Kasesi yaklaşık bin 200 liraya satılan tereyağı, dünyanın en iyi yiyeceklerinden biri seçildi

Ridiculous No55 tereyağı (Chris Mair/Sublime Butter/SWN SWNS)
Ridiculous No55 tereyağı (Chris Mair/Sublime Butter/SWN SWNS)
TT

Kasesi yaklaşık bin 200 liraya satılan tereyağı, dünyanın en iyi yiyeceklerinden biri seçildi

Ridiculous No55 tereyağı (Chris Mair/Sublime Butter/SWN SWNS)
Ridiculous No55 tereyağı (Chris Mair/Sublime Butter/SWN SWNS)

95 sterline (yaklaşık bin 150 TL) satılan bir Britanya tereyağı, dünyanın en iyi yiyeceklerinden biri ilan edildi.
Bir aile işletmesi olan Sublime Butter, Britanya Adaları ıstakozu, Devon yengeci, rezene, limon ve havyar içeren yeni bir sürülebilir tereyağı üretti.
Ridiculous No55 adlı lüks tereyağı, Guild of Fine Food (GFF) dergisinin En İyi Lezzet Ödülleri’nde (Great Taste Awards) üç yıldız kazandı.
En İyi Lezzet Ödülleri, 500’den fazla şef, yemek eleştirmeni ve perakendeciden oluşan ve dünyanın dört bir yanından en iyi yiyeceklere bir, iki ya da üç yıldız veren bir heyet tarafından değerlendiriliyor. 
Ridiculous No55, bu yıl üç yıldız kazanan 218 yiyecekten biri.
Yeni buluşlarının satışa çıkarıldığını 3 Ekim Pazar günü Instagram’dan duyuran Sublime, tereyağının esin kaynağının Birtanya kıyıları olduğunu söyledi.

Tereyağı üreticisi şöyle ekledi: 
"Elle dövülen bu tereyağı her bakımdan mükemmel derecede dengeli olabilir fakat yine de Ridiculous (gülünç). Dünyada bunun gibi başka tereyağı yok."
Süpermarketlerde satılan standart tereyağlarının aksine, Sublime’ın Ridiculous No55’i folyo ambalajla veya plastik bir kapta satılmıyor. Bunun yerine İtalya’da sınırlı sayıda üretilen el yapımı tereyağı kasesinde servis ediliyor. 
Sublime’ın kurucusu Chris Mair, The Independent’a tereyağının yapımının 24 ila 36 saat arası vakit aldığını söyledi.
"En İyi Lezzet Ödülleri’nde üç yıldız kazandığımız için çok gururluyuz. Değerlendirmeye giren ürünlerden sadece yaklaşık yüzde 1’i üç yıldız kazanıyor ve tereyağımızın en iyiler arasında olduğunu bilmek harika."
GFF’nin jüri heyetindeki bir uzman, tereyağını “heyecan verici, yenilikçi bir ürün” olarak tanımladı.
"Oturup yanında ekmek veya bisküvi olmaksızın kaşıklar dolusu yemek istediğinizde o tereyağının iyi olduğunu söyleyebilirsiniz."
"Tereyağı, ağızda harika bir his bırakacak şekilde mükemmel çırpılmış. Tıpkı limon gibi, rezene de ince bir zevk bırakarak ağza geliyor ve kabuklu deniz ürününün büyük parçaları genel lüks hissini daha da artırıyor."
Bu yıl En İyi Lezzet Ödülü kazanan diğer yiyecekler arasında Yunanistan’dan bir mandalina marmelatı ve Singapur’da toplanmış ham, iğnesiz arı balı var. 
Mair, Sublime’ı etin tadını bastırmayacak bir biftek çeşnisi üretme amacıyla 2019’da kurmuş.
"Son 12 yıldır bir biftek lokantası işletiyordum ve harika biftek restoranlarına ve müthiş etlere rağmen etin çeşnilendirilmesinde pek gelişme olmadığını fark ettim."
"Bir şef tuttum ve bazı lezzetler yarattık. Sonra çeşnili bir tereyağı yaptık ve evreka anı yaşadık. Bunu daha önce kimsenin yapmamasına inanamadık."
Ridiculous No55, aralıkta teslim edilmek üzere sipariş edilebiliyor.



