Biden, İsrail - Lübnan arabuluculuğu için Tel Aviv doğumlu Hochstein’ı atadı

Joe Biden ve Amos Hochstein. (Reuters)
Joe Biden ve Amos Hochstein. (Reuters)
TT

Biden, İsrail - Lübnan arabuluculuğu için Tel Aviv doğumlu Hochstein’ı atadı

Joe Biden ve Amos Hochstein. (Reuters)
Joe Biden ve Amos Hochstein. (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden’in Akdeniz’deki deniz sınırları ve gaz rezervleri konusunda İsrail ve Lübnan arasında arabuluculuk yapmak üzere Beyaz Saray Kıdemli Enerji Güvenliği Danışmanı Amos Hochstein’ı (48) atama kararı, İsrail’de doğmuş bir Yahudi olduğu için Tel Aviv’de bile bazı soruları gündeme getirdi. Konuyu takip eden siyasi bir kaynak şunları aktardı:
“Lübnanlıların güvenini kazanmak zor. Ancak bu anlaşmazlıkta güven kazanmayı ve tarafsız davranmayı başarsa bile İsrail taraflılığı, Hizbullah’ın müzakereleri engellemek için kullandığı bir konuya dönüşebilir. Lübnan’da İran lehine çalışan siyasi taraflar, her türlü anlaşmayı sabote etmek istiyorlar. Hochstein’ın seçilmesi, ellerinde belirleyici nitelikte bir kart olacak. Yani kendisi güçlü ve sadık olsa bile çabaları, Lübnan’ı krizlere batmış halde tutmak isteyenlerin çıkarlarıyla çatışacak.”
Hochstein, 1973’te İsrail’de iş amacıyla yaşayan ABD’li bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Aile, İsrail ordusundaki askerlik hizmetinden sonra ABD’ye geri döndü. Ardından babasının enerji işine dahil oldu. Ancak daha sonra siyasete yöneldi. 1997’de Kongre’de Enerji Komitesi’nde danışman olarak görev yaptı ve koşulları incelemek üzere Kuzey Kore’ye ve ardından Afrika’ya gönderildi. 2011 yılında Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın danışman yardımcısı, 2015 yılında Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın yardımcısı olarak atandı. Daima Başkan Biden’a yakındı ve görevi sırasında yardımcısı ve danışmanı olarak görev yaptı. Biden yönetiminin kurulmasının ardından adı, ABD’nin Tel Aviv Büyükelçiliği için potansiyel adaylar arasında gösterildi.
Hochstein, 2016 yılında eski ABD Başkanı Barack Obama’nın yönetimi sırasında gaz rezervleri ve deniz sınırları konusunda İsrail ve Lübnan arasında arabuluculuk yapmaya çalışmıştı. Ancak söz konusu dönemde herhangi bir atılım gerçekleştiremedi. Bunu, Lübnan’ın iki buçuk yılını hükümetsiz geçirmesine bağladı.
İsrail ‘Walla’ internet sitesinin 3 Ekim tarihli bir haberine göre Hochstein’ın Beyrut ve Tel Aviv’deki ilk tur görüşmeler için bu ay bölgeye gelmesi bekleniyor. Habere göre ayrıca Hochstein’ın Lübnan ve Tel Aviv arasındaki deniz sınırları anlaşmazlığı konusunda anlaşmaya varılması için arabulucu olarak atanması, bu konunun Biden yönetiminin öncelikleri arasında olduğuna işaret ediyor.
Lübnan ve İsrail kıyıları açıklarındaki ekonomik sularda gaz ve petrol açısından zengin, geniş bir alanın bulunması dikkat çekici. İsrail, bu alanı sömürmeyi başardı ve birkaç yıl boyunca petrol ve gaz çıkardı. Lübnan ise sahnede değil.
Beyrut’un bakış açısına göre 2 bin 290 kilometrekarelik alan tartışmalı. Ancak İsrail 860 km’lik bir alanı tanıyor ve bu konuda bir anlayışa varmaya hazır. İsrail, Lübnan’ın geçmişte tartışmalı bölgenin sadece 860 km olduğu konusunda anlaştığını iddia ediyor ve Beyrut’u İran’ın talimatlarına göre fikir değiştirmekle suçluyor. Birleşmiş Milletler (BM) kuvvetlerinin Ras en-Nakura’daki binasında düzenlenen, iki taraf arasındaki 5 tur dolaylı görüşmelerin ardından Beyrut heyeti Lübnan’a teslim edilmesi gereken alanı bin 430 km’ye indiren yeni bir harita sundu. Ancak İsrail buna karşı çıktı ve müzakereler çıkmaza girdi. İsrail, gaz kuyularına yatırım yapmaya devam ederken Lübnan ise ciddi bir yakıt sıkıntısı çekiyor.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn geçen Haziran ayında, deniz sınırlarının çizilmesi konusunda uzlaşıya varılması için müzakerelere devam edilmesini istedi. Lübnan Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Avn’ın ABD’li bir yetkiliyle yaptığı görüşmede Lübnan’ın Nakura bölgesinde ABD arabuluculuğu ve uluslararası ev sahipliği ile dolaylı müzakerelere devam etme arzusunu açıkça dile getirdiği belirtildi. Avn, deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda uluslararası hukuka dayalı olarak ilgili tarafların haklarını koruyacak şekilde bir anlayışa varılmasının önemine dikkat çekti. Açıklamaya göre Avn, ABD’li arabulucudan ön koşul olmaksızın adil ve tarafsız müzakereler için baskı yapmasını istedi. Lübnan Cumhurbaşkanı, İsrailli yetkililerle birlikte sarf edilen ABD çabalarının olumlu sonuçlar doğuracağı yönündeki umudunu da dile getirdi.



