Brent petrolün varil fiyatı 77,56 dolar

Arşiv - Reuters
Arşiv - Reuters
TT

Brent petrolün varil fiyatı 77,56 dolar

Arşiv - Reuters
Arşiv - Reuters

Brent petrolün varili uluslararası piyasalarda 77,56 dolardan işlem görüyor.
Dün 77,73 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı, günü 77,25 dolar seviyesinde tamamladı. Brent petrolün varili, bugün saat 09.28 itibarıyla kapanışa göre yüzde 0,40 artışla 77,56 dolardan işlem gördü. Aynı dakikalarda Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili 73,50 dolardan alıcı buldu.
ABD'nin en önemli petrol üretim tesislerinin bulunduğu Meksika Körfezi’nin geçen ay iki tropik fırtınanın etkisi altında kalmasının ardından bölgedeki deniz üstü petrol üretim platformlarında hala tam kapasite üretime geçilememesi fiyatları yukarı yönlü desteklemeye devam ediyor.
ABD'nin ticari ham petrol stoklarının beklenenden fazla düşmesiyle ülkede talebin toparlandığı algısının güçlenmesi üzerine petrol fiyatları daha da yükselirken Brent dün son iki ayın en yüksek seviyesini görmüştü.
ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) verilerine göre, ülkede ticari ham petrol stokları geçen hafta 3 milyon 500 bin varil (yüzde 0,8) azalarak yaklaşık 414 milyon varil oldu. Bu rakam Ekim 2018’den sonraki en düşük seviye olarak kayıtlara geçti. Piyasa beklentisi stokların 2 milyon 400 bin varil azalacağı yönündeydi.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun, salgın dönemindeki yetersiz yatırımlar ve üretim tesislerinde yapılması gereken bakımların geciktirilmesiyle üretim artışlarında zorlanması da fiyatların yükselişine katkıda bulundu.
Irak petrol bakanı dün yaptığı açıklamada, küresel ekonomide toparlanma sinyallerinin alındığına dikkati çekerek, OPEC+'nın petrol fiyatlarını varil başına 70 dolara civarında tutmaya çalışacağını belirtti. OPEC+’nın üretim seviyelerini değerlendireceği bakanlar kurulu toplantısı 4 Ekim'de gerçekleştirilecek.

Çin'in rezerv satışlarının petrol fiyatlarına etkisi kısıtlı olacak
Çin'in devlet rezervlerini ilk kez halka satması ise petrol fiyatlarının yukarı yönlü seyrini az da olsa baskıladı.
Dünyanın en büyük petrol tüketicilerinden Çin, yüksek ham madde maliyetlerinin yerel rafineriler üzerindeki baskısını hafifletmek için ham petrol rezervini açık artırma yoluyla piyasaya süreceğini açıklamıştı.
Açık arttırmaya katılan şirketlerden devlete ait PetroChina ve özel rafineri ve kimyasal üreticisi Hengli Petrochemical’in toplam 4,43 milyon varillik ham petrol satın aldığı bildirildi.
Uzmanlar, Çin'in bu kararının petrol fiyatlarında beklenen düşüş etkisini göstermediğine, piyasaya arz edilen miktarın oldukça küçük olduğuna ve bu miktarın Çin’in bir günde ithal ettiği petrolün dörtte üçünden daha az olduğuna işaret ederken, bu adımın fiyatlar üzerinde ciddi bir etkisinin olmayacağını savunuyor.
Çin'in toplam ham petrol rezerv kapasitesinin 238 milyon varil seviyesinde olduğu biliniyor. Depolanan bu miktarın Çin'in 80 günlük petrol talebine eşdeğer olduğu tahmin ediliyor.
Brent petrolde teknik olarak 77,74 ile 78,13 dolar aralığının direnç, 76,95 ile 76,55 dolar aralığının ise destek bölgesi olarak izlenebileceği ifade ediliyor.

