Dibeybe’ye atfedilen ses kaydının sızdırılması tartışmaya neden olurken sızıntıyla ilgili bir bakan suçlandı

Bingazi’nin güneyinde LUO’ya ait iki helikopter çarpıştı, bir tuğgeneral hayatını kaybetti.

Mısır ile Libya arasında hava trafiğinin yeniden başlatılması anlaşmasının imzalanması sırasında Dibeybe ve Medbuli yan yana otururken (UBH)
Mısır ile Libya arasında hava trafiğinin yeniden başlatılması anlaşmasının imzalanması sırasında Dibeybe ve Medbuli yan yana otururken (UBH)
TT

Dibeybe’ye atfedilen ses kaydının sızdırılması tartışmaya neden olurken sızıntıyla ilgili bir bakan suçlandı

Mısır ile Libya arasında hava trafiğinin yeniden başlatılması anlaşmasının imzalanması sırasında Dibeybe ve Medbuli yan yana otururken (UBH)
Mısır ile Libya arasında hava trafiğinin yeniden başlatılması anlaşmasının imzalanması sırasında Dibeybe ve Medbuli yan yana otururken (UBH)

Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Libya Ulusal Birlik hükümeti (UBH), Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli ile yapılan görüşmelerle ilgili olduğu söylenen, Mısır ve Libya çevrelerinde tartışmalara neden olan ses kayıtlarının sızdırılması olayıyla ilgili herhangi bir açıklama yapmayarak olayı görmezden geldi. Bunun yerine UBH, ‘bu ayın sonlarına doğru Kahire Uluslararası Havalimanı'na doğrudan uçuşların yeniden başlaması konusunda bir anlaşma yapıldığını’ duyurdu.
UBH tarafından yapılan açıklamada, iki ülkenin sivil havacılık yetkilileri arasında bu ayın sonlarından itibaren Kahire Uluslararası Havalimanı ile Libya'nın Mitiga, Misrata ve Benina havalimanları arasında doğrudan uçuşların yeniden başlaması için gerekli prosedürlerin uygulanmasının kararlaştırıldığı belirtildi. Açıklamada anlaşmanın, Başbakan Dibeybe tarafından geçtiğimiz günlerde Mısır'a yapılan ve iki ülkenin ulaştırma bakanlıkları arasında imzalanan bir iş birliği muhtırası dahil olmak üzere Mısır ile birçok anlaşmanın imzalandığı ziyaret sonrasına denk geldiğine dikkat çekildi.
Öte yandan Cumartesi akşamı, Dibeybe ile Mısırlı mevkidaşı Mustafa Medbuli arasında Kahire'de yapılan kapalı bir görüşmeye ait olduğu söylenen bir ses kaydı sızdırıldı. Sızdırılan ses kaydına göre Dibeybe, Mısır hükümetinden Mısır yargısı önünde bekleyen Kuveytli bir şirketle ilgili hukuki bir anlaşmazlığın çözümüne müdahale etmesini istedi. Dibeybe bu esnada, “Libya'nın tek istediği, anlaşmazlığın adil bir şekilde yönetilmesi ve Libyalıların parasının korunmasıdır” dedi.
Sosyal medya kullanıcıları ve yerel medya, bakanlardan birini sızıntıdan sorumlu olmakla suçlarken, Mısırlı kaynaklar Kahire’nin konuyla ilgili ‘soruşturma başlattığını’ söylediler. Kaynaklar, “Mısırlı yetkililerin, Dibeybe’ye, ‘iki hükümet arasındaki müzakerelerin gizliliğini ihlal eden bu diplomatik olmayan eylemlerden duydukları rahatsızlığı’ ifade ettiklerini belirttiler.
UBH’den bu gelişmelerle ilgili resmi bir açıklama yapılmazken Dibeybe dün, Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Avn’ın Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) Başkanı Mustafa Sanallah’ı görevden alma kararını geri çektiğini açıkladı.
Diğer taraftan Libya Ulusal Ordusu (LUO), ülkenin doğusundaki Bingazi kentinin güneyindeki Mesus bölgesinde çarpışan iki helikopterin düştüğünü duyurdu. LUO Özel Kuvvetler Sözcüsü Milad ez-Zavi tarafından yapılan kısa açıklamada, iki uçağın çarpıştıktan sonra düştüğü, Benina Hava Üssü’nden havalanan helikopterde Pilot Tuğgeneral Buzeyd el-Ber’asi ve Onbaşı Milad el-Asibii’nin öldüğü, askeri bir görevden dönen ikinci helikopterin mürettebatının hayatta kaldığı belirtildi.
