Mısır ve Bahreyn’den ortak Arap tutumu mesajı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Âl Halife Şarm eş Şeyh’de görüştüler (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Âl Halife Şarm eş Şeyh’de görüştüler (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır ve Bahreyn’den ortak Arap tutumu mesajı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Âl Halife Şarm eş Şeyh’de görüştüler (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Âl Halife Şarm eş Şeyh’de görüştüler (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Bahreyn dün Arap ulusal güvenliğini korumaya yardımcı olmak ve bölgenin karşılaştığı zorlukları ve bölgesel güvenliğe yönelik artan tehditleri ele almak için ortak Arap eylemi sistemini geliştirmek adına Mısır-Bahreyn işbirliği ve koordinasyonunu en düzeye çıkarmak konusunda anlaştı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Âl Halife ile bölgesel ve Ortadoğu’daki barış sürecindeki gelişmelerin ele alındığı geniş bir görüşme gerçekleştirdi.
Sisi dün Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde Bahreyn Kralı ile bir araya geldi ve iki ülke delegasyonlarının huzurunda genişletilmiş bir müzakere oturumu gerçekleştirdi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Resmi Sözcüsü Bassam Radi açıklamasında, Sisi’nin kardeşi Bahreyn Kralı’nı ikinci ülkesi olan Mısır’a ağırladığını belirterek, ülkesinin iki dost ülke halkını birleştiren bağlardan duyduğu gururu, Mısır’ın Bahreyn ile çeşitli alanlardaki işbirliğini güçlendirme konusundaki istekliliğine atıfta bulundu. Radi, hali hazırda Ortadoğu bölgesinde meydana gelen gelişmeleri aktif ve karşılıklı olarak koordine etmek için iki ülkeden üst düzey yetkililer arasında düzenli olarak toplantıların yapılması hızının yoğunlaşmasını içerdiği görüşmede, çeşitli bölgesel zorluklarla yüzleşmede safların birliğinin ve ortak Arap ve İslami eylemlerin güçlendirilmesi gerektiğinin masaya yatırıldığını söyledi.
Öte yandan Bahreyn Kralı, Mısır ve Bahreyn arasındaki yakın ilişkilere övgüde bulunarak Sisi’nin kendisini sıcak karşılamasından duyduğu takdiri dile getirdi.  Mısır’a düzenlediği ziyaretin iki ülkeyi birbirine bağlayan tarihi ve seçkin ilişkilerin devamı niteliğinde olduğunu söyleyen Halife, ikili ilişkilerin her düzeyde desteklenmesi gerektiğini bildirdi.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, Bahreyn Kralı’nın Mısır'ın bölgedeki güvenlik ve istikrar için bir dayanak noktası olarak önemli ve sağlam rolüne atıfta bulunarak, her düzeyde ortak Arap eylemini teşvik etme çabalarını takdir ettiğini kaydetti. Radi, Halife’nin Mısır-Bahreyn ilişkilerinin çeşitli siyasi, ekonomik, kalkınma ve diğer alanlarda tanık olduğu büyük ve niteliksel gelişmeye övgüde bulunarak, bu ilişkileri daha da derinleştirme ve geliştirmeye yönelik ortak çıkarı vurguladığını kaydetti.
Açıklamada, toplantı sırasında Mısır ve Bahreyn arasındaki ortak iş birliği için çerçeveler ve beklentiler üzerine tartışmaların masaya yatırıldığı belirtilirken,  özellikle ekonomi ve yatırım alanlarında entegrasyonu geliştirmek için mevcut fırsatları en iyi şekilde kullanarak var olan işbirliği ve koordinasyon düzeyinden memnuniyetler dile getirildiği kaydedildi. Görüşmelerde ayrıca özellikle Libya krizi ve Afganistan’daki durum dahil olmak üzere bölgesel gelişmeler yer alırken, yeni tip koronavirüs saldırısı için ortak çabalar ele alındı.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, özellikle bölge ülkelerinin egemenlik işlerine dış müdahale yoluyla Arap ulusal güvenliğini korumaya yardımcı olmak ve bölgenin karşılaştığı zorlukları ve bölgesel güvenliğe yönelik artan tehditleri ele almak için ortak Arap eylemi sistemini geliştirmek adına Mısır-Bahreyn işbirliği ve koordinasyonunu en düzeye çıkarmak konusunda mutabık kalındığını belirtti. Bu bağlamda Sisi, Mısır'ın Körfez'in güvenliğine yönelik kararlı duruşuna bağlılığını ve onu istikrarsızlaştırmaya çalışan her türlü politikaya karşı olduğunu yineledi.
Ortadoğu'da barış sürecindeki gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulunulduğu görüşmede, Mısır'ın İsrailliler ve Filistinliler arasındaki ateşkesi sağlamlaştırmaya yönelik çabalarının ve Mısır'ın Gazze Şeridi'ni yeniden inşa etme girişimine de atıfta bulunuldu.
Taraflar ayrıca, Filistin meselesini uluslararası meşruiyet kararlarına dayalı olarak çözme çabası içinde barış süreci ve müzakereleri yeniden başlatmak için uluslararası çabaları yoğunlaştırmanın önemini vurguladı.



Suudi Arabistan, İsrail'i uluslararası insani hukuka uymaya çağırdı

TT

Suudi Arabistan, İsrail'i uluslararası insani hukuka uymaya çağırdı

Suudi Arabistan, İsrail'i uluslararası insani hukuka uymaya çağırdı

Suudi Arabistan dün, işgalci bir güç olarak İsrail'in uluslararası insancıl hukuk hükümlerine uyması ve işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistin halkının gıda, su, barınma ve tıbbi malzeme gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması gerektiği yönündeki talebini yineledi.

Bu talep, Hollanda'nın Lahey kentindeki Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD), ‘İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşların işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki mevcudiyet ve faaliyetlerine karşı yükümlülükleri’ konusunda UAD'a sunulan istişari görüş talebiyle ilgili bir oturuma katılmasının ardından geldi.

sdefr
Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı (UAD) oturumuna Suudi Arabistan'ı temsilen Dışişleri Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Muhammed en-Nasır katıldı. (SPA)

Oturumda ülkesini temsil eden Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Muhammed en-Nasır yaptığı açıklamada, “İsrail, işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistin halkının temel insan haklarına saygı göstermek ve bu hakları korumakla yükümlüdür. İsrail'in uluslararası kuruluşların ve ülkelerin Filistinlilerin ihtiyaçlarını karşılama çabalarını engellemesi bir insan hakları ihlalidir” ifadelerini kullandı.

En-Nasır, BM Şartı'nın İsrail'e, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) da dahil olmak üzere BM organlarıyla iyi niyet çerçevesinde iş birliği yapma yükümlülüğü getirdiğine dikkat çekti. En-Nasır ayrıca, İsrail’in, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme kabiliyetini arttıracak yardımlar sağlamak isteyenlere izin vermek ve UAD’ın önündeki sorunun özü olan uluslararası hukukun emredici bir normu olarak bu hakka saygı göstermekle yükümlü olduğunu vurguladı.