Ürdün ve Suriye'den ‘tam kapsamlı ilişkilere’ dönüş adımı

Cabir Sınır Kapısı (Reuters)
Cabir Sınır Kapısı (Reuters)
TT

Ürdün ve Suriye'den ‘tam kapsamlı ilişkilere’ dönüş adımı

Cabir Sınır Kapısı (Reuters)
Cabir Sınır Kapısı (Reuters)

Ürdün-Suriye ilişkileri artan bir hızla canlanıyor. İlişkiler, iki hükümetin yetkili bakanlarının düzenlediği teknik toplantılarda, ekonomik açıdan nitelik kazandı. Sürecin güvenlik ve politik örtüsü, geçtiğimiz hafta Amman'da Ürdün ordusu komutanı ile Suriyeli mevkidaşı arasında gerçekleşen bir görüşmeyle başlatılan iki komşu arasındaki üst düzey temaslarla gün yüzüne çıktı.
Suriye Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı General Ali Eyyub’un Amman’a gerçekleştirdiği ve Ürdünlü mevkidaşı Yusuf el-Hunayti ile görüştüğü ziyaretten bir hafta sonra İçişleri Bakanı Mazin el-Ferraye dün yaptığı açıklamayla, yarın sabahtan itibaren Cabir Sınır Kapısı’nın yeniden ticaret ve yolcu geçişlerine açılacağını duyurdu.
Suriyeli muhalif gruplar tarafından ele geçirilen Ürdün tarafındaki Cabir Sınır Kapısı rejim kuvvetlerin geri çekilmesinden sonra, 2015 yılının ortalarında kapatılmıştı. Geçiş 2018 yılının ekim ayında yeniden açılmıştı. Ancak kapı, koronavirüs (Kovid-19) salgını ile Suriye’den gelen vakalar nedeniyle 2020 yılının eylül ayında yeniden kapatıldı. Amman, iki ülkenin İçişleri Bakanları arasında gerçekleştirilen telefon görüşmesinin ardından, geçtiğimiz ağustos ayı sonlarında Sınır Kapısı’nın yeniden açılmasına karar vermişti. Ancak karar, Dera’daki güvenlik durumu nedeniyle askıya alınmıştı.
Şarku’l Avsat’ın uzman siyasi kaynaklardan elde ettiği bilgilere göre Ürdün İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, iki kardeş ülke arasında ticaret ve turizmi harekete geçirmek amacıyla, gerekli güvenlik ve sağlık önlemleri dikkate alınarak sınırların yeniden açılması kararlaştırıldı. İki ülkenin orduları arasında, güvenlik açısından normalleşmeye gidilmesi yönünde resmi talimatlar verildi. Bilgi sahibi bir Ürdünlü kaynak, güvenlik ve siyasi bağlamda gerçekleştirilen üst düzeyde ziyarette, Eyyub'un Suriye Rejim Lideri Beşşar Esed tarafından Ürdün Kralı 2.Abdullah’a gönderilen sözlü bir mesajı ilettiğini söyledi. Söz konusu mesajda, son iki ayda 2. Abdullah’ın ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldiği iki ayrı zirvede Şam ve Amman tarafından benimsenen tutumdan övgüyle söz edildi.
Kaynaklara göre Eyyub mesajı Ürdün Genelkurmay Başkanı Yusuf el-Hunayti’ye iletti.
Kaynaklar ayrıca Eyyub ve Hunayti’nin görüşmesinde, rejim ordusunun kontrolü yeniden ele geçirmesinden sonra Suriye’nin güneyindeki ateşkesi istikrara kavuşturma çabalarının gözden geçirildiğini bildirdi.
İkili görüşmelerin gündeminde, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı karşısında her iki tarafın da sınır kontrollerinde atacağı adımlar vardı. Ürdün’den yapılan güvenlik değerlendirmelerinde silah ve uyuşturucu çetelerinin Suriye'ye yerleşti ve etkisinin genişleyerek rejim üzerinde bakı oluşturduğu yönünde. Bu durumun komşu ülkelerde endişeye yol açtığı bildirildi.
Amman, Arap Gaz Boru Hattı ülkeleri (Mısır, Ürdün, Suriye ve Lübnan) için bu ayın başında düzenlenen bakanlar toplantısının gündeminde Mısır doğalgazının Ürdün ve Suriye üzerinden Lübnan’a ulaştırılması yönündeki anlaşma vardı. Dört ülkenin enerji bakanları ile gerçekleşen toplantıda konuya dair bir eylem planı ve zaman çizelgesi uygulama sözü verildi. Bu durum, ABD tarafından dayatılan Sezar Yasası’nın ayrıcalıklarından yararlanılarak Şam üzerindeki ablukanın kırılmasını sağladı.
Lübnan’ın tanık olduğu enerji krizine ilişkin baskı sürüyor. Ürdün'de elektrik enerjisi üretimi oldukça fazla. Ayrıca Mısır gazının Ürdün ve Suriye'den Lübnan'a geçişi için altyapı tamamlanmak üzere. Amman, iki ülke arasında ticaret, ulaştırma, elektrik, tarım ve su kaynakları alanlarında ikili iş birliğini geliştirmenin yollarını görüşmek üzere Şam'la ilişkiyi güçlendirmeyi hedefliyor. Bu amaçla dün genişletilmiş Ürdün-Suriye bakanları toplantılarını başlatma konusunda adımlar attı.
Görüşmeler, iki kardeş ülke arasındaki ekonomik ilişkileri canlandırmanın yanı sıra karşılıklı geçişleri tarafların çıkarlarına uygun olacak şekilde yeniden tesis etmeyi amaçlıyor. Görüşmeler, özellikle bölgenin tanık olduğu istikrarsızlık ve Kovid-19 salgını ışığında, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler için bir çerçeve çizilmesi hedefiyle yapılıyor. İki ülkenin çıkarlarına hizmet edecek iş birliği alanlarını geliştirme yolları konusunda bir vizyon oluşturulması bekleniyor.
Ürdün’den yapılan resmi açıklamaya göre görüşmeye Ürdün tarafından Sanayi, Ticaret, Arz, Su, Sulama, Ulaştırma, Tarım, Enerji Ve Maden Zenginlikleri bakanları katılıyor. Suriye tarafında da Ekonomi, Dış Ticaret, Su Kaynakları, Tarım, Tarım Reformu ve Elektrik bakanlarının bulunması bekleniyor. Yerel hükümet kaynaklarına göre toplantıların bugün akşam saatlerine kadar tamamlanması planlanıyor.



