Rusya ve ABD arasında Suriye konulu askeri ve siyasi görüşmeler nasıl sonuçlandı?

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley geçen hafta çarşamba günü Helsinki’de Rus mevkidaşı Valery Gerasimov ile bir araya geldi (Sputnik)
ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley geçen hafta çarşamba günü Helsinki’de Rus mevkidaşı Valery Gerasimov ile bir araya geldi (Sputnik)
TT

Rusya ve ABD arasında Suriye konulu askeri ve siyasi görüşmeler nasıl sonuçlandı?

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley geçen hafta çarşamba günü Helsinki’de Rus mevkidaşı Valery Gerasimov ile bir araya geldi (Sputnik)
ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley geçen hafta çarşamba günü Helsinki’de Rus mevkidaşı Valery Gerasimov ile bir araya geldi (Sputnik)

Son iki hafta içinde Rusya ve ABD arasında Suriye konulu iki önemli görüşme gerçekleşti. Birinci görüşme ABD Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in temsilcileri arasında 15 Eylül’de, ikincisi ise geçen hafta çarşamba günü Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ve ABD’li mevkidaşı Mark Milley arasında düzenlendi.
Başkan Biden’ın Beyaz Saray’a girmesinden ve Haziran ortasında Putin ile yapacağı zirveye hazırlanmaya başlamasından sonra Amerikalılar her fırsatta Rus tarafına, Suriye konusunda aralarında herhangi bir diyaloğun yapılabilmesi ve iki taraf arasındaki “gizli Viyana kanalının” tekrar aktifleştirilmesi için öncelikle Suriye’ye “sınır ötesi yardım mekanizmasının” uzatılması şartını koştu ve bu meselenin ilişkilerin geliştirilmesi için “bir sınav” niteliğinde olduğunu aktardı. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin ve Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev Temmuz başında Cenevre’de bir araya geldi. Taraflar, Moskova’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Suriye’ye sınır ötesi yardımların 12 ay süreyle uzatılmasını öngören karar tasarısını onaylaması (nitekim Moskova onay verdi) karşılığında ABD’nin Rusların şartını kabul etmesi konusunda uzlaşıya vardı. Ruslar söz konusu onaya karşılık Şam’a uygulanan Ceaser Yasası yaptırımlarının hafifletilmesini, yardımların sınır ötesi değil nüfuz bölgeleri arasındaki temas hatları üzerinden yapılmasını ve “erken toparlanma” programına fon sağlanması şartlarını öne sürdü.
15 Eylül’de Cenevre’de düzenlenen McGurk- Verşinin- Lavrentyev toplantısı, yardımların uzatılması kararından sonra taraflar arasında yapılan ilk toplantı olma özelliği taşıyor. Peki, toplantıda neler oldu?
Toplantıyı ele alan ve Şarku’l Avsat’ın bir nüshasına ulaştığı siyasi rapora göre, toplantının sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeler görüşmeyle ilgili beklentilere göre farklılık arz ediyor. Zira rapora göre söz konusu toplantıda ABD-Rus diyaloğunun yeniden başlatılması kararı alındı. İki ülke arasındaki diyalog ABD’nin eski Başkanı Donald Trump döneminde yapılan iki görüşme haricinde kesintiye uğramıştı. Bu iki ayrı görüşme ise Cenevre ve Viyana’da bir araya gelen Verşinin ile ABD'nin eski Suriye özel temsilcisi James Jeffrey ve Yardımcısı Joel Rayburn ile arasında düzenlenmişti. McGurk- Verşinin- Lavrentyev toplantısında ayrıca insani yardım dosyası üzerinde diyaloğu sürdürme konusunda mutabık kalındı.
Siyasi rapora göre, Rus tarafı toplantıda ABD tarafını bazı konularda tepki gösterdi. Bu konular arasında “ABD’nin Ceaser Yasası kapsamında uyguladığı yaptırımlar için muafiyet tanımaması, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’e yönelik baskıları hafifletmemesi ve Suriye topraklarından geçecek Arap doğalgaz hattına fon sağlaması için Dünya Bankası’na izin vermekte hızlı davranmaması” bulunuyordu. Nitekim Mısır, Ürdün ve Lübnan geçtiğimiz günlerde, Suriye topraklarından geçecek Arap doğalgaz hattının Ceaser Yasası yaptırımlarına takılmayacağına dair Washington’dan yazılı güvence talep etmişlerdi.
