Cezayir Dışişleri Bakanı Lamamra: Cezayir iş birliği için itibarından taviz vermeyecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Cezayir Dışişleri Bakanı Lamamra: Cezayir iş birliği için itibarından taviz vermeyecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Cezayir Dışişleri Bakanı Lamamra, Cezayir'in herhangi bir iş birliği için itibarından taviz vermeyeceğini ve içişlerine de karışılmasına müsaade etmeyeceğini, bunu Fransa'nın da anlaması gerektiğini söyledi.
Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ülkesi hakkındaki açıklamalarını, Libya'da yaklaşan seçimleri ve Cezayir-Türkiye ilişkilerini, İtalya-Afrika 3. Bakanlar Toplantısı için geldiği İtalya'nın başkenti Roma'da, AA muhabirine değerlendirdi.
Macron'un son günlerde Cezayir hakkında yaptığı açıklamalar hatırlatılan ve Türkiye ile Cezayir arasındaki iyi ilişkilerin Fransa'yı rahatsız edip etmediği sorulan Lamamra, "Açıkçası Fransa ve Cezayir arasında oluşan bir krizin ne sebeple olursa olsun Türkiye gibi kardeş başka ülkelerle ilişkilerimizi etkileyeceğini düşünmüyorum. Fransa ile uzun, zorlu ve kompleks bir tarihimiz var ve şu ana kadar bunu her zaman idare etmeyi başardık. Fransa ile veya herhangi başka bir ülkeye karşı itibarımızı, haklarımızı ve egemenliğimizi her zaman koruduk" dedi.
Lamamra, "Fransa dahil olmak üzere, tüm partnerler hatta bilhassa Fransa’nın anlaması gereken şey; Fransız sömürge dönemi öncesinde ülkemizin varoluşunun sorgulanması bir yana, Cezayir’in bir iş birliği için itibarından taviz vermeyeceği ve içişlerine herhangi bir şekilde karışılmasına izin vermeyeceğidir" ifadelerini kullandı.
Bu konuda söyleyecekleri her şeyi açık ve güçlü şekilde söylediklerini vurgulayan Lamamra, "Fransız otoritelerinin, çok büyük bir hata olarak değerlendirdiğimiz bu açıklamaları karşısında Cezayir halkının kolektif olarak emsalsiz bir şekilde bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi savunacağı bilincinde olarak, güçlü ve kesin bir şekilde cevap verdik" diye konuştu.
Cezayirli Bakan, bu tür çıkışların ülkesi için kabul edilemez olduğunu ve güçlü şekilde reddettiklerini dile getirerek şunları söyledi:
"Bizim herhangi bir anlaşmazlığımızı ya da herhangi bir krizi uluslararası ortaklarımızla medya yoluyla yönetme niyetimiz yok. Bunun diplomasiye biraz alan bırakmak için de gerekli ve önemli olduğuna inanıyorum. Kurallar son derece net. Bizim bağımsızlığımıza, egemenliğimize, meşru haklarımıza tam anlamıyla saygı gösterildiği zaman biz bu parametreler eşliğinde çalışmaya hazırız. Ama olmazsa bununla mücadele etmeye de hazırız."

Libya'da yaklaşan seçimler
Libya'da 24 Aralık'ta yapılacak seçimlere ilişkin de Lamamra, "Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun da birçok kez söylediği gibi düzgün ve şeffaf süreçlerin yaşanması için deneyimlerimiz, kaynaklarımız ve imkanlarımızla Libyalı kardeşlerimizin yanlarındayız. Dolayısıyla Libya'daki kardeşlerimizin yapacakları çok partili, şeffaf ve demokratik seçimlerin hazırlığı ve seçimlerin yapılması konusunda elimizden gelen tüm desteği vermeye hazırız" diye konuştu.
Libya'da Türkiye'nin rolüne de değinen Bakan Lamamra, "Türkiye muhakkak çok önemli bir oyuncu ve şüphesiz Türkiye'nin Libya ile çok güçlü ilişkileri var. Umuyoruz ki tüm aktörler, gelecekte Libyalıların içişlerine dışarıdan herhangi bir müdahale olmadan ortak bir gelecek oluşturarak bir araya gelmelerine ve başka ülkelerle olan ihtilaflarının üstesinden gelmelerine yardım ederler" dedi.
Lamamra, şöyle devam etti:
"10 yılı aşkın süredir devam eden bu derin krizden sonra Libya'daki tüm paydaşlara ve Libya liderlerine tarihlerinde yeni bir bölüm açma zamanı geldiğini dikkate almaları gerektiği çağrısında bulunuyoruz. Cezayir de böyle bir durumun kesinlikle destekçisi olacaktır."

Türkiye-Cezayir ilişkileri
Türkiye ve Cezayir arasındaki ilişkilerin derin ortak bir tarihi paylaştığını belirten Ramtan Lamamra, "İki ülkenin elbette çok güçlü manevi bağları var. Daha önce de söylediğim gibi bir geçmişi paylaşıyorlar ve daha iyi bir gelecek özlemini de paylaşıyorlar. Birlikte çok çalışıyorlar, ekonomik kalkınmaya, ekonomik ortaklığa çok yatırım yapıyorlar ve bugün Türkiye'nin birkaç yıl içinde Cezayir'in kalkınmasına birçok alanda katkıda bulunma konusunda çok başarılı olduğuna inanıyorum. Daha fazla ortaklık ve Cezayir'de daha fazla Türk yatırımı olmasını kesinlikle dört gözle bekliyoruz. Ortaklığın çeşitlendirilmesinden yanayız. İleriye dönük bir ortaklık olmalı; hayatın tüm alanlarını da kapsamalıdır" değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye ile kurmamız gereken ortaklığın nitelik olarak farklı, daha iyi, daha güçlü ve hayatın tüm alanlarını kapsayan ortaklık olması gerektiğine inanıyoruz" diyen Cezayirli bakan, yakın gelecek için bu hususta umutlu olduklarını, bunun da mümkün olduğunu gösterdiklerini aktardı.
Bakan Lamamra, Türk girişimcilerin uluslararası alandaki etkinliklerine, iki ülke arasındaki coğrafi yakınlığa, kaynaklar ve potansiyeller doğrultusunda bakıldığında, Cezayir-Türk ortaklığının önemli ve gerçekten başarılı olması için tüm kolaylaştırıcı unsurların mevcut olduğunu kaydetti.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.