Taliban hükümeti had ve idam cezaları uygulamaya devam ediyor

Afgan Bakan Molla Nureddin el-Turabi (AP)
Afgan Bakan Molla Nureddin el-Turabi (AP)
TT

Taliban hükümeti had ve idam cezaları uygulamaya devam ediyor

Afgan Bakan Molla Nureddin el-Turabi (AP)
Afgan Bakan Molla Nureddin el-Turabi (AP)

Taliban hükümetinde üst düzey bir bakan olan Nureddin el-Turabi, dün Kabil'deki medyaya yaptığı açıklamada, Kabil'deki Taliban hükümetinin küçük suçlular olarak adlandırdıkları kişilere el-ayak kesilmesi ve kırbaçlama, katillere ise kafaya kurşun sıkarak idam cezası uygulanmasına başlamayı planladığını söyledi.
Pakistan Dışişleri Bakanlığı, Afganistan'a yaptırım uygulanmasına yol açabileceği için Taliban'a özellikle halka açık infazlara başvurmamasını tavsiye etti. Pakistan hükümeti, Taliban'ı, infazlar konusunu birinci öncelik olarak belirlememeye ya da en azından halka açık infazlara başvurmamaya çağırdı. Hareketin kurucularından Afgan Bakan Molla Nureddin el-Turabi, Kabil'de Associated Press'e yaptığı açıklamada, "Taliban'ın kararları hakkında kimsenin yorum yapmasını kabul etmeyeceğiz. Kimsenin bize ne olduğunu söylemesine izin vermeyeceğiz. Biz sadece İslam'a uyacağız" dedi. Pakistan hükümeti, bazı ülkelerin Taliban’a karşı çıkmak için bahane araması sebebiyle bu eğilimin uluslararası alanda bir tepkiye yol açabileceğine inanıyor. Molla Nureddin el-Turabi, geçmişte Taliban'ın bazen bir stadyumda kalabalıklar önünde gerçekleşen infazlarına karşı bir öfke duyulmadığını belirterek, dünyayı Afganistan'ın yeni yöneticilerine müdahale etmemeleri hususunda uyardı.
Öte yandan, Taliban hükümeti, hareketin Kabil'i ele geçirmesinin ardından farklı şehirlerde patlak veren halk protestolarının bastırılması da dahil olmak üzere Afgan halkıyla nasıl başa çıkılacağı konusunda derinden bölünmüş durumda. Taliban bazen kalabalığa ateş açarak karşılık verdi ve farklı şehirlerde çok sayıda protestocuyu öldürdü. Taliban, 1990'lardaki önceki hükümeti sırasında kafaya kurşun sıkarak idam etmek idam etmek, el-ayak kesmek ve kırbaçlamak türlerinden pek çok halka açık infaz gerçekleştirdi.
Diğer yandan Taliban hükümeti, uluslararası toplumu hükümetlerini tanıyarak onları desteklemeye çağırdı. Ayrıca Pakistan, Rusya ve Çin de Taliban hükümetine destek çağrısında bulundu. Ancak Pakistanlı yetkililer Kabil’deki infazlar hususunda Washington’un Pakistan’a baskı uygulamasından dolayı bu infazların devam etmesi durumunda Pakistan'ın Taliban'ı desteklemeye devam etmesinin zor olacağını belirtiyorlar.
Şimdi altmışlı yaşlarının başında olan Taliban Bakanı Nureddin el-Turabi, önceki Taliban yönetimi sırasında Adalet Bakanı ve İyiliği Emredip Kötülükten Sakındırma Bakanı olarak görev yaptı. El-Turabi, medyaya yaptığı açıklamada, infazın bu sefer halka açık olmayabileceğini söyledi. Geçmişte Taliban, infazları Kabil'deki stadyumlarda gerçekleştiriyordu.
El-Turabi, davalara bakacak hakimler arasında bu sefer kadınlar da bulunacağını, ancak Afgan yasalarının temelinin Kur’an olacağını belirtti. Aynı yaptırımların yeniden gündeme getirileceğini ve caydırıcı bir etkisi olduğunu belirterek, "ellerin kesilmesinin güvenlik için kesinlikle gerekli olduğunu" vurguladı. Bakan, infazların halka açık mı yoksa gizli mi uygulanacağının bakanlar kurulunda tartışılmaya devam ettiğini söyledi.

 


Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
TT

Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)

Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin'e destek protestolarının önde gelen isimlerinden tutuklu aktivist Mahmud Halil'in eşinin doğumuna katılmasına izin verilmedi. 

Filistinli protestocunun ABD'li eşi Noor Abdalla, pazartesi akşamı yaptığı paylaşımda çocuğunu tek başına doğurduğunu belirtti: 

Bugün erken saatlerde Mahmud yanımda olmadan oğlumuzu dünyaya getirdim. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkililerinden Mahmud'un doğuma katılmasına izin verilmesini istedik fakat oğlumuzu görmek için geçici olarak serbest bırakılmasını reddettiler. Bu, ICE'nin bana, Mahmud'a ve oğlumuza acı çektirmek için aldığı kasıtlı bir karardı.

Halil'in avukatları, aktivistin tutulduğu Louisiana eyaletinin New Orleans şehrindeki ICE direktörü Melissa Harper'a pazar günü e-posta gönderdi. CNN'in incelediği yazışmalara göre Halil'in, New York şehrindeki eşi Abdalla'nın yanına gidip doğuma katılabilmesi için iki haftalığına serbest bırakılması talep ediliyor. 

E-posta gönderildikten yarım saat sonra Harper'ın gönderdiği yanıtta iki cümleyle talebin reddedildiği bildiriliyor. 

New York'ta 8 Mart'ta ICE görevlileri tarafından yakalanan Halil, ertesi gün Louisiana eyaletindeki bir hapishaneye transfer edilmişti. ABD Başkanı Donald Trump, Halil'in "Hamas destekçisi" olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ancak Washington, suçlamalarla ilgili henüz delil paylaşmadı. 

Louisiana'da 8 Nisan'da gerçekleştirilen duruşmada Halil'in avukatlarından Marc Van Der Hout, davayla ilgili ellerine kanıt niteliğinde "tek bir belge bile ulaşmadığını" söylemişti. Hakim Jamee E. Comans, buna rağmen Halil'in sınır dışı edilebileceğine karar vermiş fakat daha sonra karar başka bir mahkeme tarafından iptal edilmişti. Halil'in avukatları öğrencinin serbest bırakılması için hukuki mücadelenin sürdüğünü söylüyor. 

Columbia'daki protestoları organize ettiği gerekçesiyle Filistin kökenli öğrenci Muhsin Mehdevi de gözaltına alınmıştı. Muhsin ve Halil'in ABD'de yasal oturum izni var.

Columbialı öğrenciler, pazartesi günü düzenledikleri eylemde kendilerini kampüsteki kapıya zincirleyerek Mehdevi ve Halil'in serbest bırakılmasını talep etti. Protestocular, "Adalet istiyoruz" ve "Siyasi suçlular serbest bırakılsın" pankartları açtı. New York Times'ın aktardığına göre eylemlerde gözaltına alınan protestocu sayısı henüz netleşmedi. 

Ayrıca Tufts Üniversitesi'nde doktora yapan Rümeysa Öztürk'ün Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınması da tartışma yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve kendisinin sınır dışı edileceğini açıklamış, daha sonra federal yargıç Denise Casper, sınır dışı sürecini durdurma kararı vermişti. Öztürk'le ilgili kararın 1 Mayıs'ta açıklanması bekleniyor. 

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024'te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times'ın verilerine göre temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, CNN, New York Times