Büyük Kırmızı Leke'deki rüzgarlar hızlanıyor

Jüpiter, Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen (NASA)
Jüpiter, Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen (NASA)
TT

Büyük Kırmızı Leke'deki rüzgarlar hızlanıyor

Jüpiter, Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen (NASA)
Jüpiter, Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen (NASA)

Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) ve Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) ortak geliştirdiği Hubble Uzay Teleskobu'nun verilerini analiz eden bilim insanları, Jüpiter'in meşhur fırtınası Büyük Kırmızı Leke'de ilginç bir tespitte bulundu.
Bulgular, söz konusu fırtınanın en dış şeridindeki rüzgarların son yıllarda hızlandığını gösterdi.
Dünya'dan 1,3 kat büyük olduğu düşünülen Büyük Kırmızı Leke, 1850'lerden beri düzenli olarak gözlemleniyor. Zamanla küçüldüğü görülen fırtınanın şu anda 19. yüzyılın sonundaki boyutunun yarısı kadar olduğu biliniyor.
Araştırmanın başyazarı gezegenbilimci Michael Wong, Hubble'ın, Jüpiter'deki rüzgarları ayrıntılarıyla yakalayabilen tek teleskop olduğunu söyledi.
Yeni araştırmada emektar teleskobun verilerini yeni bir yaklaşımla analiz eden Wong ve ekibi, rüzgarların yönünü ve hızını belirlemek için bir yazılım kullandı.
Wong bu sayede rüzgarların hızını çok daha tutarlı şekilde ölçülebildiğini kaydetti.
Astrophysical Journal Letters adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan bulgular, Büyük Kırmızı Leke'nin en dışındaki rüzgarların hızının 2009'dan 2020'ye kadar yüzde 8 arttığını gösterdi. Rüzgarlar saatte yaklaşık 650 kilometre hızla esiyor.
Öte yandan kırmızı lekenin iç bölgesine yakın rüzgarların yavaşladığı görüldü.
Peki bu hız artışı ne anlama geliyor? Wong'a göre bunun cevabı bilinmiyor:
"Hubble, fırtınanın alt kısmını çok iyi göremediği için soruyu cevaplandırmak zor. Ancak bunlar, Büyük Kırmızı Leke'yi neyin beslediğini ve fırtınanın enerjisini nasıl koruduğunu anlamamızı sağlayacak ilginç bulgular."
Independent Türkçe, Gizmodo, EurekAlert



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news