İran, Rusya ile Suriye'de girdiği ekonomik rekabeti kaybettiğini itiraf etti

Şam'daki eski bir pazardan okul malzemeleri alan Suriyeli aileler (EPA)
Şam'daki eski bir pazardan okul malzemeleri alan Suriyeli aileler (EPA)
TT

İran, Rusya ile Suriye'de girdiği ekonomik rekabeti kaybettiğini itiraf etti

Şam'daki eski bir pazardan okul malzemeleri alan Suriyeli aileler (EPA)
Şam'daki eski bir pazardan okul malzemeleri alan Suriyeli aileler (EPA)

Suriye-İran Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ali Asgar Zeberdest’in, Tahran'ın Suriye'de Rusya ile girdiği ekonomik rekabeti kaybettiğini kabul eden açıklamaları, Suriye toplumu genelinde iki ülke arasındaki ilişkiye dair tutumla ilgili olarak İran ile ekonomik iş birliği konusunda Suriye’nin gayri resmi iş dünyasının gerçek konumunu ortaya koydu.
Zeberdest, Cumartesi akşamı İran'ın yarı resmi haber ajansı ILNA’ya verdiği demeçte, Suriye'deki iş insanlarını ve tüccarları, Devlet Başkanı Esed'i destekleyen ve İran ile iş birliği yapmaya hazır olanlarla İran ile Esed’e muhalif olanlar olarak ikiye ayırdı. Suriyeli iş insanlarının ‘Ürdün ve Körfez ülkeleriyle daha çok çalıştıklarını söyleyen Zeberdest, rejim karşıtı hiçbir iş adamının Suriye'de kalmamasına rağmen bunun böyle olduğunu da ekledi.
İranlı yetkilinin açıklamaları, rejime en sadık olanlar da dahil Suriye toplumunun, İran’ın varlığını reddeden bir tutum içerisinde olduklarını, Rusya’nın varlığını İran’a tercih ettiklerini ve Suriyelilerin çoğunun Arap ülkelerime yönelme eğiliminde olduklarını dolaylı olarak ortaya koydu. Şam'daki resmi olmayan ekonomik kaynakların Şarku'l Avsat'a verdikleri bilgilere göre Suriyeliler genel olarak, bazı Suriye pazarlarını ele geçiren İran mallarını istemiyorlar. Buna karşın Şam'ın merkezindeki Salihiye pazarlarında İran mallarını pek rastlanmadığını belirten kaynaklar, mallarının tanıtımını yapabilmek için ürünün menşesini ve Farsça yazıları gizlemeye çalışan tüccarların olduğuna dikkati çektiler.
Suriyeli tüccarları İran mallarıyla tanıştırmak amacıyla önümüzdeki Kasım ayında Şam'da İran ürünleri fuarı düzenleneceğini açıklayan Zeberdest, ‘iş birliği yaptıklarını söyleyen ama pratikte böyle bir iş birliğine girmeyen’ Suriyelileri suçladı. Suriye ile ekonomik ilişkileri ‘yavaş’ olarak nitelendiren Suriye-İran Ticaret Odası Başkan Yardımcısı, bundan Suriye tarafını sorumlu tuttu. Zeberdest, “Rusya ve diğer ülkeler Suriye'den ekonomik yarar sağlıyor. Bizim Suriye ile ticari ve ekonomik ilişkilerimiz ise yavaş seyrediyor” dedi.
İran ile Suriye arasındaki yıllık ticaret hacminin 170 ile 180 milyon dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. İran önümüzdeki yıllarda bu hacmi ikiye katlamayı hedefliyor. İran Ticaret, Sanayi ve Maden Odası'nın Ticareti Geliştirme Komisyonu, 2023 yılında Suriye'ye 100 milyon dolarlık ithalat karşılığında, 400 milyon dolarlık bir ihracat planı geliştirdi. Hedef hacmin geri kalanıyla, Suriye'ye teknik ve mühendislik hizmetleri verilmesini planlanıyor.
Irak’ın Türkiye ile yaptığı ticari anlaşmalar üzerinden ‘felaket’ olarak nitelendirdiği bir Irak senaryosunun Suriye'de de tekrarlanabileceğini düşünen Zeberdest, “Türkiye, Irak ile ticaret konusunda avantajlı durumda. Türkiye'den Suriye'ye giren kaçak mal miktarı çok yüksek olduğundan, Suriye'de de aynı şeyin tekrarlanacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Suriye ile İran arasında bir kara sınırının olmamasının ticari faaliyetleri ve malların geçişini olumsuz etkilediğinden İran’ın Suriye’deki ticari faaliyetlerini karmaşıklaştıran meselenin ‘ulaşım sorunu’ olduğunu söyleyen Zeberdest, “Irak’ı kara yoluyla Suriye’ye açmaya çalışıyorduk ve Iraklılar bunu yapacaklarına söz verdiler ama ne yazık ki bu olmadı” dedi.
Suriye'ye ulaşım için iki seçeneğin bulunduğuna dikkati çeken Zeberdest, “Ulaşım için biri, savaş nedeniyle sınırı kapatan Türkiye üzerinden, diğeri ise Körfez üzerinden iki seçenek var. Ama bunun için çok yol almamız gerekiyor, ne yazık ki müzakerelere rağmen Irak artık Suriye'ye giden bir kara yolu değil” şeklinde konuştu. Buna, ABD’nin yaptırımlarının ve Caesar (Sezar) Yasası'nın İran ile Suriye arasındaki ticareti yavaşlatma rolünün eklendiğini belirten Zeberdest, çünkü bu yasalar ve yaptırımlar nedeniyle şirketlerin İran’a kolayca para aktaramadıklarını kaydetti. İranlı yetkilinin bu açıklamaları, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in uzun vadeli ekonomik anlaşmaların imzalandığı iki gün süren Moskova ziyaretinden birkaç gün sonra yapması dikkat çekti.
İran ve Rusya arasındaki rekabet bağlamında İran, daha önce 2019 yılında Suriye ile bankacılık, finans, inşaat, yeniden yapılanma ve Suriye’nin birçok şehrinde 30 bin konutun inşasını içeren ‘uzun vadeli’ bir ekonomik iş birliği anlaşması imzalamıştı.
İran ve Suriye arasında İran tarafının yüzde 60 katkısıyla ‘Suriye-İran Ortak Yüksek Komitesi’ ve ‘Suriye-İran Ortak Bankası’ da kuruldu. Fakat yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının patlak vermesi bu anlaşmaların hepsini alt üst etti. Mart 2020 ile Mart 2021 tarihleri arasındaki yaklaşık bir yıllık kapanma döneminde ticari faaliyetler ciddi şekilde kesintiye uğradı ve İran'ın Suriye'ye ihracatı yüzde 43 azaldı.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.