İngiltere’de enerji yoğun endüstrilerden hükümete yardım talebi

İngiltere’de enerji yoğun endüstrileri temsil eden çatı kuruluş hızla artan enerji fiyatları nedeniyle İngiliz hükümetinden yardım talep etti.

AA
AA
TT

İngiltere’de enerji yoğun endüstrilerden hükümete yardım talebi

AA
AA

İngiltere’de üretimi yüksek miktarda enerjiye bağımlı şirketleri temsil eden çatı kuruluşu The Energy Intensive User Group (EIG) tarafından yapılan açıklamada, doğalgaz fiyatlarındaki sert artışın ardından İngiliz hükümetinin devreye girerek ekonomi için hayati önemde olan bu şirketlere yardım etmesi gerektiğini bildirildi.
Ülkede çelik, seramik, gübre, kağıt, cam, çimento gibi birçok farklı ürünü üreten şirketleri temsil eden grubunun açıklamasında, talebin zirve yaptığı bir dönemde yüksek doğalgaz fiyatları nedeniyle ülkede çelik üretiminin durma noktasına geldiği kaydedildi.
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Energy Intensive Users Group Başkanı Richard Leese, "Enerji maliyetlerindeki astronomik artışların gübre ve çelik sektörlerindeki üretim üzerindeki etkisini gördük.” dedi.
Olası daha büyük enerji kaynaklı ekonomik krizin uyarısını yapan Leese, “Enerji yoğun endüstrilerin çok sayıda temel yerli ürün ürettiği ve pek çok tedarik zinciriyle içsel olarak bağlantılı olduğu göz önüne alındığında, kimse bu kış diğer endüstrilerde bir krizin tekrarlanmasını istemiyor.” şeklinde konuştu.
İngiltere’de doğalgaz fiyatı sadece son 24 saat içerisinde yaklaşık yüzde 37 artışla tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü.
Son bir ayda hızla yükselen enerji fiyatların müşterilerine yansıtmakta zorlanan ve mali dengeleri bozulan 9 enerji şirketi (Avro Energy), People’s Eneergy, Greensupplier Ltd, Utility Point, Igloo, PFP Energy, Symbio, MoneyPlus Energy, Enstroga) iflas etmişti.
İngiltere’de son dönemde arz- talep dengesizliği kaynaklı hızla artan enerji fiyatları nedeniyle, hane başına ortalama yıllık 139 sterlinlik ek fatura artışının bu yılın ekim ayında faturalara yansıtılması bekleniyor.
İngiliz denetim kuruluşu Ofgem tarafından uygulanan düzenlemeye göre, İngiltere’de enerji şirketleri, standart tarifeyi kullanan tüketicilerin faturalarını yıllık en fazla 1.138 sterline kadar artırabiliyor.
Denetim kuruluşu tarafından tüketici haklarının korunmasını amaçlayan düzenlemendeki üst fiyat limitinin bu ay içerisinde 1.277 sterlin seviyesine yükseltilmesi planlanıyor.
İngiltere’de tüketicilerin enerji faturalarında üst fiyat limiti uygulaması ilk kez 2019 yılının ocak ayında devre girmiş, üst fiyat limiti bu zamana her yıl iki kez olmak üzere yeniden değerlendirilmişti.

İngiliz hükümeti çözüm arayışında
​​İngiltere İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng daha önce artan doğal gaz talebi karşısında arzın yetersiz kalması nedeniyle ülkede oluşan yüksek fiyat krizini çözüme ulaştıracakları vaadinde bulunmuştu.
Kwarteng, artan doğal gaz fiyatlarını üst fiyat sınırı uygulaması nedeniyle doğrudan tüketicilere tam olarak yansıtamayan büyük çaplı enerji şirketlerine kredi desteği sağlanmasının bir seçenek olarak değerlendirilebileceğini söylemişti.



Putin'in barışı, kazanamadığı bir savaştan daha tehlikeli

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
TT

Putin'in barışı, kazanamadığı bir savaştan daha tehlikeli

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Refik Huri

Ukrayna’daki savaşta bir çözüme ulaşmak için zaman geçip giderken Türkiye, Avrupa, ABD ve Çin’in tüm girişimleri boşa gitmiş gibi görünüyor. Her şey, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’daki savaşı Putin’e bir telefon görüşmesi ile sona erdirebileceği yönündeki ilk açıklamalarına rağmen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Budapeşte’de yapılması planlanan zirveyi iptal etmesi, bu zirvenin de Alaska Zirvesi ve önceki görüşmelerden farklı olmayacağı sonucuna varıldığını gösterdi.

