Biden, Trump'ın Capitol saldırısındaki rolünü açıklayacak

Başkanların “mahremiyetini” korumak için koyulan “Yürütme Ayrıcalığı” kanunu ihlal edilebilir.

Meclis Soruşturma Komitesi, Trump'ın artık "yürütme ayrıcalığının" korumasından yararlanmadığını belirtti. (Reuters)
Meclis Soruşturma Komitesi, Trump'ın artık "yürütme ayrıcalığının" korumasından yararlanmadığını belirtti. (Reuters)
TT

Biden, Trump'ın Capitol saldırısındaki rolünü açıklayacak

Meclis Soruşturma Komitesi, Trump'ın artık "yürütme ayrıcalığının" korumasından yararlanmadığını belirtti. (Reuters)
Meclis Soruşturma Komitesi, Trump'ın artık "yürütme ayrıcalığının" korumasından yararlanmadığını belirtti. (Reuters)

ABD’de önümüzdeki yıl yapılacak seçimler için çatışmalar şimdiden başlamış durumda. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki seçim savaşında eski ABD Başkanı Donald Trump kilit bir rolde. Başkan Joe Biden'in yönetimi, 6 Ocak'ta Capitol'e yapılan saldırıda Trump ve bazı yardımcılarının rolünü ortaya koyan gizli belgeleri açıklamak için harekete geçiyor. Beyaz Saray Cuma günü yaptığı açıklamada, Başkan Biden'ın bu olaylar hakkında Meclis soruşturma komitesine bilgi verilmesini önlemek için "yürütme ayrıcalığı" kullanmayı planlamadığını açıkladı. Beyaz Saray sözcüsü Jen Psaki, Biden'ın bu bilgiyi istendiği takdirde Kongre ile paylaşmayı planladığını söyledi. "Başkan “yürütme ayrıcalığı” kullanmanın uygun olmayacağı sonucuna vardı. Bu yüzden bu soruları Kongre'den geldiği gibi hemen yanıtlayacağız" açıklamasında bulundu. Psaki, Trump’ın ekibinden hiç kimsenin komitenin bilgi talep etmesini durdurmak için resmi olarak Biden yönetiminden "yürütme ayrıcalığı" kullanmasını talep etmediğini de kaydetti ve "Eski başkan veya ekibiyle gerçekleşmiş düzenli bir temas yok" dedi. Trump, kendi yönetimi de dahil olmak üzere başkanların ve yardımcılarının, on yıllarca kongre incelemesinden kaçmasına veya incelemeyi ertelemesine izin veren bir hukuk teorisi olan “yürütme ayrıcalığı”na dayanarak, bu belgelerin teslim edilmesine karşı olduğunu açıkladı.
Bu önemli hamlenin bir takım siyasi ve yasal sonuçlara yol açması bekleniyor. Ayrıca bu hamle, ABD başkanının konumunun “gizliliğine” saygı gösterilmesi konusunda üzerinde anlaşmaya varılan normların ihlalini anlamına geliyor. Konuya ilişkin Biden yönetimindeki yetkililer, “Bu olayların ciddiyeti ve istisnailiği modern Amerikan tarihinde, demokrasimizi savunmak ve tekrarını önleme konusunda bunları ifşa etmek için büyük bir zorunluluk teşkil ediyor” dedi. Temsilciler Meclisi Soruşturma Komitesi, Trump'ın artık "yürütme ayrıcalığının" korumasından yararlanmadığını belirtti. Bu da Beyaz Saray'ın bu bilgileri Kongre ile paylaşmak için önünde siyasi ve yasal bir engel kalmadığı anlamına geliyor. Beyaz Saray, bu konu hakkında soruşturma komisyonuna istediği takdirde yardım edebileceğini açıklarken, Demokratlar ve bazı Cumhuriyetçiler bunu “demokrasiye saldırı” olarak tanımlıyorlar.
