Çin Dışişleri Bakanlığı, CNN'e konuşan "eski polisin" Uygurlara işkence iddialarını yalanladı

Jiang, Sincan'da bir yılda 900 bin kişiyi tutukladıklarının bölgedeki herkes tarafından bilindiğini iddia etmişti (Uluslararası Af Örgütü)
Jiang, Sincan'da bir yılda 900 bin kişiyi tutukladıklarının bölgedeki herkes tarafından bilindiğini iddia etmişti (Uluslararası Af Örgütü)
TT

Çin Dışişleri Bakanlığı, CNN'e konuşan "eski polisin" Uygurlara işkence iddialarını yalanladı

Jiang, Sincan'da bir yılda 900 bin kişiyi tutukladıklarının bölgedeki herkes tarafından bilindiğini iddia etmişti (Uluslararası Af Örgütü)
Jiang, Sincan'da bir yılda 900 bin kişiyi tutukladıklarının bölgedeki herkes tarafından bilindiğini iddia etmişti (Uluslararası Af Örgütü)

Çin, yurtdışına kaçan ve eski polis olduğunu iddia eden bir kişinin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne dair işkence itiraflarını yalanladı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, iddialara ilişkin salı günkü açıklamasında "Bir yalanı binlerce kez tekrar etmeniz onun yalan olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu soytarılar elinden geleni yapsa bile bu şarlatanlığı dinleyenlerin ve buna tepki gösterenlerin sayısı az" dedi.
Kendini Jiang olarak tanıtan ve Sincan'da polis olarak görev yaptıktan sonra yurtdışına kaçtığını iddia eden kişi, CNN'e verdiği röportajda Çin'in "yeniden eğitim kampı" olarak adlandırdığı sistemde Uygurlara işkence ettiğini öne sürmüştü.
Sorgu sürecinde erkek, kadın, çocuk demeden birçok kişiye şiddet uygulandığını iddia eden Jiang, şüphelileri acı verici pozisyonlarda tutan, "kaplan sandalyesi" isimli metal ve tahta sandalyelerde yapılan işkencelerden tavana asmaya, tecavüzden elektrik vermeye, uykusuz ve aç-susuz bırakmaktan su altında tutarak nefes almayı engellemeye kadar pek çok farklı yöntem kullanıldığını savunmuştu.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Jiang'ın kimliğine dair de iddialarda bulunuldu. Jiang'ın 2018'de Sincan'daki bölücü faaliyetleri araştırılması için görevlendirilmiş Wang adlı bir polis görevlisi olarak da kendini tanıttığı ve bölgeyle ilgili geniş çaplı dezenformasyon yaptığı öne sürüldü.
Öte yandan CNN, Jiang'ın polis üniformasını, resmi belgelerini ve Çin'de yaşadığı dönemdeki fotoğraflarını ve videolarını göstererek kimliğini kendilerine ispatladığını savunmuştu.

"2019'da da sahte polis çıkmıştı"
Sincan Uygur Özerk Bölgesi Hükümet Sözcüsü Elijan Anayat ise pazartesi günkü açıklamasında Jiang'ın iddialarına ilişkin, "Anlatılanları dinledim ve bunların hepsinin düzmece olduğunu belirtmek isterim" demişti.
Anayat, 2019'da da Baymurat Zumhai adlı bir kişinin yurtdışındaki medya kanallarına verdiği röportajlarda, Sincan'daki Sanci Hui Özerk Bölgesi'nde yardımcı polis görevlisi olarak çalıştığını iddia ettiği ve burada yetkililerin üç kişiyi infaz ettiğini öne sürdüğünü belirtmişti.
Anayat, daha sonra yürütülen soruşturmada Zumhai'nin hiç polis olarak görev yapmadığı, bunun yerine bölgedeki bir markette güvenlik görevlisi olarak çalıştığının ortaya çıktığını hatırlatmıştı. Yetkili, Zumhai'nin işten atıldıktan sonra ülkeyi terk ettiği ve Sincan'daki uygulamalarla ilgili dezenformasyon yaptığını söylemişti. 
Jiang'ın işkence iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunan Anayat, bu kişinin de polis olduğuna dair yalan söyleyebileceği ihtimali üzerinde durarak Jiang'ın gerçek kimliğinin belirlenmesi için halktan bilgi talep etmişti.
Independent Türkçe, Sputnik International, ECNS