Moskova'nın görüşüne göre üç yıl önce Ukrayna'yı işgal eden ve halen Ukrayna’da yürüttüğü savaşı ‘özel askeri operasyon’ olarak nitelendiren Putin'in şartları dışında bir çözüm olamaz. Kiev'in görüşüne göre ise Putin’in Rusya’ya ilhak etmekte ısrar ettiği topraklar pahasına bir çözüm mümkün değil. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Beyaz Saray’da Trump ile yaptığı görüşmeden döndükten sonra, ‘Ukrayna teröristlere suçları için herhangi bir ödül vermeyecek’ açıklamasında bulundu.

Trump'a göre, her iki taraf da zorlu tavizler vermeden bir anlaşmaya varılamaz. Rusya'nın son önerisine göre Rusya tüm Donbas bölgesini ilhak edecek ve Ukrayna güçleri, Moskova'nın Luhansk'ı işgal ettikten sonra işgal edemediği Donetsk bölgesinden çekilecek. Bunun karşılığında ise Rusya ordusu, işgal ettikleri Zaporijya ve Herson bölgelerinden çekilecek.

Putin'in dayatmak istediği barış, savaşından daha tehlikeli. Bundan daha tehlikelisi ise Avrupa'nın ve dolayısıyla dünyanın, siyasetin yağmacı olduğu İkinci Dünya Savaşı öncesi döneme, hatta Birinci Dünya Savaşı öncesi döneme geri dönmesi. Büyükler küçükleri egemenlikleri altına alır, güçlüler zayıfları işgal eder. Bu durum, ABD’nin sağladığı güvenlik şemsiyesi altında geçen onlarca yılın getirdiği rahatlığın ardından Avrupa’da askeri alandaki harcamalarda artışa yol açtı.

Aslında, ABD merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Viola Hill ve Angela Stent'in dediği gibi, Putin “Rusya'nın Belarus, Rusya, Ukrayna ve kuzey Kazakistan'ı kapsayan bir Slav birliği üzerinde hakimiyet kurduğu ve Batı'nın Avrasya üzerindeki hegemonyasını tanımasını talep ettiği bir dünya istiyor.”

Eğer Ukrayna'nın işgali bu planın bir parçasıysa Putin, ilerledikçe hedefleri değişen mevcut savaşın bu sonuçları doğurmasını beklemiyordu.

Bu sonuçlardan birincisi, Rusya’nın ve Ukrayna’nın gücünün yanlış hesaplanmasıydı. İngiliz stratejist Lawrence Freedman’a göre çıkarılan derslerden biri askeri gücün sınırlarıydı. İkincisi, Rus milliyetçiliğinin bir silah olarak kullanılmasının Ukrayna milliyetçiliğini derinleştirmesi ve bunun savaşta kullanılmasıydı. Üçüncüsü ise Rusya ordusunun birinci sınıf bir ordu olmadığı gerçeğinin ortaya çıkmasıydı. Çünkü üç yıl içinde bir haftada başaracağını düşündüğü ilerlemeyi kaydetmeyi başaramadı.

Dördüncüsü, Rusya da Ukrayna kadar değişti ve Avrupalıların Sovyet tanklarının gelmesinden duydukları korku, Rusya’nın tanklarının gelmesinden duydukları korkudan daha büyük hale geldi. Beşincisi, büyük bir güç olan Moskova, kendi ürettiği ve kullanmaya karar verdiği silahlarla savaşırken, orta büyüklükteki bir ülke olan Ukrayna, Washington’ın önceden onayı olmadan kullanma hakkına sahip olmadığı ABD ve Avrupa tarafından sağlanan silahlarla savaştı. Altıncısı ise Rusya ile Çin arasındaki ‘sınırsız ortaklık’ da Avrupa ve Amerika'nın tutumlarının birleşmesine yol açtı.

