Yemen hükümeti, Marib halkına karşı işlenen suçları BMGK’ya şikayet etti

Marib'de en az 30 sivilin yaşamını yitirdiği Husi saldırısından yaralı olarak kurtulan kız çocuğu. (AFP)
Marib'de en az 30 sivilin yaşamını yitirdiği Husi saldırısından yaralı olarak kurtulan kız çocuğu. (AFP)
TT

Yemen hükümeti, Marib halkına karşı işlenen suçları BMGK’ya şikayet etti

Marib'de en az 30 sivilin yaşamını yitirdiği Husi saldırısından yaralı olarak kurtulan kız çocuğu. (AFP)
Marib'de en az 30 sivilin yaşamını yitirdiği Husi saldırısından yaralı olarak kurtulan kız çocuğu. (AFP)

Yemen hükümeti, Husilerin füze saldırılarının artması ve Yemen Ulusal Ordusu ve aşiret üyeleriyle savaşın yoğunlaşmasının ardından Marib kentindeki sivillere yönelik ihlallere imza atan milisler BM Güvenlik Konseyi'ne şikayet etti.                   
Söz konusu adım, yerel kaynakların dün Husi milislerin Marib şehrinde bir yerleşim bölgesini balistik füzeyle hedef aldığını bildirmesinin ardından atıldı. Husiler aynı mahalleyi birkaç gün önce de üç füzeyle hedef almış, aralarında kadınların ve çocukların da bulunduğu 35 kişi yaşamını yitirmişti.
Resmi kaynaklar, Yemen'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Abdullah es-Saadi'nin BM Güvenlik Konseyi'ne, Husi darbe milislerinin Marib'de katliamların ve  kuşatma altındaki el-Abdiye bölgesi de dahil olmak üzere ülkenin farklı bölgelerindeki kuşatmanın ve bombardımanın devam ettiğine ilişkin bir mektup gönderdiğini aktardılar. 
Saadi mektubunda, 3 Ekim 2021'deki son Husi saldırısının, Marib şehrinin kuzeyindeki er-Ravda yerleşim bölgesini hedef aldığına işaret etti. Dördü kadın ve biri de henüz yedi aylık olan beş çocuk da dahil en az 29 sivilin öldürüldüğünü, birçoğunun da yaralandığını bildirdi.
Saadi mektubunda şu ifadelere yer verdi:
"Husi milisleri başta Marib olmak üzere Yemen'in birçok bölgesinde sivilleri öldürmek ve yaralamak için balistik füzelerini fırlatmaya devam ediyorlar. Bu saldırı, türünün ilk örneği değil. Bu saldırıların birçok örneği var. Marib'deki Mecma mahallesinde ve 3 Temmuz 2021'de çocukların okuldan ayrıldığı sırada Taiz'de yapılan gibi birçok saldırı gerçekleşti.
Yemen hükümetinin mesajı, milislerin Marib'in güneyinde, 5 bin 300 aileyi (toplam 35 bin sivili) gıda, su ve ilaca erişimden mahrum bıraktığı Abdiya ilçesinde sıkı bir kuşatma uygulayarak sivillere karşı işlediği suçlara ışık tuttu. Yaklaşık üç haftadır süren kuşatma, şu ana kadar en az 3 sivilin ölmesine neden oldu.
Büyükelçi Saadi, BMGK’ya yiyecek ve su olmamasının sivilleri kirli su içmeye zorladığını ve bunun kolera salgınından tam olarak kurtulmamış bir ülkede bir sağlık felaketinin habercisi olduğunu bildirdi. Ayrıca Abdiya ilçesinde kuşatma altında yaşayan ve yetersiz beslenen en az 9 bin 827 çocuk bulunduğunu, yüzlercesinin yetersiz beslenmeden muzdarip olduğunu, yüzlerce kadının ise sağlık ve doğum alanında bakıma ihtiyaç duyduğunu kaydetti.
Abdiya bölgesindeki Husi kuşatmasının, 23'ü böbrek yetmezliği çeken ve 11'i kanser hastası olan 34 hastayı acil sağlık hizmetlerine erişimden mahrum bıraktığını vurgulayan Saadi sözlerine şöyle devam etti:
"Husilerin sivillere ve sivil altyapıya saldırmak ve sivil nüfusu kuşatmak da dahil insan hakları ve uluslararası insan hakları hukukunu ihlal etmeye devam etmesi, Yemen'deki halihazırda korkunç insani durumu daha da kötüleştirecek ve Yemen'i krizden kurtaracak siyasi bir çözüme ulaşmaktan uzaklaştıracak.”
Büyükelçi Saadi, ülkesinin Güvenlik Konseyi'ne, İnsan Hakları Konseyi'ne, Birleşmiş Milletler'e ve uluslararası topluluğa Husi milislerinin suçlarını ve ihlallerini kınama ve hesap sorma çağrısını yineledi. Ayrıca gruba, şehirlere yönelik saldırılarını ve kuşatmasını, kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere masum sivillerin öldürülmesini durdurması için baskıda bulunma çağrısında bulunan Saadi, ‘bu suçlara karşı sessiz kalmanın ve faillerin adının belirtilmemesinin milisler tarafından cezasız kalma olarak yorumlanacağını’ vurguladı.
Yemen hükümetinin Güvenlik Konseyi'ne şikayeti, resmi ordu medyasının aktardığına göre Yemen ordusunun Husi milislerinin Marib'in güneyindeki cephelerdeki yenilgilerine ilişkin açıklamasıyla eş zamanlı yapıldı.
Ordunun internet sitesinde (September.net), Üçüncü Askeri Bölge Kurmay Başkanı Tuğgeneral Abdurrakib Dibvan'ın İran Husi milislerinin son birkaç gün içinde Marib'in güneyinde Harib cephesinde ordu ve halk direniş güçleri tarafından ‘acı darbeler’ aldığını söylediği aktarıldı. 
Dibvan, ordu güçleri ve halk direniş güçlerinin ‘bu suç çetesinin başlattığı bir dizi saldırıyı kırdığını ve geniş çapta can ve mal kaybına uğrattığını bildirdi. Milislerin geri çekilmeye ve kaçmaya zorlandığını, onlarca Husi milis liderinin ve üyesinin de öldürüldüğünü kaydetti. Diibvan ayrıca Arap Koalisyonu Hava Kuvvetleri’nin milislerin toplanma noktalarını ve takviyelerini hedef alan hava saldırılarına da övgüde bulundu.
Diğer yandan, Beyhan Cephesi ve 26. Piyade Tugayı Komutanı Tuğgeneral Mufreh Buhibeh, milislerin lideri Abdulmelik el-Husi'nin 60 kilometrelik bir alanda yeni bir savaş açtığını ve hedefine ulaşacağını düşündüğünü ancak çabalarının ordunun sağlamlığı, direnişi ve aşiret mensupları karşısında boşa çıktığını belirtti.
Ülkenin menfaati için safların birleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Buhibeh ayrıca vatandaşlara Husi milislerinin etkisine kapılmamalarını, sömürülmeye ve ölüm cephelerine gönderilmeye izin vermemelerini istedi. 
Yemen Silahlı Kuvvetleri Medya Merkezi’ne göre Buhibeh açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Birbirimizi kabul etmezsek ve eşit vatandaşlık, düzen ve hukuk devletini yeniden kurmak için el ele vermezsek hepimiz kaybederiz. Husi sadece efendi olmayı kabul eder. Biz de köle oluruz."



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.