Askeri tatbikatlar Bakü-Tahran arasındaki gerginliği artırırken, İran basını Türkiye’yi İran’a karşı su savaşı başlatmakla suçladı

Geçen yıl Dağlık Karabağ savaşı sırasında Azerbaycan ile sınır şeridindeki İran ordusu liderleri (İran Televizyonu)
Geçen yıl Dağlık Karabağ savaşı sırasında Azerbaycan ile sınır şeridindeki İran ordusu liderleri (İran Televizyonu)
TT

Askeri tatbikatlar Bakü-Tahran arasındaki gerginliği artırırken, İran basını Türkiye’yi İran’a karşı su savaşı başlatmakla suçladı

Geçen yıl Dağlık Karabağ savaşı sırasında Azerbaycan ile sınır şeridindeki İran ordusu liderleri (İran Televizyonu)
Geçen yıl Dağlık Karabağ savaşı sırasında Azerbaycan ile sınır şeridindeki İran ordusu liderleri (İran Televizyonu)

İran ordusu, bugün (1 Ekim Cuma) ülkenin kuzeybatısında, Azerbaycan sınırına yakın askeri tatbikatların başladığını duyurdu. Bu durum, Bakü’de öfkeye neden olurken, tatbikatların neden başladığına ilişkin soru işaretleri gündeme geldi. Öte yandan İran basını, Türkiye’yi Aras Nehri üzerinde barajlar inşa etmek için büyük projeler aracılığıyla İran’a karşı bir su savaşı başlatmakla suçladı.
İran Kara Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Kiyomers Heydari, “Ülkenin kuzeybatı bölgesinde, zırhlı ve topçu birlikleri, insansız hava araçlarının katılımıyla ve ordu helikopterlerinin ateş desteğiyle yarın (bugün) askeri tatbikatlar başlatılacak” dedi. IRNA haber ajansına göre Heydari, tatbikatların bölgede askerî birliklerin savaşa hazırlığını güçlendirmek amacıyla gerçekleştirileceğini söylerken, zaman ve coğrafi kapsamına ilişkin bilgi vermedi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, geçtiğimiz Pazartesi günü Anadolu Ajansı’na (AA) Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ’da yaşanan savaşın birinci yıl dönümü vesilesiyle açıklamalarda bulundu. Rusya’nın himayesinde Bakü ile Erivan arasında imzalanan bir anlaşmayla durdurulan 6 haftalık savaşın ardından Azerbaycan, bölgenin kontrolünü ele geçirmişti. Bu bağlamda Azerbaycan’ın, işgalden kurtarılan bölgeye gönderilen İran tırlarını kontrol etmeye başlamasından hemen sonra İran’ın Azerbaycan sınırında tatbikatlara başladığına dikkati çeken Aliyev, “Bu onun egemenlik hakkı. Buna kimse söz söyleyemez. Fakat bunu bir zaman kesitinde analiz ettiğimizde neden şimdi ve neden bizim sınırımızda? Ermeniler Cebrail, Füzuli ve Zengilan bölgelerindeyken tatbikatlar neden yapılmadı? Bu, neden biz bu toprakları 30 yıllık işgalden sonra özgürleştirene kadar olmadı?” dedi.

İran’dan açıklama
İran Dışişleri Bakanlığı, askeri tatbikat düzenlemenin İran’ın ‘egemen’ bir kararı olduğu yanıtını verdi. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 30 Eylül’de Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçisi Ali Alizade’nin güven mektubunu alırken, bu tutumu da yineledi.
Emir Abdullahiyan, Aliyev’in açıklamalarını ‘şaşırtıcı ve talihsiz’ olarak nitelendirdi. Fransız Haber Ajansı’na (AFP) göre Bakan, ülkesinin ‘Siyonist varlığın ulusal güvenliğine karşı hareket ve faaliyetlerine müsamaha göstermediğini ve bu konuda gerekli adımları atacağını’ vurguladı.
İran ve kuzeybatı komşusu Azerbaycan, yaklaşık 700 km’lik bir sınırı paylaşıyor.
İran tatbikatı, Azerbaycan, Türkiye ve Pakistan özel kuvvetleri arasında 12-20 Eylül tarihleri ​​arasında Bakü’de gerçekleştirilen ve ‘Üç Kardeş’ tatbikatı olarak bilinen tatbikatların ardından gelişti.
Devrim Muhafızları’na bağlı ‘Fars’ haber ajansı, askeri teçhizatın sınır bölgesine transferinin bir video kaydını yayınladı. İran’a ait ‘Mostaql’ gazetesi, İran ile Azerbaycan arasındaki Aras Nehri sınırına çok sayıda İran askeri teçhizatının gönderildiğini bildirdi. Birkaç gün önce yüzlerce ‘Chieftain’ tankı, birlik taşıyıcısı ve teçhizat yüklü askeri kamyonun ülkenin kuzey sınırına gönderildiğine dikkati çekti.

