Uzmanlar ezeli tartışmayı değerlendirdi: Köpekler mi yoksa kediler mi daha zeki?

Kediler ve köpeklerin genellikle anlaşamadığı düşünülse de bazı evcil türler hızlıca kaynaşabiliyor (Unsplash)
Kediler ve köpeklerin genellikle anlaşamadığı düşünülse de bazı evcil türler hızlıca kaynaşabiliyor (Unsplash)
TT

Uzmanlar ezeli tartışmayı değerlendirdi: Köpekler mi yoksa kediler mi daha zeki?

Kediler ve köpeklerin genellikle anlaşamadığı düşünülse de bazı evcil türler hızlıca kaynaşabiliyor (Unsplash)
Kediler ve köpeklerin genellikle anlaşamadığı düşünülse de bazı evcil türler hızlıca kaynaşabiliyor (Unsplash)

Evcil hayvan sahipleri, köpeklerin mi yoksa kedilerin mi daha zeki olduğu üzerine her zaman tartışıyor. Peki bu asırlık tartışmanın nihayete erdirilmesi mümkün mü?
Hayvan zekası üzerine araştırmalarda bulunan uzmanlar, Livescience’a konuştu ve tartışmanın sonucuna dair ipuçları verdi.

"Hayvan sahiplerinin beklediği türden bir cevap yok"
New York'taki Barnard College'da görev alan ve köpek bilişinde uzmanlaşan araştırma görevlisi Alexandra Horowitz, bu soruya verilebilecek en makul yanıtın, tartışmanın taraflarını tatmin etmeyeceğini düşünüyor.
Inside of a Dog: What Dogs See, Smell, and Know (Bir Köpeğin İç Dünyası: Köpeklerin Gördükleri, Kokladıkları ve Bildikleri) kitabının yazarı Horowitz, "Köpek bilişini araştıranlar tek başına 'zekâ' üzerinde çalışmaz; bilişin farklı yönlerine bakıyoruz" diye konuştu.
İnsanların zekayı türler arasında kıyaslama isteğini sorgulayan Horowitz, "Türlerin göreli 'zekaları' hakkında konuşmanın mantıklı olduğunu hiç düşünmüyorum" dedi ve ekledi:
En basit haliyle kediler, kedilerin yapması gereken şeylerde ve köpekler köpeklerin yapması gereken şeylerde zeki davranır.
Duke Üniversitesi'nden evrimsel antropoloji profesörü Brian Hare de bu değerlendirmeye katılıyor.
Hare, "Köpeğin mi yoksa kedinin mi daha akıllı olduğunu sormak, tornavidanın mı yoksa çekicin mi daha iyi bir araç olduğunu sormak gibidir" ifadelerini kullandı:
"Zira bu araçların kullanışlılığı ne için tasarlandığına bağlıdır."

"Sosyal zekaları aynı seviyede"
Öte yandan bu durum, köpek ve kedilerin yaşamlarını sürdürmek için gerekenlerin ötesinde bilişsel yetenekleri olmadığı anlamına da gelmiyor.
ABD’nin Maine eyaletindeki Unity College'dan hayvan sağlığı ve davranışı uzmanı Kristyn Vitale, hayvan zekasının tipik olarak üç alana ayrıldığını söyledi: Problem çözme yeteneği, genel konsept / kavram oluşturma yeteneği ve sosyal zeka.
Araştırmalarında kedilerin sosyal zekasına odaklanan Vitale, insanlara genellikle mesafeli ve ilgisiz olarak görülen kedilerin, aslında yüksek sosyal zekaya sahip olduğunu söyledi:
"Genellikle köpeklerle aynı seviyede."
Kediler ve köpeklerin doğrudan karşılaştırıldığı bir araştırmada ise iki türün de insanların işaret ettiği ipuçlarını izleme ve örneğin gizlenmiş yiyecekleri bunlara dayanarak bulma yeteneğine sahip olduğu, bu açıdan aralarında fark olmadığı sonucuna varılmıştı.
Zeka söz konusu olduğunda işin içine bir de beyin büyüklüğü giriyor. Yaygın kanıya göre, beyin boyutu göreceli zekayı belirliyor. Ancak bu her zaman doğru olsaydı ezeli tartışmada köpekler galip gelirdi.
Vitale, bu tür bir zeka değerlendirmesi yaparken insanların, köpeklere ve kedilere farklı davranmak gerektiğini akılda tutmalarını tavsiye ediyor:
"Örneğin, köpekler genellikle iyi sosyalleşir, arabalara biner ve parka gider. Kedi sahipleri ise hayvanlarına bu tür sosyalleşme ve eğitim fırsatlarından daha azını veriyor."
Independent Türkçe, Livescience



Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

TT

Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Her gün çay, kırmızı orman meyveleri, elma, portakal veya üzümlere yer veren bir beslenme biçimi, erken ölüm riskini azaltabilir ve uzun yaşamı destekleyebilir.

Hakemli dergi Nature Food'da yayımlanan yeni bir araştırmada, flavonoid moleküller açısından zengin olan çeşitli gıdalar tüketen kişilerde kronik sağlık sorunları görülme riskinin daha düşük, uzun yaşama potansiyelininse daha yüksek olabileceği sonucuna varıldı.

Queen's Belfast Üniversitesi'nden isimlerin de aralarında olduğu bilim insanları çay, kırmızı orman meyveleri, bitter çikolata ve elma gibi flavonoid içeren gıdaları tüketmenin tip 2 diyabet, kanser, kalp ve nörolojik hastalıklar gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasını önleyebileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Aedín Cassidy, "Birçok yiyecek ve içecekte doğal şekilde yer alan güçlü biyoaktif maddeler olan flavonoidlerin beslenme yoluyla alınmasının kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların görülme riskini azaltabileceğini uzun zamandır biliyoruz" diye açıklıyor.

Ayrıca laboratuvar verileri ve klinik çalışmalardan farklı flavonoidlerin farklı şekillerde etki ettiğini, bazılarının tansiyonu iyileştirdiğini, diğerlerinin kolesterol seviyelerini düşürdüğünü ve iltihaplanmayı azalttığını da biliyoruz.

Flavonoid molekülleri yaban mersini, çilek, portakal, elma, üzümün yanı sıra çay, kırmızı şarap ve bitter çikolatada dahi bol miktarda bulunuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Benjamin Parmenter, "Günde yaklaşık 500 mg flavonoid alımı, herhangi bir nedenden ölüm riskinde yüzde 16, kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve solunum yolu hastalıkları riskinde yüzde 10 azalmayla ilişkilendirildi" diyor.

Bu, aşağı yukarı iki fincan çay içerek tüketilen flavonoid miktarına eşit.

40 ila 70 yaşındaki en az 120 bin kişiyi 10 yıldan uzun süre boyunca izleyen bu çalışma, sadece yüksek miktarda flavonoid tüketmenin ötesinde, flavonoidlerin çeşitli kaynaklardan alınmasının faydalarını vurgulayan ilk çalışma.

Bulgular, daha fazla flavonoid içeren gıdaları bunları daha da çeşitlendirerek tüketmenin, tek bir kaynaktan tüketmeye kıyasla sağlık sorunlarını azaltmakta daha iyi olabileceğini gösteriyor.

Araştırma, renk çeşitliliğine sahip gıdalar tüketmenin sağlığı korumada paha biçilmez olduğu yönündeki yaygın inanışla da örtüşüyor.

Çalışmanın yazarı Tilman Kuhn, "Flavonoid açısından zengin olanlar da dahil çeşitli renklerde meyve ve sebze tüketmek, sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek için ihtiyaç duyulan vitamin ve besinleri alma ihtimalini artırıyor" diyor.

Dr. Cassidy, "Sonuçlar, net bir halk sağlığı mesajı veriyor" ifadelerini kullanıyor. 

Örneğin daha fazla çay içmek ve daha fazla çilek ve elma yemek gibi basit ve uygulanabilir beslenme değişikliklerinin, flavonoid açısından zengin gıdaların çeşitliliğini ve tüketimini artırmaya katkı sağlayarak uzun vadede sağlığı iyileştirme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news