 


ABD-Rusya çekişmesi Çin'e yaradı: "Uranyum ithalatı üç katına çıktı"

Kremlin'den ağustosta yapılan açıklamada, Çin'le ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine öncelik verildiği bildirilmişti (Reuters)
Kremlin'den ağustosta yapılan açıklamada, Çin'le ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine öncelik verildiği bildirilmişti (Reuters)
TT

ABD-Rusya çekişmesi Çin'e yaradı: "Uranyum ithalatı üç katına çıktı"

Kremlin'den ağustosta yapılan açıklamada, Çin'le ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine öncelik verildiği bildirilmişti (Reuters)
Kremlin'den ağustosta yapılan açıklamada, Çin'le ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine öncelik verildiği bildirilmişti (Reuters)

Washington ve Moskova arasındaki karşılıklı yaptırımların ardından Çin, Rusya'dan uranyum ithalatını üç katına çıkardı.

Rus devletine ait haber ajansı RIA Novosti'nin incelediği gümrük verilerine göre Çin, son 10 ayda Rusya'dan 849 milyon dolar değerinde zenginleştirilmiş uranyum satın aldı. Bu da geçen yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık üç katlık bir artışa denk geliyor. 

Çin'in sadece ekimde Rusya'dan aldığı zenginleştirilmiş uranyumun değeri, 216 milyon doları buldu. Bir önceki aya göre neredeyse iki kat artış kaydedildi. 

Güney Kore de yılın ilk 10 ayında Rusya'dan 650 milyon dolar değerinde uranyum satın aldı. Böylelikle Güney Kore, Rus uranyumunun ikinci büyük ithalatçısı konumuna geldi. ABD ise üçüncü sıraya geriledi.

ABD Enerji Enformasyon İdaresi'ne göre 2022'de Rusya, ABD'nin ticari nükleer reaktörlerine yakıt sağlayan zenginleştirilmiş uranyumun neredeyse 4'te birini ihraç ediyordu. Ancak aynı yıl başlayan Ukrayna savaşıyla ikili ilişkiler kötüleşti. 

Kongre, Rusya'dan zenginleştirilmiş uranyum ithalatını yasaklayan yasa tasarısını Aralık 2023'te onaylamıştı. Başkan Joe Biden da tasarıyı mayısta imzalamıştı. 

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, bu adımla sivil nükleer enerji konusunda Rusya'ya bağımlılığı azaltmayı, enerji ve ekonomi güvenliğini güçlendirmeyi amaçladıklarını bildirmişti. 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de bu yıl eylülde bu adıma karşılık belirli kısıtlamalar getirileceğini açıklamıştı. Rusya, kasımda ABD'ye zenginleştirilmiş uranyum ihracatının kısıtlandığını duyurmuştu.  

Diğer yandan Çin'in, Rusya'dan ithal ettiği zenginleştirilmiş uranyumu ABD'ye ihraç ederek Washington'ın Moskova'ya uyguladığı yaptırımı deldiği öne sürülmüştü. Washington, bu yıl eylülde konuyla ilgili inceleme başlatıldığını bildirmişti. 

ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu verilerine göre, Kongre'nin Rusya'dan ithalat yasağını onayladığı Aralık 2023'te Çin'den ABD'ye 242 bin 990 kilogram zenginleştirilmiş uranyum sevkiyatı gerçekleştirilmişti. Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Washington'ın başlattığı incelemeyle ilgili analizinde, 2020-2022'de Çin'in ABD'ye hiç zenginleştirilmiş uranyum göndermediğine dikkat çekmişti.

Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, iddialar doğrudan reddedilmezken, "Çin ve Rusya arasındaki işbirliğinin iki egemen ülkenin kendi kararları doğrultusunda yürütüldüğü ve üçüncü bir ülkenin hedef alınmadığı" belirtilmişti.

Independent Türkçe, RT, Reuters