Bir diğer gelişmede, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 76’ıncı dönem oturumunun toplantılarına katılmak üzere dün New York'a gittiği bildirildi. Libya Başkanlık Konseyi Sözcüsü Necva Vehibe, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Menfi’nin, oturum aralarında, paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların Libya topraklarından çıkarılması, bölgedeki terörle mücadele çabaları ve uluslararası alanda iş birliği gerektiren diğer dosyaların ele alındığı önemli toplantılar yapacağını söyledi. Vehibe, Libya’nın bu toplantılarda yıllar sonra ilk kez ‘birleşik bir yönetimin başkanı’ tarafından temsil edildiğine dikkati çekti.
Öte yandan Trablus merkezli Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK), dün, 24 Aralık'ta yapılması planlanan cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerine ilişkin hazırlanan yasa ile DYK ve Temsilciler Meclisi'nden (TM) oluşan yeni bir meclisin seçilmesini öngören yasayı onayladı.
Yeni yasa, cumhurbaşkanlığına aday olan kişinin kırk yaşını doldurmuş olması, başka bir ülkenin vatandaşı olmaması ve erkek adaylar için askerlik hizmetinin tamamlamasının üzerinden en az iki yıl geçmiş olmasını şart koşuyor. Yasa ayrıca, cumhurbaşkanının yemin ettiği tarihten itibaren 4 yıllık bir görev süresi için genel, serbest, gizli, doğrudan oy ile seçilmesini öngörüyor.
DYK Başkanı Halid el-Mişri, dün İtalya'nın Trablus Büyükelçisi Giuseppe Buccino ve İtalya Dışişleri Bakanı'nın Temsilcisi Nicola Orlando ile yaptığı görüşme sonrası yaptığı açıklamada, seçimleri zamanında yapmak istediklerini dile getirdi. Mişri, DYK ve TM’nin bu seçimlere ilişkin yasaları anayasal bildirgeye ve siyasi anlaşma metinlerine aykırı olmayacak şekilde kabul etmesi ve siyasi sürecin önünde engel oluşturacak tek taraflı uygulamalardan kaçınması gerektiğini belirtti. Mişri ayrıca DYK’nın, siyasi anlaşmada belirtildiği gibi TM ile müzakere etmek amacıyla milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimleri için anayasal temelle ilgili yasa tasarısının ve önerilen yasaların hazırlanmasını tamamladığını kaydetti. Ancak TM tarafından çıkarılan yasalara paralel olarak seçim yasaları ve anayasal temeller çıkarmanın DYK’nın yetkisinde olmadığını’ söyleyen TM üyeleri, Mişri'nin seçimler için yeni bir anayasal temel ilan etmesini ‘kartların yeniden karılması ve seçimleri engelleme girişimi’ olarak değerlendirdiler.
Buna karşın TM Savunma Komitesi, Yüksek Mahkeme Başkanı ve Yüksek Yargı Konseyi (YYK) Başkanı Muhammed el-Hafi’ye bir mektup gönderdi. Mektupta, anayasa dairesinin sadece belli bir amaç için açılmasına karşı uyarıda bulunan komite ayrıca Müslüman Kardeşler'in (İhvan) sadece cumhurbaşkanını seçmek için yasaya itiraz edilmesini istediği konusunda uyardı. Mevcut Başkanlık Konseyi yönetiminin statüsünün anayasa bildirgesinde yer almaması nedeniyle anayasaya uygunluğuna itiraz etmek için yargıya başvurmakla tehdit eden komite mektupta, “Eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac'ın Türkiye ile imzaladığı anlaşmanın anayasaya uygunluğuna ve bir genelkurmay başkanı ve askeri bölgelerin komutanlarının atanmasına itiraz edilmesi de dahil olmak üzere itiraz hakkımızı saklı tutuyoruz” ifadeleri yer aldı.
Bu arada Arap Birliği'ndeki (AL) Libya temsilciliği, Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan Mısır’daki temsilcilik binasının restore edilmesi için müdahale etmesini istedi. Libya'nın AL temsilcisinin yardımcısı İman el-Fituri, Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Nebil Habeşi’ye gönderdiği mektupta, heyetin Kahire'nin Dokki semtindeki temsilcilik binasına bir grup haydut tarafından saldırı düzenlendiğini ve kapılarının kırıldığını söyledi. Mektupta, olaydan AL’in eski Libya temsilcisi Salih eş-Şammahi’yi sorumlu tutan Fituri, saldırganların temsilciliği kontrol edebildiğini, kapılarındaki tüm kilitleri değiştirebildiğini ve tüm çalışanların işlerini yapmak için binaya girmelerini engelleyebildiğini ve onlara hakaret ve saldırıda bulunabildiklerini belirtti.



Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Sudan’daki krizle ilgili olarak ‘kırmızı çizgiler’ çizdiğini duyurdu ve bu çizgilerin aşılmasının ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edeceği’ uyarısında bulundu. Kahire yönetimi, iki ülke arasında imzalanan ortak savunma anlaşmasının kendisine tanıdığı tüm tedbirleri alma ihtimalini de gündeme getirdi. Uzmanlar, bu açıklamaları Sudan’da savaşın başlamasından bu yana Mısır’dan gelen ‘en sert söylem’ olarak değerlendirdi.

Mısır’ın bu tutumu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ı kabul etmesiyle eş zamanlı olarak açıklandı. Sisi, görüşmede ‘ülkesinin, Sudan halkının mevcut hassas süreci aşma çabalarına tam destek verdiğini’ ifade etti. Ayrıca ‘Sudan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarını destekleyen Mısır tutumunun değişmez ilkelerine’ vurgu yaparak, bu çerçevede mümkün olan her türlü çabanın gösterilmeye hazır olunduğunu belirtti. Açıklama, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapıldı.

Mısır, Burhan’ın ziyareti sırasında ayrıca, ‘Sudan’da güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına yönelik ABD Başkanı Donald Trump’ın vizyonuna tam destek verdiğini’ yineledi. Bu desteğin, ‘ABD yönetiminin dünyada barışı tesis etme, gerilimi artırmaktan kaçınma ve anlaşmazlıkları çözme yönündeki yaklaşımı’ kapsamında olduğu kaydedildi.

Ortak savunma anlaşmasının yürürlüğe girmesi

Kahire yönetimi, söz konusu ilkeleri teyit ederken Sudan krizinde ilk kez ‘kırmızı çizgiler’ belirlediğini açıkladı. Mısır, bu çizgilerin aşılmasına ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiği ve Sudan’ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle izin verilemeyeceğini vurguladı. Mısır’ın uyarıları arasında ‘Sudan’ın birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, Sudan halkının imkân ve kaynaklarıyla oynanmaması ve Sudan topraklarının herhangi bir bölümünün ayrılmasına izin verilmemesi’ yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Sudan devlet kurumlarının korunmasının ve bu kurumlara zarar verilmesinin engellenmesinin de bir diğer kırmızı çizgi olduğunu’ bildirdi.

Açıklamada ayrıca, ‘uluslararası hukukun tanıdığı tüm tedbir ve önlemleri alma konusunda tam hakka sahip olunduğu’ ifade edilerek, bu kapsamda ‘iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının devreye sokulmasının da kırmızı çizgilerin ihlal edilmesini veya aşılmasını önlemeye yönelik seçenekler arasında bulunduğu’ kaydedildi.

a
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Sudan arasında Mart 2021’de, ‘eğitim, sınır güvenliğinin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele’ alanlarını kapsayan bir askeri iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmadan önce ise iki ülke, ‘dış tehditlere karşı’ 1976 yılında bir ortak savunma anlaşmasına taraf olmuştu.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Mısır’ın ulusal güvenliğinin Sudan topraklarının birliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Sudan’ı bölmeyi hedefleyen komploların varlığı, aşılmaması gereken kırmızı çizgilerin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.

Kedvani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Sudan’ın birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik Mısır tutumunun sabit ve güçlü olduğunu, Kahire’nin Sudan devlet kurumlarını korumaya yönelik açıkladığı girişim ve söylemleri hayata geçirme kapasitesine sahip bulunduğunu’ ifade etti. Ortak savunma anlaşmasının gündeme getirilmesinin, ‘iki ülke arasında uluslararası meşruiyet ve daha önce imzalanmış anlaşmalar çerçevesinde ortak bir koordinasyonun bulunduğunu teyit etmeyi amaçladığını’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yayımlanan açıklamada ise ‘Kahire’nin Sudan’da süregelen gerilimden derin endişe duyduğu’ belirtildi. Açıklamada, bu durumun ‘Sudanlı sivillere yönelik korkunç katliamlara ve insan haklarının en temel kurallarının açık ihlallerine yol açtığı’ vurgulandı. Mısır’ın, ‘Sudan’ın birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle, herhangi bir paralel yapının kurulmasını veya tanınmasını kesin bir dille reddettiği’ kaydedildi.

