ABD’li üç komutan Afganistan konusunda Kongrenin önüne çıkıyor

İki parti, komutanlardan " kaotik geri çekilmenin" ve geride bırakılmış silahların hesabını sorma sözü verdi.

Afganistan'ın başkenti Kabil'de bir kanalın kenarında yürüyen iki çocuk (AFP)
Afganistan'ın başkenti Kabil'de bir kanalın kenarında yürüyen iki çocuk (AFP)
TT

ABD’li üç komutan Afganistan konusunda Kongrenin önüne çıkıyor

Afganistan'ın başkenti Kabil'de bir kanalın kenarında yürüyen iki çocuk (AFP)
Afganistan'ın başkenti Kabil'de bir kanalın kenarında yürüyen iki çocuk (AFP)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Genelkurmay Başkanı Mark Milley ve ABD Merkez Komutanlığı Komutanı Kenneth McKenzie, Afganistan'dan çekilmenin tamamlanmasından sonra ilk kez Salı sabahı Kongre'nin önüne çıkacak.
Askeri üçlü, Salı günü Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi huzurundaki ilk oturumda, Çarşamba günü de Temsilciler Meclisi’ndeki Silahlı Kuvvetler Komitesi huzurundaki ikinci oturumda bu oturumların tarihinin belirlenmesini uzun zamandır bekleyen iki partinin milletvekillerinin gazabıyla karşı karşıya kalacak.
Oturumların atmosferinin gergin olacağı daha oturum başlamadan kendini belli ediyor. Zira daha önce, Senato Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Demokrat Jack Reed, askeri üst düzey yöneticilerden “kaotik geri çekilmenin” hesabını soracağına söz vermiş ve oturuma ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Amerikan güçlerinin Afganistan'dan çekilmesini tamamlamamıza ve 100.000'den fazla sivili tahliye etmemize rağmen geri çekilmemize eşlik eden olaylardan ve devam eden insani krizden derin endişe duyuyorum. Genel olarak Kongre'nin ve özel olarak komitemizin görevi, Afganistan'daki durumdan çıkardığımız dersleri sunmak ve en üst düzey yetkililerden hesap sorulmasını sağlamak için oturumlar düzenlemektir."
Açıklamanın, özellikle Reid gibi ılımlı bir Demokrat tarafından yapılmış olması büyük bir önem taşıyor. Ilımlı bir isimden gelen bu açıklama, geri çekilme yöntemini değerlendirmeye ve uygulama stratejisi sırasında yapılan hataları vurgulamaya çalışan Kongre'deki genel atmosferi yansıtıyor.
Çok sayıda milletvekili, Afgan hükümetinin ve Afgan ordusunun hızlı düşüşü ışığında sahadaki durumu kötü değerlendirmeleri nedeniyle Kongre karşısına çıkacak askeri liderler de dahil olmak üzere Biden yönetiminin önde gelen isimlerini istifaya çağırdı.
Milletvekilleri şüphesiz Milley'e Ağustos ayında Pentagon'da yaptığı basın açıklaması konusunda baskı yapacaklar. Milley, açıklamasında "Afgan ordusunun ve Afgan hükümetinin 11 gün içinde düşeceğini gösteren ne benim ne de başka birinin gördüğü bir belirti vardı” ifadelerini kullanmıştı.

İstihbarat Raporlarından Gizliliğin Kaldırılması
Cumhuriyetçiler, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin elinde Afganistan'ın çok hızlı bir şekilde "Taliban" hareketinin eline geçme olasılığını tahmin eden istihbarat raporları olduğunu iddia ediyorlar. Bu bağlamda, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde kıdemli Cumhuriyetçi Mike McCaul, ABD yönetimine, Afganistan'a ilişkin istihbarat raporlarından gizliliğin kaldırılması çağrısında bulundu. McCaul, Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları ile Ulusal İstihbarat Dairesi'ne istihbarat raporlarına erişim talebinde bulunan bir mektup yazarak, "Kongre'nin Afganistan'daki durumu değerlendiren ve yönetimin kaotik tahliye ile ilgili kararlar almasına neden olan unsurları belirten tüm istihbarat raporlarına ulaşması zorunludur. Bu raporların, yönetimin Afganistan'daki en kötü senaryoyla yüzleşme planları üzerindeki etkisini değerlendirmek istiyorum” dedi.
Askeri üçlünün, Afganistan'da yanlışlıkla sivilleri öldüren ABD baskınına ilave olarak, ABD güçlerinin geri çekilirken arkalarında bıraktıkları ve Taliban’ın eline geçen silahlarla ilgili ayrıntılı sorularla karşı karşıya kalması bekleniyor.