Aras Nehri
Türkiye’nin doğusundan başlayıp Ermenistan ile sınırlarının bir parçasını oluşturan Aras Nehri, iki ülke sınırlarının İran ve Nahçıvan bölgesi ile birleştiği yerde devam ediyor. Rotası doğuya doğru olan nehir, İran’ın kuzey sınırlarının, özellikle de Azerbaycan’ın en belirgin işaretini oluşturuyor. Toplam uzunluğu 1072 kilometre (666 mil) ve havza alanı yaklaşık 102 bin kilometrekare olması nedeniyle Kafkasya’nın en büyük nehirlerinden biri olarak kabul ediliyor.
‘Mostaql’ gazetesi, Bakü ve Ankara’daki ‘milliyetçi’ liderler nedeniyle durumu ‘kriz’ olarak nitelendirdi. Gazete ayrıca, askeri ve enerji alanlarında derin iş birliğine sahip olduğu Bakü’deki geniş İsrail etkisinin yanı sıra Türkiye’nin eğilimleri ve Hazar Denizi’nin doğu ve batı kıyılarına ulaşma hırsı nedeniyle, ilerleyen aylarda o bölgede çatışmanın patlak vermesinin beklendiğini yazdı.  
İran Devrim Muhafızları kara kuvvetleri komutanı Tuğgeneral Muhammed Bakbur, ülkesinin ‘komşu ülkelerin sınırlarında herhangi bir değişikliği kabul etmeyeceğini, bölgedeki herhangi bir jeopolitik değişimi ‘kırmızı çizgi’ olarak kabul etmediğini ve bunu kendi güvenliğine zararlı bir eylem olarak gördüğünü’ dile getirdi. Bakbur, İran’a komşu olan sınırlarda yapılacak herhangi bir yanlış hareketin bölgede yeni krizlerin oluşmasına yol açacağı konusunda uyardı. Ayrıca “Komşu ülkeler tatbikatlarımızın nedenlerini diğerlerinden daha iyi biliyorlar” dedi.
Geçtiğimiz Çarşamba günü Devrim Muhafızları komutan yardımcısı General Ali Fedavi, bir gazetecinin Azerbaycan sınırlarındaki gerginlikle ilgili sorusuna yanıt vermeyi ve İran’ın Aliyev’in açıklamalarına yönelik eleştirileri hakkında yorum yapmayı reddetti. General, “Akıllı ve yaşlı bir insan, boş sözlere cevap vermemelidir” dedi.

İsrail vurgusu
Geçen hafta Devrim Muhafızları, İran- Azerbaycan sınır bölgelerine askeri teçhizat gönderirken, bu bölgede askeri tatbikat gerçekleştirdi. İran’ın kuzeybatısındaki Erbil’de Cuma namazı vaizi olan Hasan Ameli, İsrail’i Azerbaycan’da İran’a karşı komplo kurmakla suçladı.
Öte yandan ‘Arman Melli’ gazetesi, Çarşamba günkü sayısında, İran’ın kuzeybatısındaki gerginliğin başka bir yönünü ortaya koyan bir haber yayınladı. Gazete, Türkiye’yi Aras Nehri’nin bazı kısımları da dahil ülkenin güneydoğusunda Türk barajları inşa etmek için büyük projeler aracılığıyla İran’a karşı bir su savaşı başlatmakla suçladı.
Gazete, Aras Nehri sınırındaki Türk barajlarının kontrolünün İran’ın kuzeybatı vilayetlerini Belucistan’a dönüştüreceği konusunda uyarırken, İran’ın güneydoğusunda bulunan vilayetin kuraklık ve su kıtlığından çektiği acılara atıfta bulundu. Gazete, Güneydoğu Anadolu’da Dicle, Fırat ve Aras nehirleri üzerinde barajlar inşa etme projesinin Irak ve İran için çevresel sonuçlara yol açacağını vurguladı.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.