Komisyonun 6 Ocak olaylarıyla ilgili soruşturmalarının ileri bir aşamaya girmesiyle bu konudaki tartışmalar iyice kızıştı. Perşembe günü, Beyaz Saray, eski genelkurmay başkanı Mark Meadows, yardımcısı Dan Scavino, eski Pentagon yetkilisi Cash Patel ve Trump’ın eski bir danışmanı olan Stephen Bannon'a ilgili belgeleri de getirmelerini talep etti ve ifadelerini almak için mahkeme celbi gönderildi. Komite ayrıca telekom şirketleri, sosyal medya şirketleri ve Beyaz Saray'dan da kayıtları istedi. Ancak Trump, komisyonun soruşturmalarını partizan olarak nitelendirerek alaya aldı ve saldırı hakkında bilgi ve tanıklık toplama çabalarına karşı savaşacağına söz verdi. Trump’ın sözcüsü Taylor Bowdwich yaptığı açıklamada, "Seçim komitesi, komünist bir tarzda, kapsamlı kayıtlar talep etti. Bu talep, emsallerden ve yasal haklardan büyük ölçüde yoksun. Sadece Başkan Trump ve yönetimi adına değil, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı makamı ve ulusumuzun geleceği adına da yürütme imtiyazını savunmaya devam edeceğiz” dedi. Ulusal Arşivler, komitenin taleplerine zaten yanıt vermiş ve "yasaların gerektirdiği" üzere yüzlerce sayfa belgeyi incelemeleri için hem Biden yönetimine hem de Trump'ın avukatlarına göndermişti. Bu belgeler arasında, eski Başkan Yardımcısı Mike Pence'in başkanlık ettiği oturumda seçim oylarının sayımını geciktirmek veya durdurmak, barışçıl bir şekilde iktidar devrini engellemek için çalışanların Beyaz Saray'dan mı yoksa Trump'ın müttefiklerden mi olduğuna dair tartışmalar üzerine yapılmış bir araştırma da yer alıyor. Komisyon ayrıca, Trump'ın yetişkin çocukları, damadı ve başdanışmanı Jared Kushner ile First Lady Melania Trump'ın yanı sıra avukatı Rudolph Giuliani de dahil olmak üzere birçok yardımcısının ve danışmanın çağrı kayıtları, programları ve toplantılarına dair belgeler elde etti.
Tüzüğe göre, Trump'ın belgeleri aldıktan sonra belgelerin servis edilmesine itiraz etmek için 30 gün süresi var. Trump belgelerin servisine karşı çıksa bile, Biden ve Beyaz Saray’ın elinde 60 gün sonra bu belgeleri açıklama yetkisi bulunuyor. Hukuk danışmanları, Trump'ın kalan belgelerin servis edilmesini durdurmak için mahkemeye gideceğini söylüyor. Hukuk uzmanlarına göre ise Trump'ın önünde dar ve sınırlı seçenekler var. Özellikle başkanlık adaylığına ilişkin soruşturmalar olduğundan ve kaybettiği seçim sonuçlarının onaylanmasının engellenmesinde menfaati bulunduğundan dolayı Trump’ın Biden ile uzlaşmaktan başka seçeneği yok. Bu durumda, “yürütme ayrıcalığı” Trump’a fayda sağlayamıyor. Önceki başkanlar zamanında da bunun emsalleri bulunuyor. Biden ile onu seçilmiş başkan olarak tanımayı reddeden Trump arasında bir uzlaşma olmayacağı tahmin ediliyor. Bazı hukuk uzmanları, iki ismin alacağı kararların partizan farklılıklara rağmen mevcut ve eski başkanlar arasında devam eden bir saygı geleneğini sürdürmek için kritik olacağını ifade ediyor. Ancak bugün Trump'ın seçim sahtekarlığı iddiasında bulunarak ve seçim sistemini sorgulamaya devam ederek sergilemiş olduğu davranışlar, bu saygı geleneğinin bozulmak üzere olduğunu gösteriyor.



Rusya'daki BRICS Zirvesi: Büyük sahne ve yeni ülkeler

Rusya’da yapılacak olan BRICS Zirvesi 2024 logosu (Reuters)
Rusya’da yapılacak olan BRICS Zirvesi 2024 logosu (Reuters)
TT

Rusya'daki BRICS Zirvesi: Büyük sahne ve yeni ülkeler

Rusya’da yapılacak olan BRICS Zirvesi 2024 logosu (Reuters)
Rusya’da yapılacak olan BRICS Zirvesi 2024 logosu (Reuters)

Nazareth Seferian

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'ya savaş açmasından bu yana kendisini uluslararası alanda izole etmeye çalışan Batı ülkelerine meydan okuyarak, Çin ve Hindistan'ın da dahil olduğu BRICS Zirvesi’nde liderlerle sahip olduğu ortak anlayışa vurgu yaptı.