Milley ve Trump
Milley, Afganistan dosyasına ilave olarak, Bob Woodward'ın "The Danger" adlı kitabından derlenen bilgiler çerçevesinde, eski ABD Başkanı Donald Trump dönemindeki tartışmalı pozisyonlarıyla ilgili başka sorularla da karşı karşıya kalacak. Woodward kitabında, Milley'in, Trump'ın Çin ve İran'a askeri saldırı başlatmasını engellemek için olağanüstü adımlar attığını, Cumhuriyetçilerin bu adımları yasadışı olarak nitelendirdiğini ve bazı kimselerin Biden'dan bu nedenle Milley'i görevden almasını istediğini yazdı. Ancak ABD Başkanı, salı ve çarşamba günleri eleştirmenlerin sorularını yanıtlamak zorunda kalacak olan genelkurmay başkanına duyduğu güveni dile getirdi.



Kuzey Kore lideri Kim, "Rusya ile ilişkilerin daha fazla güçlendirileceği" mesajı verdi

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pyongyang'daki toplantıya katıldı (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pyongyang'daki toplantıya katıldı (AP)
TT

Kuzey Kore lideri Kim, "Rusya ile ilişkilerin daha fazla güçlendirileceği" mesajı verdi

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pyongyang'daki toplantıya katıldı (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pyongyang'daki toplantıya katıldı (AP)

Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansının (KCNA) haberine göre, Kim'in katılımıyla Kore İşçi Partisinin (WPK) 16'ncı politbüro toplantısı 20 Eylül'de gerçekleştirildi.

Toplantıda, Kim'in, Rusya'ya düzenlediği resmi ziyaretin sonuçlarına ilişkin rapor sunuldu.

Raporda, Kim'in, Putin'in daveti üzerine 12-17 Eylül tarihlerinde Rusya'nın çeşitli bölgelerini ziyaret ettiği bildirilerek, son ziyaretin Kuzey Kore-Rusya ilişkilerini "yeni çağın gereklerine uygun olarak yeni bir stratejik düzeye" taşıdığı aktarıldı.

Söz konusu ziyaretin ayrıca dünyanın jeopolitik durumunda "köklü bir değişiklik" getirdiği kaydedilen raporda, Kim'in Kuzey Kore-Rusya ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik uzun vadeli planları yer aldı.

Kim, politbüro toplantısında, Rusya ile "iyi komşuluk ve işbirliği bağlarının daha da güçlendirilmesi, ikili ilişkilerin tüm alanlarda daha da etkinleştirilmesi ve ziyarette elde edilen başarıların pekiştirilmesi için" adımlar atılması gerektiğini vurguladı.

Öte yandan, söz konusu adımların ne olacağına dair bilgi verilmedi.

Kim ile Putin 13 Eylül'de bir araya geldi

Kim, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 13 Eylül'de Rusya'nın Amur bölgesindeki Vostonçniy Uzay Üssü'nde görüşmüştü.

Kim Jong-un ile müzakereleri "verimli" olarak nitelendiren Putin de bölgedeki durum ve ikili ilişkiler konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını belirtmişti.


İran Cumhurbaşkanı: Ermenistan ile sınırımızda herhangi bir değişikliği reddediyoruz

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AP)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AP)
TT

İran Cumhurbaşkanı: Ermenistan ile sınırımızda herhangi bir değişikliği reddediyoruz

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AP)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AP)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Tahran’ın Ermenistan ile olan mevcut sınırında herhangi bir değişikliği reddettiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Alemu’l-Arabi Haber Ajansı’ndan (AWP) aktardığı habere göre, Reisi söz konusu açıklamayı, Silahlı Kuvvetlerin askeri geçit töreni sırasında yaptı.

Öte yandan, İran Dışişleri Bakanlığı, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki tartışmalı Dağlık Karabağ bölgesinde ateşkes konusunda varılan anlaşmadan duyulan memnuniyeti ifade etti.

Bakanlık tarafından dün yapılan açıklamada, bölge ülkelerinin toprak bütünlüğüne ve uluslararası düzeyde tanınmış sınırlarına tam saygı gösterilmesi çağrısında bulunuldu. Ayrıca, Dağlık Karabağ halkının hak ve güvenliğinin sağlanması gerektiği ifade edildi.


Rusya’dan büyük füze saldırısı... Ukrayna, Kırım’daki bir havaalanını hedef alıyor

Bir itfaiyeci, Kiev’de Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik füze saldırısında hasar gören bir yerleşim bölgesinde çalışıyor (Reuters)
Bir itfaiyeci, Kiev’de Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik füze saldırısında hasar gören bir yerleşim bölgesinde çalışıyor (Reuters)
TT

Rusya’dan büyük füze saldırısı... Ukrayna, Kırım’daki bir havaalanını hedef alıyor

Bir itfaiyeci, Kiev’de Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik füze saldırısında hasar gören bir yerleşim bölgesinde çalışıyor (Reuters)
Bir itfaiyeci, Kiev’de Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik füze saldırısında hasar gören bir yerleşim bölgesinde çalışıyor (Reuters)

Ukrayna, 21 Eylül Perşembe günü, Rusya’nın gece ülkenin çeşitli yerlerine düzenlediği geniş çaplı füze saldırısının ardından ‘zorlu aylar’ yaşanacağı uyarısında bulundu. Saldırılar, Ukrayna’nın orta ve batısındaki altyapıya zarar vererek, altı aydan beri ilk kez enerji tesislerinin hasar görmesine ve beş bölgede elektrik kesintilerine neden oldu. Kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte Kiev’deki yetkililer, Rusya’nın 2022’de benimsediği, halkın elektriğini ve ısınmasını kesmek için enerji tesislerini hedef almaya dayalı bir stratejiyi tekrarlayacağından endişe ediyor.

Kiev güçleri, Kırım’ın batısında Rus kontrolündeki Saki hava üssüne önce insansız hava araçları (İHA), ardından Neptün seyir füzeleri kullanarak saldırı başlattı. Ukrayna ordusu, Ukrayna yarımadasındaki Saki kenti yakınlarında bulunan Rus askeri havaalanını vurduğunu açıkladı. Ordu, Ukrayna Savunma Kuvvetlerinin, işgalcilerin Saki kenti yakınlarındaki askeri havaalanına ortak saldırı düzenlediğini ve işgalcilere ağır kayıplar verdirdiklerini açıkladı. Rus ordusu, Ukrayna’nın İHA saldırılarını doğrularken, insan ve maddi kayıplarla ilgili ayrıntıya girmeden 19 İHA’yı imha ettiğini belirtti.

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, daha fazla ABD silahının sağlanmasına yönelik görüşmeler için dün Washington’a gitti. Rusya’nın büyük çaplı füze saldırısının ardından Kiev için hava savunma silahlarının öncelik taşıdığına dikkat çeken Zelenskiy, Telegram platformunda paylaşımda bulunarak, “Bugün Washington’da önemli görüşmeler var” dedi. Vladimir Zelenskiy ayrıca, Ukrayna’nın hava savunma silahlarının güvence altına alınmasının en önemli noktalar arasında yer aldığını vurguladı.


Almanya: Rusya BM’de izole edildi

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock (DPA)
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock (DPA)
TT

Almanya: Rusya BM’de izole edildi

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock (DPA)
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock (DPA)

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaş nedeniyle Birleşmiş Milletler (BM) içerisinde izole edildiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın DPA’dan aktardığı habere göre, Baerbock, BM Genel Kuruluna katılımının sonunda yaptığı açıklamada, “Moskova, Birleşmiş Milletler Antlaşmasını sürekli olarak ihlal etmesi nedeniyle Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi’nde açık eleştirilere maruz kaldı. Rusya izole edildi” dedi.

Baerbock, Rusya’nın sürdürülebilir kalkınma ve küresel sağlıkla ilgili önemli açıklamaları sorgulamaya çalıştığında özellikle Afrika, Latin Amerika ve Asya ülkelerinden gelen sert rüzgarlarla karşı karşıya kaldığını ekledi.

Baerbock, geçtiğimiz gazar gününden itibaren BM Genel Kurulu oturumlarına katılıyordu.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, BM’deki görüşmelerini çarşamba akşamı sonlandırıp Berlin’e dönerken, Baerbock bir gün daha kaldı.

Baerbock, BM Güvenlik Konseyi’nin acil toplantısında, Güney Kafkasya’da ağırlıklı olarak Ermenilerin yaşadığı ve Azerbaycan birlikleri tarafından fethedilen Dağlık Karabağ bölgesindeki durum hakkında da konuştu.

Baerbock, BM’de köklü bir reform yapılması gerektiğine ilişkin tartışmalara değinerek, “Birçok insan, haklı olarak, BM’nin kalp atışlarının artık düzgün çalışmadığı hissine sahip. Bu, dünyanın New York’ta ‘onu en azından biraz olsun doğru yola döndürmek için’ bir araya gelmesinin önemini daha da artırıyor” dedi.

Alman bakan, “Bu yoğun hafta bana şunu gösterdi: Dünyanın büyük çoğunluğu daha fazla uluslararası işbirliği ve ortak çözümler bulmak istiyor” diye ekledi.


SYRIZA Genel Başkanlığı için yarışan Kaselakis'in "KKTC gafı" topa tutuldu

Kaselakis, ABD'de öğrenciyken Joe Biden'ın 2008'deki Demokrat Parti aday adaylığı için yürüttüğü kampanyaya katılmıştı (AA)
Kaselakis, ABD'de öğrenciyken Joe Biden'ın 2008'deki Demokrat Parti aday adaylığı için yürüttüğü kampanyaya katılmıştı (AA)
TT

SYRIZA Genel Başkanlığı için yarışan Kaselakis'in "KKTC gafı" topa tutuldu

Kaselakis, ABD'de öğrenciyken Joe Biden'ın 2008'deki Demokrat Parti aday adaylığı için yürüttüğü kampanyaya katılmıştı (AA)
Kaselakis, ABD'de öğrenciyken Joe Biden'ın 2008'deki Demokrat Parti aday adaylığı için yürüttüğü kampanyaya katılmıştı (AA)

Yunanistan'da ana muhalefet partisi Radikal Sol Koalisyon'un (SYRIZA) liderliği için yarışan Stefanos Kaselakis, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni (KKTC) "devletçik" diye tanımlayınca eleştiri topladı.

Kaselakis, başkent Atina'nın 4 kilometre batısında yer alan Egaleo şehrinde dün yaptığı basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki (BMGK) konuşmasına değindi.

Erdoğan, salı günü BMGK'deki açıklamasında "Uluslararası toplumu, KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz" demişti. KKTC, Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmıyor.

Kaselakis ise Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in bu talebe karşı sessiz kalmasını eleştirerek, "Miçotakis'in Erdoğan'ın Kıbrıs'taki devletçiğini, yani adanın kuzey kısmını tanıma davetine tepki göstermemesi kabul edilemez" dedi.

Fakat 35 yaşındaki Kaselakis, toplantıdaki bir gazetecinin "devletçik" kelimesine dikkat çekmesi üzerine açıklamasını hemen düzelterek "sözümona devlet" ifadesini kullandı. 

Parti liderliği yarışında Kaselakis'e karşı mücadele eden Efi Ahçioğlu ise bunun kabul edilemez bir hata olduğunu belirterek, "Çok ciddi bir yanlış yaptı. Dış politikamızın en kritik konularından biri hakkındaki cehaletini ortaya koydu. Bu bizi endişelendirmelidir" dedi. 

Kaselakis, bugün Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, yoğun kampanya döneminde "yorgun ve uykusuz" kaldığını söyleyerek bu nedenle yanlış bir ifade kullandığını savundu. 

SYRIZA, hazirandaki seçimlerde Miçotakis'in partisi Yeni Demokrasi karşısında ağır yenilgiye uğrayınca, Aleksis Çipras parti liderliğinden istifa etmişti.

Partinin genel başkanlığı için 17 Eylül'de yapılan seçimlerde Kaselakis yüzde 45,4, Ahçioğlu ise yüzde 36,2 oy almıştı. Diğer adaylardan Öklid Çakalatos yüzde 8,8 ve Nikos Papas yüzde 8,7 oy alırken, Stefanos Cumakas ise yüzde 2'nin altında kalmıştı. 

Hiçbir adayın parti lideri olmak için yeterli çoğunluğa ulaşamadığı seçimlerde Kaselakis ve Ahçioğlu, pazar günü yapılacak ikinci turda tekrar yarışacak. 

38 yaşındaki Ahçioğlu, Kasım 2016-Temmuz 2019 döneminde Çipras hükümetinde Çalışma Bakanı olarak görev yapmıştı.

Matematikteki üstün başarısı dolayısıyla burs kazanarak 14 yaşında ABD'ye giden Kaselakis ise finans eğitimi aldıktan sonra bankacılık devi Goldman Sachs'ta çalışmış, ardından kendi deniz taşımacılığı firmasını kurmuştu.

Independent Türkçe


Ryabkov: Mahkum takası Washington ile Tahran arasındaki ilişkileri değiştirmeyecek

İran'ın Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Baş Nükleer Müzakerecisi Ali Bagheri Kani, geçtiğimiz ay Tahran'da Rus mevkidaşı Sergey Ryabkov'u ağırladı. (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran'ın Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Baş Nükleer Müzakerecisi Ali Bagheri Kani, geçtiğimiz ay Tahran'da Rus mevkidaşı Sergey Ryabkov'u ağırladı. (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

Ryabkov: Mahkum takası Washington ile Tahran arasındaki ilişkileri değiştirmeyecek

İran'ın Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Baş Nükleer Müzakerecisi Ali Bagheri Kani, geçtiğimiz ay Tahran'da Rus mevkidaşı Sergey Ryabkov'u ağırladı. (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran'ın Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Baş Nükleer Müzakerecisi Ali Bagheri Kani, geçtiğimiz ay Tahran'da Rus mevkidaşı Sergey Ryabkov'u ağırladı. (İran Dışişleri Bakanlığı)

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov dün (perşembe) yaptığı açıklamada, Moskova'nın ABD ile İran arasındaki mahkûm değişiminin Tahran ile Washington arasındaki ilişkilerde radikal değişikliklere yol açmayacağına inandığını söyledi.

Ryabkov, Sputnik'e yaptığı açıklamada, ABD ile İran arasındaki mahkûm değişimi ile Kapsamlı Ortak Eylem Planı’na ilişkin diyaloğun yeniden başlaması arasında doğrudan bir ilişki olmadığını, ancak bunun karşılıklı anlayışın mümkün olduğu anlamına geldiğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığına göre Ryabkov, Mart 2022'den beri sekteye uğrayan nükleer müzakerelere atıfta bulunarak, “Batılı meslektaşları sağlam mantık gösterirse, Rusya'nın Viyana'daki Kapsamlı Ortak Eylem Planı üzerinde çalışmaya devam etmeye hazır olduğunu” doğruladı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçtiğimiz Temmuz ayında nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması yönünde herhangi bir ek anlayış beklentisinin “2024 ABD başkanlık seçimlerine bir yıldan biraz fazla süre kaldığı mevcut koşullar altında gerçekçi olmadığını” söyleyerek nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasına karşı çıktı.

Beş kişi, Washington ile Tahran arasında, ABD'nin müttefiki Güney Kore tarafından dondurulan altı milyar dolar değerindeki varlıkların serbest bırakılmasını öngören bir mahkûm değişim anlaşmasının parçası olarak serbest bırakıldı.

Ryabkov'un açıklaması, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun ülkenin en yüksek güvenlik aygıtından bir yetkiliyle görüşmelerde bulunduğu Tahran'a yaptığı ziyaretin ertesi günü geldi. Şoygu, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) ait balistik füzeler ve insansız hava araçlarından (İHA) oluşan sergiyi gezmeden önce İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve İran Savunma Bakanı Muhammed Rıza Aştiyani ile görüştü.

Rusya’nın 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından Batı'nın yaptırımlara başvurması nedeniyle Tahran ve Moskova özellikle askeri alandaki ikili ilişkilerini güçlendirdi.

Ryabkov geçtiğimiz ay, Washington'un Tahran'dan Moskova'ya İHA satmayı bırakmasını istediğini belirten bir raporun ardından Rusya'nın İran'la askeri iş birliğinin jeopolitik baskıya maruz kalmayacağını söylemişti.

İran, Rusya'ya İHA gönderdiğini kabul ediyor, ancak bunların Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinden önce gönderildiğini söylüyor. Moskova, askerî kuvvetlerinin Ukrayna'da İran İHA’larını kullandığını reddediyor.


Dağlık Karabağ’ın geleceği konusundaki ‘zorlu müzakerelerde’ bir sonuca varıldı mı?

Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)
Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)
TT

Dağlık Karabağ’ın geleceği konusundaki ‘zorlu müzakerelerde’ bir sonuca varıldı mı?

Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)
Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)

Dağlık Karabağ ve Azerbaycan hükümetinden temsilciler, bölgenin geleceğini tartışmak üzere dün bir araya geldi.

Müzakerelerin ilk turu, bölgenin geleceğine ilişkin nihai düzenlemelerde ana hatların belirlenmesine bir yol açtı.

Ermeni kaynaklarına göre, bölgesel liderler ile Azerbaycan hükümeti arasındaki ‘zorlu görüşmeler’, bölgedeki Ermeni nüfusun Azerbaycan’a ‘yeniden entegrasyonu’ konusuna odaklandı.

Azerbaycan’ın Yevlah şehrindeki diyalog turunda herhangi bir ilerleme sağlanamadı. Buna rağmen Bakü, yerleşim anlaşması taslağını Ermeni tarafına teslim ettiğini duyurdu.

Bakü, bölge sakinlerinin sosyal ve ekonomik entegrasyonuna yönelik bir plan açıklayarak diyaloğun önünü açtı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın Özel Görevler Temsilcisi Elçin Emirbeyov, “Karabağ Ermenileri ile Azerbaycan arasındaki tüm sorunların bir toplantıda çözülmesini beklemek zor” dedi.

Erivan ile Bakü arasında çözülmemiş konular, özellikle de sınırların çizilmesi, ticaret koridorlarının açılması ve nihai bir barış anlaşmasına varılmasına yönelik mekanizmalar bu turda gündeme getirilmedi.

Bu nokta, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev ile yaptığı telefon görüşmesinde de konuşulan konulardan biriydi.

Kremlin, telefon görüşmesi sonrasında ‘nihai çözüme yönelik mekanizmalara ulaşmanın mümkün olacağını’ belirtti.

Putin ayrıca, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile de görüşerek, Dağlık Karabağ’daki yeni şiddet dalgasının azalmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Paşinyan kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, Rusya’nın ‘Azerbaycan’ın saldırganlığını durduramamasından’ duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek, Rus barış güçlerinin görevinde başarısız olduğunu öne sürdü.


Çin, BM’ye Tayvan’a yönelik ‘güçlü iradesini’ hafife almaması çağrısında bulundu

Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Han Zheng, BM Genel Kurulu önünde konuşuyor (AFP)
Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Han Zheng, BM Genel Kurulu önünde konuşuyor (AFP)
TT

Çin, BM’ye Tayvan’a yönelik ‘güçlü iradesini’ hafife almaması çağrısında bulundu

Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Han Zheng, BM Genel Kurulu önünde konuşuyor (AFP)
Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Han Zheng, BM Genel Kurulu önünde konuşuyor (AFP)

Çin, Birleşmiş Milletler’e (BM) Tayvan’a yönelik ‘güçlü iradesini’ hafife almaması çağrısında bulunarak, Pekin’in Tayvan ile ‘yeniden birleşme’ için barışçıl yolları tercih ettiğini vurguladı.

Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Han Zheng, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Tayvan’ın Çin’in ‘vazgeçilmez bir parçası’ olduğu yönündeki tutumunu tekrarladı.

Han Zheng, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:

“Çin’in tamamen yeniden birleşmesinin farkına varılması, Çin ulusunun ortak arzusudur. En büyük samimiyetle ve azami çabayla barışçıl yeniden birleşme için çalışmaya devam edeceğiz.”

Neredeyse tüm ülkeler Taipei yerine Pekin’i tanıyor, ancak ABD adanın en güçlü müttefiki ve ona önemli askeri destek sağlıyor.

Bazı ABD’li yetkililer, özellikle Tayvan’ın bağımsızlığını resmen ilan etmek için hamle yapması halinde, Çin’in adayı güç kullanarak ele geçirme hazırlıklarını hızlandıracağı yönündeki endişelerini dile getirdi.

Uzmanlar, Pekin’in, Rusya’nın işgalden bir buçuk yıl sonra hala hedeflerine ulaşamadığı Ukrayna’dan ders almış olabileceğine inanıyor.

Ukrayna’daki savaş konusunda Çin, Kremlin’e verdiği desteği açıklamış olmasına rağmen, kendisini tarafsız olarak konumlandırmaya çalışıyor.

Han Zheng, Çin’in Ukrayna’ya yönelik düşmanlıkların durdurulmasını ve barış görüşmelerinin yeniden başlatılmasını istediğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

“Çin, Ukrayna krizinin barışçıl çözümüne yardımcı olan tüm çabaları destekliyor. Barışın bir an önce sağlanması için yapıcı bir rol oynamaya devam etmeye hazırız.”

Çin Devlet Başkanı Yardımcısı, BM Genel Kurulu’nun oturum aralarında, iki ülke arasındaki sorunlu ilişkiyi sakinleştirmek amacıyla ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile görüştü.


Pakistan: Artan Hindu milliyetçiliği dalgası uluslararası toplum için endişe konusu

Pakistan’da geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar(solda), Birleşmiş Milletler'in (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR) açıklamalarda bulundu (AA)
Pakistan’da geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar(solda), Birleşmiş Milletler'in (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR) açıklamalarda bulundu (AA)
TT

Pakistan: Artan Hindu milliyetçiliği dalgası uluslararası toplum için endişe konusu

Pakistan’da geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar(solda), Birleşmiş Milletler'in (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR) açıklamalarda bulundu (AA)
Pakistan’da geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar(solda), Birleşmiş Milletler'in (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR) açıklamalarda bulundu (AA)

Dawn gazetesindeki habere göre, Kakar, Birleşmiş Milletler'in (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York'ta, düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR) açıklamalarda bulundu.

Kakar, Müslüman karşıtlığından esinlenen artan Hindutva veya Hindu milliyetçiliğinin ABD dahil uluslararası toplum için derin bir endişe meselesi olduğunu ifade ederek, Hindutva ideologlarının bölgenin ötesine geçerek cesaretlendiklerini ve Kanada'da "Sih lider Hardeep Singh Nijjar'ın" öldürülmesinin bu uğursuz eğilimin bir yansıması olduğunu ifade etti.

Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin Hindu milliyetçiliği ideolojisini, Kanada'da öldürülen ayrılıkçı Sihler ile ilişkilendiren Kakar, Batı başkentlerinin ekonomik ve stratejik nedenlerden dolayı bu gerçeği görmezden gelmeyi tercih ettiğini vurguladı.

Kakar, Pakistan’ın Hindistan ile barışçıl ilişkiler kurma arzusunun devam ettiğine dikkati çekerek, bu arayışın Yeni Delhi hükümetinin karşılıklı samimiyetini gerektirdiğini belirtti.

Hindistan'ın 5 Ağustos 2019'da Cammu Keşmir’in özel statüsünü kaldırmasına atıfta bulunan Kakar, Yeni Delhi’nin adımlarının tüm bölgeyi karanlığa sürüklediğini dile getirdi.

Kakar, Cammu Keşmir'de kötüleşen insan hakları ihlallerinden endişe duyduklarını ifade ederek, ABD'ye Cammu Keşmir sorununun barışçıl ve bölge halkının istekleri doğrultusunda çözümü için Hindistan üzerindeki nüfuzunu kullanma çağrısında bulundu.

"Herhangi bir politik kampta yer almak istemiyoruz"

Güçlü Pakistan-ABD ilişkisinin Güney Asya ve ötesinde istikrar ve ilerleme için bir güç olabileceğini belirten Kakar, İslamabad'ın, Washington ve barışçıl, müreffeh dünya vizyonuna sahip tüm partnerler ile çalışmaya hazır olduğunu vurguladı.

Pakistan'ın hem ABD hem de Çin ile ilişkilerini sürdürme kararlılığına dikkati çeken Kakar, ülkesinin herhangi bir politik kampta yer almak istemediğini kaydetti.


Senegal: Nijer’de diplomatik çözüm ‘hala mümkün’

Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde yaptığı konuşma sırasında (AFP)
Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde yaptığı konuşma sırasında (AFP)
TT

Senegal: Nijer’de diplomatik çözüm ‘hala mümkün’

Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde yaptığı konuşma sırasında (AFP)
Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde yaptığı konuşma sırasında (AFP)

Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, seçilmiş cumhurbaşkanını deviren askeri darbeden yaklaşık iki ay sonra Nijer’de diplomatik bir çözümün ‘hala mümkün’ olduğunu söyledi.

Senegal’in de üyesi olduğu Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), ülkede diplomatik baskının sivil yönetimi yeniden tesis etmede başarısız olması halinde Nijer’e askeri müdahalede bulunma tehdidinde bulundu.

Nijer ordusu 26 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum’u devirdi ve Bazum o tarihten bu yana ailesiyle birlikte evinde gözaltında tutuluyor.

Sall, Radio France Internationale’a ve France 24’e verdiği röportajda “Umarım sonunda akıl galip gelir (...) Akılcı bir şekilde ilerleyerek çözüme ulaşmak hâlâ mümkün” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığı habere göre Sall, Nijer’deki darbe liderlerine ‘onları askeri müdahale olacak nihai karara itmemeleri’ çağrısında bulundu.

New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarının oturum aralarında Sall “Bu son askeri seçenek ve ancak tüm yollar gerçekten tüketildiğinde gerçekleştirilebilir” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Bola Tinubu’nun ECOWAS başkanlığını yürüttüğü Nijerya’nın diplomatik çözüm bulmak için elinden geleni yaptığını da vurguladı.

Ayrıca “Kendisinden farklı yaklaşımlarının sonuçlarını bize bildirmesini bekliyorum ki bunları değerlendirip ortak bir karara varabilelim” ifadelerini de sözlerine ekledi. ECOWAS liderleri, Nijer’in Mali, Burkina Faso ve Gine’den sonra 2020’den bu yana darbeye tanık olan dördüncü Batı Afrika ülkesi olduğunu, bu nedenle harekete geçmelerinin gerektiğini söyledi.