İsrail: Hizbullah’ın deniz projesi İmad Emhez’in itiraflarıyla deşifre oldu

Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.
Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.
TT

İsrail: Hizbullah’ın deniz projesi İmad Emhez’in itiraflarıyla deşifre oldu

Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.
Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.

İsrail ordusu, Lübnan Hizbullahı’nın kıyı savunma füze birimi 7900’de kritik konumda yer alan ve yaklaşık bir yıl önce İsrail’e getirilerek sorgulanan İmad Emhez’in, soruşturma sırasında Hizbullah’ın gizli deniz dosyasına dair önemli bilgiler verdiğini açıkladı.

İsrail ordusunun Arapça medya sözcüsü Avichay Adraee’nin X platformunda yaptığı paylaşıma göre, “İsrail Deniz Komandoları Birliği 13’e bağlı askerler, yaklaşık bir yıl önce askeri istihbarat deniz biriminin yönlendirmesiyle, Lübnan’ın kuzeyindeki Batrun kasabasında, sınırın yaklaşık 140 kilometre uzağında gerçekleştiren operasyonla Emhez’i yakalayıp İsrail’e götürdü.”

Açıklamada, Emhez’in İran ve Lübnan’da askeri eğitim aldığı ve Hizbullah’ın kıyı füze biriminde yürüttüğü görev kapsamında geniş bir denizcilik tecrübesi edindiği belirtildi. Ayrıca, Lübnan’daki sivil denizcilik akademisi “Marasti”de eğitim aldığı, bunun da “Hizbullah’ın sivil kurumları terör faaliyetleri için kullanmasına” örnek teşkil ettiği ifade edildi.

Adraee, Emhez’in soruşturma sırasında Hizbullah’ın en gizli projelerinden biri olan deniz dosyasında merkezi bir görev yürüttüğünü kabul ettiğini belirtti. Emhez’in sunduğu bilgilerin, örgütün deniz faaliyetlerini sivil kisve altında örgütleyerek İsrail ve uluslararası hedeflere saldırı planlarını içerdiği aktarıldı.