Zirvenin düzenlendiği Rusya Federasyonu'na bağlı Tataristan Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan'da gün boyunca bir dizi görüşme gerçekleştiren Putin, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ve Asyalı en büyük ortağı Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldi.

Putin, Şi ile görüşmesinin başında yaptığı açıklamada, “Uluslararası arenada Rusya-Çin iş birliği, küresel istikrarı sağlayan faktörlerden biri” ifadelerini kullandı.

Çin Devlet Başkanı Şi ise ‘kaotik’ diye tanımladığı bir dünyada ülkesi ile Rusya arasındaki ‘yakın’ ilişkilere övgüde bulundu.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’a göre Putin-Şi görüşmesinde Ukrayna'daki çatışma ve Batılı ülkelerle ilişkiler ele alındı. Bir kez daha dünyada olup bitenlere ilişkin görüşlerde ve yaklaşımlarda önemli bir yakınlaşma olduğunu belirten Peskov, yaklaşık bir saat süren görüşmede Ukrayna dosyasına geniş bir zaman ayrıldığını belirtti.

Batılı ülkelerin ‘hegemonyasına’ son vermek isteyen Hindistan Başbakanı Modi ile bir araya gelen Putin, iki ülke arasında hem diplomatik hem de ticari alanda var olan mükemmel ilişkilere övgüde bulundu. Modi ise Putin’e, “Biz çatışmaların sadece barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Barış ve istikrarın hızlı bir şekilde yeniden tesis edilmesine yönelik çabaları tamamen destekliyoruz” diyerek yanıt verdi.

Şi gibi Modi de Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini hiçbir zaman kınamadı.

Zirveye aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in de bulunduğu yaklaşık 20 liderin daha katılması bekleniyor.

Geçtiğimiz eylül ayında BRICS üyesi ülkelerin temsilcileriyle bir araya gelen Putin, “Bugüne kadar otuzdan fazla ülke (tam olarak 34) birliğimizin faaliyetlerine şu ya da bu şekilde katılmak istediklerini ifade ettiler. Bu yüzden Kazan'da onaylanacak olan bu yeni ortak ülkeler kategorisinin nasıl sınıflandırılacağı konusunda tüm BRICS katılımcılarıyla görüşmelere başladık” açıklamasında bulundu.

BRICS dönem başkanlığı şu an Rusya’da olduğu için Putin, 22-24 Ekim 2024 tarihleri arasında Kazan’da gerçekleştirilecek olan BRICS Zirvesi’nin önemini vurgulama fırsatını asla kaçırmıyor. Bu zirve, grubun yeni üyeleri olan Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) resmi olarak ağırlanacağı ilk zirve olacak.

Zirvenin Rusya açısından önemi

Yeni üyelerin katılımıyla genişletilmiş olan BRICS Zirvesi, küresel ekonomik ve jeopolitik görünümdeki yerini sağlamlaştırmak üzere mi gerçekleşiyor? Peki, bu genişleme neye benzeyebilir?

Kazan’daki BRICS Zirvesi Rusya'ya, Batı dünyasına Kremlin'in bazı güçlerin umduğu kadar izole olmadığını göstermek için yeni bir platform sağlayacak.

Rusya’nın Ukrayna’da 2022 yılının şubat ayından bu yana yürüttüğü savaşın başlamasından sonra Rusya Federasyonu topraklarında düzenlenen pek çok önemli uluslararası etkinlik gibi, Kazan'daki BRICS Zirvesi de Batı dünyasına Kremlin'in bazı güçlerin umduğu kadar izole olmadığını göstermeyi amaçlıyor. Zirvenin 24'ü lider olmak üzere 32 ülkeden gelecek heyete ev sahipliği yapacak olması, özellikle de bu ülkelerden bazıları BRICS üyesi olmadığı için önemli bir mesaj taşıyor. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev gibi Rusya'nın ‘yakın çevresindeki’ ülkelerin liderlerinin zirveye katılacaklarını açıklamaları doğal karşılanabilir. Ancak Kazan'a gelecek liderler listesinde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yer alıyor. Türkiye grup içinde aktif olarak daha büyük bir rol arayışında ve genişletilmiş BRICS'e katılımı önemli bir gelişme olacak.

