Bangladeş'ten, uluslararası topluma Rohingya krizinin çözümü için "yapıcı çalışma" çağrısı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Bangladeş'ten, uluslararası topluma Rohingya krizinin çözümü için "yapıcı çalışma" çağrısı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina, uluslararası toplumun, Arakanlı Müslümanların (Rohingya) içinde bulunduğu duruma kalıcı bir çözüm için yapıcı şekilde çalışması gerektiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) 76. Genel Kurulu'nda konuşan Hasina, dünya liderlerine, Bangladeş'teki Arakanlı Müslümanlarla ilgili krizin uzun vadeli çözümü için rol üstlenmeleri çağrısı yaptı.
Hasina, uluslararası toplumun, Rohingya krizine, Arakanlı Müslümanların Myanmar'ın Arakan eyaletindeki evlerine güvenli ve sürdürülebilir dönüşleri üzerinden kalıcı bir çözüm sağlamak için yapıcı şekilde çalışması gerektiğini belirtti.
Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) liderlerinin süren çabalarını bir adım ileriye götürmelerini beklediklerini vurgulayan Hasina, Arakanlı Müslümanların ülkelerine barışçıl şekilde iade edilmesindeki gecikme nedeniyle hayal kırıklığı yaşadığını dile getirdi.
Hasina, "Rohingya krizi şuan 5. yılında. Zorla yerinden edilen tek bir Myanmar vatandaşı dahi Myanmar'a geri gönderilemedi" ifadelerini kullandı.
Uluslararası toplumdan, Myanmar'a vatandaşlarını geri alması için baskı yapmasını isteyen Hasina, söz konusu krizin Myanmar'dan kaynaklandığını dolayısıyla çözümün de bu ülkeye bağlı olduğunu söyledi.
Hasina, Myanmar'ın Arakanlı Müslümanların dönüşüne olanak sağlayan şartları oluşturması gerektiğini vurguladı.

Bangladeş, AB'den etkili önlemler almasını istedi
Bangladeş Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, BM 76. Genel Kurul görüşmeleri için New York'ta bulunan Dışişleri Bakanı AK Abdul Momen, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile bir araya geldi.
Momen görüşmede, Bangladeş'e sığınan 1 milyondan fazla Arakanlı Müslüman mültecinin dönüş şartlarının güvence altına alınması için AB'den daha aktif bir rol oynamasını istedi.
Cox's Bazar bölgesinin güneyindeki mülteci kamplarında yaklaşık 1,1 milyon Arakanlı Müslümanın kaldığını söyleyen Momen, bu durumun Bangladeş açısından ağır bir yük haline geldiğini belirtti.
Bakan Momen, böylesine yüksek bir nüfusu barındırmanın Bangladeş için çok büyük sosyal, ekonomik ve çevresel bedelleri olduğuna dikkati çekti.
Momen, Myanmar'da, Arakanlı Müslümanların ülkelerine sürdürülebilir geri dönüşlerine olanak sağlayan bir ortamın oluşturulması için AB'den daha etkili önlemler almasını istedi.
Borell da AB'nin, Arakanlı Müslümanların ülkelerine sürdürülebilir dönüşleri için Bangladeş ve uluslararası toplumla çalışacağını ifade etti.

Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Myanmar'ın Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti. Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.
BM'ye göre, Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtlamıştı.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti, "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.



Lavrov çöküşten Esed'i sorumlu tuttu

Askerler bu ayın başlarında Tartus limanının kontrolünü ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir arabayı durduruyor (AFP)
Askerler bu ayın başlarında Tartus limanının kontrolünü ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir arabayı durduruyor (AFP)
TT

Lavrov çöküşten Esed'i sorumlu tuttu

Askerler bu ayın başlarında Tartus limanının kontrolünü ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir arabayı durduruyor (AFP)
Askerler bu ayın başlarında Tartus limanının kontrolünü ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir arabayı durduruyor (AFP)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün Suriye'de durumun kötüleşmesinden ve eski rejiminin çöküşünden Beşşar Esed'i sorumlu tuttu. Lavrov Moskova'da düzenlediği basın toplantısında, “Hiçbir şeyi değiştirmeme ve iktidarı muhalefetle paylaşma konusundaki isteksizliği çöküşünün en önemli nedenlerinden biriydi” dedi. “Geçtiğimiz 10 yıl boyunca, eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Rusya'dan müdahale etmesini istemesi ve Astana formatının başlatılması ile Arap devletlerinin gösterdiği yardıma rağmen, Şam'daki yetkililer siyasi süreçte erteleme ve statükoyu koruma arzusu gösterdi” dedi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün yaptığı açıklamada, Suriye'de durumun kötüleşmesinden ve eski rejiminin çöküşünden Beşşar Esed'i sorumlu tuttu. Moskova'da düzenlediği basın toplantısında Lavrov, “Hiçbir şeyi değiştirmeme ve iktidarı muhalefetle paylaşma konusundaki isteksizliği, çöküşünün en önemli nedenlerinden biriydi” ifadelerini kullandı. Lavrov, “Geçtiğimiz 10 yıl boyunca, eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Rusya'dan müdahale etmesini istemesinin ardından, Astana formatının başlatılması ve Arap devletlerinin gösterdiği yardıma rağmen, Şam'daki yetkililer siyasi süreçte erteleme ve statükoyu koruma arzusu gösterdi” dedi.

Lavrov'a göre bu ertelemeye, “Suriye'nin petrol zengini doğu bölgesi ABD tarafından işgal edilirken ve buradan çıkarılan kaynaklar Suriye'nin kuzeydoğusundaki ayrılıkçılığı desteklemek için kullanılırken” Suriye ekonomisini boğan ekonomik yaptırımların neden olduğu sorunlar da eşlik etti.

Lavrov, “Onlara merkezi bir otoritenin gerekliliğinden bahsettim, ancak ABD'nin kendi hükümetlerini kurmalarına yardımcı olacağını söylediler, biz de onlara Türkiye ve İran'ın kendi devletlerinin kurulmasına izin vermeyeceğini söyledik” dedi.

Lavrov, Moskova'nın Kürt guruplarla daha önce yürüttüğü diyalogların bir bölümünü açıklayarak “Kürtlerle (Suriye'de) merkezi bir otoriteye ihtiyaç olduğunu konuştuk, ancak onlar ABD'nin kendi hükümetlerini kurmalarına yardımcı olacağını söylediler, biz de onlara Türkiye ve İran'ın kendi devletinizin kurulmasına izin vermeyeceğini söyledik” dedi. Lavrov, Rusya'nın tutumunun Kürtlerin haklarının Suriye, Irak, İran ve Türkiye'nin anayasal statüleri çerçevesinde güvence altına alınması gerektiğine odaklandığını vurguladı.