İsrail'in Gazze'nin güneyine düzenlediği hava saldırısı sonucu 3 kişi hayatını kaybetti, 15 kişi yaralandı

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze'nin güneyine düzenlediği hava saldırısı sonucu 3 kişi hayatını kaybetti, 15 kişi yaralandı

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (Reuters)

İsrail savaş uçakları, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusuna hava saldırısı düzenlerken, sivil savunma ekipleri kanlı bir günün ardından bölgeden üç ceset çıkardı ve 15 yaralıyı tahliye etti.

Filistin Enformasyon Merkezi, ‘işgal uçaklarının bu sabah erken saatlerde Han Yunus'un doğusunda, ağır topçu bombardımanı ile eşzamanlı olarak birkaç hava saldırısı düzenlediğini’ bildirdi.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, ‘işgal güçlerinin Han Yunus'un doğusundaki Beni Suheyla bölgesinde bir evi bombalamasının ardından üç şehit çıkarıldığını ve 15 yaralı tahliye edildiğini’ duyurdu.

Gazze Şeridi'ndeki hastanelerin sağlık kaynakları dün, ‘İsrail ordusunun 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını açıkça ihlal ederek, Gazze ve Han Yunus şehirlerinde 17'si çocuk ve kadın olmak üzere 28 kişiyi öldürdüğünü’ bildirdi.