Xjkdj
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kazan’da yapılacak zirve öncesinde BRICS İş Forumu'nun açılışı sırasında konuşurken 18 Ekim 2024 (AFP)

BRICS ülkelerinin liderleri arasında Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin yanı sıra, yeni seçilen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan da zirveye katılacak. Ayrıca Çin Devlet Başkanı Şi’nin de zirveye katılması bekleniyor.

İki silah: Dolar ve euro

Kazan'daki zirve Rusya'ya, özellikle ticaret ve finansal işlemler söz konusu olduğunda, Batı'nın hakimiyetini ‘dengeleyen’ bir dünya vizyonunu sunmak için bir platform sağlayacak. Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, 10 Ekim'de Moskova’da düzenlenen BRICS finans seminerinde yaptığı açıklamada, “Bağımsız ve sürdürülebilir bir ödeme ve mutabakat altyapısının oluşturulması, BRICS ülkelerinin mali özerkliğini ve egemenliğini güçlendirmek için uluslararası para ve finans sisteminin temel unsurudur. Bu yıl BRICS'te sunduğumuz ve üzerinde çalıştığımız tekliflerin avantajlarından biri, ticaret engellerini en aza indirirken tüm taraflarca kullanılabilecek hızlı, ucuz, şeffaf ve adil bir mekanizmanın oluşturulmasıdır” ifadelerini kullandı.

2023 yılında petrol ticaretinin beşte birinin ABD doları kullanılmadan gerçekleştirildiği bildirildi. Böyle bir durum 10-20 yıl önce düşünülemezdi.

BRICS açıkça dolara olan bağımlılığı azaltmaya yönelik bir politika benimsiyor. Rusya'nın Güney Afrika Büyükelçisi Ilya Rogachev bunun gerekçelerini “Batılı ülkelerin BRICS üyelerine ve Küresel Güney ve Küresel Doğu'daki diğer ülkelere uyguladığı çok sayıda ekonomik yaptırım, dolar ve euroyu silah haline getirdiklerini söylememize neden oluyor. Dünyanın geri kalanı, ticari alışverişlerinde bu iki para biriminden uzaklaşmak zorunda kalıyor” diyerek özetledi.

BRICS'in dolara olan bağımlılığını azaltma girişimleri şimdiye kadar karışık sonuçlar vermiş olsa da BRICS ülkelerinin kendi yerel para birimleriyle daha fazla ticaret yapılması için baskı yapmaya devam etmeleri, bir tür ortak para birimine ilişkin tartışmaları da beraberinde getiriyor. Örneğin, 2023 yılında petrol ticaretinin beşte birinin ABD doları kullanılmadan gerçekleştirildiği bildirildi. Böyle bir durum 10-20 yıl önce düşünülemezdi. Akademisyen Michael Corbin, konuyla ilgili yakın tarihli bir makalesinde, “BRICS’in dolarsızlaşma ve dijital para birimi çıkarma tehdidi yakın görünmese de özellikle Rusya ve Çin’in ABD dolarının kullanıldığı finansal yapıya bir alternatif oluşturmakta kararlı olduklarına şüphe yok” değerlendirmesinde bulundu.

BRICS ve G7

Rusya ve Çin, Batı hegemonyasına karşı bir gündemi açıkça takip edebilirken, bazı BRICS üyeleri genişletilmiş BRICS’e katılımlarını diğer uluslararası gruplardaki rolleriyle birlikte gerçekleştirmekten mutlular. BRICS'in ilk üyelerinin tamamı aynı zamanda G7 üyesi. Hindistan, kendisini küresel sahnede önemli bir oyuncu olarak görüyor ve buna kendini giderek daha fazla kaptırıyor. Brezilya, BAE ve Güney Afrika'nın Batılı ülkelerle önemli siyasi ve ekonomik ortaklıkları var ve bunları diğer platformlarda da güçlendirmeye çalışacaklarına şüphe yok.

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuri Ushakov: BRICS, küresel GSYH'nin yüzde 35,6'sını, G7 ise yüzde 30,3'ünü oluştururken, satın alma gücü paritesi açısından G7'yi geride bırakıyor.

