Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) Viyana'da devam eden Yönetim Kurulu toplantılarında, ABD ve Avrupalıların desteklediği UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi ile İran arasında bir ‘ikna’ sürecine tanık olunuyor. UAEA’nın pazar günü yaptığı açıklamaya göre ortaya çıkan yeni anlaşmazlık, İran'ın 12 Eylül'de Tahran'da iki taraf arasında imzaladığı anlaşmanın içeriğini ihlal etmesinden kaynaklanıyor. İran söz konusu anlaşmada, UAEA’nın nükleer tesislerde kurulu çeşitli izleme ekipmanlarının bakımını içeriğine bakmaksızın gerçekleştirmesine izin vermişti.
UAEA’nın açıkladığı ve İran’ın itiraf ettiğine göre Kerec şehrinde bulunan ve santrifüj bileşenleri üreten montaj tesisi Tessa kompleksine uzmanların erişimine izin verilmedi. Aynı açıklamaya yaşananlar, UAEA’nın 20 - 22 Eylül arasındaki faaliyetlerinde karşılaştığı tek karşı duruş sayılıyor. UAEA Genel Direktörü Grossi, Tahran'ın bu davranışının ‘üzerinde anlaşmaya varılan ve 12 Eylül’de yayınlanan ortak bildiride yer alan şartlarla çeliştiğini’ belirtti. Açıklamada aynı zamanda, “UAEA’nın ortak bildiride belirtilen faaliyetleri; tüm ekipmanlar, tesisler ve her bölge için geçerlidir. Gözetim misyonunun sürekliliğini korumak için gereklidir” ifadeleri kullanıldı. Ancak İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Daimi Temsilcisi Büyükelçi Kazım Garipabadi, Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“İran, Tahran ve Viyana’daki görüşmelerde Tessa Kerec kompleksinin halen güvenlik ve adli soruşturmalara tabi olması nedeniyle ekipman bakım kapsamında olmadığını açıkça belirtti. Bu nedenle UAEA’nın 26 Eylül tarihli raporu doğru değil ve üzerinde anlaşılan koşullarının ötesine geçiyor.”
İran’ın belirli ekipmanlar için hafıza kartlarını değiştirme yönünde iyi niyetle hareket ettiğini belirten Garipabadi aynı zamanda nükleer tesislerine bir yıl içinde yapılan üç terör saldırısının ardından UAEA’nın henüz bu durumu kınamamış olmasının üzüntü verici olduğunun altını çizdi. En önemlisinin ise İran’ın izleme ekipmanına ilişkin aldığı herhangi bir kararın yasal değerlendirmelerden ziyade yalnızca siyasi yorumlara dayandığı, bu nedenle ajansın bunu kendi haklarından kabul edemeyeceği olduğunu vurguladı. Nitekim bu ifadeler, UAEA ile yapılan herhangi bir anlaşmanın ‘esnek’ ve çeşitli yorumlara açık olduğunu kanıtlar nitelikte.
İran ile başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler arasında süren gerilim ışığında ve Tahran’ın geçen haziran ayından bu yana durmuş olan Viyana müzakerelerine dönüşü kabul etmekte gecikmesi nedeniyle, söz konusu son olayın daha fazla gerginliğe yol açması bekleniyordu. Batılı yetkililer, Tahran'ı müzakerelere geri dönmesi için baskı yapma yönündeki her fırsatı değerlendiriyor. Bu dosyayla ilgili Avrupalı kaynaklara göre İran ise nükleer programını hızlandırmaya imkan sağlamak için daha fazla zaman kazanmak istiyor. UAEA’nın son raporuna göre İran, zenginleştirilmiş uranyum stokunu yüzde 60 oranında artırmıştı. Nitekim nükleer alandaki İranlı yetkililer, daha ileri gidebileceklerini ifade etmişti. Batılı kaynaklar, İran'ın nükleer ilerleme kaydederek Viyana'daki müzakerecilere karşı güçlü bir baskı kartına sahip olmak istediği, amacının nükleer eşiğe ulaşma tehdidinde bulunmak olduğu tahmininde bulunuyor. Dolayısıyla Kerec tesisi konusundaki anlaşmazlık, daha geniş bir süreçte sadece küçük bir detay sayılıyor.