Paris, İran'da kaybolan genç Fransız turistin izini kaybetmesinden endişeli

Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
TT

Paris, İran'da kaybolan genç Fransız turistin izini kaybetmesinden endişeli

Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)

Fransız bir diplomatik kaynak dün, İran'da bisikletle turistik gezi yapan bir Fransız gencin 16 Haziran'dan beri ailesiyle iletişime geçmediğini ve bu durumun “endişe verici” olduğunu söyledi.

Sosyal medyada yayınlanan bir kayıp ihbarıyla ilgili soruya yanıt veren kaynak, “Bu kayıp endişe verici. Aileyle bu konuda temas halindeyiz” dedi. Dışişleri Bakanlığı'nın Fransız vatandaşlarına İran'a seyahat etmemeleri konusunda tavsiyede bulunduğunu, çünkü Tahran'ın "Batılıları rehin tutma konusunda kasıtlı bir politika" izlediğini belirtti.

Instagram'da yayınlanan bildiride, 18 yaşındaki Linart Monterlos'un Alman vatandaşı da olduğu belirtildi.

Kaynak, Fransız gencin İran'da İsrail adına casusluk yaptığı iddiasıyla son zamanlarda gözaltına alınan Avrupalılar arasında olup olmadığını açıklamadı.

Diplomatik kaynak, İran'ın “Fransız vatandaşlarını geçiş sırasında hedef aldığını, casuslukla suçlayarak korkunç koşullarda gözaltında tuttuğunu, bazılarının uluslararası hukukta işkence olarak tanımlanan muameleye maruz kaldığını” vurguladı.

Kaynak, “Fransız vatandaşlarına İran'a seyahat etmemeleri tavsiye ediliyor” ve “İran'da bulunanların, tutuklanma ve keyfi gözaltı tehlikesi nedeniyle İran topraklarını derhal terk etmeleri tavsiye ediliyor” dedi.

Paris perşembe günü, üç yıldır tutuklu bulunan ve idam cezasıyla karşı karşıya olan Fransız vatandaşlarının serbest bırakılmaması halinde, İran'a uluslararası yaptırımları yeniden uygulayacağı tehdidinde bulundu.

İranlı yetkililer, Mayıs 2022'de bir turistik gezi sırasında Cecile Koller ve Jacques Barry'i gözaltına aldı ve onları “Mossad için casusluk yapmak”, “rejimi devirmek için komplo kurmak” ve “ülkeyi yozlaştırmak” ile suçladı. Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre bu üç suçun cezası idamdır. İran'ın resmi basın organlarında bu konuyla ilgili herhangi bir haber yer almadı.

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron perşembe günü yaptığı açıklamada, İran'ın Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bu konuyu görüşeceğini ve karşı önlemler almayı da göz ardı etmediğini belirtti.

Macron, gazetecilere verdiği demeçte, bunun “Fransa'ya yönelik bir provokasyon, saldırganlık” ve “Fransa için kabul edilemez” olduğunu ifade etti.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, perşembe günü Paris'te gazetecilere yaptığı açıklamada, "Derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Bu bizim en büyük önceliğimizdir" dedi.

AFP’nin haberine atıfta bulunarak, bakan, "Eğer bu suçlamalarla karşı karşıya oldukları doğrulanırsa, bu suçlamaları haksız ve temelsiz olarak değerlendiriyoruz." dedi.

İran Devrim Muhafızları, son birkaç yılda çoğu casuslukla ilgili suçlamalarla onlarca yabancı uyruklu ve çifte vatandaşı gözaltına aldı.

İnsan hakları grupları ve Batılı ülkeler, Tahran'ı yabancı tutukluları pazarlık kozu olarak kullanmakla suçluyor, İran ise bu suçlamayı reddediyor.

Fransa, son aylarda İran'a yönelik söylemini sertleştirdi; özellikle de İran'ın nükleer programı, Rusya'ya verdiği destek ve Avrupa vatandaşlarını gözaltına alması konusunda.