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuri Ushakov, bu yılın başlarında verdiği bir röportajda şunları söyledi:

“BRICS, küresel gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 35,6'sını, G7 ise yüzde 30,3'ünü oluştururken, satın alma gücü paritesi açısından G7'yi geride bırakıyor. BRICS, 2028 yılına gelindiğinde yüzde 27,8'e karşın yüzde 36,6 ile daha avantajlı hale gelecek. Üye ülkelerin küresel ekonomideki toplam payı 58,9 trilyon dolar. BRICS, dünya yüzölçümünün üçte birinden fazlasını (yüzde 36), dünya nüfusunun yüzde 45'ini (3,6 milyar kişi), toplam petrol üretiminin yüzde 40'ından fazlasını ve dünya emtia ihracatının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Ancak Hindistan ve Brezilya'nın bu rakamlarda büyük bir paya sahip olduğu ve BRICS'in onlar için çıkarlarını gerçekleştirebilecekleri pek çok platformdan yalnızca biri olduğu da ortada.”

Daha fazla genişleme planları da dahil olmak üzere, genişleyen BRICS içinde dikkatle yapılan dengeleme hamleleri de öngörülebilir. Mısır ve İran arasındaki ideolojik anlaşmazlıklar ve Türkiye'nin de potansiyel olarak katılımı, önümüzdeki yıllarda önemli iç gerilimlere yol açabilir.

BRICS’e katılmak için bekleme listesinde olan diğer ülkeler arasında Bolivya, Myanmar, Pakistan ve Venezeula yer alıyor. Bunların hepsi de Brezilya ve Hindistan gibi mevcut üyelerle karmaşık iç hamlelerin yapılmasına ihtiyaç duyabilir.

Eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'ın özel danışmanı ve eski Büyükelçi Stephen Sestanovich, BRICS’in göründüğü kadar bir bütün halinde olmadığını söyledi. Sestanovich’e göre Batı BRICS'te olup bitenleri dikkatlice izlemeli, ancak grubun bir bütün içinde olduğu varsayılmamalı. Sadece Ortadoğulu üyelerinin (Mısır, İran ve BAE) varlığının bile politik tutumlarındaki anlaşmazlıklara yol açabilecek farklılıklar olduğunu göstermeye yeterli olduğunu söyleyen Sestanovich, “Kazan'daki BRICS Zirvesi’nin bu farklılıklara son vermesi pek mümkün görünmüyor” diye ekledi.

Suudi Arabistan BRICS üyeliğini henüz teyit etmedi

Kazan'daki BRICS Zirvesi’nin başlıca konularından biri de yeni üye ülkelerle nasıl ilgilenileceği olacak. Yeni üyelerin katılımıyla genişleyen BRICS, yakında daha fazla üyeye mi sahip olacak yoksa yeni bir ‘ortak ülkeler’ kategorisi mi oluşturulacak? Rusya ve Çin kendilerini büyüyen bir grubun liderleri olarak görmekten memnun olsalar da diğer üyeler bu hızlı genişlemeye sıcak bakmıyorlar. Şarku’l Avsat’ın Majalla'dan aktardığı analize göre Hindistan ve Brezilya, genişletilmiş BRICS'e daha fazla üyenin, özellikle de Pakistan ve Bangladeş ya da Venezuela ve Kolombiya gibi yakın komşularının katılması halinde, bunun gruptaki rollerinin zayıflaması anlamına gelebileceğini düşünüyorlar.

Endonezya Ekonomik ve Hukuki Çalışmalar Merkezi Çin ve Endonezya Ofisi Direktörü Dr. Muhammad Zulfikar Rakhmat: BRICS, Çin'in gruptaki hakimiyeti göz önüne alındığında Batı karşıtı bir ittifak olarak görülüyor. Ancak Endonezya tarafsız olmak ve özgür ve aktif bir politika izleyerek mevcut duruşunu korumak istiyor.

BRICS'in genişleme süreci şimdiden şüphe uyandırıyor. BRICS tarafından 2023 yılında, Arjantin ve Suudi Arabistan'ın yanı sıra Mısır, Etiyopya, İran ve BAE'nin de üye olarak katılacağı duyurulmuştu. Arjantin'deki seçimler sonucu işler tersine döndü ve Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei liderliğindeki yeni hükümet politikada rota değiştirdi.

Öte yandan Suudi Arabistan henüz üyeliğini teyit etmezken, BRICS üyeliğinin artılarını ve eksilerini tartıyor. Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Ushakov daha önce Suudi Arabistan'dan Dışişleri Bakanı başkanlığında bir heyetin Kazan'a geleceğini açıklamıştı. Ancak zirveden sadece bir hafta önce Kremlin, Suudi Arabistan’ın BRICS üyeliğine dair kararsızlığını kabul etmek zorunda kaldı. Kremlin Sözcüsü Peskov, zirve gerçekleşeceğini belirterek “Suudi Arabistan'ı kimin temsil edeceği, bu zirvede temsil edilip edilmeyeceği konusunda ek bilgi sağlayacağız ve sonuç olarak bir çıkarımda bulunacağız” ifadelerini kullandı.

Endonezya tarafsız kalmayı tercih ediyor

Endonezya gibi genişletilmiş BRICS grubunun gelecekteki üyeleri olarak görülen ülkelerden de bazı tereddütler var. Endonezya merkezli Ekonomik ve Hukuki Çalışmalar Merkezi Çin ve Endonezya Ofisi Direktörü Dr. Muhammad Zulfikar Rakhmat, yaptığı değerlendirmede “BRICS, Çin'in gruptaki hakimiyeti göz önüne alındığında, Batı karşıtı bir ittifak olarak görülüyor. Ancak Endonezya tarafsız olmak ve özgür ve aktif bir politika izleyerek mevcut duruşunu korumak istiyor” dedi.

Xkkxk
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'da düzenlenen BRICS İş Forumu'nda katılımcılara hitap eden Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa'yı dinlerken, 18 Ekim 2024 (AFP)

Dr. Rakhmat, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Endonezya'nın Çin, Hindistan veya BRICS üyesi diğer ülkelerle güçlü ilişkileri var. Dolayısıyla bu ülkelerle ilişkilerimizi güçlendirmek için çok taraflı başka bir foruma ihtiyacımız yok.”

Endonezya dünyadaki nikel ihracatının yaklaşık yüzde 30'unu gerçekleştiren önemli bir ülke. Genişleyen BRICS'e üye ya da ortak ülke olarak katılmasının grup için büyük bir başarı olacağı şüphesiz.

Eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'ın özel danışmanı ve eski Büyükelçi Stephen Sestanovich: Rusya, zirveye ev sahipliği yapıyor olsa da BRICS'in en önde gelen üyesi değil. Putin, dünya sahnesinde olma fikrini seviyor ama BRICS Zirvesi Rusya'nın yalnızlığına son vermeyecek.

Kazakistan üyelik davetini değerlendirmeye devam ediyor

Gelecekte genişletilmiş BRICS'e üye olması için Çin tarafından resmi olarak desteklenen bir diğer büyük ülke ise Kazakistan. Ancak bu Orta Asya ülkesi zirveden sadece bir hafta önce, daveti Kazakistan'ın ulusal çıkarları açısından incelemeye devam ettiğini açıkladı. Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in Basın Sekreterliği tarafından yapılan açıklamada, “Kazakistan, şu an için ve büyük olasılıkla öngörülebilir gelecekte, üyeliğe giden çok aşamalı bir yol ya da bu grubun gelişme beklentileriyle ilgili diğer konular da dahil olmak üzere, gruba üyelik başvurusunda bulunmayacak” denildi. Aynı açıklamada BM'yi ‘yeri doldurulamaz küresel örgüt’ olarak tanımlayan Basın Sekreterliği, Kazakistan'ın BM'ye öncelik verdiğinin altını çizerken, BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) reform yapılmasının ileriye dönük daha iyi bir yol olacağını kaydetti.

Peki, Kazan’daki BRICS Zirvesi Rusya için büyük bir zafer olacak mı? Genişleyen BRICS'in yakın gelecekte küresel düzenin önemli bir belirleyicisi olarak konumunu sağlamlaştıracak mı?

Stephen Sestanovich bu soruların yanıtı olarak “Rusya, zirveye ev sahipliği yapıyor olsa da BRICS'in en önde gelen üyesi değil. Putin, dünya sahnesinde olma fikrini seviyor ama BRICS Zirvesi Rusya'nın yalnızlığına son vermeyecek” diye konuştu. 

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.