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım bugün yaptığı açıklamada, İsrail’i Gazze anlaşmasını ihlal etmekle suçladı. Kasım, İsrail’in aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda kişiyi öldürdüğünü ve yaraladığını belirterek, Mısır, Katar, Türkiye ve ABD’yi bu ‘ihlalleri’ derhal durdurmak için harekete geçmeye çağırdı.

Kasım, İsrail ordusunun ‘anlaşmanın varlığına rağmen Gazze’de büyük bir katliam gerçekleştirdiğini’ ve bu tutumun, İsrail hükümetinin arabulucular ve garantör ülkeler nezdindeki açık saygısızlığını yansıttığını söyledi. Kasım ayrıca, bu ülkelerin işgalci güçlerin Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurmakta yetersiz kaldığını ifade etti.

dwef
İsrail'in düzenlediği hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinliler (Reuters)

Kasım, “Şarm eş-Şeyh'te anlaşmayı imzalayan tüm tarafları, özellikle Mısır, Katar, Türkiye ve ABD'yi, sorumluluklarını yerine getirmeye ve işgalin saldırganlığını ve Gazze'deki savaşı sona erdirmek için yapılan anlaşmanın ihlallerini durdurmak için acil önlemler almaya çağırıyoruz” dedi.


Gazze Anlaşması... Silahsızlanma konusundaki anlaşmazlıklar BM kararını zorluyor

Gazze şehrindeki yerinden edilmiş kişiler için kurulan kampta kışın ilk yağmurları yağarken çadırlarını kurmaya çalışan Filistinliler (AFP)
Gazze şehrindeki yerinden edilmiş kişiler için kurulan kampta kışın ilk yağmurları yağarken çadırlarını kurmaya çalışan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze Anlaşması... Silahsızlanma konusundaki anlaşmazlıklar BM kararını zorluyor

Gazze şehrindeki yerinden edilmiş kişiler için kurulan kampta kışın ilk yağmurları yağarken çadırlarını kurmaya çalışan Filistinliler (AFP)
Gazze şehrindeki yerinden edilmiş kişiler için kurulan kampta kışın ilk yağmurları yağarken çadırlarını kurmaya çalışan Filistinliler (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin, ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planının uygulanmasına ve uluslararası güçlerin konuşlandırılmasına zemin hazırlayan Amerikan kararını onaylamasının ardından, Gazze Şeridi’nde yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının geleceğine ilişkin farklı değerlendirmeler gündeme geldi. Bu farklılıkların başında silahsızlanma meselesi bulunuyor.

Filistin taraflarının karar hakkındaki tepkileri değişkenlik gösterirken, uzmanlar bu adımın ‘diplomatik bir ivme’ yarattığını, ancak sahada somut bir uygulamaya dönüşmeden önce ciddi engellerle karşılaşacağını belirtiyor. Uzmanlara göre bu durum, özellikle ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Hamas yöneticilerinden Halil el-Hayye arasında İstanbul’da gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılan görüşme nedeniyle, anlaşmanın ikinci aşamasını belirsizlik içinde bırakıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkesin ikinci aşamasını oluşturan güvenlik ve idari düzenlemeler, İsrail’in rehinelerin tümünün cenazelerinin iade edilmesinde ısrarcı olması ve Gazze Şeridi’ni yönetecek komitenin henüz açıklanmaması nedeniyle ilerleyemiyor.

Çelişkili haberler

İsrail medyasında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Hamas yöneticisi Halil el-Hayye arasında Türkiye’de yapılması planlanan toplantıya ilişkin bilgiler çelişkili şekilde yer aldı. Söz konusu görüşme, cuma günü New York Times tarafından ortaya çıkarılmıştı.

Times of Israel, toplantının gerçekleştiğini öne sürerken, İsrail Kamu Yayın Kurumu KAN görüşmenin ‘İsrail’in baskısı nedeniyle’ yapılmadığını aktardı.