James Gunn: Superman, Amerika'nın hikayesi

Pearl ve The Greatest Hits gibi yapımlarla da tanınan 31 yaşındaki Amerikalı aktör David Corenswet, ikonik süper kahraman Superman rolünde (Warner Bros.)
Pearl ve The Greatest Hits gibi yapımlarla da tanınan 31 yaşındaki Amerikalı aktör David Corenswet, ikonik süper kahraman Superman rolünde (Warner Bros.)
TT

James Gunn: Superman, Amerika'nın hikayesi

Pearl ve The Greatest Hits gibi yapımlarla da tanınan 31 yaşındaki Amerikalı aktör David Corenswet, ikonik süper kahraman Superman rolünde (Warner Bros.)
Pearl ve The Greatest Hits gibi yapımlarla da tanınan 31 yaşındaki Amerikalı aktör David Corenswet, ikonik süper kahraman Superman rolünde (Warner Bros.)

DC Stüdyoları eş CEO'su James Gunn, Superman karakterinin kökenlerine sadık kalan yeni filmiyle ilgili konuştu. 

11 Temmuz'da vizyona girecek yapımda David Corenswet, Lois Lane'le birlikte Daily Planet'ta muhabirlik yapan ikonik süper kahramanı canlandırıyor. 

Filmde Superman, hem ülke içinde hem de dünya genelinde yaşanan krizlerle karşı karşıya geliyor. Bu sırada Nicholas Hoult tarafından canlandırılan teknoloji milyarderi Lex Luthor'ın yükselme planları da devreye giriyor.

Gunn, The Times'a verdiği röportajda Superman'in göçmenlik deneyimini temsil ettiğini hatırlatarak şunları söyledi:

Superman, Amerika'nın hikayesidir. Farklı yerlerden gelen göçmenlerin ülkeyi şekillendirmesidir. Ama benim için bu, en temelde insani nezaketin bir değer olduğunu ve artık yitirildiğini anlatan bir hikaye.

"Film temelde insan nezaketiyle ilgili"

Filmin ABD'deki siyasi kutuplaşma ortamında nasıl karşılanacağı sorulduğunda ise Gunn şu ifadeleri kullandı:

Evet, farklı kesimlerde farklı tepkiler alacaktır ama film temelde insan nezaketiyle ilgili. Elbette bunu yanlış anlayıp sadece nezaketten bahsettiğimiz için alınacak bazı tipler olacak. Ama umurumda değil.

Gunn, Superman'in politik bir film olduğunu kabul ediyor ancak bunun sadece siyasetten ibaret olmadığını da vurguluyor:

Evet, içinde siyaset var. Ama başka bir düzlemde bu bir ahlak öyküsü. 'Ne olursa olsun asla öldürme' ilkesine bağlı Superman'le daha esnek bir bakış açısına sahip Lois'in ilişkisi üzerinden anlatılıyor. Temelde ahlaki inanç farklılıklarının iki insanı nasıl birbirinden uzaklaştırabileceğini ele alıyoruz.

"Tam da şu anda böyle birine ihtiyaç var"

Filmin verdiği mesajla aile dostu eğlence arasındaki dengeyi gözetmeye çalıştığını belirten yönetmen, asıl amacının insani bir hikaye anlatmak olduğunu söylüyor:

Bu Superman, insanların birbirine olan güvenini kaybettiği bir dönemde karşımıza çıkıyor. Ben tamamen iyi olan bir adamın hikayesini anlatıyorum. Böyle birine tam da şu anda ihtiyaç var çünkü kültürel figürlerin internetteki kabalığı, toplumda genel bir hoyratlık hissi yarattı.

Gunn, dijital çağın insanlar üzerindeki etkisine de değinerek sözlerini şöyle tamamladı:

Buna ben de dahilim. Milyonlarca insanın internette durmaksızın öfke nöbetleri geçirdiği bir dönemden geçiyoruz. Bir kültür olarak nasıl ilerleyeceğiz? Neyin gerçek olduğunu bilmiyoruz, insan beyni için bu gerçekten tehlikeli bir durum. Eğer bir düğmeye basıp interneti ortadan kaldırabilseydim, ciddi ciddi düşünürdüm. Filmlerimle dünyayı değiştirmek gibi bir iddiam yok ama eğer bu filmden sonra birkaç kişi biraz daha nazik olursa mutlu olurum.

Independent Türkçe, Deadline, The Times, Hollywood Reporter