Verşinin ve Lavrentyev Cenevre’deki toplantıda McGurk’a “temas hatları üzerinden ulaştırılacak insani yardımların ve Dünya Gıda Programı konvoylarının yavaş ilerlemesinden duydukları rahatsızlığı” aktardı. Rus tarafı bu konuda bir ilerleme sağlanmaması halinde Moskova’nın, insani yardım süresinin bir kez daha uzatılmasını onaylamayacağının sinyalini verdi. Batılı bir diplomat, “Rusya’nın bu tavrı, Verşinin’in Temmuz başındaki toplantıda McGurk’a sözlü olarak bağlı kalacağını söylediği yükümlülüklerden geri adım atılması anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Siyasi rapora göre 15 Eylül’deki toplantıda ABD tarafı ise uluslararası yardımların tüm Suriyelilere ulaştırılması, siyasi sürecin ve Anayasa Komitesi’nin aktifleştirilmesi, ülke genelinde kapsamlı bir ateşkes ilan edilmesi ve askeri operasyonların dondurulması şeklindeki taleplerini aktardı. McGurk Cenevre’ye doğru hareket etmeden önce “ABD pozisyonun belirlenmesi” amacıyla ABD kurumlarının koordinasyon içinde McGurk ile bir toplantı düzenlenmesi dikkati çekti. Batılı diplomat, “Bazı Amerikalılar toplantının sonuçları karşısında hayal kırıklığı yaşadı. Çünkü bazıları Rus tarafının müzakere masasına bir şey getireceğini düşünüyordu. Fakat bu olmadı. Bu toplantının Suriye dosyasını hareketlendirmek için kaybedilmiş bir fırsat olduğu hissiyatı var. Aynı zamanda Rusların eğer isteselerdi yıllar önce bu dosyayı hareketlendirebileceği ve bu yüzden ABD’nin Suriye dosyasına yönelik ilgi kaybının arttığı hissiyatı var” ifadesini kullandı.
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ve diğer aktörler ABD-Rusya uzlaşmasının “adıma karşılık adım” yaklaşımının uygulanması konusunda alan açmasını, uzlaşmalar için bölgesel-uluslararası iletişim komisyonunun kurulmasını ve Suriye hususunda büyük ve küçük boyutlu takasların yapılmasını bekliyor. Bazı yetkililer Putin’in Moskova’daki son görüşmede Esed’i 2254 sayılı karar uyarınca barış sürecini ve Anayasa Komitesi’ni canlandırmaya teşvik ettiği görüşünde. Nitekim bundan önce de bazı Arap ülkeleri de BM kapıları ve Ürdün sınırı üzerinden Şam’a açılım gerçekleştirme adımları atmıştı. Avrupa Temsilcisi dün, “Şam’ın gelecek ayın 9’unda Anayasa Komitesi’nin anayasa yazımına başlamasına onay vermesi, Arapların normalleşme yolunda daha fazla adım atılmasına teşvik eden uygulamalarına yanıt veren Rusya’nın talebi üzerine gerçekleşti” dedi.
ABD ve Rusya genelkurmay başkanları arasında yapılan ikinci toplantıda ise iki taraf arasında daha kapsamlı stratejik bir diyalog yürütüldü. Bir diplomatın aktardığına göre, iki taraf Suriye’deki önceliklerinin “terörle mücadele ve istikrarı sağlamak” olduğunu vurguladıktan sonra iki ülke ordusunun Suriye’de çatışmaması yükümlülüğüne bağlı kaldıklarını beyan etti.
Diplomat, “ABD, Afganistan’dan çekildikten sonra Suriye’nin kuzeydoğusunda ve Tenef Üssü’ndeki askeri varlığının devam edeceğini yineledi. Özellikle Rus uçaklarının çölde ABD kuvvetlerinin yakınlarını vurduğu, iki ordunun Fırat’ın doğusunda birbirine yakın alanlarda devriye gezdiği ve ABD’nin İdlib’de Rusya’nın nüfuz alanında bir El-Kaide yöneticisine hava saldırısı düzenlediği bir dönemde iki taraf, Suriye’deki orduları arasında çatışmaları engelleme, terörle ve DEAŞ ile mücadele noktasında karşılıklı bilgi alışverişi yükümlülüklerini vurguladı. Tüm bunlar askeri koordinatların sürekli paylaşımını gerektiriyor” ifadesini kullandı. Diplomat, özellikle İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid’in Moskova ziyaretinden sonra ABD-Rusya-İsrail arasında bilgi paylaşımını içeren yeni bir görüşme önerisi olduğuna dikkat çekti. Lapid’in Moskova ziyaretinde Rus ve İsrail ordularının Suriye’de çatışmaması konusunda mutabakat sağlanmıştı. İsrail Başbakanı Naftali Bennett’in önümüzdeki günlerde Moskova’da Putin ile yapacağı görüşmede de bu hususun vurgulanması bekleniyor.



Hafter, AFRICOM ile güvenlik ve askeri iş birliğini görüştü

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
TT

Hafter, AFRICOM ile güvenlik ve askeri iş birliğini görüştü

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)

Kahire: Halid MahmudABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Dagvin Anderson, Libya ziyaretine devam ederek ülkenin doğusuna geçip Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ile bir araya geldi. Anderson, başkent Trablus’ta Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde Washington’un askeri kurumların birleştirilmesi ve iki tarafın katılımıyla ilk kez düzenlenecek ortak askeri tatbikatların önemine vurgu yaptığını belirtmişti.

LUO Komutanlığı dün yaptığı açıklamada, Hafter’in Bingazi’de Anderson ile yaptığı görüşmede, ikili bağların güçlendirilmesi ve askeri iş birliği konularının ele alındığını bildirdi. Görüşmede özellikle terör ve aşırılık, insan kaçakçılığı ve yasadışı göçle mücadele alanlarında koordinasyon sağlanması, ayrıca ordu birliklerinin kapasitelerini artırmaya yönelik ortak eğitim programlarının geliştirilmesi konuları değerlendirildi. Bunun yanı sıra ekonomik ve ticari alanlardaki iş birliği fırsatları da görüşüldü.

Toplantıda Hafter, Libya ile ABD arasında çeşitli alanlardaki özel ortaklık ilişkilerini övdü.

Hafter’in ofisi, Anderson’un görüşmede taraflar arasındaki ilişkilerin derinliğine vurgu yaptığını ve ordunun, Libya’da güvenlik ve istikrarı artırmadaki başlıca rolünün bölge üzerinde olumlu etkileri olduğunu ifade ettiğini aktardı.

acdfgt
AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson, pazartesi günü Trablus'ta Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ile bir araya geldi. (ABD Büyükelçiliği)

Anderson, Trablus’ta UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile yaptığı görüşmede, ikili güvenlik iş birliğinin güçlendirilmesi, bölgesel istikrarın sağlanması ve ABD’nin Libya ordusunun birleştirilmesine yönelik çabalarının desteklenmesi konularını ele aldı. Anderson, birleşik, egemen ve istikrarlı bir Libya’nın ABD ve diğer ortaklarla ekonomik iş birliğini artıracağını ve bunun Libya halkının yararına olacağını vurguladı.

ABD Büyükelçiliği, resmi X hesabından yaptığı açıklamada, Anderson’un Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ve Savunma Bakan Vekili Tuğgeneral Abdusselam ez-Zubi ile ayrı ayrı toplantılar yaptığını bildirdi. Toplantılarda, ortak askeri iş birliğinin genişletilmesi, Libya güvenlik güçlerinin profesyonelliğinin artırılması ve Libya’nın askeri kurumları birleştirme çabaları ele alındı. Anderson ayrıca, AFRICOM tarafından nisan ayında Sirte’de düzenlenecek Flintlock 26 tatbikatının, ülke genelindeki Libya güçlerini Afrika ve Avrupa’daki ortaklarla bir araya getirerek terör ve diğer tehditlere karşı kapasitelerini güçlendireceğini belirtti. Anderson, ABD’nin, Libya’nın bölünmüşlükleri aşarak güvenlik güçlerini birleştirme çabalarını desteklemeye devam edeceğini de taahhüt etti.

gty
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, belediye başkanlarıyla bir araya geldi. (UBH)

Diğer yandan Dibeybe, pazartesi akşamı belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda, yürütülen projelerde belirlenen takvimlere uyulmasının ve uygulamaların yüksek verimlilikle takip edilmesinin önemine vurgu yaptı. Dibeybe, bunun vatandaşların yaşamına olumlu yansıyacağını ve hükümetin kalkınma hedeflerine ulaşmasını sağlayacağını belirtti.

Dibeybe, toplantıda ayrıca yeni projelerin uygulanması talimatını verdi; bunların başında okul inşaatları yer alıyor. Yürütme birimlerinin başkanlarına, salı günü itibarıyla belediyelerle doğrudan toplantılar yaparak projelerin ilerleyişini takip etmeleri ve planlanan şekilde uygulanmasını sağlamaları talimatı verildi.

Toplantıya katılanların, hükümetin kalkınma ve hizmet dosyalarını yönetme çabalarını tam olarak desteklediğini, hükümet yaklaşımına bağlı kalacaklarını ve projelere desteğin süreceğini ilettikleri aktarıldı. Bu tutumun, vatandaşlara sunulan hizmetlerin iyileştirilmesine ve tüm sektörlerde yerel kalkınmanın güçlendirilmesine katkı sağlayacağı vurgulandı.

rtt
Önceki belediye seçim kampanyasından (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)

Öte yandan Libya Yüksek Seçim Komisyonu, belediye meclisi seçimlerinin üçüncü aşamasının oylamasını bu ayın 13’ünde gerçekleştirme tarihini açıkladı. Bu aşama, ağırlıklı olarak ülkenin doğu ve güney bölgelerinde yer alan dokuz belediyeyi kapsıyor.

Yüksek Seçim Komisyonu, şu ana kadar 120 belediye meclisinden 60’ının seçimlerini tamamladı. Kalan belediyelerdeki seçimleri ise önümüzdeki yıl içinde tamamlamayı planlıyor.


Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

TT

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Amerikan yönetimi Sudan’daki çatışmanın taraflarına ülkedeki savaşı durdurmaya yönelik bir yol haritasını kabul ettirmeye çalışırken, ABD ve Sudanlı kaynaklar, Port Sudan yönetiminin Rusya’dan silah desteği almak için Moskova ile temas kurduğunu bildirdi. Kaynaklara göre Port Sudan, gelişmiş silahlar karşılığında Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma imkânı ve maden ile altın yatırımları teklif etti. Bu durum, Sudan’daki savaşın, küresel ölçekte kritik öneme sahip deniz geçişlerinden birinde, ABD baskıları ile Rusya’nın cazip teklifleri arasında daha geniş bir güç mücadelesine dönüşmesi riskini artırıyor.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, ABD’nin Sudan’da ateşkes için hazırladığı yeni öneriye ilişkin daha fazla ayrıntı ortaya çıktı. Teklifin, İslamcı akım ve Müslüman Kardeşler’i dışarıda bırakan, askeri, insani ve siyasi alanları kapsayan üç paralel yol haritası içerdiği belirtildi.

Rusya için deniz üssü ve altın

ABD’nin yoğun diplomatik girişimleri sürerken, Wall Street Journal dün yayımladığı haberinde, geçici başkent olarak Port Sudan’ı kullanan hükümetin Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma ve maden ile altın alanlarında yatırım yapma teklifinde bulunduğunu aktardı. Habere göre bu teklif, Sudan ordusunun Rusya’dan gelişmiş silahlarla yeniden donatılması karşılığında yapıldı.

fvbg
Kızıldeniz'deki Port Sudan limanı (Getty Images)

Gazetenin adını vermediği Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Sudan’ın Rusya’ya ilettiği teklif, 25 yıllık bir anlaşmayı kapsıyor. Buna göre Rusya, Port Sudan Limanı’nda veya Kızıldeniz kıyısındaki başka bir deniz tesisinde, aralarında nükleer güçle çalışan savaş gemilerinin de bulunduğu dört deniz unsurunu ve en fazla 300 askeri konuşlandırabilecek.

Amerikan gazetesi, böyle bir üssün Rusya’ya Süveyş Kanalı üzerinden geçen ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan deniz hattını izleme imkânı vereceğine dikkat çekti.

ABD uyarısı

Gazete ayrıca, üst düzey bir ABD yetkilisinin, Port Sudan ya da Libya’da kurulacak bir Rus askeri üssünün Moskova’nın güç kullanma kapasitesini artırabileceği ve daha az kısıtlamayla hareket etmesine yol açabileceği uyarısında bulunduğunu aktardı. Emekli Tümgeneral Mark Hicks’in değerlendirmesine göre ise böyle bir deniz üssü, Rusya’nın uluslararası konumunu güçlendirecek ve bölgedeki nüfuz alanını genişletecek.

fv
Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Bu gelişme, Port Sudan’daki askeri yönetimin yeni silah kaynakları arayışını sürdürdüğü bir dönemde ortaya çıktı. Gazetenin adını açıklamadığı bir Sudanlı yetkili, ülkenin gelişmiş silah sistemlerine ve hava savunma kapasitesine ihtiyaç duyduğunu, ancak bu tür bir anlaşmanın ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile sorun yaratabileceğini belirtti.

Gazetenin değerlendirmesine göre Washington, savaşı durduracak ve sivil yönetime geçiş sürecini başlatacak bir yol haritasına odaklanırken, Port Sudan yönetimi ise Rusya ile yakınlaşmanın getireceği askeri ve ekonomik kazanımları önceliklendiriyor.

Ateşkes ve uluslararası mekanizma

Bu çerçevede, ABD’nin Sudan’da ateşkese yönelik yeni önerisine ilişkin ayrıntılar da ortaya çıkmaya devam ediyor. Al Arabiya’ya konuşan kaynaklar, teklifin askeri, insani ve siyasi başlıklardan oluşan üç paralel süreci kapsadığını ve İslamcı akım ile Müslüman Kardeşler’in bu süreç dışında tutulduğunu aktardı.

Mısır kaynaklarına dayandırılan habere göre, askeri başlık, ülke genelinde kapsamlı bir ateşkesi öngörüyor. Buna göre ateşkesten sonra geniş ölçekli bir insani operasyon başlatılacak, yardım kuruluşlarının erişimi sağlanacak ve temel hizmetler yeniden tesis edilecek. Ayrıca ateşkesi denetlemek üzere, sahada gözetim mekanizmalarına sahip bir uluslararası komite kurulması planlanıyor. Bu komite, insani koridorların güvenliğini sağlamak, sivilleri korumak ve olası ihlalleri takip etmekle görevlendirilecek.

cdfrgt
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos (AFP)

İnsani sürecin başarısı, ateşkesin kalıcılığına ve yardımın ülke geneline etkin biçimde ulaşmasına bağlanıyor. Buna göre sağlam bir ateşkes, insani operasyonların başlaması için temel koşul olacak; bu da yardım ekiplerinin erişimini kolaylaştırarak yerinden edilmiş kişiler ile mültecilerin güvenli dönüşü için gerekli ortamın hazırlanmasına katkı sağlayacak.

Siyasi sürece ilişkin öneri ise eski rejim mensupları ve İslamcılar hariç, sivil güçlerin öncülüğünde bir geçiş süreci öngörüyor. Bu süreç, ordunun ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) ateşkese onay vermesiyle eş zamanlı olarak başlayacak ve savaşın sonlandırılmasına giden yolun ilk adımını oluşturacak.

Askeri alanda kapsamlı reform

Yol haritası ayrıca kapsamlı bir askeri reform sürecini de içeriyor. Buna göre Sudan İslami Hareketi ve Müslüman Kardeşler çizgisine yakın isimlerin ordu ve güvenlik kurumlarından çıkarılması, silahlı grupların entegrasyonu ve iki tarafla birlikte savaşan milis yapılanmalarının tasfiyesi planlanıyor. Amaç, sivil otoriteye tabi, birleşik ve profesyonel bir ordu ile yeniden yapılandırılmış güvenlik kurumları oluşturmak. Bu süreçte karar merciinin ordu veya HDK olmayacağı özellikle vurgulanıyor.

Öte yandan, eylül ayında ABD’li arabulucu Massad Boulos tarafından sunulan planın, Sudan hükümeti ile HDK temsilcilerine ateşkes ve kapsamlı bir insani süreç önerdiği biliniyor. Ancak Boulos 25 Kasım’da her iki tarafın da plana henüz onay vermediğini açıklamıştı.

Boulos o dönemde yaptığı açıklamada, tarafların ateşkesi ‘ön koşul olmadan’ kabul etmesinin önemine dikkat çekmiş; bunun can kayıplarını azaltmak, siyasi sürecin yeniden başlamasını sağlamak ve ülkenin sivil yönetime geçişi için gerekli koşulları oluşturmak açısından kritik olduğunu ifade etmişti.


Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
TT

Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)

Papa 14. Leo'nun uçağı Beyrut'tan ayrılır ayrılmaz İsrail'e ait insansız hava araçlarının (İHA) yeniden şehrin semalarında uçmaya başlaması, ziyarete eşlik eden sakinliğin hesaplanmış, geçici ve ziyaretle ilgili kaygılarla dayatılan bir durum olduğunu gösteriyor.

İsrail Yayın Kurumu, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın, Lübnan'a yönelik İsrail tehditleri arasında, ABD elçisi Morgan Ortagus'la, Lübnan'ın başkenti Lübnan'a yapacağı ziyaret öncesinde bir araya geldiğini bildirdi.

Ayrıca İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, "X" hesabından paylaştığı videoda, "Hizbullah"ın 121. Birimi'nin, 2020'deki Beyrut limanı patlamasıyla ilgili ipuçlarını ortaya çıkarmak üzere oldukları için Joseph Skaff, Munir Ebu Racili, Joe Bejjani ve Lokman Slim olmak üzere dört önemli Lübnanlı ismin öldürülmesinin arkasında olduğunu söyledi.

Papa Leo, liman patlamasının yaşandığı yeri ziyaret ederek, patlamada hayatını kaybedenlerin ruhları için sessizce dua etti ve kendisini gözyaşlarıyla karşılayan, ellerinde sevdiklerinin fotoğrafları olan çok sayıda vatandaşla tokalaştı.