Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun ulusa seslendi

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, ulusa sesleniş konuşmasında yerel seçimler öncesi ülkedeki muhtemel tehditlere ve risklere değindi

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, vefatından önce Abdülkadir bin Salih ile birlikte (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, vefatından önce Abdülkadir bin Salih ile birlikte (AFP)
TT

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun ulusa seslendi

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, vefatından önce Abdülkadir bin Salih ile birlikte (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, vefatından önce Abdülkadir bin Salih ile birlikte (AFP)

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, geçen Haziran ayında yapılan yasama seçimlerinde "Çete’ye mensup 750 kişinin aday olmaya çalıştığını" söyledi.
“Çete” kelimesi, yolsuzluğu ve zimmete para geçirmeyi simgeleyen Buteflika dönemindeki bazı siyasileri tanımlamak için resmi söylemde ve medyada sıkça kullanılıyor. 22 Şubat 2019'da Buteflika’yı ve üst düzey yetkililerini deviren halk hareketinin patlak vermesinin ardından güvenlik güçleri, onlarla bağlantısı olan yüzlerce iş insanının parlamento adaylığını iptal etmiş ve siyaset yasağı koymuştu.
Tebbun bu konuda, “Valiler, yolsuzluk yapan zenginlerin aday olma girişimlerine karşı çok uyanık olmalılar” açıklamasında bulundu. Bu, 27 Kasım'da yapılması planlanan belediye seçimleri anlamına geliyor. Yerel seçimlerde aday listelerinin elenmesinde valinin en önemli halka olduğu ve dilediği kişinin adaylığını iptal etmek gibi geniş yetkilere sahip olduğu biliniyor. Kanun ayrıca, vali, hükümet tarafından atanmış, belediye başkanı, halk tarafından seçilmiş olmasına rağmen valiye belediye başkanını görevden alma yetkisi veriyor.
Cezayir Cumhurbaşkanı bazı Cezayirlilere, "Cezayir'in vurucu bir güç olduğunu bilmediklerini" söyleyerek sitem etti. Ona göre tüm dünya bunu kabul ederken, onların bir "istisna" oluşturduğunu belirtti. Ülkesinin bir "barış getiren" bir ülke olduğunu vurguladı.
Dün hükümetinin başkentte 58 valiyle yerel kalkınma projelerini görüşmek üzere yaptığı toplantıda Tebbun, "bazı kimseleri" “ulusal onurunu kaybetmekle” nitelendirerek eleştirdi. Bu kimselerin kim olduklarından bahsetmeden "ülkelerini küçük düşürmek için her gün çalıştıklarına" dikkat çekti. Ancak sözlerinden, hedefin güncel siyasi meseleleri yoğun bir şekilde ele alan ve sosyal medya üzerinden yaptıkları müdahaleleri geniş çapta takip edilen yurt dışındaki muhalifler olduğu anlaşıldı. Çok sayıda kişinin yurt dışındaki muhalifleriyle ilişkisi olduğu şüphesiyle hapse atıldığı biliniyor.
Cumhurbaşkanı Cezayir'in nasıl bir "vurucu güç" olduğunu da açıklamadı. Ancak resmi siyasi söylemde de yaygın olan bu ifade, Cezayir’in, Mali ve Libya krizleri gibi bölgesel sorunların çözümünde "önemli" roller üstlenmesinden ve son zamanlarda Rönesans Barajı krizinin taraflarıyla çözüm bulmak için çalışmalara başlamasından dolayı kullanılıyor olabilir. Cumhurbaşkanının, ülkesini "barış getiren" olarak tanımlamasının nedeni de bu olabilir.
Ekonomik alanda Tebbun, 2020 yılında hidrokarbon dışı ihracat gelirinin 1 milyar 900 milyon dolar olduğunu doğruladı. Cezayir, Tebbun’un uzun yıllar İskan ve Ticaret Bakanı, ardından sadece iki ay Başbakan olarak yer aldığı Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika iktidarı döneminden bu yana son 20 yıl içinde ilk kez bu rakamlara ulaşmayı başarabildi.
Tebboune, 2021 yılı itibariyle hidrokarbon dışı ihracat gelirinin yılbaşından bu yana 3 milyar dolara ulaştığını ve yılsonuna kadar 405 milyon dolar daha getiri sağlamasının beklendiğini ifade etti. Ancak Cumhurbaşkanı hangi ürünlerin ihraç edilerek bu benzersiz rakama ulaşıldığını açıklamadı.
Cezayir ekonomisinin tamamen uluslararası piyasalardaki petrol fiyatına bağlı olduğu biliniyor. Cezayir’in döviz rezervleri 2014 yılında 200 milyar dolar civarındaydı ancak Maliye Bakanlığı'nın aktardığına göre akaryakıt fiyatlarının düşmesinden bu yana petrol gelirleri azaldı ve döviz rezervleri 2020 sonu itibariyle 30 milyar dolara yaklaştı.
Diğer yandan Cumhurbaşkanı, 29 Eylül itibariyle bir Çin laboratuvarı ile ortaklaşa Cezayir'de bir Kovid-19 aşısının ilk dozunun üretileceğini duyurdu. Ülkenin "günde 500 bin litre tıbbi oksijen üretme kapasitesine sahip olduğunu" belirtti.
Geçtiğimiz Temmuz ve Ağustos aylarında, devlet hastaneleri ve kliniklerinde Kovid-19 hastası yüzlerce kişi oksijen tüplerinin tükenmesi nedeniyle hayatını kaybetmişti.
Tebbun konuşmasında, Cezayir'deki üniversite ve enstitülerin her yıl daha yüksek dereceler elde eden çeyrek milyon kişinin mezuniyetine tanık olduğunun altını çizdi. Yıllık doğum rakamlarının 850 bin civarından olduğunu aktardı. Ekonominin yeni mezunları işgücü piyasasına kazandırmak ve 45 milyona ulaşan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için büyük bir üretim kapasitesine ihtiyaç duyduğunu atıfta bulundu.



Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.


Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
TT

Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dün yaptığı açıklamada, Filistin Yönetimi'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ni Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeridi'nden ayırma veya Şeridi yeniden işgal etme ya da herhangi bir bölümünü ilhak etme planlarını kabul etmeyeceğini belirtti.

Şu anda İtalya'yı ziyaret eden Abbas, Gazze Şeridi'nde güvenlik veya askeri çözümlerin olmadığını, Şeridin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Filistin Haber Ajansı, Abbas'ın İtalyan Dışişleri Bakanı'na işgal altındaki Filistin topraklarındaki son gelişmeler, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin güçlendirilmesi çabaları ve Başkan Donald Trump'ın planının ikinci aşamasının uygulanması hakkında bilgi verdiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu aşama, Hamas yönetiminin sona erdirilmesi, İsrail'in çekilmesi, yeniden yapılanma ve yerinden edilmenin önlenmesini içeriyor.