İran'ın ortak açıklamada verilen sözleri yerine getirmedeki ‘başarısızlığına’ yönelik tepkiler ise arttı. ABD’nin ajanstaki büyükelçisi dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Tahran'ın bu hareketinden ‘derin endişe duyduğunu’ dile getirdi. Tahran’ı daha fazla gecikmeden UAEA'nın gerekli erişimine izin vermeye çağıran büyükelçi, “İran bunu yapmadığı takdirde, ABD önümüzdeki günlerde uygun bir yanıt için diğer Yönetim Kurulu üyeleriyle kapsamlı istişarelerde bulunacak” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda İran'a karşı ‘cezai tedbirlere’ başvurma uyarısında bulunarak bu tedbirleri Yönetim Kurulu düzeyinde ‘diplomatik’ boyutla sınırlandırdı. Açıklamada Tahran'ın ilerleyen aşamada nelerle karşılaşabileceğine dair ayrıntılara ise değinilmedi. Bunu Avrupa’dan, Tahran'ın 12 Eylül anlaşması içeriğine aykırı davranışıyla ilgili ‘derin endişenin’ dile getirildiği bir açıklama izledi. Açıklamada Tahran, müfettişlerin Kerec tesisine ‘daha fazla gecikmeden’ ulaşmasını sağlamaya çağrıldı. Grossi’ye ise bu dosyadaki gelişmeler hakkında Yönetim Kurulu’nu bilgilendirme çağrısında bulunuldu.
Tahran yıllar içinde UAEA ile ilişkilerinde deneyim sahibi oldu, ustalaştı. Örneğin UAEA, müfettişlerinin önündeki engeller veya 2015 tarihli nükleer anlaşmada öngörülen kısıtlamaları ihlal eder nitelikteki nükleer programını hızlandırması konusunda Tahran'a sert bir yanıt vermekten, şubat, haziran ve eylül ayları içerisinde üç kez kaçındı. Batı’nın tereddüdü, Tahran’ın 4+1 grubuyla (Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya ve Çin) müzakerelerin başlatılmasını kabul etmemesi konusunda bir gerekçe sağlamamasından ya da kınayıcı nitelikteki herhangi bir kararın nükleer anlaşmaya geri dönüşü etkileyeceği korkusundan kaynaklanıyor. Tüm bunlar, İran’ın izlediği taktiği kanıtlar nitelikte. Nitekim üst düzey kaynaklar, üç bölgede bulunan nükleer madde izlerine dair tatmin edici cevaplar verememesi nedeniyle İran'ı kınamanın müzakerelerin ortadan kaldırılması yönünde ‘olumsuz adımlara’ sebep olabileceği uyarısında bulunuyor. Daha önce davet etmediği Grossi'yi ağırlamaya başlayan Tahran, onunla sınırlı boyutlarda yeni bir anlaşma imzalamayı kabul etmişti. Bu durum Viyana'daki temsilcileri, müzakereleri yeniden başlatma olasılığını korumak için İran'ı kınamaktan vazgeçmeye yöneltmişti. Yapılan değerlendirmeler Tahran’ın yaptığı açıklamalarla Batı’nın sinir uçlarıyla oynadığı yönünde.
Avrupalı kaynakların belirttiğine göre müzakerelere dönüş yönünde bugüne kadar herhangi bir tarih belirlemeyen Tahran, genel değerlendirmeler yapmakla yetiniyor. Bu da ABD tarafını ‘fırsatı sonsuza kadar sürmeyecek’ müzakereleri bırakma tehdidinde bulunmaya ve içeriği meçhul alternatif bir plan hazırlamaya itiyor. CNN’nin haberine göre ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, Washington’ın İran'ın nükleer ilerleme kaydetmeye devam ederek müzakerelere dönmekten kaçındığı takdirde başvuracağı ‘acil durum planı’ üzerinde çalıştığını öne sürdü. Yetkili ayrıca Washington ve müttefiklerinin nükleer müzakerelere dönme yönünde daha fazla beklemeyeceklerini vurguladı.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ise en son iki gün önce, Tahran’ın ‘çok yakında’ müzakerelere döneceğini açıkladı. Bu ifadenin tam olarak ne anlama geldiğini veya Tahran'ın müzakerelere dönüşü kabul etmede hangi koşullara bağlı kalacağı ise bilinmiyor. Ancak bir araya gelinen yüzlerce günden oluşan altı turun ardından müzakere sürecinin yeniden başlaması, eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani döneminde başarılamayanların yeni ve daha sert Reisi döneminde başarılabileceği anlamına gelmiyor.
Böyle bir durumda Avrupalı bazı gözlemcilerin belirttiğine göre İran tarafı, ‘yenilgi koşulları’ altında Afganistan'dan ayrılan Washington'ın İran'la yeni bir savaşa girme riskini almayacağına ikna olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla manevra alanının geniş olduğuna inanan İran, ek müzakere turlarından elde edeceği kazançlara dair güvence istiyor.
İran, Viyana müzakerelerine dönüşü ertelemeye çalışıyor
https://turkish.aawsat.com/home/article/3214601/i%CC%87ran-viyana-m%C3%BCzakerelerine-d%C3%B6n%C3%BC%C5%9F%C3%BC-ertelemeye-%C3%A7al%C4%B1%C5%9F%C4%B1yor
İran, Viyana müzakerelerine dönüşü ertelemeye çalışıyor
Avrupa, UAEA müfettişlerinin çalışmalarının engellenmesi konusunda uyarıda bulundu.
İran, Viyana müzakerelerine dönüşü ertelemeye çalışıyor
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة