Taliban, Kral Muhammed Zahir Şah dönemi anayasasını geçici olarak kabul etti

Taliban yönetimi, kadınlara oy hakkı veren eski Afgan Kralı Muhammed Zahir Şah dönemindeki anayasanın ‘şeriata aykırı olmayan’ maddelerinin tamamen uygulanacağını duyurdu.

Kabil'de askerleri ‘onurlandıran’ bir Taliban lideri. (Reuters)
Kabil'de askerleri ‘onurlandıran’ bir Taliban lideri. (Reuters)
TT

Taliban, Kral Muhammed Zahir Şah dönemi anayasasını geçici olarak kabul etti

Kabil'de askerleri ‘onurlandıran’ bir Taliban lideri. (Reuters)
Kabil'de askerleri ‘onurlandıran’ bir Taliban lideri. (Reuters)

Taliban yönetimi, Afgan kadınlara oy hakkı veren 1964 anayasasını şeriata aykırı maddeleri dışında geçici olarak kabul edeceğini duyurdu. Afgan Kralı Muhammed Zahir Şah'ın iktidara gelmesinden bir yıl sonra çıkarılan 1964 tarihli anayasa, Zahir Şah yönetiminin devrildiği 1973 yılına kadar uygulandı. Monarşinin benimsediği anayasa, ülkede kadınların siyasi hayata katılımını artırmaya yardımcı olmuştu.
Taliban geçici hükümetinin Adalet Bakanı Vekili Abdul Hakim Şeri, yaptığı açıklamada, “İslam Emirliği, eski Kral Muhammed Zahir Şah döneminin anayasasını geçici bir süre için kabul edecek” dedi.  Şeri, açıklamasında ayrıca söz konusu anayasadan şeriat ve İslam Emirliği ilkeleriyle çelişen maddelerin atılacağını kaydetti.
 Taliban’ın her ne kadar tamamını olmasa da söz konusu anayasayı kabul etmesi ise şaşkınlık uyandırdı.
Afganistan'ın 1964 Anayasası’na göre ülkenin son kralı Zahir Şah'ın, Taliban'ın dini liderinin şimdi olduğu gibi halka veya parlamentoya karşı sorumlu tutulmamış olması dikkat çekiyor. Taliban ayrıca anayasadaki Siyasi Partiler Yasası’nı da göz ardı etti. Taliban'ın karşı olduğu mevcut anayasa ise sivillere verdiği hak ve özgürlükler nedeniyle bölgenin en iyileri arasında görülüyor.
Taliban Hareketi’nin 1996-2001 yılları arasındaki yönetimi sırasında kadınlar büyük ölçüde kamusal yaşamdan dışlanmış, okula gitmeleri ve çalışmaları yasaklanmıştı. Taliban, ağustos ayının ortalarında iktidarı yeniden ele geçirmesinden bu yana, geçmiş yönetimlerinden daha yumuşak olacaklarına dair Afgan halkına ve uluslararası topluma güvence vermeye çalışsy. Ancak özellikle 1990'lardaki köktendinci rejimde yer alan liderlerin yeni hükümette de olmaları ve hükümette hiçbir kadına görev verilmemesi nedeniyle Taliban’ın verdiği sözlere halen şüpheyle yaklaşılıyor.
Afganistan, Sovyetler Birliği’nin 1980'li yıllardaki işgalinden, 1990'lı yılların başlarındaki iç savaştan ve aşırılık yanlısı Taliban yönetiminden sonra 2001 yılında ABD liderliğindeki bir Uluslararası Koalisyon tarafından, Taliban’ın iktidardan uzaklaştırılması için yapılan askeri müdahalenin ardından yeni bir anayasa kabul etti. Monarşinin kaldırılması, devlet başkanlığı makamının oluşturulması, parlamentonun yeniden kurulması ve kadınlara eşit haklar sağlanmasını öngören yeni anayasa 2004 yılında kabul edildi.
Adalet Bakanı Vekili Abdul Hakim Şeri, Çin'in Kabil Büyükelçisi Wang Yu ile yaptığı görüşmede, Taliban’ın sivilleri ve milletvekillerini sorumlu tutmakla sınırlı olan eski bir anayasayı yeniden uygulama fikri üzerinde çalıştığını söyledi. Taliban Yüksek Konseyi üyesi Şeri, Taliban yönetiminin İslam hukukuna ve Taliban'ın ilkelerine aykırı olmayan uluslararası anlaşmalara saygı duyduğunu vurguladı.
Diğer yandan Taliban tarafından Kabil Üniversitesi'ne rektör olarak atanan Muhammed Eşref Ghairat, ‘herkes için gerçek bir İslami ortam sağlanmadıkça, kadınların üniversitelere ya da çalışmasına izin verilmeyeceğini’ bildirdi. Bloomberg’in salı günü yayınlanan haberine göre karar, Taliban'ın ağustos ayı ortalarında iktidara gelmesinin ardından, Afganistan'daki kadın haklarına indirilen yeni bir darbeye işaret ediyor.
Taliban tarafından yapılan açıklamada, kadınların çalışmasına Taliban’ın şeriat yorumuna göre izin verileceğinin belirtilmesi, hareketin 1996-2001 yılları arasındaki yönetim dönemine kıyasla tutumunu yumuşattığına dair bir işaret olarak görüldü. Ancak Afganistan’da kız çocuklarına ve kadınlara özgürlüklerini yeniden kazandırmak için henüz adım atılmadı. Bu ayın başlarında, erkek öğrencilerin eğitim gördüğü orta öğretim kurumları yeniden açılsa da kız öğrenciler henüz okullarına dönemediler.
Afganistan’da Taliban’ın kurduğu geçici hükümette tek bir kadın dahi görevlendirilmesi dikkat çekerken geçtiğimiz hafta Kabil Üniversitesi rektörlüğüne atanan Muhammed Eşref Ghirat, pazartesi günü Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Herkes için gerçek bir İslami ortam sağlanmadıkça kadınların üniversitelere dönmelerine ya da çalışmalarına izin verilmeyecek. Önce İslam” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan pazartesi günü sona eren Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurul toplantılarında, Afganistan ve Myanmar’ın kendi talepleri üzerine temsilcilerinin isimlerinin konuşmacılar listesinden çıkarılması nedeniyle iki ülkenin konuşmaları son dakikada iptal edildi. New York'taki toplantıların son konuşması, Doğu Timor temsilcisi tarafından yapıldı. Daha önce iki ülkenin kendilerini temsilen kimin konuşacağıyla ilgili bir anlaşmazlık vardı. Taliban Hareketi’nin ülkenin iktidarını ele geçirmesinden önce atanan Afganistan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Ghulam Isaczai, Taliban’ın BM Genel Kurulu’na hitap etme talebinin ardından konuşmasını geri çekti.



Trump: İran ‘barışçıl’ hale gelirse yaptırımları kaldıracağız

ABD Başkanı Donald Trump, Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth eşliğinde, 21 Haziran 2025'te ABD'nin İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Beyaz Saray'da konuşma yaparken (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth eşliğinde, 21 Haziran 2025'te ABD'nin İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Beyaz Saray'da konuşma yaparken (Reuters)
TT

Trump: İran ‘barışçıl’ hale gelirse yaptırımları kaldıracağız

ABD Başkanı Donald Trump, Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth eşliğinde, 21 Haziran 2025'te ABD'nin İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Beyaz Saray'da konuşma yaparken (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth eşliğinde, 21 Haziran 2025'te ABD'nin İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Beyaz Saray'da konuşma yaparken (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump bugün yaptığı açıklamada, ‘barışçıl’ olması halinde İran'a yönelik yaptırımları kaldıracağını bildirdi.

İran'a hiçbir şey teklif etmediğini vurgulayan Trump, “Nükleer tesislerini tamamen yok ettiğimizden beri İranlılarla konuşmadım” dedi.

Trump, sosyal medya platformu Truth Social hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın İran'la yaptığı nükleer anlaşma kapsamında İran'a milyarlarca dolar ödediğini ifade etti.

Trump dün yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer faaliyetlerinden vazgeçmeyebileceğini, ancak ‘barış yapmaları halinde’ Tahran'a yönelik yaptırımları kaldıracağını belirtmişti. Trump, İran'ın nükleer programına devam etme ihtimalini dışlayarak şunları söyledi: “Tükendiler... Daha önce hiç kimsenin vurulmadığı kadar vuruldular. Nükleer kapasitelerini yok ettik ve daha ileri gidemezler.”

ABD Başkanı, İran'ın Çin'e petrol ihracatı üzerindeki yaptırımların kaldırılması konusunda herhangi bir yorumda bulunmadığını vurguladı.

Trump, İran'a yönelik yaptırımların ‘iyi niyet göstermeleri, barışa bağlı kalmaları ve ABD çıkarlarına zarar vermekten kaçınmaları halinde’ kaldırılabileceğini belirtmişti. Trump ayrıca, İranlı yetkilileri İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için İbrahim Anlaşması’na katılmaya çağırdı ve ‘ABD'nin İran rejimine yönelik başarılı saldırılarının ardından daha fazla ülkenin İsrail ile İbrahim Anlaşması'na katılmaya ilgi gösterdiğini’ belirtti.

Trump dün Fox News'e verdiği demeçte, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarının başarısını vurgulayarak şunları söyledi: “Güzel uçaklar, 30 kat granit derinliğine kadar inebilen en gelişmiş bombalarla oraya girdi. Orayı gerçekten yerle bir ettiler. Ancak CNN ve New York Times'ın tamamen yok edilmemiş olabileceğini söyleyen yalan haberlerine katlanmak zorunda kaldık ve sonra daha önce hiç kimsenin görmediği bir şekilde tamamen yok edildiği ortaya çıktı. Bu da en azından bir süreliğine nükleer hırslarının sonu anlamına geliyor.”

ABD Başkanı, Tahran'ın ABD saldırılarından önce zenginleştirilmiş uranyumun bir kısmını sakladığı iddialarına şöyle yanıt verdi: “Sanmıyorum, bunu yapmak çok zor ve çok tehlikeli. Çünkü zenginleştirilmiş uranyum çok ağır ve İranlılar o güne kadar geleceğimizi bilmiyorlardı. Kimse bu tesisleri hedef alacağımızı düşünmüyordu ve herkes tesislerin aşılmaz olduğunu söylüyordu.”

Trump zenginleştirilmiş uranyum transfer edilmediğini ve üç nükleer tesisin (Fordo, Natanz ve İsfahan) tamamen yok edildiğini yineledi. Öte yandan Başkan Trump geçen hafta Lahey'de düzenlenen Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesi öncesinde de ABD'nin İran'ın askeri amaçlarla uranyum zenginleştirme planlarına izin vermeyeceğini söylemişti.

Trump, programını yeniden inşa etmesi halinde, ABD'nin İran'ı tekrar bombalayıp bombalamayacağı sorusuna ise “Kesinlikle bombalayacağız” yanıtını verdi.