Israel Hayom ise Washington’ın, BM Güvenlik Konseyi’nde ABD kararına karşı Arap desteği toplama girişimi nedeniyle Hamas’a tepki gösterdiğini yazdı. Gazete, bu girişimin Trump yönetiminin anlaşmanın bir sonraki aşamasına ilerleme çabalarını fiilen yavaşlattığını ifade etti.

fgt
Gazze şehrinin Suk Faras mahallesindeki bir çöp döküm alanının yanından geçen çocuklar (AFP)

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal, söz konusu görüşmenin yapılıp yapılmadığına dair çelişkili haberlerin, bazı çevrelerin BM Güvenlik Konseyi kararını ‘ileriye dönük bir adım’ olarak görmesine rağmen Hamas’ın kararı reddetmesiyle birlikte, özellikle silahsızlanma konusunda ciddi görüş ayrılıklarına işaret ettiğini belirtiyor. Nazzal’a göre bu durum, İsrail’in Hamas’a herhangi bir meşruiyet tanımama yönündeki baskılarıyla da bağlantılı.

Nazzal, “Eğer toplantı sadece ertelendiyse, bu anlaşmanın karşılaştığı engelleri aşmak için bir fırsat olabilir. Ancak tamamen iptal edilmişse, bu durumda Hamas tutumunu sertleştirecek ve özellikle silahsızlanma maddesi başta olmak üzere alınan kararlara yaklaşımı olumsuz yönde etkilenecektir” dedi.

BM Güvenlik Konseyi’nin 13 üyenin desteğiyle kabul ettiği karar, Gazze Şeridi’nde ‘geçici uluslararası istikrar gücü’ kurulmasına izin veriyor. Ancak kararın son versiyonunda, Gazze’de silahsızlanmaya yönelik ifadelerin yer alması, silahların toplanması ve askeri altyapının imhası gibi maddelerin olması, uygulanabilirliğe ilişkin yeni endişeleri gündeme getirdi.

Tarafsızlık niteliği

Hamas, kararın kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, uluslararası gücün Gazze Şeridi içinde üstlenmesi öngörülen görevler arasında yer alan silahsızlanma maddesinin, bu gücün ‘tarafsızlık niteliğini ortadan kaldıracağını ve onu çatışmada işgalin tarafına dönüştüreceğini’ belirtti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise kararı memnuniyetle karşıladı. X platformunda İngilizce yaptığı paylaşımda, “Başkan Trump’ın planının barış ve refah getireceğine inanıyoruz; çünkü plan Gazze’nin tamamen silahsızlandırılmasına, askeri kapasitesinin ortadan kaldırılmasına ve aşırılığın kökünün kazınmasına vurgu yapıyor” ifadelerini kullandı.

Mısırlı İsrail uzmanı Said Ukkaşe, kararın anlaşmaya yalnızca ‘diplomatik bir ivme’ kattığını, ancak sahada çok sayıda engel bulunduğunu söyledi. Ukkaşe’ye göre İsrail, yeniden inşa ve çekilmeden önce silahsızlanmada ısrar ederken, Filistinli gruplar tam tersini talep ediyor.

Uzman, İsrail’in, karar metninde ileride Filistin devletine ilişkin istişare çağrısının yer almasına rağmen kararı olumlu karşılamasının, ‘fraksiyonların tutumunu bildiği için yapılmış bir siyasi manevra’ olabileceğini, bunun daha sonra anlaşmayı durdurmak için bir gerekçeye dönüştürülebileceğini ifade etti.

Nizar Nazzal da Hamas’ın önce İsrail’in çekilmesini isteyeceğini, İsrail’in ise önce Hamas’ın silahsızlanmasını talep edeceğini belirtti. Nazzal, “Bu karşılıklı talepler sahada yeni engeller yaratacak ve anlaşmanın ikinci aşamasını daha da geciktirecek” dedi. Ayrıca, “ABD, sahadaki tüm zorluklara rağmen anlaşmayı uluslararası meşruiyete kavuşturmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Washington'un baskısı

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, çarşamba günü Fransız mevkidaşı Jean-Noel Barrot ile yaptığı telefon görüşmesinde, BM Güvenlik Konseyi’nin Gazze’ye ilişkin son kararının uygulanmasının önemine vurgu yaptı. Abdulati, uluslararası istikrar gücünün BM Güvenlik Konseyi tarafından kendisine verilen görevleri yerine getirebilmesi gerektiğini söyledi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre Abdulati, görüşmede Şarm eş-Şeyh Anlaşması’nın korunması ve tüm maddelerinin uygulanması için Kahire’nin yürüttüğü çabalar hakkında da bilgi verdi.

Rusya’nın BM Daimî Temsilcisi Vasiliy Nebenziya ise ülkesinin çekimser kalmasının ardından yaptığı konuşmada, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘Washington’ın vaatlerine dayanarak Amerikan girişimine onay verdiğini’ söyledi. Nebenziya, Gazze’nin tam kontrolünün Barış Konseyi ve uluslararası istikrar gücüne bırakılmasını öngören bu planla ilgili olarak, “Bu güçlerin nasıl çalışacağına dair hâlâ hiçbir bilgiye sahip değiliz” dedi.

Böylesi çekinceler ve diplomatik hareketlilik ışığında, Ukkaşe’ye göre kararın geleceği büyük ölçüde Washington’ın İsrail üzerindeki baskısına bağlı olacak. Ukkaşe, uygulanma yönteminin netleşmemesi durumunda anlaşmanın yeniden tıkanacağını ve ikinci aşamaya kısa sürede geçilemeyeceğini belirtti.

Nizar Nazzal ise kararın geleceğini ABD’nin belirleyeceğini düşünüyor. Nazzal, Washington’ın Hamas ile uzlaşı arayışına yönelebileceğini söyleyerek, “ABD isterse bu anlaşmayı ileriye taşıyabilir. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, anlaşmanın nasıl bir yöne evrileceğini ortaya koyacak” değerlendirmesinde bulundu.


SDG'nin Suriye ordusu mevzilerine saldırısının ardından Rakka'nın doğusunda şiddetli çatışmalar patlak verdi

Haseke'de SDG’nin gerçekleştirdiği güvenlik operasyonundan bir kare (Arşiv - Facebook)
Haseke'de SDG’nin gerçekleştirdiği güvenlik operasyonundan bir kare (Arşiv - Facebook)
TT

SDG'nin Suriye ordusu mevzilerine saldırısının ardından Rakka'nın doğusunda şiddetli çatışmalar patlak verdi

Haseke'de SDG’nin gerçekleştirdiği güvenlik operasyonundan bir kare (Arşiv - Facebook)
Haseke'de SDG’nin gerçekleştirdiği güvenlik operasyonundan bir kare (Arşiv - Facebook)

Suriye'nin devlet televizyon kanalı El-İhbariye dün akşam, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Rakka'nın doğusundaki Ma’adan çevresinde Suriye ordusu mevzilerine ani bir saldırı düzenlemesinin ardından bölgede şiddetli çatışmaların patlak verdiğini bildirdi.

SDG bu haftanın başlarında, Rakka'nın doğusunda Suriye güçlerinin saldırısını engellediğini duyurmuş ve çatışmanın tırmanmasını önlemek için orantılı bir yanıt verdiklerini açıklamıştı.

SDG, Suriye'nin kuzeyinin ve doğusunun büyük bir bölümünü kontrol ediyor.

Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra geçtiğimiz ay yaptığı bir açıklamada, başkent Şam'da SDG lideri Mazlum Abdi ile görüştüğünü ve ülkenin kuzeyindeki ve kuzeydoğusundaki tüm askeri konuşlanma noktalarında derhal kapsamlı bir ateşkes üzerinde anlaştıklarını söyledi.