Diğer yandan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, ülkenin bölünmesine yönelik tehditlerle mücadelede Mısır-Sudan koordinasyonunun, Mısır, Sudan ve Arap dünyasının ulusal güvenliğini koruma çerçevesinde ele alındığını belirtti. Halime, iki ülkenin Kızıldeniz’e kıyısı olan devletleri bir araya getiren konseyin üyesi olduğuna işaret ederek, bu yapının temel rollerinin ‘savunma ve kalkınma’ olduğunu söyledi.

Halime, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun Uluslararası Dörtlü girişimi ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti sırasında gündeme getirdiği inisiyatif kapsamında şekillendiğini ifade etti. Kahire’nin, ‘üç ay sürecek bir ateşkesle başlayacak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan ordusuna entegre edilmesini ve Sudan askeri kurumunun bütünlüğünün korunmasını öngören bir yol haritasının uygulanmasını desteklediğini’ kaydetti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasına göre Kahire, ‘insani bir ateşkese ulaşılması, bunun kalıcı bir ateşkese dönüşmesi ve Sudanlı sivillerin güvenliği ile korunmasını sağlamak amacıyla güvenli insani sığınaklar ve geçiş koridorları oluşturulması’ hedefiyle Uluslararası Dörtlü çerçevesinde çalışmayı sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi. Bu sürecin, Sudan devlet kurumlarıyla tam koordinasyon içinde yürütüleceği belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Uluslararası Dörtlü, ağustos ayında sunduğu yol haritasında, ‘üç aylık insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, siyasi sürecin başlatılmasını ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasını’ öngörmüştü.

sfg
New York'ta düzenlenen Uluslararası Dörtlü toplantısından (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Burhan’ın Mısır ziyareti, geçtiğimiz pazartesi günü Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından geldi. Burhan, söz konusu ziyaretin sonunda, ‘Sudan’ın barışın sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi yönündeki çabalarda ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Massad Boulos ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu’ ifade etmişti.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Afrika Programı Direktörü Emani et-Tavil ise ‘Mısır’ın Sudan dosyasında ilk kez kırmızı çizgiler koyduğunu, son tutumunun savaşın başlamasından bu yana en sert duruşu yansıttığını’ belirtti. Et-Tavil, bu yaklaşımın ‘Sudan’ın birliğinin korunması, savaşın durdurulması, paralel yapıların reddedilmesi ve devlet kurumlarının muhafazası’ konularında Suudi Arabistan ve ABD’nin tutumlarıyla örtüştüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan et-Tavil, ‘Sudan’ın birliği konusunda güçlü tutumlar sergilenmesi noktasında Suudi Arabistan ile Mısır arasında bir uyum bulunduğunu, bunun da ateşkes ilanı ve insani ara verilmesine yönelik bir girişimin şekillendirilmekte olduğunu gösterdiğini’ ifade etti. Ancak et-Tavil, ‘birbirini kabul etmeyen Sudanlı taraflarla yürütülecek siyasi çözümlerin en karmaşık mesele olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Sumud İttifakı bünyesindeki siyasi ve sivil güçler, salı günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile Sudan’daki savaşı durdurmaya yönelik ortak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Bu adım, savaşa karşı olan Sudanlı tarafların büyük bölümünü bir araya getiren ilk yakınlaşma olarak değerlendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Burhan arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin, halkların bütünleşme ve karşılıklı kalkınma beklentilerini yansıtacak şekilde güçlendirilmesinin ele alındığını, ayrıca sahadaki gelişmelerin değerlendirildiğini’ bildirdi.


İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
TT

İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)

İsrail ordusunun yasağına rağmen, dün birkaç İsrailli Gazze Şeridi'ne girdi ve eski bir yerleşim yerinde İsrail bayrağını dalgalandırarak harap olmuş Filistin topraklarının yeniden işgalini istedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İsrail sağ kanadıyla bağlantılı sosyal medya hesapları, açık bir alanda İsrail bayrağının etrafında toplanmış yaklaşık 20 erkek, kadın ve çocuğu gösteren bir fotoğraf paylaştı ve fotoğrafın Kfar Darom'da çekildiğini iddia etti.