Trump'ın, Avrupa’nın ödemesini yapacağı Tomahawk füzelerini Kiev'e tedarik etme kararı alması kolay olmadı. Çünkü Putin'in tutumunu etkileme konusunda umut ve umutsuzluk arasında gidip geldi. Bunun yanında Moskova’nın bir yandan Ukrayna'ya silah gönderilmesine karşı çıkarken diğer yandan nükleer silah kullanma tehdidinde bulunması oldukça ironik. Ancak Fransız siyaset bilimci Bertrand Badie'ye göre Ukrayna'daki savaş bir dünya savaşına dönüşmedi, ama ‘küreselleşti’.

Ukrayna'nın toprakları ve egemenliği pahasına yapılacak herhangi bir anlaşmanın sonuçlarının, sadece Kiev için değil, Rusya'nın korku içindeki komşuları için de farkında olmayan kimse yok. Donbass ve Kırım'ın ilhakından sonra geriye kalan Ukrayna, AB’ye katılabilse bile NATO üyesi değil ve kaderi Moskova'nın insafına kalacak. Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, The Economist dergisine verdiği röportajda, “Rusya, Avrupa güvenliği için bir tehdit ve bölgede istikrarı bozan bir güç haline geldi” dedi. Almanya, Moskova ile savaşa hazırlanıyor gibi görünüyor.

Buradaki zorluk, Ukrayna'nın direncine bakılmaksızın savaşı kazanmasına yardım etmek değil, çünkü bu oldukça güç. Buradaki asıl zorluk, Rusya'nın aslında kazanmadığı bir savaşı kazanmasını engellemek. Yaşlı kıta kendini yeniliyor ve Rusya'ya daha fazla yaptırım uyguluyor. Ancak Karl Marx'ın dediği gibi “İnsanlar, tarihi, kendilerinin seçmediği şartlar altında yaparlar.”

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.


Ukrayna Ordusu: Rus Hava Kuvvetleri'nin Kiev'e yönelik saldırısında 12 kişi yaralandı

İtfaiyeciler, geçen cumartesi günü Ukrayna'nın başkenti Kiev'e düzenlenen Rus saldırısının ardından bir depoda çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (Arşiv-AP)
İtfaiyeciler, geçen cumartesi günü Ukrayna'nın başkenti Kiev'e düzenlenen Rus saldırısının ardından bir depoda çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (Arşiv-AP)
TT

Ukrayna Ordusu: Rus Hava Kuvvetleri'nin Kiev'e yönelik saldırısında 12 kişi yaralandı

İtfaiyeciler, geçen cumartesi günü Ukrayna'nın başkenti Kiev'e düzenlenen Rus saldırısının ardından bir depoda çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (Arşiv-AP)
İtfaiyeciler, geçen cumartesi günü Ukrayna'nın başkenti Kiev'e düzenlenen Rus saldırısının ardından bir depoda çıkan yangını söndürmeye çalışıyor. (Arşiv-AP)

Ukrayna ordusu, bu sabahı Kiev'e düzenlenen Rus hava saldırısında 12 kişinin yaralandığını duyurdu.

Ukrayna'nın başkenti Kiev Belediye Başkanı Vitali Klitschko (Vitali Kliçko), gece saatlerinde şehre düzenlenen Rus hava saldırısında iki yüksek katlı konut binasının hasar gördüğünü açıkladı.

Saldırının doğrudan iki binayı mı hedef aldığı, yoksa imha edilen füze parçalarının binalarda hasar mı oluşturduğu belirtilmedi.


Netanyahu: İsrail, Gazze'ye hangi uluslararası güçlerin girmeyeceğine kendisi karar verecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
TT

Netanyahu: İsrail, Gazze'ye hangi uluslararası güçlerin girmeyeceğine kendisi karar verecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in egemen bir devlet olarak güvenlik politikasını ve Gazze Şeridi'nde birlikte çalışmayı kabul edeceği uluslararası güçleri kendisinin belirleyeceğini söyledi.

Netanyahu, kabine toplantısının başında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Kendi güvenliğimizi kendimiz kontrol ediyoruz. Uluslararası güçlere, İsrail'in hangi güçlerin kabul edilemez olduğunu belirleyeceğini açıkça belirttik. Bu şekilde çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz.”

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Netanyahu, “Bu, elbette, son günlerde üst düzey temsilcilerinin de ifade ettiği gibi, ABD için kabul edilebilir bir durum” dedi.