İsrail ordusu sözcüsü, söz konusu gizli deniz projesinin, öldürüldükleri belirtilen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah tarafından doğrudan yönetildiğini, askeri lider Fuat Şükr ile deniz dosyasının sorumlusu Ali Abdülhasan Nuriddin’in de süreçte yer aldığını iddia etti.

Açıklamada, Emhez’in verdiği bilgiler ve söz konusu lider kadronun etkisiz hâle getirilmesi sayesinde gizli deniz dosyasının ilerlemesinin kritik bir aşamada durdurulduğu bildirildi.

İsrail ordusu, Hizbullah’ın deniz yapılanması ile diğer deniz birimlerinin İran’ın maddi ve ideolojik desteğiyle geliştirildiğini öne sürerek, “Bu devasa kaynaklar Lübnan’ın kalkınması için kullanılmak yerine Hizbullah’ın terör faaliyetlerine aktarılıyor” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu, vatandaşlarına yöneldiğini belirttiği tehditleri ortadan kaldırmak için “tüm cephelerde gerekli adımların atılmaya devam edeceğini” duyurdu.


Trump: Netanyahu ile Florida'da büyük olasılıkla görüşeceğim

Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
TT

Trump: Netanyahu ile Florida'da büyük olasılıkla görüşeceğim

Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir görüşme ayarlamadığını, ancak Netanyahu'nun kendisiyle görüşmek istediğini söyledi.

Beyaz Saray'daki Oval Ofis'ten konuşan Trump, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasının uygulanması için baskı yaparken, Noel tatili sırasında Florida'da Netanyahu ile "büyük olasılıkla" görüşeceğini ifade etti.

Bugün Mar-a-Lago tatil beldesine giderken gazetecilere konuşan Trump, "Evet, büyük olasılıkla Florida'da beni ziyaret edecek," dedi. "Benimle görüşmek istiyor. Henüz resmiyet kazanmadı ama benimle görüşmek istiyor."

Wittkoff, Miami'de arabulucularla görüşecek

İlgili bir gelişmede, Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Beyaz Saray'dan bir yetkili dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin bir sonraki aşamasını görüşmek üzere bugün Florida, Miami'de Katar, Mısır ve Türk yetkililerle bir araya geleceğini söyledi.

Son zamanlarda, iki yıldır süren savaşla harap olmuş Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin arabulucuları ve garantörleri olan Katar ve Mısır, özellikle İsrail güçlerinin çekilmesini ve uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını içeren ABD Başkanı Donald Trump'ın planına dayalı olarak anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesi çağrısında bulundu.

Plan ayrıca, uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen, Gazze Şeridi'nde geçici bir Filistin teknokrat yönetiminin kurulmasını öngörüyor.

İsrail ve Hamas arasında Gazze'deki ateşkes kırılganlığını koruyor; her iki taraf da birbirini ihlallerle suçlarken, harap olmuş bölgedeki insani durum kötüleşmeye devam ediyor.


Trump, göçmenler için düzenlenen Yeşil Kart çekiliş programını askıya aldı

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
TT

Trump, göçmenler için düzenlenen Yeşil Kart çekiliş programını askıya aldı

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)

ABD Başkanı Donald Trump dün, Brown Üniversitesi ve MIT saldırılarının şüphelisinin ABD'ye girişine olanak sağlayan "yeşil kart" çekiliş programını askıya aldı.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, X sosyal medya platformunda yaptığı bir paylaşımda, Trump'ın talimatıyla ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri'ne Çeşitlilik Vizesi programını geçici olarak durdurma emri verdiğini duyurdu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Çeşitlilik Vizesi programı, her yıl çekiliş sistemiyle ABD'de yeterince temsil edilmeyen ülkelerden, çoğunluğu Afrika'dan olan kişilere 50 bine kadar "yeşil kart" sağlıyor.

Noem, X platformundaki bir paylaşımında, "Bu iğrenç şahsın ülkemize girmesine asla izin verilmemeliydi" ifadelerini kullandı.