Gazze Şeridi'nin merkezindeki bu eski kibbutz, diğer 20 yerleşim yeriyle birlikte, İsrail'in 2005'teki tek taraflı çekilmesi sırasında boşaltılmıştı.

O zamandan beri, İsrail sağının bir kesimi, Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını savunuyor. Bu çağrı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı başlatan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından sonra daha da yoğunlaştı.

Bunun ardından, bazı İsrailli yetkililer de Filistinlilerin Gazze'den tahliye edilmesini ve bölge üzerindeki İsrail kontrolünün yeniden kurulmasını savundu.

rty65u7
Gazze'ye yerleşmeyi destekleyen İsrailliler, ordunun kendilerine Gazze Şeridi içinde Hanuka bayramını kutlama izni vermesini talep eden bir yürüyüşe katıldı (Reuters)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne girenlerin "İsrail topraklarına geri gönderildiğini" duyurdu ve "onlarca" kişinin daha başka bir sınır kapısından sızmasının engellendiğini, ancak bazılarının güvenlik bariyerlerini aşmayı başardığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, "savaş bölgesine herhangi bir giriş yasaktır, sivilleri tehlikeye atar ve bölgedeki askeri operasyonları aksatır" denildi.

Sınır kasabası Sderot'ta düzenlenen bir mitingde, yerleşim hareketinin önde gelen isimlerinden Daniella Weis, yaklaşık 100 destekçisine şöyle seslendi: “Allah'ın izniyle, bu bayrağın yükseltilmesi yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek; Gazze'ye geri döneceğimiz bir dönem.”

Şöyle devam etti: “Gazze, Endonezyalılar, Türkler, Mısırlılar veya başka herhangi bir ülke tarafından yönetilmeyecek. Gazze'yi yalnızca İsrail halkı yönetecek.” Bu sözleriyle, ateşkes anlaşması kapsamında Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne katılması muhtemel ülkeleri kastediyordu.

Geçtiğimiz hafta, Weis'in kurucu ortaklarından olduğu aşırı milliyetçi yerleşim hareketi "Nahala", bir mesajda, Gazze'de İsrail bayrağını dalgalandırmayı organize etme niyetini açıkladı. Bu girişim, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, on diğer bakan ve Knesset'in yirmiden fazla üyesi tarafından destekleniyor.


İsrail, Kassam Tugayları'nın 100 üyesinin idam edilmesi için baskı yapıyor

İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).
İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).
TT

İsrail, Kassam Tugayları'nın 100 üyesinin idam edilmesi için baskı yapıyor

İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).
İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).

İsrailli yetkililer dün, Hamas'ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları'nın seçkin birliğinin 7 Ekim 2023 saldırısındaki rolleri nedeniyle 100 üyesinin idam edilmesine yol açacak koşulların ve suçlamaların yapılması ve özel bir askeri mahkeme kurulması için baskı yaptı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Adalet Bakanı Yariv Levin, savaşın başlangıcından bu yana İsrail tarafından tutuklanan 450 Hamas üyesinin yargılanması için özel bir mahkeme kurulması olasılığını görüştüler.

Dava hakkında bilgi sahibi yetkililer, İbranice yayın yapan medya kuruluşlarına, "Ciddi suçlarla suçlananlardan 100'ünün askeri savcılık tarafından idam cezasıyla karşı karşıya kalacağını" söyledi.

İsrail ordusu ve Adalet Bakanlığı'ndan üst düzey yetkililer, Başsavcı Itai Ofir de dahil olmak üzere, seçkin birliğin üyelerinin yargılanması için özel bir yasal çerçeve oluşturulmasını görüşmek üzere bir araya geldi. Katz, "İsrail, saldırının faillerini kesin bir şekilde cezalandırmaya kararlıdır: İsrail sivillerine zarar veren herkes tam olarak hesap verecektir" dedi. İsrailli yetkililere göre, Tıp Birliği'nin zehirli iğne fikrini reddetmesinin ardından, askeri savcılık muhtemelen kurşuna dizilerek idam cezası isteyecektir.

Şarku’l Avsat’ın Kanal 14’ten aktardığı habere göre "Yetkili makamlar bu kişileri ağır güvenlik önlemleri altında özel bir askeri tesiste tutuyor ve gözaltı koşulları uluslararası insan hakları örgütlerinin tepkisini uyandırıyor."