduğunu belirtti. El-Baba, yasadışı grupların tamamen silahsızlandırılması gerektiğini vurguladı.

Buna karşılık Dürzi Muvahid Müslümanların Ruhani Başkanlığı tarafından yapılan açıklama ile Suveyda'daki dini merciler ve topluluğun ileri gelenleri, Genel Güvenlik Güçleri de dahil olmak üzere herhangi bir tarafın bölgeye girişini reddetti. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre  Şeyh el-Akl Hamud el-Hanevi, yayınladığı bir açıklama ile olayların ve tepkilerin tırmanmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve “yaşananlar, yalnızca birliğimizin ve güvenliğimizin düşmanlarına hizmet ediyor ve toplumsal direncimizi zayıflatıyor. Aklın sesine başvurmanın gerekliliğini vurguluyor ve Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'ya, aşiretlerin asil ileri gelenlerine ve tüm vicdanlı insanlara özel bir çağrıda bulunuyoruz; fitneleri bastırmak, kötülükleri engellemek, onurumuzu korumak ve insanların mahremiyetini ve mal varlığını korumak için uyanık olalım.”

Suveyda'daki silahlı grupları tehdit eden savaşçılara dair videoların yayılması gibi, silahlı gruplar da esir alınan, araçlarına el konulan ve el-Kaide bayrağı taşıyan ordu personellerinin görüntülerini yayınladı. Son saatlerde, artan bu gerilimin sona ermesi çağrısında bulunan sesler yükseldi. Suriye'deki Dürzi sivilleri korumak için uluslararası topluma yapılan “Acil Çağrı” hashtagi, trend oldu. “Biz, insani vicdanının evlatları, Suriye'de Dürzi toplumuna mensup sivillere karşı işlenen ve hükümete bağlı ve radikal tekfirci gruplar tarafından desteklenen silahlı çetelerin de katıldığı acımasız ve organize saldırılar karşısında sesimizi yükseltiyoruz” denildi.

Suveyda şehri (Güney Suriye), rejimin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden önce bile devlet kontrolü dışındaydı. Barışçıl protestolara sahne oldu. Yıllar önce ordunun emirlerine boyun eğmedi ve güvenlik güçlerini şehirden çıkardı. 2011'de başlayan Suriye olaylarından ve ayaklanmadan, DEAŞ’ın ortaya çıkışına kadar kendisini izole etti. Şehir sakinleri, saldırılarını gerçekleştirmek için patlayıcı yüklü araçlar ve motosikletler kullanan radikal örgüte karşı şiddetli savaşlar verdi.

Cebel el-Arap halkı, Suriye savaşı sırasında radikal hareketlere karşı kendisini savunmak için silahlı gruplar oluşturdu. Bugün, yeni Suriye makamları silahlarını teslim etmelerini ve devlete bağlı birleşik bir askeri gücün konuşlandırılmasını kabul etmelerini talep ediyor. Şeyh el-Akl Hikmet el-Hicri tarafından temsil edilen dini mercii ise bunu reddediyor. Aynı zamanda kurtuluş operasyonundan bu yana Dürzilerin kamusal meselelerden dışlanmasına itiraz ediyor, ayrıca Şam ile Suveyda arasındaki yolun korunmasını ve orada güvenlik ve emniyetin sağlanmasını talep ediyor.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.