Pakistan’ı ipte yürüten Taliban’a yönelik güvenlik politikası

Fotoğraf (AA_Arşiv)
Fotoğraf (AA_Arşiv)
TT

Pakistan’ı ipte yürüten Taliban’a yönelik güvenlik politikası

Fotoğraf (AA_Arşiv)
Fotoğraf (AA_Arşiv)

Pakistan hükümeti, uluslararası toplumu Taliban Hareketi’ni görmezden gelmemeye ikna etmeye çalışıyor gibi görünse de arka planda Taliban'ın kendi topraklarındaki terörizmi kontrol edemeyecek olmasından korkuyor. Pakistanlı güvenlik yetkilileri, Afganistan konusunda, Taliban rejiminin terörizmi kendi sınırları içinde tutamamasından ve DEAŞ-Horasan örgütünün eylemlerinin komşu ülkelere de sıçramasından endişe ediyorlar. Pakistanlı güvenlik yetkilileri, Taliban'ın DEAŞ gibi terör örgütlerinin Afganistan ve Pakistan'daki dini azınlıklara ve Batı uyruklu kişilere karşı saldırılarda bulunmalarını önleyememesinden çekiniyor.
Uzmanlar, bu durumun Pakistan için bir takım etkileri olacağına inanıyorlar. Bunlar başında Pakistan toplumuna yönelik doğrudan güvenlik etkileri geliyor. Bir diğer etki ise ABD ve diğer Batılı ülkelerin, Afganistan toplumu arasındaki dini azınlıklara ve Batı uyruklu kişilere yönelik olası herhangi bir saldırıdan Pakistan'ı sorumlu tutabileceğinden uluslararası kamuoyu Pakistan'a karşı tavır almasıyla ilgili. Pakistan, Afganistan'daki şiddet olaylarının kendi topraklarına yayılmasından endişe ediyor. Bu kapsamda Pakistan güvenlik güçleri, Karaçi ve Ketta'da DEAŞ’a yönelik operasyonlarını yoğunlaştırdı.
Öte yandan Pakistanlı uzmanlar, Pakistan Talibanı ile Afgan Talibanı arasında büyüyen bir bağlantı olduğunu belirttiler. Taliban Hareketi yönetimi, geçtiğimiz günlerde Pakistan Talibanı’nı (Pakistan Taliban Hareketi/TTP)  liderlerini DEAŞ’tan uzak durmaya ikna etti.
Taliban Hareketi ile TTP arasında yakın zaman kadarki temel fark, Taliban Hareketi’nin DEAŞ ile anlaşmazlığa düştüğü bir zamanda TTP’nin DEAŞ ile dostane ilişkiler içinde olmasıydı. Hem TTP hem de DEAŞ-Horasan örgütü dini azınlıklardan nefret ediyorlar. Pakistanlı güvenlik yetkilileri, Taliban Hareketi’nin, Pakistan hükümetin operasyonlarının ardından Afganistan'a kaçan TTP liderleriyle nasıl başa çıkacağından emin değil. TTP’nin yönetici kadrosu o zamandan beri Afganistan'da yaşıyor.
Pakistanlı uzmanlar, Taliban Hareketi’nin TTP’ye karşı harekete geçme şansı olmadığına inanıyorlar. Çünkü bu durum, sıradan Taliban eylemcilerini yabancılaştırabilir ve onları hâlihazırda Taliban’dan ayrılanlar yüzünden gelişen DEAŞ’a katılmaya zorlayabilir. Pakistan hükümeti, Taliban Hareketi’nin DEŞA üyelerini yakalaması için askeri kapasitesini güçlendirmeye çalışıyor. Bu bağlamda Pakistan, geçtiğimiz günlerde bölgesel istihbarat şeflerinin katıldığı bir konferansa ev sahipliği yaptı. Konferansta, bölgedeki istihbarat servislerinin Taliban Hareketi’ne yasaları uygulama bakımından ve askeri açıdan geliştirmelerine karar verildi. Fakat Pakistan, genel atmosferin Taliban Hareketi’nin TTP ile başa çıkma konusunda Pakistan'a yardımcı olacağından emin değil. Pakistan Başbakanı İmran Han'ın yaptığı bir açıklamaya göre Pakistan hükümeti Kabil'de Taliban liderleriyle görüşüyor. TTP, geçtiğimiz altı ay içinde Taliban Hareketi’nin Afganistan’da iktidarı ele geçirmesinden ilham alarak yeni bir lider kadroyla Pakistan hükümetine karşı askeri bir tehdit olarak yeniden ortaya çıktı.
 



Avrupa’da Netanyahu'ya karşı çıkan ve Gazze'yi destekleyen hareketlilik

İsrail tankları dün İsrail tarafından Gazze Şeridi'ne doğru ilerlerken (Reuters)
İsrail tankları dün İsrail tarafından Gazze Şeridi'ne doğru ilerlerken (Reuters)
TT

Avrupa’da Netanyahu'ya karşı çıkan ve Gazze'yi destekleyen hareketlilik

İsrail tankları dün İsrail tarafından Gazze Şeridi'ne doğru ilerlerken (Reuters)
İsrail tankları dün İsrail tarafından Gazze Şeridi'ne doğru ilerlerken (Reuters)

Avrupa başkentleri dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze'de yürüttüğü savaşta şiddetin dozunu artırmasına karşı harekete geçti.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas dün yaptığı açıklamada, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın Gazze Şeridindeki ‘feci’ durum nedeniyle gözden geçirileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre AB, İsrail'in bir numaralı ticaret ortağı ve iki taraf arasındaki ticaret hacmi 2024 yılında 42,6 milyar Euro olarak gerçekleşti.

Öte yandan Londra dün Tel Aviv ile serbest ticaret anlaşması müzakerelerini askıya aldığını duyurdu ve İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki ‘saldırılarını yoğunlaştırması ve askeri operasyonlarını genişletmesine’ tepki olarak İsrail büyükelçisini Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı.

Ancak İsrail hükümeti İngiltere'nin açıklamasının önemini küçümseyici bir tonda bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Bu anlaşma her iki ülkenin de çıkarlarına hizmet edecekti. Eğer İngiliz hükümeti kendi ekonomisine zarar vermek istiyorsa, bu sadece kendi kararıdır” denildi.

Bu son gelişmelerden bir gün önce İngiltere, Fransa ve Kanada, Gazze'ye yönelik saldırıların devam etmesi halinde somut tedbirler alma tehdidinde bulunmuştu.

İsrail ordusu Gazze'ye yönelik askerî harekâtını sürdürerek onlarca kişiyi öldürürken Hamas, Tel Aviv tarafından duyurulan ve insani yardımların salı akşamı itibariyle Gazze'ye girdiği yönündeki açıklamayı yalanladı. Hamas, Katar’ın başkenti Doha'nın ev sahipliğinde yürütülen ateşkes görüşmelerinin durduğunu belirtti.